madem dünya yuvarlak, dünyanın diğer ucundaki japonya'ya neden dünyanın çevresini dolanarak gidiyoruz? aşağı doğru kazı yapıp tünel oluşturduğumuzda dünyanın diğer tarafından çıkmak varken böyle salak bir şekilde yolu uzatmak bana mantıksız geliyor.
dünyanın düz olduğunu kendimize itiraf etmek yerine havayolu gibi milyonlarca insanın rant sağladığı bir sektörü geçindirmek daha mantıklı tabi. kapitalist dünya düzeni böyle bir şey.
söylediğim bilimsel açıklamayı türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde anlayacağınızı sanmıyorum. zira siz kendinize dayatılana sorgusuz inananmaktan keyif alıyorsunuz.
geberin.
edit: arkadaşlar aranızda hâlâ anlamayanlar var sanıyorum. sadece bu iq'su düşük yaratıklar için size özel programla hazırladığım projeyi göstereceğim. umarım bu sefer anlarsınız. çok basit anlattım çünkü.
sadece türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde denk gelinebilecek tiplerden. silah zoruyla üzerinden tank geçirilerek, tazyikli toma suyuyla bertaraf edilmelidir.
sekreterin "yönetici asistanı" olduğu memlekette normal olan şey.
ne kadar gelecekten umudunu yitirmiş, evlenecek koca bekleyen, vasıfsız, eğitimsiz, varoş kız varsa kreşte öğretmen oluyor. çocukları bunlara emanet ederek ne derece sağlıklı bir iş yapılıyor bilinmez.
dadılığın adını da "okul öncesi öğretmeni" koyuyorlar. yav he he. çok havalı oldu.
peşinden ahahaha şeklinde gülmesiyle dumur etmesi muhtemel olay.
onca türbanlı ve bekaretini kocasına saklayan 30'luk sofu türk kızlarının ne yapacağını merak ediyorum. düşünsene hepsi şakaymış. namaz, oruç, kurban, ay bölünmesi falan koca bir yalandan ibaretmiş. taşak geçmişler.
geçenlerde memesi küçük bir türk kadınından duyduğum söz. ilk buluşmada taksiye binip sevişmek için eve giderken birbirimizin fantezilerini, neleri sevip neleri sevmediğimizi soruyorduk. ona koltuk altımdaki kıllarımı pek kesmediğimi söyledim. özellikle karşı taraftan da memelerinin büyük olmasını ve koltuk altı kıllarını kesmemesini beklediğimi anlattım. o koltuk altı kılları konusunda benimle hemfikir olmasına rağmen memelerinin küçük olması hasebiyle böyle bir söz etti sanırım.
şaşırmadım tabii. türk kadını sonuçta. onda olmayan her şey değersiz bir kere. taksiye onu eve kadar bırakmasını söyleyip sağda indim. eve gidip eski fuckbuddylerimden birine mesaj attım, özellikle en büyük memeli olanı seçtim. o geceyi onunla geçirdim.
kendisini de telefondan silip engelledim. umarım bu utançla artık yaşayamaz.
hoca herkesin müslüman olduğunu ve namaz kıldığını düşünerek bağırdıkça bağırıyor. ben de bana yaptığı bu saygısızlığı müziğin sesini kökleyerek cezalandırıyorum.
oksijen israfının önüne geçecek olay. şahsen ben öyle yapacağım. birkaç gerçekleştiremediğim hayali yerine getirdikten sonra ver elini sancısız ölüm. ne yapayım yani 60 yaşına kadar bekleyip buruşmuş çükümle nefes almaya devam mı edeyim? kime ne yararım var, neden işkence çekiyorum yani?
hayallerini gerçekleştirmek için yeterli parayı bulamayanların bankalarla münasebete girmesini dilerim. sigorta şirketi borcunuzu sıfırlayacaktır. yani arkanızda bıraktığınız aileniz borcu ödemek zorunda değil.
sadece müslüman ülkelerde karışlaşılabilecek tuhaf olaylardan.
türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde daha da sık rastlamanız mümkün. düşünsene seni yaratan şeyin başını kapatmasını istediğini sanarak bir ömür geçiriyorsun. evlenmeden sevişme yok. başka erkeklere dokunmak yok. ellerin, ayak bileklerin, yüzün dışında erkeklerin görmesi yasak. amcanın oğluyla evlenmende bir sakınca yok ama. allah öyle istiyor çünkü.
