"Nerede okumuştum, hani bir idam mahkumu, ölümünden biraz önce şöyle söylemiş ya da düşünmüştü: 'Yüksek ve sarp bir kayalıkta, ancak iki ayağımın sığabileceği, dar bir çıkıntıda, dört bir yanım uçurumlar, okyanuslar, sonsuz bir gece, sonsuz bir yalnızlık ve hiç bitmeyecek fırtınayla sarılmış vaziyette yaşamak zorunda olsam ve bütün ömrümce, bin yıl boyunca, hatta sonsuza kadar o bir karış toprakta durmam da gerekse, o şekilde yaşamak, şu anda bir saat içinde ölecek olmaktan çok daha iyidir?' Yeter ki yaşasındı, sırf yaşasın! Nasıl olursa olsun, ama yeter ki yaşasın!.." Mihail Fyodor Dostoyevski
youtube menşeli sokak röportajlarının birinde kürt kökenli bir genç kardeşimizin '' okuduğunuz üç dünya klasiği? '' sorusuna kendi şivesiyle verdiği cevap.
benim birader bu. ama yine de varoluşsal sancılar çekiyorum. ıhh .. bak yine geldi o sancılar. neyse, 6 yaşındaki yeğenime sırtımı çığnattımda geçti. hem çocukta eğlendi.