taraftarları da çok yavşaktır. bunlar şampiyon olduklarında şampiyonluk önemliyken bunlar türkiye kupasını aldığında şampiyonluk bir anda önemsiz oluverir. sporcunun zeki çevik ahlaklısı da bunlara hakaret edildiğinde aranır olur.
bir tabu ugruna tas gibi uvey annesinin gozunun disariya kaymasina sebebiyet verecek olan beceriksiz erkek evlat. kadincagiz ailede iki erkek varken tutup da disaridan karsilasa ihtiyaclarini, bu ayipla nasil yasayacksin degil mi ama? ayrica kadincagiza da yazik degil mi? onun da genc ve kani deli akan damarli bir penise ihtiyaci yok mu?
ismi insanlara haz almalarını emreder nitelikte olan kızların tabi ki de doğal olarak seksi çağrıştırması durumu. bir tür köle-sahibe ilişkili fantezi gibi. haz almanı emrediyor ve haz alıyorsun. kırbaç falan oyhş...
sevmek ve almak kelimesinden üretilen bir ismi olan kızın tabi ki de mal hükmünde olmasıdır. zira tdk'dan "mal"ın tanımına bakacak olursak:
"Alınıp satılabilen her türlü ticaret eşyası, emtia" olduğunu rahatlıkla görebiliriz. seval isimli kızlar da isimlerinde de belirtildiği gibi alınabilen bir şey olduğuna göre, mal olarak tanımlanmalarında beis yoktur.
pazarda satmak üzere domates yetiştirdiğini sanan cahil annedir. bence çok ayıp etmiştir. hadi anneyi geçtim de, bir baba bu tür bir afedersin yavşaklığı nasıl kabullenir anlamak mümkün değil. resmen kızını alsınlar diye teşvik etmek için ismini ona göre koyuyorsun.
wilson ilkelerine göre makul olan ve fakat birinci dünya savaşından sonra götleri yemediği için ortaya çıkmayan, ingilizlerle masaya oturmayan, ingilizlerin karşısına çıkacak bir temsilcisi bile bulunmayan halkın şimdilerde kendilerinde gördüğü hak.
hoş bana göre yine de vardır. birleşmiş milletlerce kendilerini kabul ettirip bölge ülkeleri ve bu ülkelerin hamisi konumunda olan batılı ülkeler (ingiltere, fransa gibi) ile bir araya gelmeyi başarırlarsa neden olmasın. bana kalırsa türkiye (ki dünyadaki kürt nüfusunun yarısını barındıran bir ülke olarak) bu konuda kürtlere önayak olmalı ve böyle bir ülkenin doğumuna vesile olmalıdır. bu özellikle ortadoğu'da şu an yaşanan savaş ortamında hem kendi sınır güvenliği için hem de yeni doğacak ülkeyle yapılabilecek ticaret anlaşmalarında (ki erbil petrolü en başta gelir bu konuda) bir adım önde olması için iyi bir fırsattır.
ödenmeyen elektrik faturasından yırt, petrolden pay al. daha ne lan?
80'lerin modasını tekrar canlandırma peşinde beyhude bir çaba içindeki tuhaf insan. gelmiş 40 yıl önceki solcuların okuduğu adamları yeni keşfetmiş gibi tribe giriyorsun, sonra da bir tripler bir havalar. ortadoğulusun işte lan. bana niye schopenhauer okuyormuş gibi tribe giriyorsun.
yeni başbakanımızın insanın içini rahatlatan tok ve kendinden emin sesidir. ben bu adama değil türkiyeyi, dünyayı bile bırakırım lan. gözüm arkada kalmaz.
yıllardır tayyip erdoğan'la ilgili ağızlarını açtıklarında cehaleti bahane ederek bel altı vuran tatlı su solcuları, paralelciler, liberaller ve ulusalcı kesimi üzeceğe benziyor. dil bilmiyor dediniz, 5 dil bilenini getirdi. cehalet dediniz, profesör getirdi başımıza. reisin kıymetini bilin olm. allah başımızdan eksik etmesin. yüz yılda bir gelir böyle dehalar.
cumhurbaşkanımız sayın recep tayyip erdoğan'ın ülkemizde yaptığı devrimlerin, ne durumlardan bu günlere geldiğimizin, orta doğu ve batı islam coğrafyasında yaptıkları ve yapmaya çalıştıklarının ancak birkaç nesil sonrakiler tarafından anlaşılıp kıymetinin bilinecek olması durumu.
bugünün 80 darbesi görmüş, 28 şubat sürecinden geçmiş ve ufku daralmış okumuş kesiminin kendisini anlayabilmesi maalesef mümkün değil. o sebeple her ne kadar okumuş da olsalar ülkeye herhangi bir büyük getirileri olmamıştır bu okumuş kesimin. avrupa'da, amerika'da yapılanın taklidinden ileri gidenleri çok nadirdir. o ileri gidenler de her zaman cumhurbaşkanımız sayın tayyip erdoğan'ı anlayabilmiş ve desteklemiştir. geri kalanlar maalesef zayiattır.
okumamış, eğitim görmemiş anadolu halkı ise müslümanlara has ve adına feraset denilen bir tür duygusal güçle tayyip erdoğan'ın doğru kişi olduğunu hissetmişler ve ona desteklerini her türlü karalama kampanyasına rağmen çekmemişlerdir. şanslıyız ki çekmemişlerdir. yoksa dünyaya ancak 100 yılda gelebilen böyle bir liderlik dehasını kaçırmamız işten bile değildi.
yuz yilda bir gelmis bir firsati ayagiyla tepmeye cok merakli olan meczuptur kendisi. ulan yani basimizda boyle liderleri olmadigi icin mursi gibi, sisi gibi, maliki gibi eziklere muhtac yiginla halk varken, kendisi de cok degil 15 yil once mesut yilmaz gibi erdoganin tirnagi etmeyecek siyasetcilere talim ettigini unutup sacmalamak da neyin nesi? simarikligin yeri mi? bulmussun cillop gibi lideri, ne gulenlerin, kilicdarlarin pesinde kosuyorsun hala? ondaki karizmanin ceyregi var mi bu adamlarda?