tuhaf gerçekten. bomboş yaşıyorsunuz hayatı. moronlar.
biliyorsunuz vaktiyle avrupadan çalınan emo tipler türk topraklarında apaçiliğe evrilmiş, bazı hanımların saçlarını düzleştirerek kendilerine cool hava katmaya çalışmaları kezbanlıkla sonuçlanmıştı. tüm bunlara rağmen aralarında gerçekten gotik olmayı başarabilenler varlıklarını sürdürememiş, okullarından mezun olup iş hayatına atıldıklarında ayda bir bıyıklarını alan, fönlü ve topuklu plaza kadınlarına evrilmişlerdir.
geldiğimiz şu noktada, siyah saç, derin sürmeli gözler, göğüs üzeri dövmeler ve meme ucu piercing ihtiyacını karşılayan dişi güruh bulmakta zorlanıyor ve gereğinin yapılmasını ben bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak hanımlarımızdan rica ediyorum.
ne iri memeli hatun çekiciliğidir, ne sahilde kitap okuyup instagram'a fotoğrafını koyan hatun çekiciliğidir. onunki başka bir çekiciliktir işte. adı konamaz.
kendisiyle bir gün subway'den cordon bleu tatmak isterim şahsen. onunla sohbet etmek ne güzel duygudur. insan gerçekten özlüyor bu gibi ülkelerde böyle kadınları.
çevredeki çiğ köftecilerin numarasını ezbere bilen kadınlardan bıktım artık. azıcık onurunuz, gururunuz, kendinize saygınız olsun. lütfen.
biliyorsunuz türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde hijyenden çok dinin önemli olması hasebiyle kadınlar kıllarını almaktan acizler biraz. özellikle kasiyer, kuaför, satış danışmanı gibi eğitimsiz ve görmemiş kesim bu olayın önde bayrak sallayanları.
sizden ricam yakınınızda ne kadar cahil, görmemiş varsa onlara kişisel temizliğin ve görsel güzelliğin öneminden bahsetmeniz.
hayır yani kocaman kocaman kıllar, benden bile o kadar çıkmıyor, hadi uzatıyorsun bari tara... o da yok.
biliyorsunuz türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde sevişen gadın bulmak zaten zor. ya da sevgili olma, ciddi ilişki yaşama, isim koyma derdindeler. ondan sonra ilişki yaşarlar o da belki. zaten seviştikten sonra girdikleri o trip ayrı bir konu başlığı. ağzına aldıktan sonra birden bire duygusallaşıp çantasını alır, üstünü giyinmeye çalışır ve "ben gidiyorum" der. lan dur iki dakika nereye gidiyorsun daha boşaltmadın be.
anladık yani "normöldö bo kodor hozlo olmoyo" senin demene göre. ilk buluşmada falan almıyorsun ağzına, bana özel aldın anladık da. nedir bu trip yani? kaşar mı oldun gözümde? nooldu?
gerçi toplumun da onlara dayatmaları söz konusu. hal böyleyken ufaktan rol kesmelerini anlayışla karşılıyorum kısmen de olsa.
sonuç olarak malca bir trip bu arkadaşlar. sevişiyorsanız adam gibi sevişin lütfen. sizin depresifliğiniz bizim ereksiyonumuzu indiriyor ve keyif alamıyoruz.
"iyi sakso çekiyorum" imajı veriyor. bunun farklı bir açıklaması olamaz açıkçası. oysa bileseler o kadar da iyi çekemediklerini... kimisi dişini batırır, kimisi yarısını bile alamaz. değişik bi özgüven gerçekten. incelenmeli.
sanıldığı kadar hoş bir aktivite değil arkadaşlar. bilin istedim.
yabış yabış oluyor. hele ki türk kadını gibi döşü kıllı bir sevgiliniz varsa ıspanak yiyormuş gibi hissediyorsunuz. bir noktadan sonra yoğurtlamak suretiyle kaşıklayarak yeme isteği uyandırıyor.
tavsiye etmem kısacası.
ballısı var bi de bunun. kukuda denemiştim daha önce. bok gibi oluyor.
