benbunlarikimseyeanlatmadim
1395 (ilgi odağı)
beşinci nesil yazar 16 takipçi 153.00 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    yenibiris com la yaşanan ilginç olay

    1.
  1. dün itibariyle yaşanan akıllara zarar durum. şimdi efendim bu aralar iş arama sürecindeyim ve malumunuz bu süreçte insan telefonu her çaldığında hafif bir kalp çarpıntısı yaşıyor. öncelikle şunu belirteyim bulunduğum yerde bazen telefonum açık olduğu halde çekmediği için telesekretere bağlanıyor ve akabinde arayan numara telefonuma mesaj olarak geliyor. dün de böyle bir durum yaşadım ve telesekreter servisini aradım. ki asıl bomba burada başlıyor. telesekreteri aradığımda br kadının içli içli "ölmedeennn mezaaaraaa koydduularrr beniii." diye söylediği şarkıyı dinledim. bir süre bir arkadaşım şaka yapıyor falan sandım. sonra arayan numarayı tuşladığımda karşıma yenibiris.com çıktı. yani öyle profesyoneller ki sağolsunlar çalışanları görüşme için aradığı sırada türkü söyleyebiliyor. hatta telesekretere bağlandığının dahi farkına varamayabiliyor. ulan bari neşeli bir şeyler söyleseydiniz. insanı daha da umutsuzluğa sürüklüyorsunuz.
    2 ...
  2. ben bu yazıyı ölen köpeğime yazdım

    1.
  3. köpeğinizin vefat edişinin üzerinden 1 hafta geçmesine rağmen yüreğin kavrulması durumu.

    Benim minik yavrum tam 1 hafta geçti senin vefatının üzerinden. tıpkı bu akşamki gibi soğuk yağmurlu bir akşamda bir araba çarptı sana. sonra göz yaşlarımız döküldü cansız bedeninin üzerine. öyle çok göz yaşı döktüm ki gidişinin ardından artık ağlamaya da korkuyorum. bir başladı mı dinmiyor çünkü gözümün yaşı. bugün yani gidişinin ardından 1 hafta geçmişken arabaya bindim ve ne yaparsam yapayım seni ne kadar özlediğimi hatırladım yine. arabaya bindim demiştim ya hani o anda dedim ki içimden: "şimdi radyoyu açsam ve çıkan ilk şarkı senin bana hissettirmek istediklerin olsa." dedim. sonra radyoyu açtım ve ömrümde ilk defa duyduğum bir şarkı çalmaya başladı. sözleri aşağı yukarı şöyleydi "bu aşk böyle biter mi sandın elveda demeden." işte bir başkasına anlatsam delirdiğimi sanacak bir sürü saçma şey yapıyorum. seni çok özlüyorum miniğim. hayatımın 6 senesi boyunca benim hayatımı güzelleştirendin sen. seni hala çok seviyorum minik bebeğim..
    1 ...
  4. en romantik erkeklerin fenerbahçeli olması

    1.
  5. hem tecrübelerim hem de etrafımdaki arkadaşlarımdan da gördüğüm kadarıyla istisnaları da bir kenara bırakarak savunduğum önerme.
    3 ...
  6. sahibinden com daki güldüren ilan

    1.
  7. okurken gözümden yaşlar getiren ilan. nasıl bir ayrılık acısıysa artık..

    http://www.sahibinden.com...e-aldanma-125486889/detay

    Kaskı 14 şubatta hediye krizini atlatabilmek ve sürüş esnasında benim rahat edebilmem için kız arkadaşıma aldım..Lakin birkaç ay sonra kendisi anlam veremediğim bir sebepten ötürü ben konuyu bile anlamadan beni terk edince kask elimde kaldı.Hafta sonları motosikletimin arkasına bindiğinde saçları dağılmasın,makyajı bozulmasın, rüzgarda saçları ağzıma yüzüme gözüme girmesin,şuraya gidelim buraya gidelim diyemesin ve en önemlisi sesini duymayayım diye aldım..Kaza anında koruma amaçlı,yani kafa tasını ve beynini koruma amaçlı alınmış bir kask değildir.Kaskı alış amacım farklı olduğu için düşmeye ve çizilmeye karşı dayanıklı olup olmadığını bilmiyorum.Gönül isterdi'ki 1000 tl lik bir kask alıp hediye edeyim ama bu bile fazla diye düşünerek pahalı bir kaska çok para ödemek içimden gelmedi.. Çok şükür kask sadece 2 kez kullanıldı..12 şubatta alıp 2 gün evde beklettim ve 14 şubatta kendisine hediye olarak verdim..böylelikle 14 şubatta hediye telaşesini'de bu kask sayesinde aradan çıkarmış oldum.

