1.çift boşanmış,bu evlilikten 3 erkek çocukları var.Sonra 1.çiftin kadınıyla 2. çiftin erkeği evlenmiş ama çocukları yok.2.çiftin erkeğinin önceki evliliğinden 1 kız ve erkek çocuğu var.sonra 2.çiftin kadını 3.çiftin erkeğiyle evlenmiş.2kızları var.3. çiftin erkeğinin önceki boşandığı eşinden 2 kızı var.
bu ne şimdi genogramını çıkart çıkartabilirsen.pembe dizi mübarek.
Kadınlar susarak giderler.. Çok uzun emekler verir ilişkisini yürütmek için. Birinin kadını olmayı yüreği, beyni, ruhu o kadar zor kabul etmiştir ki, başka bir adama ait olmayı istemez. Erkek gibi, çorbanın tuzu eksik diye kavga çıkarmaz mesela, tam tersi, konuşmamız lazım der. Erkekler de en çok bu cümleye sinir olurlar. Ertelenir o konuşmalar, maç bitimine, yemek sonrasına ve daha birçok lüzumsuz şeyin ardına ötelenir.
Kadınlar inatçıdır, hayata tutundukları gibi, aşklarına da sahip çıkarlar. Bu yüzdendir, konuşup derdini anlatma isteği, karşı tarafı ikna edene kadar uğraşırlar. Sonunda pes eder adam, bir ışık görür kadın, tüm derdini paylaşır. Genellikle ne cevap alır? Abuk sabuk konuşma! Gereksiz ve saçma gelmiştir adama anlatılanlar, hiç de üstünde durmamıştır. Yine bir sıkıntı, tatmin edilemeden geçiştirilir ve adam gün gelip bunların kendisine ok gibi döneceğini bilemez.
Bir kadın şikayet ediyorsa, ya da erkeklerin deyimi ile vıdı vıdı ediyorsa; erkek bilmelidir ki, o ilişkiden hala ümidi vardır kadının. Yürütmek, birlikte yaşamak, sorunları çözerek mutlu olmak istiyordur. Daha önemlisi, o adamı hala seviyordur.
Kadın susarak gider!
En önemli detaydır, erkeklerin hiç anlayamadığı durum işte bu kadar basittir. O gün gelene kadar konuşan, kavga eden, tartışan kadın, kendini sessizliğe vermiştir. Ne zaman ümidini o ilişkiden kestiyse, o zaman sevgisi de yara almış demektir. Yüreğindeki bavulları toplamıştır, kafasındaki biletleri almış ve aslında bedeni orada durarak, ilişkiden çıkıp gitmiştir. Kadın, gerçekten gitmişse, çok sessiz olmuştur ayrılışı, kimse hissetmeden, kapıları vurup kırmadan gitmiştir. Her akşam eve geldiğinde, kapının açıldığını gören adam anlamaz ama bir kadın sessizce gider. Ne mutfağında yemek pişiren, ne yan koltukta televizyon izleyen, ne gece ruhunu kenara koyarak yatakta sevişmeye çalışan kadın, artık o kadın değildir.. Bir kadının çığlıklarından, kavgalarından korkmamak gerekir, çünkü kadının gidişi sessiz ve asildir.
sürekli uyku hali sürekli yalnız olma isteği kimseyle konuşmak istememe hiç bi şeyden keyif almama komik bi olaya gülerken bi anda durgunlaşıp kafanın düşüncelerle dolması mesela...yaşıyorum da söylüyorum...
edit: baş ağrısı ve sürekli nefret ve öfke kusma isteği.
elbet bitecek güneşe hasret günler. ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik
bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....
diyerek insanın en karamsar hayattan bıkmış pişman günlerinde içini umutla yeşerten büyük üstad.
"....sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan
yürektir.yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da
içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. sen
yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. elbet
bitecek güneşe hasret günler. ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik
bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
hayatı ıskalamaya lüksün yok senin....."
sürekli problem getirirler önünüze.tahammül sınırlarını zorlayan insanlardır uzak durulması gerekir efendim etrafınızda sürekli negatif duygular saçan bi insan olmasına nasıl katlanabilirsiniz ki?
geçmiş yaşantılarının onda yarattığı etkiler sonucu oluşan güvensizliktir.aldatılmak,terkedilmek,kazık yemek gibi BAZI erkeklerin sıkça yaptığı şeylerden dolayı kadınların genelinde bu güvenememe sorunu yaşanıyor.
yakınlarından birini kaybettiği andır.onun yokluğunu gittiğini bi daha hiiç dönmeyeceğini ve onun bu hayatta neler yaptığını düşünmeye başlarsın birden sonra yavaştan kendi hayatına kayarsın ve radikal kararlar almaya başlayacağın andır...
huzur içinde endişesiz nefes alabilmek, çocukluğum, bisiklet turlarımız, ilkokuldayken yaz tatilllerinin o yakıcı sıcağında dışarda oyun oynamayı özledim...
yaptığınız hiçbişey sizin hayatınızı değiştirmez yaptığınız olaylar sonucu aldığınız kararlar ve o kararlılık hayatınızı değiştirecektir , karar verin ve vazgeçmeyin hayatınızı değiştirmenin yolu budur.
daha önce ağlamasını hiç görmediğiniz babanızın sizi üniversite şehrinde yurda bıraktıktan sonra gitmeden önce son kez sarılıp hıçkırarak ağlamaya başlaması dahada kötü olmamak için arkasını dönüp uzaklaşmasıyla size ne kadar düşkün olduğunu anlarsınız o an onu bırakıp lanet olasıca üniversiteyi kazandığınız için nefret edersiniz kendinizden ama zaman herşeye her vedaya alıştırıyo be sözlük...