zor aslında. yani şöyle zor, eğer bir erkek ağzınıza boşaldıktan sonra sizinle öpüşüyorsa sizi gerçekten istemiş ve istiyor demektir. ağzınıza boşaldıktan sonra öpmek istemiyorsa maalesef siz onun için "tam" olmamışsınız. yani açıkçası kendi hayatımdan gözlemlediklerim bunlar.
erkeğin gözünde gerçekten değerinizin ne olduğunu bilmek istiyorsanız ağzınıza boşalttıktan sonra öpüşmeyi deneyin. anlayacaksınız beni.
tabi türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde el ele tutuşmak, dudaktan öpmek bile çok büyük ayıp olarak algılandığından çok da sıcak karşılanacağını sanmıyorum böyle şeylerin.
bariz ortada olan ama kimsenin kabullenemediği gerçek.
türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde herkesin ekşi'deki gibi kültürlü, elit ve batılı olmasını bekleyemezsiniz zaten. toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan bu çomar sürüsü uludağ sözlük'te mutlak hakimiyet sürüp kendi hanzo düşüncelerini paylaşarak orgazm oluyorlar.
burada farklı düşünene saygı yok. herkes aynı düşünüp aynı şeyi aşağılamaktan keyif alıyor. cahillik böyle bir şey.
reglim dün bitti deyip, sevişince kukusundan hâlâ kan gelmeyen bir kadın görmedim açıkçası. maalesef sadece türkiye'de böyle bu. yani almanya'da, avusturya'da falan insanlar regl olduğunu rahatlıkla söyleyip ona göre sevişiyor.
yani ben zorunda mıyım salonumdaki tekli koltuktaki yastık kılıfını her gün kuru temizlemeye göndermeye? baştan söyleyin durum neyse, ona göre tedbir alalım biz de yahu.
türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde en çok iş yapan markalar.
bu ve bunun gibi mağazalardan çıkan insanlara acınası gözlerle bakıyorum artık. yahu insanda biraz zevk olur, birazcık moda takibi olur...
hayır yani paran yoksa 2 ay sonra al. üzerinize oturmayan, bok rengi, ütü tutmayan, tek yıkamada yamulan paçavraları üstünüze giyiniyorsunuz, ondan sonra vay efendim türkler neden bu kadar iğrenç giyiniyor.
giyinir tabi.
yahu şu metropol dediğiniz istanbul'da bile güzel giyinen kadın sayısı yok denecek kadar az. hâlâ bu firmalardan alışveriş yapıyorlar inat gibi.
aynı evde yaşanmaya başlandığı an buram buram sabır gerektiren süreçlerden biri...
yani dudaklarının tadına, saçlarının kokusuna, memelerinin ucuna, kalçalarının etine, kukusunun tüyüne alışıyor insan bi' nebze de, bok kokusuna alışma süreci gerçekten zaman alabiliyor arkadaşlar.
hani bakıyorsun dışarıdan, at gibi hatun. yatakta harikalar yaratıyor, güzel bir birlikteliğiniz var ama... o sıçarken sen dişlerini fırçaladığında feleğin çemberinden bir kez daha geçme şerefine nail oluyorsun...
arkadaşlar, bir konu hakkında söyleyecek bir şeyiniz yoksa susun lütfen. adam "bir kıza doyasıya aşkım deme isteği" diye başlık açıyor, "bir kıza doyasıya aşkım deme isteğidir" diye entry giriyor.
geri zekalı mısınız? gerçekten öyle midir?
bir aydınlanma yaşıyorum sizin böyle entrylerinizi görünce. içim içime sığmıyor. çıkarıp böyle malı masaya vurasım geliyor. titriyorum.
işim gereği yurtdışından birçok insanla tanışıyorum. birçok arkadaş sahibiyim ve özel hayatları hakkında da bilgim var. bunların dışında kendi gözlemlerim de mevcut sosyal hayatımdan.
sevgili türk erkekleri,
lütfen artık ulaşabildiğiniz herhangi bir sosyal mecradan kadınlara yazmayı bırakın. sizin tanışmak için kırk takla atıp mesajlarla taciz ettiğiniz kadınlar, bir italyana, bir rusa, bir almana nasıl davranıyorlar biliyor musunuz? bilemezsiniz. çünkü sizin açlığınız bunları bu hale getiren.