    Kaskın avantajlarından bahsedecek olursak ses yalıtımı tek kelimeyle,idare eder..iki kelime oldu ama sizde idare edin artık...Sürüş esnasında bağırıp çağırıp boş boş konuşsa bile o sesi duyup motivasyonunuz bozulmuyor.Yada duysanız bile "ne diyorsun anlamıyorum duyulmuyor,hee tamam" gibi el hareketleriyle durumu geçiştirebilir ve yolunuza devam edebilirsiniz..Tabii ettirirse...Ben öyle yapıyordum işe yarıyordu...Çene kısmında büyük bir havalandırması var.Niye bukadar büyük bir havalandırma koydular anlamadım..içeride çok konuştuğu için çene mekanizması çabuk soğusun diye olabilir.Hava soğutmalı yani.Üst bölümde'de iki adet havalandırma mevcut..Yani o havalandırma'dan içeri hava girse ne olur girmese ne.. Ama varmı ? var..

    Kask şeffaf camlıdır ve camında en ufak çizik yoktur.Fakat cam şeffaf olunca kaskı taktığında gözleri burnu yanakları ve alnının bir kısmı görünüyordu..Bu kadar net görüleceğini bilsem siyah camlı alırdım...Neyse...Rüzgar almıyor diyordu .. Kullanmadığım için kendi görüşlerimi yazamıyorum ama o bildiğine demiyor. 200 ve üstü hızlarda rüzgar almaması imkansız.Sonuçta çok pahalı ve kaliteli kasklar bile rüzgar alabiliyor..iç süngerleri çıkarılıp yıkanabiliyor..Ben ona ait bir koku kalmasın diye yurt dışından bazı anti bakteriyel sıvılar bile getirtmeyi düşündüm fakat kargosu bile kasktan pahalı olunca üzülerek vazgeçtim..Satın almayı düşünen arkadaşların bulaşıcı hastalıklara karşı en az 3 kere daha iç süngerlerini üst üste yıkamasını hatta deterjanlı sıcak suda kısık ateşte 2 saat boyunca kaynatmalarını tavsiye ederim.Abartıyor diyeceksiniz,evet o kadarda değil..

    Dez avantajlarından bahsedecek olursak ne yazık ki çene kayışı gayet sağlam..Eldiven yardımıyla elime ilk aldığımda düşme anında kafasından çıkar mı acaba diye düşündüm ama çıkacağını sanmıyorum.Asker palaskası gibi Maşallah.Dış kabuğu'da resimde görüldüğü üzere pembedir klasik bayan kaskı işte.Birde camının çok buğu yapması büyük bir dez avantaj..Uzun süre nefesini tutabilenler için problem olmayacaktır.Yola çıkış esnasında camın iç yüzeyine limon suyu sürülmesi felan öneriliyor ama etrafını görememesi daha avantajlıyken ne gerek varki bunlara ?

    Ayrılmamızdan sonra kaskın içinde biri 33cm diğeri 39cm boyunda iki adet saç teli tespit ettim..Steril eldiven ve bir cımbız yardımı ile saç tellerini aleminyum folyo kağıda koyup güzelce sararak bantladım ve belediyeye ait tıbbi atık aracına teslim ettim.Sürüş esnasında kask takılıyken hapşırma-öksürme ihitimaline karşı yıkamacılar'da bulunan özel kimyasallarla dezenfekte ettirdim.Özel kimyasal lafındaki çokbilmişvarii yaklaşıma aldırmayın bildiğin 2 liralık fısfıs altı üstü..O konuda herhangi bir endişeniz olmasın,yani fiyat konusunda..ya 2 liradır ya 5...olsun yinede kaskın içindeki o anlam veremediğim koku artık yok.ilk aldığım günkü gibi kokmuyor tabi.nasıl sinmişse artık...

    Fiyatıda gayet uygun(sayılır) ben 120 tl ye almıştım.Bana yaptığım temizlik ile beraber yenisinden daha pahalıya mal olduğunu bilmenizi isterim..Ayrılık esnasında kaskı ver demeye kalmadan "al be al senin 100 liralık kaskınamı kaldım" dediği için 110 tl ye veriyorum.Yani kaskın görünüşü çok güzel..Albenisi var ve "kaça aldı acaba" diye fiyatına baktırıyor..

    Zaten sırf 200 liralık açıklama yaptım lütfen indirim teklif etmeyin..Bu arada kask tedbir açısından evde değil balkonda kutusunda duruyor.Evden çıkarılacağı zaman evin içinden geçirmek yerine balkondan iple aşşağıya sarkıtacağım..Görmek istemediğim için çıkarıp resimlerini çekemedim.Ama internetten resimlerini bulup ekledim..Kask birebir aynısıdır ve aynısı gönderilecektir..Ve kutusunda..Kısacası,"dışının ne önemi var abi..önemli olan içi güzel olsun" cümlesine inanıyorsanız almanızı tavsiye etmem.

    Satın almayı düşünen arkadaşlar mesaj yoluyla bana ulaşabilir.zaman ayırıp ilgi gösterip mesaj atan herkese teşekkür ederim.Şimdiden yeni kullanıcısına hayırlı ve en önemlisi uğurlu olmasını dilerim.
    2 ...
  8. kozmela com

    1.
  9. bugüne kadar başlığının nasıl açılmadığına şaşırdığım fevkalade kozmetik sitesi. bugüne kadar yaptığım kozmetik alışverişlerinin hepsinde de müşteri memnuniyeti sağlamış sitedir efendim. hatta en son siparişimde 2 günlük bir gecikme için defalarca arayıp kargo ücreti ödememek için siparişe eklediğim ojenin teminiyle ilgili bilgili bilgi verdiler. oldukça hızlı, kaliteli bir sitedir efendim.

    http://www.kozmela.com/
    0 ...
  10. ped reklamlarının gerçeği yansıtmamaları

    1.
  11. uzun zamandan beri bahsetmek istediğim artık zamanı gelen gerçekliktir. öncelikle sevgili bu reklam metinlerini yazan metin yazarları reklamda oynattığınız o kadınların incecik beyaz keten pantolon veya eteklerinin altında iç çamaşırı olmadığı ya da en fazla g string olduğu bariz belliyken siz neden bahsediyorsunuz? ben adet dönemindeyken hiç bir kadının da sabah öyle yatakta zıplayacak kadar mutlu uyandığınıysa hiç görmedim. bizdeki durum şudur ki: ilk gün regl sancısı yüzünden bildiğin ağzımıza sıçılır hatta ağrısı çok şiddetli olup hastaneye gidip ağrı kesici iğne vurduranlarımız da mevcut. hele yaz aylarında bildiğin işkence. ne istediğini giyebilirsin ne rahat hareket edebilirsin. zaten sinirin tepende olduğu için insanlara çatmaya yer ararsın. hele öyle beyazları çekip küçücük arabaya tıkışma durumu allah muhafaza... insanın zaten hey heyleri üzerinde! siz hangi dünyada yaşıyorsunuz ben onu anlamadım.
    7 ...
  12. sözlüğe derdini anlatmak

    1.
  13. kimselere içini dökemeyen yazarların sözlükten medet ummaları. girdik bir entry devamını getirelim bari. şimdi sevgili sözlükçüm benim bir arkadaşım var. gayet sevdiğim bir insan yalnız şöyle bir durum var bu kız ne zaman grup halinde buluşssak benimle ilgili birşeyi malzeme yapıp milletin içinde anlatıyor. kıza birşey söylesem aramız bozulacak diye birşey de diyemiyorum resmen içim şişti. en yakın dün yine buluştuk 3 arkadaş. bu kızı da ben arabayla aldım yoldan. sonra gideceğimiz yere vardığımızda ben arabayı park ederken arabanın altını çok hafif sürttürdüm. bu mal da gitti salak salak bu basit şeyin muhabbetini yapıyor. ulan birşey de diyemiyorum ama suratım düştü. sonra da yok efendim niye moralin bozuk? eski pırıltın yok. kıza birşey de söyleyemiyorum. resmen içim içimi yiyor.
    1 ...
  14. sana birşey söyliycem le başlayan cümle kurmak

    1.
  15. -sana birşey söyliycem:abinin arkadaşı intihar etti.
    -sana birşey söyliycem:babaanneni kaybettik.
    -sana birşey söyliycem:abin yurtdışına yerleşiyor.

    tüm kötü haberlerin başlangıç cümlesiydi bu.ne zaman biri şu cümleyi kursa kalp çarpıntım başlıyor dua ediyorum en kötüsü olmasın diye. en kötüsü nedir? ölüm...
    2 ...
  16. yapayalnız hissetmek