çok matah bir şey elde ediyormuşçasına, farklı bir kimliğe bürünerek, türk erkeğinin karşısına çıkardığı tüm zorlukları yabancı bir erkek karşısında sineye çeken türk kadınları, size sesleniyorum.
tiksiniyorum sizden. çevrenizdeki insanlara uyguladığınız ahlak korungacını yabancı erkekler karşısında hiçe sayarak vicdan sızlaması yaşamıyor musunuz?
sadece oturup sizinle kahve içti diye aylarca sadece evine gidip seviştiğiniz japon erkekleri var.
evli olduğunu bildiğiniz halde sırf sünnetsize olan merakınızdan gururunuzu hiçe sayıp sevişmeden sevişmeye ev ziyaretleri gerçekleştirdiğiniz ivanlar var.
onlardan herhangi bir sahiplenme, herhangi bir şekilde sosyal hayatına katma isteği ya da buluşmadan belli bir süre geçene kadar yatağa girmeme gibi taleplerde bulunmamanız sizin ne kadar yüzeysel ve basit insanlar olduğunuzu bana gösteriyor.
iyi ki sizin gibi insanlarla aynı hava sıcaklığında muhafaza edilmiyorum. gerçekten sabredilecek gibi insanlar değilsiniz.
yabancı kadınları bu yüzden seviyorum. ne istediklerini biliyor ve ona göre davranıyorlar. ona ayrı, buna ayrı davranıp kendilerini başka bir şeymiş gibi göstermeye çalışmıyorlar. puzzle gibi çözülmeyi beklemiyorlar.
işte o tiplerden bahsediyorum. ömer çelakıl'ın klonlanıp dört bir yana dağıtılmış hali sıfatında olan tiplerden. yahu bunları türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinden başka yerlerde göremezsiniz. bunlar daha komünist manifestoyu bitiremeyip yarısında whatsapp grubuyla muhabbete düşen tipler. kendilerini iki duvara sprey sıkıp orak çekiç çizince devrimci diye nitelendiriyorlar.
pekakaya pekeke, türkiye cumhuriyeti'ne tece derler. hayır yani iki slogan attınız, sakallarınızı uzattınız, bir de gözlük bulup taktınız diye siyasi deha mi oldunuz çocuğum?
türkiye gibi üçüncü sınıf ortadoğu ülkelerinde sıkça görülen tip.
bu tipler sanki 32 bin lira limitli kredi kartını ödünç istemiş gibi davranırlar karşısındaki erkeğe.
ondan sonra bu erkekler sadece sevişmek için benimle birlikte oldu diyorlar. yahu sen verene kadar senden soğuyor çocukcağız. alacağını alıp basıyor götüne tekmeyi işte.
güvenmekmiş. cinsel ilişkiyi çok farklı anlamış bu geri zekalılar gerçekten.
çok afedersiniz ama türk olma ihtimali %87 olan kızdır arkadaşlar.
bakın bu insanlar vermek için sebep ararlar adeta. onların vermesini sağlayacak şey sizin ona sunacağınız mantıklı ya da mantıksız argümanlarda gizli. onların ne istediğinin bir önemi yok yani. sizle sevişmek istiyorlar mı, ıslandılar mı, ıslanmadılar mı, yok efendim sizin tadınızı merak ediyorlar mı, etmiyorlar mı önemli değil. çünkü onlar kendi dünyalarının kısıtlanmışlığında, cinselliği hep bir sebebin sonucuna ilişkin bir ödül olmaya layık gördüklerinden mütevellit böyle namüsait mahiyette tezahür edebiliyorlar.
çünkü tadını merak ediyorum diyerek olayı duygusal boyuta taşıyabilirsiniz. şüphesiz ki türk kadınları, duygusal olarak etkilendiklerinde vermeyecekleri tek şey instagram şifreleridir.
tamam arkadaşlar sizin de hassas yerleriniz var ve orayla daha fazla ilgilenilmesini istiyorsunuz. anladık yani. ve evet bir boyuna, bir enseye, efendime söyleyeyim bir göbeğe dövme yapıldığında; dokunan kişiye bi emme isteği uyandırıyor. bu konuda hakkınızı yemek istemiyorum. hayatınız boyunca yaptığınız en mantıklı çakallıklardan biridir diyebilirim.