    1.
  17. otogarda oturmuş ağlıyordum. bir başıma. yapayalnız. kimsesiz. tek başıma. ağlıyordum işte. insanlar dönüp dönüp bana bakıyordu. bir kadın geldi yanıma : "kızım birşey mi oldu? " dedi. "yok" dedim "ağlıyorum. bırakın ne olur." gitti kadın. ben hala ağlıyordum. üstelik sadece otobüsü kaçırdığım içindi bu kadar ağlayışımın nedeni. son damlaydı galiba. sen beni bırakıp gittin ve herşey kötüleşmeye başladı. otobüsleri kaçırıyorum, çok istediğim hiçbirşey gerçekleşmiyor. zaten sen yokken, ben sensizken olsa ne farkeder ki? o çok istediğim şey olsa, ben seni arayıp bağıra çağıra, telefonu kulağından uzaklaştırdığını bilerek ama umursamadan kime anlatıcaktım ki her ayrıntıyı. otobüs gitti. beni almadan. o da beni bıraktı. senin gibi. ben şimdi sensizim. sen onunlasın. o seninle. siz birliktesiniz. ben yapayalnızım. hiç gibi hissediyorum. hiç gibi...
    2 ...
  18. missha

    1.
  19. tüm ürünlerinden inanılmaz derecede memnun kaldığım marka. özellikle bb kremleriyle nam salmış. bb krem konusunda missha dan daha iyi bir marka henüz yok... ayrıca en güzel özelliği de web sitelerinde tüm ürünlerini detaylı olarak tanıtıyorlar ve siparişinizi 1 gün içinde teslim etmekle kalmıyorlar özenle hazırladıkları siparişinizin içine bir sürü hediye numune ürün koyuyorlar. kapıda ödeme seçeneği ise bir diğer güzelliği. kendilerine aşığım... aynen devam diyorum efendim...

    http://missha.com.tr/
    0 ...
  20. bir kere birin bir ettiği dünyada yaşamak

    16777211.
  21. boyner com

    1.
  22. alışveriş yaptığım web siteleri içerisinde en beğendiğim sitelerdendir. çok sık web ten alışveriş yapan biri olarak bugüne kadar aldığım ürünün, paketlemesini bu kadar beğendiğim başka bir marka olmadı. bir tane rimeli kırılabilir uyarısının bulunduğu bir karton kutunun içerisine hasar görmemesi için şişme poşetlerle koyup aynı paketin içine kozmetik alışverişlerinde kullanılan küçücük bir boyner poşeti hatta hediye paketi yapılabilme ihtimali dolayısıyla kırmızı bir kağıt dahi eklemişler. kendilerine bu ince davranışlarından dolayı ilan ı aşk ediyor, başarılarının devamını diliyor ve alışverişe devam diyorum.

    http://www.boyner.com.tr/
    0 ...
  23. görkem karman

    1.
  24. Kendileri son zamanlarda en beğendiğim blogger dır. Aynı zamanda youtube da makyaj videoları, beğendiği ya da beğenmediği ürünleri tanıttığı videoları izleyebilirsiniz.Diğer blogger lardan ayrılan en güzel yanı düzgün ve akıcı bir konuşma biçimi.kıt ingilizcesiyle ürün adlarını telaffuz etmeye çalışan blogger lardan değil kendisi.tanıttığı ürünleri de herhangi bir firmanın hediyesi olduğu için övenlerden kesinlikle değil.beğendiği ve tavsiye ettiği ürünleri gözüm kapalı alıyorum.kız kardeşiyle yaptığı videolar ise içimde bir kız kardeşe sahip olma isteği doğuruyor. inanılmaz sevimli bir kız kardeşi var kendisinin.böyle devam diyor ve ilgiyle takip ediyoruz...

    edit 1:link i eklemeyi unutmuşum.buyrunuz:

    http://gorkemkarman.blogspot.com/

    http://www.youtube.com/user/yourfaceismycanvas88
    0 ...
  25. harun özalp

    1.
  26. ttp://http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25217356.asp

    Ferzan ile Harun un Harun u. haberi gazetede ilk okuduğumda beni derinden etkileyen acı olayın kahramanı harun. okuduklarımdan anladığım kadarıyla ailesi tarafından el bebek gül bebek yetiştirilmiş belki fazlaca korunmaya çalışılmış olması bugün artık hayatta olmamasının sebebi olmuş. insan çocuğu olmadan anlayamıyor sanırım. bulunduğum noktadan baktığımda bir annenin: "kimseyi benden çok sevemezsin, en çok bana değer vereceksin. benim onayım olmadan aşık olamazsın." serzenişlerini görüyorum. ne açıdan bakarsak bakalım insan evladını kaybetmenin acııyla da olsa hayatının baharında bir genç kıza, yavrusunun sevdiği kıza ağıza alınmayacak küfürler edip tüm türkiye ye rezil etmemeli. bu kadar sakınmak evladını doğru değil galiba. kimse 18 yaşında aşık olduğu insanla evlenmiyor. hiçbirimiz ilk aşkımızla ömür boyu birlikte olmadık. evet hepimiz o yaşta çok aşık olduk, bir sürü saçmalıklar yaptık. ama büyümek böyle birşey işte. güzel olan da bu.ardına baktığında "nasıl yapmışım bunları?" dediğin şeylerle olgunlaşıyorsun. kimseye üzülmedim de bir yandan annesini memnun etmeye çalışırken bir yandan birini sevmeye çalışan o çocuğa üzüldüm. umarım orada mutlusundur. nurlar içinde yat güzel çocuk. eminim mekanın cennettir..
    0 ...
  27. geğirerek kendini farkettirmeye çalışmak

    1.
  28. mevzubahis başıma gelen. tanım engelini de atlattıktan sonra konuya gelebilirim. şimdi sözlükçüm bugün görüşmeye gittiğim bir yerde yöneticiyle konuşurken yanımdaki adam ısrarla bana "Pardon" dedi. ne olduğunu anlamadığım için kafamı yöneticinin sözlerine vermeye çalışırken adam ısrarla "pardon" demeye devam ediyordu. "hay ben senin pardonuna" demek isterken ağzımdan çıkan "ne oldu anlamadım?" oldu adama ve adamdan gelen cevap: Geğirdim de" .gözü körolasıca. insanda konsantrasyon neyin bırakmıyorlar.
    4 ...
  29. sebibebi com

    1.
  30. makyaj videolarıyla youtube da karşılaştığım, severek takip ettiğim hatta çok da yararlandığım blog . blog unu yeni yeni takip etmeye başladım ancak youtube daki makyaj videolarına tekrar tekrar izliyorum. beğenerek takip ediyoruz efendim.
    3 ...
  31. birinin canını yaktığında aynısının başına gelmesi

    1.
  32. Kader... Birinin canını yaktığında -bilerek, isteyerek,egonu tatmin etmek için ya da farketmeden,düşünemeden, istemeden - sanıyorsun ki aynı acıyı yaşamayacaksın. Sanıyorsun ki zaman hep başkalarına acılar getirecek... Ölüm onlara mahsus.. Aşk acısını onlar çeker... Terkedilmeler bir tek onların... Kayıplar, aldatılmalar, hüsranlar... Sonra zaman geçiyor hızla. Sen o mutlu hayatını yaşarken hayat önüne öyle günler getiriyor ki "Neden ben?" dediğinde gözünün önüne bir sürü görüntü geliyor. Canını yaktığın tüm insanlar, "Neden?" lerinin cevabı aslında...Ve evet can yaktıysan er ya da geç canın yanacak. Ve hayır bunun kaçışı yok, affı yok...
    6 ...
  33. 1 yıl sonra eski sevgilinin yaşadığı şehre gitmek

    1.
  34. tam 1 yıl oldu. belki zaman biraz hızlı aktı. tamam kabul bir yılı biraz geçti beni terkedeli. hem terkedilip hem de ondan kurtulmam zor oldu. hastalıklı bir durumdu. yani terkediyorsun ama bir türlü rahat bırakmıyorsun. yani öyle olmalı değil mi? onca zaman kaçtım.. kaçmak o kadar zormuş ki anılardan.. karşılaşmamaya çalışmak. bugün suratını gördüğünde içinden küfürler savurduğun insanın aslında tam da 1 yıl önce peki tamam kabul 1 yılı biraz aşkın bir süre önce suratına bakmaya kıyamadığın insan oluşu. yarın yaşadığı o küçücük şehre gidiyorum. onu görmemeyi ümit ederek. yaşanılan güzel anları hatırlamamaya çalışmayı ümit ederek.. rüzgarın kokusunu burnuma getirmeyeceğini ümit ederek.. yeniden aşık olup bana yaşattığı acıları "demek ki yaşamam gerekiyormuş.iyi ki yaşamışım da bu insanın kıymetini bu kadar biliyorum artık." diyebileceğimi ümit ederek.. tam bir yıl sonra, peki tamam kabul bir yılı biraz aşkın süre sonra oraya gitmek..
    7 ...
  35. facebook a ekleyip 1 gün sonra silen adam

    1.
  36. ne yaptığı anlaşılmayan adam. derdi ne? manyak mı?

    (bkz: kafamda deli sorular)

    edit:mevz u bahis kişi tanıdık bildik bir insandır.eski şirketten tanıdığım bir müşteridir.tanımadığımız insanları zaten niye kabul edelim değil mi sevgili arkadaşlarım?
    0 ...
  37. ölümün her şeyi sıfırlamaması

    1.
  38. Yok oluşun kırgınlıkları yok edememesi. Bir zamanlar "birisi" beni çok üzdü. Çok ama. Sonra yıllar sonra bir gün gittiğim kuaförde birileri ölümden bahsediyorlardı. Çok genç öldüğünden, ardında kalanlardan. Merak ettim ve "kim?" dedim. Yerel gazeteyi tutuşturdular elime. Filmlerdeki gibiydi herşey. "o" vardı sayfada. Yüzünü bile görmek istemediğim, rüyama gireceğini bilsem gözlerimi kapamak istemeyeceğim "o" . Ölüm herşeyi sıfırlardı değil mi? Yani biri ölmüşse eğer herşey sıfırlanırdı. Ardından dualar okunurdu. Küslükler nedensizleşirdi. içten içe : "Aslında tüm hata bendeydi" denirdi. Sıfırlanırdı işte. O artık yoksa ona dair herşey de yok olurdu. Olmadı. Ben o sayfada onun kaza sonucu öldüğü haberini okuduğumda bende hiçbir şey sıfırlanmadı. Aklımdan "Bitti artık. O gitti. Sen de unut gitsin." geçerken. Kalbimden geçen : "Affedemem, Unutamam, artık yaşamıyor diye herşeyi sıfırlayamam. "dı. Halbuki kendimle ilgili en net bildiğim şey asla kırgın kalamıyor oluşumdu benim. Olabiliyormuş işte. Bazen bir sürü şey söylemek isterken ağzından sadece "Hayat işte" çıkar ya. Öyle diyesim var benimde. Hayat işte...
    2 ...
  39. metrodacocukemziren yüzünü göstersin kampanyası

    1.
  40. (bkz: (#16423802)) iş bu entry sine müteakip yazarın o çok güzel suratını görmek isteyişimizin haklı serzenişidir. madem yazar böyle bir genelleme yapmış bizim de onun o gül yüzünü görmek istememizi çok görmez heralde.
    0 ...
  41. uludagsozluk te yapılan cinsiyet ayrımcılığı

    2.
  42. eski sevgilinin dövmeciyle çıkması

    1.
  43. eski sevgilide nasıl bir hasar oluşmuşsa artık sizden sonra birlikte olduğu kızın tattoo yapan bir kız olması durumu. amaç burda kıza bok atmak falan değil. Sonuçta iş iştir. sadece durum şu: bu adam ben iş için şehir dışına çıktığımda şubedeki arkadaşlarımla akşam dışarı çıkmama izin vermeyen bir insanken şu anda birlikte olduğu kızın facebook unda bir adamın poposuna dövme yaparken fotoğrafları var. bu ne perhiz ne lahana turşusu?ayrıca serbest çağrışım:

    (bkz: dertler derya olmuş)
    4 ...
  44. bir kadının bakımlı olduğunu anlamanın yolları

    1.
  45. bir kadının bakımlı ya da gerçekten temiz olup olmadığını anlamanın en kolay yolu kadının dirseklerine bakmaktır. kadın makyaja, giyime ne kadar önem verirse versin o dirsekler kremsiz, kuruysa eğer o kadının evde de dizi çıkmış pijamalarıyla dolaşma olasılığı en yüksek olandır.
    4 ...
  46. erkeğin ilk buluşmada hiç kız arkadaşım olmdı sözü

    1.
  47. Bir erkeğin hoşlandığı kadına "Bak ben ne kadar dürüstüm" ü gösterebilmek için henüz ilk buluşmalarında daha önce hiç kız arkadaşı olmadığından bahsetme durumu. Tanımı da yaptıktan sonra sadede gelebiliriz. Sevgili beyler sanıyormusunuz ki siz böyle söylediğinizde kadınların hoşuna gidiyor? tam aksine en "deneyimli" sinden hiç erkek arkadaşı olmamışına kadar tüm kadınlar daha daha önce birşeyler yaşamış bir adamla olmak ister. öyle değilse bile hayatında hiç kız arkadaşın olmadıysa dahi sakın ha belli etme. emin ol ki kadın zaten sana daha önce birlikte olduğn kadınları sormayacaktır. hadi sordu diyelim. "Önemsiz şeylerdi" de geç.
    1 ...
  48. ayrılığın dokuzuncu ayında başka birine aşık olmak

    1.
  49. ayrılık acısının geçtiğine delalet eden. terkedildiğinde sanıyorsun ki acın hiç geçmeyecek. sanıyorsun ki gözünün yaşı dinmeyecek, o başkalarıyla eğlenip gününü gün ederken senin hayatının bundan sonraki kısmı hep onu özleyerek, düşünerek geçecek. sevgili dostum acıyı yaşarken insanların söylediklerine inanmak istemiyorsun değil mi sende? oysa hayat hiç öyle değil inan. meğer acının bunca yoğun oluşunun nedeni terkedilmeyi abartmamızmış birazda. istenmediğini düşünmek, bir zamanlar beraber olduğun insanın özgüvenini yerle bir ederek seni bırakıp gitmesi..

    bugün terkedilmemin üzerinden neredeyse 9 ay geçti. aklıma gelmiyor mu sanıyorsun? geliyor.. ama eskisi gibi her sabah uyandığımda ilk aklıma gelen o değil artık. iletilerini kontrol ettiğim, resimlerine baktığım, saatlerce hazırlandığım kişi de o değil. meğer bitiyormuş sevgili dostum. çabuk olmuyormuş ama meğer acı azalıyor ve gün gelip kalbin başka biri için atabiliyormuş.. tam 9 ay sonra..
    3 ...
  50. dişçinin hastasına kahve içelim mi demesi

    9.
  51. Efendim fantazi olacak kadar önemi olmayan bir hadise. aynı dişçi konuyu sürekli özel hayata getirip "sen ne zaman evleniyorsun? bekar mısın? boş zamanlarında ne yapıyorsun? böyle gülüyoruz konuşuyoruz peki tedavi bitince ne olacak? ben tedaviyi uzatayım o zaman. yeni birisine aşık olduğunda eski sevgilini unutursun.." gibi cümleler kuran kişidir..
    0 ...
  52. eski sevgiliye söylenemeyecekler

    1.
  53. eski sevgiliden artakalanlarla yetinmek. bugün bir kitabı karıştırıyordum. öylesine elime geçmişti. birşey aradığımdan değil sadece karıştırıyordum işte. bir sayfasında koparılmış bir kağıt parçası olduğunu farkedip o sayfayı açtım. kağıda baktım. anlamadım önce. çünkü bu bir kitabın koparılmış son sayfasıydı. sonra arkasını çevirince anlamlandı herşey. sayfanın arkasında "seni seviyorum bir tanem" yazıyordu. senin el yazınla. o kibar, hiçkimselerin yazısına benzemeyen, bir erkekten beklenemeyecek kadar güzel, zarif, düzgün eli yazınla yazdığın küçücük bir nottu işte. aslında hiç etkilenmemem gerekiyordu değil mi? öyle olmalıydı yani. eğer bir insan hala unutamadığını düşündüğü birinden kendisi ayrılmışsa gördüğü ufacık bir nottan etkilenip onu düşünmeye hakkı yoktur değil mi? yoktur evet. herşeyi mahvetmişse hiçbirşeye hakkı yoktur. ne onu düşünmeye, ne rüyasında gördüğünde iyi olup olmadığını merak etmeye... hayır hiçbirşeye hakkı yoktur. biliyor musun ne oldu bir gün? iş için gittiğim bir yerde otelde kalıyordum. o dönemler tam da hayatıma birisi girmek üzereydi. sana hiç benzemeyen birisi. sarışın, fazla kibar biri işte. o akşam onunla ilgili net bir karar vermek üzereydim ki telefonum çaldı. arayan ikimizinde ortak arkadaşı olan biriydi. ona bu yeni durumdan bahsettim. dinledi, dinledi, dinledi ve sonra: "biliyor musun onun hayatında da yeni biri varmış. profilinde fotoğrafını gördüm." dedi. inan o anda oda zifiri karanlık oldu. aceleyle netbook umu çantasından çıkarıp facebook unu açtım. fotoğraflarına baktım. evet doğruydu. biri vardı hayatında. benim içinse tam da karar aşamasında olduğum o "yeni biri" yoktu artık. çünkü senin hayatında biri varsa benim olmamalıydı değil mi? o zaman bir zamanlar yaşadığımız aşka ben senden daha mı sadık oluyordum? bilmiyorum. sadece olur olmaz zamanlarda seni hatırlatan birşeyler çıkıyor hep onu biliyorum işte. rüyamda gördüm dün gece seni. ben bir arabayla uzun bir yolculuğa çıkmıştım. vardığım yerde seni gördüm. bir tezgahın başındaydın. sana baktım. "ne olur gel." dedim sana. geldin. koluna girdim. şu anda bile hissedebiliyorum o anda duyduğum hissi. nasıldı biliyor musun? hani yalnız başına ağlarken birisi gelir ve omzuna elini koyar ya. daha çok ağlarsın ya. ve daha güvende hissedersin ya kendini. öyle işte. bunlar benim sana hiçbir zaman söyleyemeyeceklerim. ve senin benden hiçbir zaman duyamayacakların. şimdi hoşçakal...
    2 ...
  54. aşk acısının geçmesi

    1.
  55. Yitip giden aylar bütünü. Eski sevgilimi terkettiğimde bana dedi ki: "Her akşam başımı yastığa koyduğumda sana beddua edicem.Allah bana yaşattığın acının aynısını sana da yaşatsın." . Sandım ki acıyla söyledi o sözleri.. sandım ki allah bana aynı acıyı yaşatmaz.. oysa çok sürmedi.. tam 1 yıl sonra biri çıktı karşıma. aylarca peşimden koştu. çalıştığım yere gönderilen çiçekler, bana ulaşamadığı için arabamın plakasını polis arkadaşına kontrol ettirip bilgi edinmeye çalışmaları.. ve sonra yemeğe çıkmayı kabul etmem. daha yüzünü dahi görmediğim sadece telefonda sesini duyduğum ama hoşlanmaya başladığım adamla yemeğe çıkmayı kabul edişim. restauranta giderken arabamı park etmeye çalışıyordum. yanımda bir araba durdu. kafamı çevirip baktığımda aşık oldum aylardır peşimde koşan adama. yüzünü yüzüme dönüp, kafasını eğip bana baktı ve park yeri bulabildiğim için: "Çok şanslısın" dedi bana. O anda aşık oldum ona. Boşluktan, ilgi ihtiyacından falan değildi biliyordum. aşktı, çarpılmaydı ne derseniz deyin. sonra birlikte olmaya başladık. öyle güzel gidiyordu ki herşey. tamam kavga ediyorduk. tamam her sinirlendiğimde çekip gidiyordum ya da o çekip gidiyordu evet benden 3 yaş küçüktü ve evet ben bugüne kadar kendimden küçük bir adamla birlikte olmamıştım ama aşktı. aşk bittiğinde yaş farkını "ben ilerde bu yaş olayını kafama takarım" diyeceğini bilmeden kabul ettim. sandım ki olur gider. o söylerdi bunu hep. ne zaman sıkıntılı bir durum yaşasam bana bakıp "olur gider be" derdi. ailesiyle tanıştırdı beni, onlar beni ben onları çok sevdim. annesinin "bak kızım seni dinler söyle ona ne olur içmesin" deyişlerine, etrafın "çok kavgacı adam" demelerine, "gece hayatı var onun. sen çok duygusalsın farklısınız" deyişlerine hiç kulak asmadım. ve gün geldi saçmasapan bir nedenden dolayı "ben senden soğudum" dedi. "ara verelim" dedi. tam bir ay boyunca oyaladı beni. öyle çok ağlıyordum ki. tüm hayatım etkilendi, işimi yapamaz hale geldim. sanki biri karnıma bir bıçak sokmuştu ve her gün o bıçağı karnımda çeviriyordu. öyle bir acıymış ki aşk acısı allah düşmanımın başına vermesin diyecek kadar kötüymüş. karşısında ağlayıp "bir kez daha deneyelim" diye yalvardığım adam yüzüme bakıp: " zaten bizim sonumuz yoktu" diyebilecek kadar sevmiş beni. yüzünün her cm ini ezberlediğim, gözlerinin altındaki kırmızılıklara dahi aşık olduğum adam gözümün yaşına bakmadı. dalga geçer gibi ben ağlarken "tamam gidelim artık ben seni arabana bırakayım" dedikten sonra beni öpüp arabama bindirdi ve çekip gitti. bense ondan sonra tam 3 ay boyunca gözyaşı akıttım. geceyarıları her sarhoş olduğunda arayıp beni görmek istediğini söyler, beni özlediğine dair sözler eder. sonra ben bir ümide kapılıp onu aradığımda buz gibi bir sesle konuşurdu. velhasılı kelam sevgili dostum. sen şu anda bu satırları okuyorsan ve şu cümleye kadar okumaya devam ettiysen eğer bir zamanlar benim "acaba bir gün bu acı geçecek mi" diye çare arayıp aşk acısı başlıklarında yazılanları okuduğum konumdasın. geçiyor sevgili arkadaşım. çok çabuk olmayacak ama geçecek. şimdi aşkını da acısını da iyi yaşa. ve kimsenin canını yakma çünkü allah bir gün çektirdiğin acının aynısını sana da çektiriyor..
    30 ...
  56. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük