gerçek hayatta duyduğu ezikliğin bünyesinde açtığı derin yaraları onarmak adına girişti aşağılık ve kahpe yolda derdine derman ararken işlerin en kolayını seçip hırsızlık zanaatını benimseyen ve benimsediği zanaatı içindeki tatmin olmaz hırsızlık aşkıyla meşkederken aşağılık bir iş yapmış olmanın getirdiği riskleri ihmal edip görmezden geldiği risklerin bir gece ansızın götünde patlaması sonucu kimyası değişen ve insani belirtileri yitirerek hayvani vasıflar kazanan mutanttır.
uyuşturucu kaçakçılığı, ensest ilişki, silah tüccarlığı ve terör başta olmak üzere çeşitli alanlarda harkulade başarıların altına imzasını atıp altına imzasını attığı bu başarı abidelerinden aldığı güç ve kudretle bağımsız bir kürt devleti yahut da hiç olmadı federal bir devletçik kurma hülyaları peşinde depar atan ussain bolt karakterli ssygın kürt toplumunun sanatı ve sanatçıyı ihmal edip ruhu besleyen bu kavramlar üzerinde yeterince yoğunlaşamamasının acı bir yansıması olarak klasik müzik, opera, bale, resim ve heykelcilik gibi alanlarda başarılı olup bu alandaki başarısıyla dünya çapında saygın bir yer edinmiş kürt sanat erbabı insan yahut insanların yokluğudur.
bayan yazarlara yaranma derdiyle için için yanan sönük erkek bireyin, herhangi bir bayan yazara ait vasat denebilecek düzeydeki iletiyi okuduktan sonra soluğu malum yazarın nickaltına almak koşuluyla savurduğu 'çok ala bi yazar. yardırmıştır, güldürmüştür, karnıma ağrılar sokup beni hastanelik etmiştir.' klişeleriyle, yazamadığı lakin öte yandan da zihninden hiçbir vakit eksik etmediği sikme/sokma arzularının homojenidir.
insanın içini kıpır kıpır eden, bir yandan masumane duygularla saatlerce izlemek isterken öte yandan gerçek manada tutkuyla ve büyük bir aşkla gönül bağı kurulmasından ötürü, her bir parmağı iki dudağın arasında, nefesin, dilin ve dudakların ısısıyla bir dondurma misali eritip kana karıştırarak bedeninizi afyonlayıp kendinizden geçmenize vesile olmasını düşlediğiniz ve düşlerinizi eyleme döktüğünüz takdirde hazzın ebesinin amına attırmanızı sağlayacak olan, böyle; cennet meyvelerinden yapılmış yanarlı dönerli meyve tabağı gibim birşeydir.
hala kendisine kulluk etmeyen hatta, kulluk etmemeleri yetmezmişçesine daha da ileriye giderek kendisiyle ve duruşuyla taşan geçen insanların karşısında nevri dönen ve bahsi geçn kavmi helak etmeye karar vermiş peygamber yarısı, tanrı çeyreği mübarek insanın, zor günlerde kullanmak maksadıyla poke topunun içine hasettiği bir grup bedduayı 'seni seçtim anam' nidaları eşliğinde helak etmek istediği ulusözlük yazarları üstüne atmasıdır.
'allah' adını kullanarak din üzerinden siyasi ve maddi çıkar sağlayan fethullah ve tayfasını bitirip onları alaşağı ederek alemden silme planları yaptığı, darbeyle akepenin ümüğü sıkma hayalleri kurduğu iddia edilen ergenekon da bir numaranın allah çıkmasının ardından, yürütülen soruşturmanın, dünyevi boyutları aşıp görünen, bilinen, somut, maddi varlıkların peşine düşmek yerine metafizik boyutlara dalıp sürrealist bir yaklaşımla görünmeyen, soyut varlıklar üzerinden devam ettirilmesine binaen savcıların, ilah ve ilahi kavramlar üzerinde yoğunlaşıp allah ilen bağlantılı bütün yaratılmışları teknik ve fiziki takibe aldıktan sonra eldeki delil ve bilgilerin de desteğiyle azrail kod adlı yaratılmışın allah, doğal olarak da ergenekon, adına eceli gelen insanların canlarını alarak onları öldüren ve bu şekilde ergenekon'a hizmet eden bir tetikçi olduğu sonucuna ulaşmalarıyla açığa çıkan, tüylerimizi diken diken eden bir garip gerçektir.
birbirinden farklı alanlarda kamu hizmeti veren çeşitli devlet dairelerinin personel populasyonu içerisinde kendisine muhakkak yer bulan, sahip oldukları koca götleri, koca memeleri ve de kısa, kıvırcık kızıl saçlarıyla adeta eldeki bir örnekten klonlanmışasına birbirine benzeyen dişi bünyeler olup bir ayyıldızlı bayrağımız, bir atatürk büstü gibi her kamu kuruluşunda kesin kes bulunmasından yola çıkarak seri üretim sonucu üretildiğine ve devletimizin sahip olduğu ideoloji ve yürüttüğü stratejilerin gereği neticesinde her devlet dairesine yerleştirildiği ihtimali üzerinde durulan, orta yaşın üzerinde olduklarından dolayı bulundukları kurumun güzin ablası rütbesine terfi ettirilmiş anaç ruhlu balina kırması hanımablalardır.
ülkücü hareketin amerika destekli olmadığını aksine köklü ve sağlam bir geçmişe sahip olduğunu kanıtlamak için girişilen çeşitli bilim araştırmalarından birinin sonucu olarak kayıp kıta mu'nun bulunması ve kıta üzerindeki bir harabe içerisinde parmaklarıyla bozkurt işareti yaparken ölmüş fosillere rastlanması ve gün ışığına çıkarılmasıyla haberdar olduğumuz ilim, irfan yuvasıdır.
türk insanına olan düşkünlüğünden ötürü türk insanını gereğinden fazla sahiplenen ve yeri geldiğinde onların yerine düşünüp onların yerine karar alan, türklüğün fiziki, ruhi ve ahlaki gelişimini zedeleyecek her türlü faaliyeti kökünden kazımak gibi bir misyon yüklenen ve misyonu doğrultusunda vargücüyle çalışan en anaç ruhlu kurumumuzun, yani telekomünikasyon iletişim başkanlığınının neyi izleyip neyi izleyemeyeceğimize karar vermesi ve akabinde başta porno içerikli siteler olmak koşuluyla bir yığın sitenin kapısını birbir mühürlemesine içerlemiş, az biraz da kızmış yurdum insanının bu yasakçı zihniyete esaslı bir ders vermek ve kınamak için manidar bir eylem arayışına girmesi ve bu husus üzerinde kafa yorması neticesinde protesto gösterilerinin vazgeçilmez figürü olan siyah çelenk bırakma ritüelinden feyz alarak gerçekleştireceği eylemdir.
alanında gayet başarılı bir o kadar da ünlü fotoğraf sanatçılarının ve güzelliği dillere destan dişi bünyelerin el ele verip kadını, kadın bedeninin harkuladeliğini öne çıkarma amacı güden ve bunda da başarıya ulaşmakta zerre zorlanmayan başarı abidesi bir reklam çalışmasının ürünü olan ve ilki altmışlı yıllarda yayımlandıktan sonra istisnai yıllar haricinde kırk yılı aşkın bir süredir devam ede gelen, orjinalinin sınırlı sayıda basılıp belirli bir zümreye mensup homo sapiensoğullarına sunulduğu, ünü yedi cihana yayılmış pirelli takviminin, türkiye'yi mahalle mahalle, köy köy her haneye girmek koşuluyla, ağına düşürüp bünyesine katan cemmatçi yapılanmanın türkiye ilen yetinmeyip sahiplendiği misyon gereği acunun farklı bölgelerinde de yuvalanarak yayılmaktayken, gözüne kestirdiği ve yayımladığı kadın temalı erotik takvimler sebebiyetiyle kendi çapında bir şer odağı gördüğü pirelli'yi türkiye'den gelen ve istismara uğramış gariban ahaliden toplanan fonlarla satın alıp, şirketin yayımladığı, canlar verilesi, seyre doyum olmayan eşsiz kadınların bir güzel resmedildiği güzelim takvim konseptini değiştirerek daha muhafazakar bir temele oturtması, akabinde de muhafazakar kesimin, cemaatin önde gelen isimlerinden olan said-i kürdi, fethullah gülen gibi isimlerin ve bunlara ilave olarak badem bıyıklı siyasetçilerimiz ilen ulu önderimiz, gönüllerimizin padişahı birinci recep tayyip'in gülcemallerinin takvim sayfasını/sayfalarını süslemesiyle gerçekleşmesi öngörülmüş çalışmadır.
müşterilerinin, alış veriş öncesi abdest alıp niyet ettiği ve besmele ilen senkronize bir şekilde sağ ayakla eşiğinden girip bim'in kendine has maneviyat yüklü havasını ciğerlerinin en ucra köşesine dek yollayarak huzur ve huşu içinde beri yandan öte yana raflar arasında gezindiği, yer yer kutsal le cola ve kutsallığı tartışılmaz ülker mamülatlarına yüz göz sürüp ekstra sevap kazanma beklentisi içinde, etraflarını çevirmiş olan sahte ürünlerin allah katında emek hırsızlığına girip girmediği merakıyla salına salına arz-ı endam eylediği bu mağazayı kendisine dost belleyen ve soğuk bir akşamüstü dost bellediği bahsi geçen mağazaya girerek, ankara'nın taşşak büzüştüren soğundan kaçınıp kendisini, kıçını ve soğuktan büzüşen çükü ilen taşşaklarını bim'in sıcak koynunda ısıtıp az biraz kendine gelmekten gayri herhangi bir gayesi olmayan, minik, temiz ve masum çocuklardan meydana gelmiş 5 kişilik populasyonu kapıdan içeri adımlarını atar atmaz karşılayan, ne bim'in ruhuna ne de mekanın kutsallığına uygun hareket ederek, sadece, üşüyen bedenlerini allah'ın evi belledikleri bim mağazasında ısıtma arzusunda olan çocukları bir an dahi düşünmeden kapının dışına itekleyerek çevresindekilere acımasızlığın ve gaddarlığın ne manaya geldiğini göstermiş ve acımasızlığın, gaddarlığın canlı, kanlı timsali olarak tepkisel bakışlara maruz kalmış olan ve sergilediği bu hunhar davranış sebebiyle haklı olarak bim uleması tarafından şutlanması umulan, bim ruhundan, bim'in allah'ın evi olduğu bilincinden nasiplenememiş, kutsal değer bilmez, gaflet içindeki, sik kafalı, göt ağızlı, vajina dudağı kılıklı, iblis ruhlu, amcık bim çalışanıdır.
'başka bir alem' sloganıyla, türkiye'nin ilk özel televizyonlarından biri olarak 90'ların ilk yarısında kurulan ve yayın hayatına başlayan show tv'nin, özel sektör elindeki görsel medyanın emeklemeye, ayaklarının üstünde durmaya yeni yeni başladığı bir dönemde çeşitli yasal boşluklardan istifade ederek yayın politakasını paşa gönlünün arzuları doğrultusunda oluşturup, her daim, her şart altında insanların merakını çekmiş olan cinsellliği bir kazanç kapısı olarak görmesi ve bu kazanç kapısını ardına kadar aralayarak azami ölçüde menfaat sağlamak maksatlı güttüğü yayın politikasıyla gece 00.00'dan sonra, ekranın köşesine kırmızı bir nokta koyup softcore erotik yayın yaparak, o güne dek, yalnızca koca koca video kasetlerinde yahut da siyah poşet içindeki porno dergilerde kendine yer bulmuş ve kısıtlı imkanlar sebebiyetiyle yalnızca belli bir kesimin erişebildiği materyaller haline gelmiş olan cinsellik temalı yayıncılığı, karasal yayın yapmanın da getirdiği avantajla her eve sokup hiçbir yayıncılık ilkesini tanımaksızın, çocukluğunun ya da ergenliğinin ilk dönemlerini geçirmekte olan genç dimağların, hepsinin olmasa dahi azımsanamayacak bir miktarının, fiziksel ve de ruhsal gelişimine balta vurarak, cinselliği ve vücudunu tanımaya henüz başlamış bu genç populasyonda çeşitlik saplantıların ve cinsel bağımlılıkların doğmasına ve ayrıca bu bireylerin o saplantılarının esiri olmasına vesile olarak bir kuşağı heder etmesinin, önce çeşitli toplum ve kavimler yaratıp daha sonra da 'yok olmadı' diyen ve kendi yarattığını kendisi imha eden yaratıcının 'kavim helak etme' anlayışıyla benzerliğinin farkına varılması ve bu tespitin mübalağalı bir üslup ilen dillendirilmesidir.
alman metal grubu rammstein'in içine düştüğü zor durumdan kurtulmak için binlerce yıllık türk töresini, kültürünü ve on milyonlarca yıllık bir oluşum sürecinden sonra evrimini tamamlayarak bugünkü erişilemez seviyesine gelmiş olan türk türkülerini incelemesi ve beğendiklerini, güya esinlenerek ama açık ve bariz bir şekilde birebir çalarak kendi müzikleriymişçesine dünyaya kakalaması ve saftirik dünya insanlığı ilen benliğinden yoksun türk kız ve oğlanlarının bu yalana inanması ilen gerçekleşmiş olan asrın dolandırıcılığıdır. pussy, bizim yıllar yılı mahmut tuncer üstadımızdan dinlemiş ve bellemiş olduğumuz bakkal amca türküsünün içindeki türkçe kelimelerinin yerine ilave edilmiş almanca ve ingilizde kelimelerle meydana gelmiş yüzyılın en büyük sanat hırsızlığıdır.
bilinen bir gerçektir ki türk toplumu cinselliği bir tabu olarak görür ve üzerinde alenen konuşmaktan kaçınır. onun yerine imalarla, mecazlarla kelime oyunlarıyla dile getirilir cinsellik ve bu yolla bahsolunur cinsellikten. hal böyle olunca sayısız kavram, deyim vb şey türemiştir cinsellik merkezli. farz-ı misal biri, birine çükeceği zaman ' sikmeye gidiyorum' demez, diyemez. onun yerine 'bugün aganigi naganigi var' der. türkiye'de cinselliği çağrıştıracak yüzlerce söz öbeğinden sadece biridir bu ve burda kullanmamızın amacı cinselliğin sadece birebir am, sik göt ve meme ile anlatılmadığı, onların yerine bir yığın kelimenin yeğlenebileceğinin ispatını desteklemektir.
şimdi hal yukarda görüldüğü gibiyken cinselliği tabulaştırmış ve öylece içselletirmiş bir toplumun meydana getirdiği ürünlerde de, ki bu bir şarkı olur, bir resim, heykel olur, cinselliği tanımlayan kelime yahut da uzuvlar birebir resmedilmez., çeşitli oyun ve hilelerle dillendirilir cinsellik.
tezimizi örneklerle destekleme devam edecek olursak, daha birkaç yıl öncesinde piyasaya çıkmış güzide bir sanat eseri olan o şimdi asker parçası bizim için paha biçilmez bir örnek teşkil edecektir. o şarkıda, sanatçı ruhlu insan;
o şimdi asker
canı neler ister
demek suretiyle, askerde olan erkek bireyin seks arzusunun, sikmek, sokmak eylemlerini icra arzusunun üst düzeyde olduğu gayet muzip ve nükteli bir şekilde vurgulamaktadır. şarkıda bariz bir şekilde am, sik göt, meme kelimeleri geçmemesine rağmen biz, askerin neyi arzuladığı gayet açık bir şekilde anlıyoruz.
evet, bir toplumun cinselliğe karşı yaklaşımını yeterince etüt ettiğimiz kanısındayım. gel gelelim bizim iddia ettiğimiz ana hususa ve rammstein'in denen alman özentisi hırbolara. bu hırbolar, cinselliğe karşı yaklaşımı yukarıda anlattığımız gibi olan bir toplumun en güzel türkülerinden birini alıyor ve sözlerini değiştirerek, türkçe sözlerdeki o muzip dili yok ederek almanca ve ingilizceye çevirip, ruhsuz ve herhangi bir sanatsal değeri olmayan am isminde şarkı yapıyor. bakmayın yapıyor dediğime çalıyor efendim, çalıyor.
öncelikle mahmut tuncer'den dinlediğimiz o sıcak bakkal amca türkümüzü ele alalım. türkünün sözler şu şekildedir:
Bakkal amca bakkal amca (Ne var)
Yağıyi var mı (Var var)
Uniyi var mı (Var var)
Şekeri var mı (Var var)
Ne duruyorsun (Ne yapayım)
Helva yapsana helva yapsana
Helva yapsana vay vay helva yapsana
Şoför amca şoför amca (Ne var)
Arabay var mı (Var var)
Benziniy var mı (Var var)
Yolcular var mı (Var var)
Ne duruyorsun (Ne yapayım)
Gasa bassana gaz bassana
Gaza bassana vay vay gaza bassana
şimde de o hırsız, düzenbaz grubun çakma şarkısının en vurucu yerini ele alalım. pussy'nin nakarat bölümünde tekrarlanan sözleri şöyledir:
You've got a pussy
I have a dick
So, what's the problem
Let's do it quick
So take me now before it's too late
Life's too short so I can't wait
şimdi bu sözleri üç aşağı beş yukarı türkçe'ye çevirelim. hain, alçak, emek hırsızı rammstein ne demek istiyor görelim.
senin amın
benim sikim var.
peki o zaman sorun ne?
hadi şunu hemen yapalım
geç olmadan çek beni içine
hayat çok kısa öylece bekleyemem
bütün gerçekler şimdi gün gibi, kabak gibi ortaya çıktı değil mi? nasıl da görülüyor rammstein dedikleri düzenbaz grubun emek hırsızlığı? bu kadar alçak, bu kadar sahtekar, bu kadar korsancı olunmaz. and olsun ilk farkettiğimde sinirden çüküme elektrik verdim. biz ar damarı çatlamamış, ahlaki yönden çökmemiş insanlar olduğumuz için bariz bi şekilde am, sik, göt, meme kelimelerini kullanmamış da olayı dolambaçlı bir şekilde dile getirmişiz bu herifler ise direk söylemiş tek fark bu. biz olayı mizahi ve muzip bir dille sempatik anlatırken elin gavuru kaba ve fütursuzca dile getirmiş. biz demişiz ki;
araban var( yani seks eyleminin icra edileceği herhangi bir kapalı mekan)
yolcun var(yani fuck body'in)
benzinin var( seks arzusu, isteği)
ne duruyorsun
gaza bassana( hadi siksene, soksana)
sen al bunu
sende am
bende sik var
peki o zaman problem ne
hadi şunu hemen yapalım
diye, sözüm ona şarkı yap ve piyasaya sür. herşeyi geçtim son iki dize birebir tıpkısının aynısı. vallahi ayıp, billahi günah. nedir yahu bu ülkenin dış mihraklardan çektiği. biri ülkeyi bölmek ister, biri kültürümüzü yozlaştırmak ister, diğeri çıkar yemeğizi sahiplenir, beriki gelir türkümüzü araklar... herşeyde bi dış mihrak parmağı...yapmayacaktın bunu bize. biz seni mert, yiğit bellemiştik rammstein. yakışmadı, olmadı bu sefer.
onlarca yıllık zaman aralığına yayılmış, yüzlerce farklı olayı birbirine bağlayıp belli bir kesimin üzerine ihale ederek ucu açık bir şekilde devam edegelen ve bu soruşturma kapsamında akepe'ye, gülen'e, onların düşünce ve yapılanmasına karşı aykırı duruş sergileyen yahut da herhangi bir aykırı söylemde bulunup, akepe ve yandaşlarının gülcemalininde rahatsızlık yaratanların bir bir içeri alınıp bertaraf edilmesi maksatlı kurgulanmış oyunda, bir türlü sona erişilememesi ve varlığından bahsolunan ama ne hikmetse kendisi bir türlü ortaya çıkarılamayan 'bir numaranın' erişilemezliğine ve ulviliğine bakıp, bu durumdan işkillenen bireyin aklına muhtemel bir numara olarak allah'ın gelmesi, bu fikriyatına dayanak olarak da 'allah'ın kendi adını kullanarak prim ve çıkar elde etme amacı güden fethullahçı yapılanmadan yaka silkip olaya bizzat müdahil olmak suretiyle bu din istismarcısı kımılları ve fethullah gülen'i bitirme planları yapmış olabileceğini' alıp bu ihtimal üzerinden yürütülen düşsel eylem sonucu olabiliritesinin bir hayli yüksek olduğu sonucuna ulaşılan ve bu yüksel ihtimalin gerçekle birebir örtüşmesi halinde ise bugün ergenekon oyununa destek veren birçok kişi ve kurumun göte gelmesine vesile olacağına kanaat getirilmiş varsayım.
-olm pusuya yatmasana lan
+yatarım bilader sana ne
-yatma göt herif. bokunu çıkarma oyunun
+ne göt mü? ayna ayna ayna
+al aynanı götüne sok. amını mıncıkladığım oğlu.
-bana ha? şimdi indirdim ebenin amına
+)&^+%&)=?
beklenen ve umut edilen durumun aksine üniversiteye gelirken, tamamiyle olmasa dahi azıcık ucundan bile olgunlaşma belirtisi gösterememiş ve bu durumun sonucu olarak geçen yıllara, değişen şartlara ve zamana inat ergenliğininden ödün vermeyerek her daim ergen olabilmeyi başarmış, ergenliğin ve ergen olmanın getirdiği dürtülerle zaman, yaş, mekan tanımaksızın öküzlük yapabiliritesi olduğunu herkese bir güzel ispat ederek ederek kendisi hakkında daha önceden oluşmuş 'malın teki ama zaman zaman insan emareleri gösteriyor' önyargısını kırmak suretiyle kendisi hakkında böyle yalan yanlış düşüncelere kapılmanın boş bir hareket olduğunu vurgulamış ve buna mütakip kendisinin insan olabileceğini düşünen saftirik arkadaşlarını göt ederek, böylesine bir düşüncenin kökten yanlış olduğunu, kendisinin insan doğmuş olmakla birlikte kişisel tercihleriyle hayvana evrimleşmeyi yeğlediğini ve hayatı, bir hayvan gibi yaşamak istediğini belirtip bu doğrultuda hareket ederek dimağlarımızı zorlayan bir hayvanat olmayı becermiş, böyle yarı hayvan yarı insan gibim, böyle sentor gibim bir canlı türü olarak sokaklarımızda, okullarımızda gördüğümüz, kantır oynarken sırf arkadaşı pusuya yatıyor diye utanma ve sıkılma göstermeksizin kavgaya tutuşacak kadar mamutlaşabilen ve sergilediği hal ve hareketleriyle tanrı'nın bizi kendisiyle sınadığını düşündüğümüz tahammül ve sabır sınırlarımızı zorlayan mitolojik canlı.
her kış yakandığımız yahut da yakalanmamızın muhtemel olduğu griplere karşı ilk çare olarak başvurup, cebimizden, başucumuzdan eksik etmediğimiz, yorgun, bitkin ve halsiz bir halde hayat mücadelesi verdiğimiz o zor günlerde ucuzluğu ve kolay bulunurluğu ile her daim can simidimiz olarak görüp sarıldığımız, içerisindeki limon, portakal hatta yer yer de mandolina aromasıyla hasta bünyelermizin c vitamini ihtiyacını karşılamak için elinden geleni ardına koymayan ve bizim iyileşebilmemiz için ağzımızda eriyip kendini feda etmekten geri kalmayarak iyileşmemiz için kendine düşen görevi fazlasıyla yerine getirip güneşli, güzel günler görmemize elinden geldiğince katkıda bulunan bu dava adamı, bu yoldaş, bu gözüpek üründen güç ve cesaret alarak, birkaç kişiyi öldürdüğü için götü kalkan, kendini bişey sanıp üzerimize üzerimize gelen şu domuz gribi dedikleri çapsız, ibne salgına karşı onurlu ve başı dik bir mücadeleye girişip cansiperane savaşmak ve belki de tabiri caizse üç yüz spartalı gibi direnmek ve onu alt etmektir.
bazıları çıkacak mal mısın ölürsün diyecek. bazıları çıkacak başlık sıçmışsın diye çemkirecek. onlar ki bizi anlayamayacak olan, yüce limonlu olips'in kutsallığının farkına varamamış kalp gözleri, kapalı ruh ve yürek sağırlarıdır. biz, limonlu olips mucizesine inananlar, bu kutsal ürünün mucizesinden asla ve asla şüpheye düşmeden, onun yardımıyla hastalığa yakalanmadan yaşamayı sürdüreceğiz ve limonlu olips mucizesine inanmayarak kendini ve toplumunu heba eden bu kafir, münafık, zındık insan ve yöneticilerin yok oluşlarını yüzümüzdeki swh'larla izleyeceğiz.
hiç unutamıyorum o pazar sabahını. içim içime sığmıyor, mutluluk ve huzurla dolan yüreğim yüzümde manasız melih gökçek gülümsemelerine neden oluyordu. bir pazar gününü babasıyla dışarıda geirecek evladın heycanından çok geneleve gidip sikmeyi öğrenmeye çalışan toy bir abazan heycanıydı benimkisi. bu heycanla bir tezkanlılık hayat buldu bünyemde. herşeyi hemencecik yapıyor bir an önce dışarı çıkıp babamla eğlenmeyi, ondan hayata, spora ve kadınlara dair hiç kimsenin bilmediği eşsiz ayrıntılar öğrenmeyi istiyordum. bir o yana bir bu yana koşturup bütün işlerin hemen bitmesi için kendi kendime seferberlik ilan ettim. bi bakıyorsunuz dubleks evimizin bahçesindeki çimleri biçen babama yardım ediyorum, bi bakıyorsunuz büyük salonumuzun ortasındaki mutfağında bize kahvaltı için krep ilen mısır gevreği hazırlayan anama yardım ediyorum. tüm bunlaır yaparken de gözüm sürekli kolumdaki saatimde. öğleden sonra kilis pistons ilen ığdır kings'in maçı var. kaçmaz. tadına doyum olmaz bir beyzbol maçı. yüz küsür yıllık ezeli bir rekabet var ortada ve biz ev sahibi olarak şampiyonluğa giden yolda ığdır kings'i kesinlikle yenmek zorundayız. eminim yeneceğiz de...
tam bu esnada her zamanki gibi davut geldi bisikletiyle. çok dakik çocuktur bizim davut. gazete dağıtım işine girdiği zaman beri çok muhabbet edemiyor olmamız biraz canımı sıksa da onu anlayışla karşılıyor, kazandığı papellerle alacağı arabaya atacağımız kızları düşünüyor üstüne gitmiyorum. bana bi göz selamı çaktıktan sonra babama kuru bir günaydın mistır öztürk deyip gazeteyi fırlattığı gibi uzadı ibnetor. çok fırlama çocuktur...
gazetesini alan babam çim biçmeyi yarıda bırakıp doğruca eve girdi. eline aldığı büyük fincan kahveyle today's zaman'ın spor sayfasına gömdü kafayı. koyu kilis pistons taraftarı olan babamdan ilk küfürü de işte o an duydum. kilis pistons'lı milli beyzbolcu abdülkadir mustafa'nın bugünkü derbide oynayamayacağını öğrenen babam birden boş bulunarak: hey allah kahretsin sizi beyaz kıçını tekmelediğimin çocukları gibisinden üst düzey, aklın ve zekanın sınırlarını zorlayan bir küfür savurdu ortalığa. ben ve anacığımsa öylece baka kaldık pederin yüzüne şaşkın şaşkın..
kahvaltımızı bitirmemizle hemen çıktık evden. babam önce arabayı garajından çıkardı ve ardından aşağı mahallediki high school'da okuyan beni kucaklayıp kamyonetin arka koltuğuna oturturdu. çok disipli, dediğim dedik alan bu babam. çocuklar 18'ine girene kadar ön koltuğa oturamaz der durur ben öne geçmeye kalkıştıkça...
biten maçın ardından gelen ağır yenilgi babamın ve doğal olarak da benim moralimi alt üst etti. sahamızda, yüzbinlerce kilis pistons seyircisi önünde aldığımız bu ağır yenilgi kilis atatürk beyzbol arenayı adeta ölü evine döndürdü. bu yenilgi göte çok kötü girmişti. yenilgiyle keyfi kaçan babam beni dürtükleyerek ' gel evlat birer bira atıp kendimize gelelim 'dedi. kuralcı babam gün içinde ikinci kez kendi kuralını çiğniyor ve beni kendi elleriyle alkole yönlendiriyordu. arenadan çıkar çıkmaz karşıdaki puba gidip birer 50'lik bira içtik pederle. ardından dönüş yoluna koyulduk...
eve girer girmez ilk iş köpekler gibi susamış olmanın getirdiği hisle dubleks evimizin büyük salonunun tam ortasında yer alan mutfağımıza gidip kana kana su içmek oldu. tam suyumu içip bardağı bırakıyordum ki gözüme tezgahın köşesinde duran supangleler takıldı. sürüsüne bereket supangle vardı orda. o an sevinç çığlıkları yükseldi benden: aa supangle babaannem mi geldi...
evet babaannem ve grand dedem gelmişlerdi artvinden. gelirken getirdikleri artvin fıstık ezmesi yetmiyormuş gibi babaannem oturmuş ve bir de o meşhur supanglesinden yapmıştı bize, benim için. benim sevinç çığlığımı duyan babaannem ve grand dedem saklandıkları perdenin arkasından çıkıp sörpryaz diye bana doğru koşmaya başladılar. gerçekten büyük sörprayzdı. hiç ummadığım bir anda, kilis pistons'ın ağır yenilgisiyle hüzünle dolduğum o günde babaannemin ve grand dedemin gelmesi, meşhur artvin fıstık ezmesi getirmeleri tüm bunların yanı sıra babaannemin o meşhur supanglesini yiyecek olmam herşeyi unutturdu bana. derhal gidip babaannemin pembe ojeli ellerini öpüp inci kolye ile süslediği boynuna sarıldım. öpüştük. dudağımdan öptü babaannem beni. akabinde sonsuz huzur, sonsuz mutluluk...
tüm bunlar gerçek olsaydı şöyle olurdu tanım: türk gelenek ve göreneklerini, kültürünü, yemeğini yaşatarak gelecek nesillerin dejenere olup soysuzlaşmasını engellemekten başka bir gayesini olmayan, tırnaklarını pembe ojeyle süsleyen, akepeliler gibi türbanın altına sığınmaktsansa beyaz pamuk saçlarını savura savura gezinen, şu sıralar pek de bulunmayan muhafazakar bir babaanneye sahip tanrı'nın sevgili kulu olarak yaratılmış öz be öz türk soylu insan.
kırmızı ojeyle süslediği minik beyaz ayaklarını, giydiği parmak arası terlikle adeta gözümüze sokarcasına ortalarda salınarak hepimizi aşırı derecede tahrik edip bizi tabiri caizse kasap vitrinindeki ciğere bakan aç kedi gibi kendini seyrettirmeye mecbur kılan, üstüne üstlük de içimize serptiği erotizm tohumlarıyla elimizde olmayarak kendisi hakkında günahkar eylemler düşünmek zorunda bırakan lakin bizi bu duruma sürükleyenin bizden çok, kendisinin bu tahrik dolu hareketleri olduğundan bihaber dişi bireydir. akepe'nin emri olan çarşafla kendini kamufle etseydi ne ben günaha girecek ne de kendisi beni günaha soktuğu için hanesine ekstra günah yazdırmayacak ve herşey bambaşka olacaktı.
yıllar yılı er meydanı savaş alanlarında Türk ırkına sayısız savaşı, zaferi kazandırarak Türk'ü cihangir kılıp çağına hükmetmesini sağlamış ve Türklerle özdeşleşmiş bir savaş taktiği olarak tanınmış hilal şeklinde saldırı adabınının spermler tarafından, başarılı bir dölleme gerçekleştirmek adına kullanılmasıdır.
her ari kürt ırkı mensubu gibi, ezilen halkını ezen ırkın ayakları altından alıp, onlara özgür bir dünyanın ve huzurlu bir yaşamın kapılarını açma güdüsüyle genç yaşında örgüt saflarına katılarak ata mesleği terörizmle iştigal olmayı seçen ve buna mütakip zaman içinde, dağdaki boktan yaşamdan, kirden pasaktan, bitten, pireden ve de en önemlisi başteröristler çatır çatır hatun kaldırırken sade ve sadece onların zevk çığlıkları eşliğinde hayal dünyasında kurduğu yatak odasında hayalindeki kadını sikerek kendini tatmin etmekten bıkan ve hali hazırdaki, dağdan gelen boku dahi bi incelemeye tabi tutmadan ekosisteme salıveren rezil anlayışın mallığından faydalanarak kendisini tez vakitte aklayıp bir kadının sıcak kukusuna atmayı düşleyen, kadına ve cinselliğe dair bildiği tek şey bilmediği bir yerde bilmediği bir insanın dile getirdiği 'zar patlatmak' sözü olup, bu sözü götizm akımı etkisiyle götüne göre yorumlayarak icraya koyulan terörist türü.
tutkulu bir şekilde tamamlanan ön sevişmenin ardından tam işin esas bölümüne geçmek üzere harekete geçmişken, vücuttaki herbir hücrenin takım ruhu içerisinde kolektif bir şekilde hareketinin zaruri bir ihtiyaç olduğu o anda ekip ruhuna uymayan bir hareketle daha çük kukunun içine girmeye dahi fırsat bulamadan emir komuta zincirini kırarak kendi başına karar verip saatte elli bilmem kaç kilometre hızla çükten çıkan ve yaptığı bu bireysel hata sonucu diğer spermleri de gaza getirip kişinin erken boşalmasına neden olarak erkeği kadının önünde madara edip, pat pat yere dökülen spermler içerisinden suçlu olanını bularak döküldükleri içtima alanında bir güzel ayar vermektir. olan olduğu için beyhudedir ama geride kalanlara ibret olabilir.
erken boşalmış erkek: e
spermler: s
erken boşalan sperm: ü
e: öyle oluyor değil mi şimdi. iki dakkada boşalıyorsunuz! ne iki dakkası 45 saniye. 45!
s: ...
ü: ..
e: büyük bir hazzın sonucu mu boşaldınız? ha? hayır. bu adam erken çıktı diye boşaldınız!
uzun yol otobüslerinde yolculuk esnasında şekerleme yapan, gözünü, kafasını dinlendirerek keyifli bir yolculuk geçirme isteğinde olan kendi halindeki yolcuya, her on dakikada bir ' su içer misiniz ' ' kulaklık ister misiniz ' gibi tekliflerle gelip bir de el ilen dürtüklemek suretiyle rahatsızlık ve huzursuzluk vererek, yolculuğu mundar eden ayhan ışık bıyıklı, çirkin hostesin burnunun üstüne kafa atarak mundar olan yolculuğun intikamını bir nebze de almış olmayı düşleyen yolcunun içindeki kuvvetli intikam hissi.
ayça22'nin yapamadıklarını yaparak ve ondan aldığı bayrağa daha da ilerilere taşıyarak kendinden sonrakileri bir hayli zorlayacağı, duruşu, resmi ve 'seks istiyorum la' bakışıyla apaçık belli olup, hizmet verdiği alanda çıtayı bir hayli yükselten, kazanacağı kumar tutkusu ve madde bağımlılığı gibi vasıflarla hayallerimizi süsleyen ve kısaca evlenilecek kız olarak tanımladığımız kız kategorisine kolayca girecek, sevimliliği ve hiçbir insan evladını ötekinden ayırt etmeden kendini tıklattıran cana yakın edalarıylar annelerimizin, teyzelerimizin sempatisini kazanmakta hiç zorlanmayarak tez vakitte aile fertleri arasında yerini alması kaçınılmaz olan dilberdir.
yıllar yılı abd bandrollü film ve dizileri izlemiş, bu dizilerdeki garsona yüz dolar bahşiş veren coni amca modeline öykünmüş ve bu klasik sahneyi hayatının bir anında canlandırmayı amaç edinmiş, bir alışveriş sonucunda kendisine para üzeri olarak takdim edilen beş kuruşa sırt çevirip götü kasiyere dönük giderken, hayır kurumuna gösteriş amaçlı yüklü bir bağış yapmış türk sonradan görmesi edasıyla 'üstü kalsın' diyerek bir bok yaptığını zanneden öküz.
parasının üzerini alsa yahut da o 5 kuruş hiç yokmuş gibi davransa ortada zerre sorun kalmayacak ama beyimiz imparatorların, kraliçerin torunu, şatolarda yaşayan bir asilzade ya tenezzül etmiyor 5 kuruşa. yok tipine bakıyorum, çıkarım cebimdeki parayı vereceğim ama havasından yanından geçilmiyor kazmanın. o değil de havan kime yabancı. bu artislik, bu cool tavırlar neyin nesi. ellerin nasırlaşmış, üstün başın kir pas içinde ama hala inatla küçük dağları ben yarattım tripleri. şeytan dedi al o beş kuruşu dedi git dedi şu dallamanın orasına burasına sokuştur dedi. sonra devam etti ' ben seni, senin soluduğun havayı, yaşadığın gezegeni trilyonlarca kez alırım ulan de' dedi. ama ben derin bi nefes alıp sakinleştim de şeytanın bu gazına gelmedim. gelsem kim bilir neler olacak. evlerden ırak.
olmadı. yapamadık. tutunamadık bu fani dünyada. ey alemleri yaradan ulu rabbimiz, aç kollarını 72 milyon sana geliyoruz. bize göre değil buralar. hayal dünyamızın genişliği, manyaklığımızın kütlesi ağır geliyor bu küçük küreye. biz yapamıyoruz buralarda. al artık bizi yanına. hadi be tanrım be. al bizi yanına topyekün.
darkman06: ben actım gentslave ne oldu :S
madem salaksa buraya uğramazsın olur biter, herşeye burnunu sokmamış olursun.
doormat: bunda şaşıracak birşey yok şeker..millet hayvanlarla cinsel ilişkiye giriyorki kesinlikle karşıyım. şurda tırnak yemişiz çokmu
--spoiler--
evet, fetişizm, en asil hazların ve tutkuların yer aldığı güzel bir kavram. ona sözümüz yok. örneğin,sevgilinin ayağını ağza alıp dakikalarca emmek yahut da sevgilinin ayakları yordamıyla mastürbasyon yaparken, yüzünde yaptığı eylemden aldığı keyifle gülümseyen partnerle göz göze gelmek ya da ne bileyim onun o hoş kokulu ayaklarını koklayarak afyonlanmak gerçekten tadına doyum olmayan lezzetler. amma ve lakin, sevgilinin ayak tırnağını yemek; eşeğin altına yatıp üzerinize sıçmasını beklemekten farksız. bir takım objelere/ figürlere aşırı tutku duysa da insan, bilmeli nerede duracağını. hazır yeri gelmişken bütün güzel ayaklı kızlara göz kırpıyor, selamlarımı iletiyorum.
tanım: ibnesinin, lezbiyeninin ve envai çeşit manyağının toplaşıp, engin hayal dünyalarının ürünlerini birbirine aktardığı bir garip yer.
adamın biri çıkar da derse ki editi: ulan onları manyak olmakla suçlamışsın ama sen pek mi makulsun? hele şu söylediklerine bak./ he dostum ben onlara nazaran makulum. kendi kırmızı çizgilerim var benim tamam mı?*
güzel yurdumun güzel otobüs duraklarından birinde bekliyorum. saçlarımı yıkamış, güzel kıyafetlerimi giymiş, bi güzel parfümlenmişim. misler gibi kokuyorum. az biraz da karizmatik bi görüntü var hani. ama çok değil az. okuluma gitme gayesiyle otobüsmü bekliyorum. 230 nolu ikarus gelecek büyük ihtimal. boeing yediyüz bilmem kaç motoru var bu ikaruslarda. öyle güçlü b motor ki sesini metrelerce öteden duymanız pek kolay. üç dakka, beş dakka, on dakka derken geldi oturgaçlı götürgecim. yine bütün ihtişamıyla tıklım tıklım. kedi misali içine girmeye çalışıyorum. yani kafayı bi soksam tamamdır vücudun arkası muhakkak girecek. biniyorum. mahşeri bi kalabalık ve cehenem gibi sıcak içerisi. herkes birbirine yapışmış, hareket etmek değil nefes almak için göğüs kafesini şişirmek dahi namümkün. o yüzden doyasıya nefes alamıyor, şöyle göğüs kafesimi adam akıllı oksijenle doldurup şişiremiyorum. küçük küçük nefesler alıyorum sadece. bi ara gözüm yanımdan tam arkama doğru ilermeye çalışan dünyalar tatlısı minyon bir kıza takılıyor. kız milim milim ilerleyerek tam arkama geliyor ve oracıkta sabitliyor kendini. böyle başlıyor yolculuğumuz...
biraz ilerledikten sonra bir durakta daha duruyor otobüs. içerideki mahşeri kalabalığı umursamadan okuluna yetişme gayesiyle bir yığın insan daha biniyor araca. yenilerle otobüsün iç sıcaklığı daha da artıyor, terlemeye, erimeye başlıyoruz. boncuk boncuk terler döküyor her birimiz. kimimiz katı halden sıvıya, derken gaza dönüşüp yok oluyor, buharlaşyor göz göre göre. ben ve benim gibi buharlaşma noktasına henüz ulaşamayanlar ise erimeye devam ediyor. arkamdaki dünyalar tatlısı kız da bunlardan biri. eriyor, hissedebiliyorum. artan sıcaklık ve populasyon ile daha da yaklaşıyoruz birbirimize, götlerimiz iç içe geçiyor. tıpkı yüksek sıcaklıkta eritilip birbirine karıştırılmış metaller gibi, sıcaklıkla kendinden geçen ve sıkış tıkış gitmenin getirdiği baskıyla birbirine yapışan götlerimiz artık fiziksel bir reaksiyon gerçekleştiriyor ve bir götün başka bir götle alaşımı meydana geliyor. bu halde devam ediyoruz yolculuğumuzun kalan kısmına.
otobüsün kampüse girmesiyle bir burukluk oluşuyor içimde. tanımadığım, bilmediğim, görmediğim ama alaşım yaptığım götten ayrılacağımı görüyor, üzülüyorum. evet ayrılacağız biz. altı üstü fiziksel bir reaksiyon bizimkisi. fiziksel şartlarla birleşti götlerimiz, yine fiziksel şartlarla ayrılacak birbirinden. canımı yakıyor bu durum, her haz bu kadar kısa mı sürmek zorunda deyip sitem ediyorum allah'a. ben bu buruklukla kıvranırken kız iniyor araçtan. iç içe gemiş götlerimiz ayrılıyor. eksiklik duyuyorum o an. üşüyorum. o gidince, eksilen yanımdan, yarım kalan götümden ayrılığın soğuk rüzgarları giriyor. sonrası hüzün, sonrası acı...
tanım: yurdum ulaşım sisteminin, insanları kaynaştırmayı ve sosyalleştirmeyi esas alan bir yapı üzerine kurulması sonucu tıklım tıklım doldurulan otobüslerde, sıcaklık ve fiziksel unsurlarn teşviki sonucu birbirini tanımayan iki götün birbiriyle dostluk kurması.
lan bakıyorum haberlere türkiye'ye nota veren verene. israil nota vermiş bize. kardeş azerbaycan da keza öyle. bunları geçtim, abd'nin ayakalrı altında ezilen boktan ırak dahi büyümüş de bize nota verir hale gelmiş. yarın öbür gün san marino'da çıkar: türkiye akıllı olsun akıllı. adamın götünden kan alırız biz derse ne yapar ne ederiz ve aklıma bu geldi. baba da anneye nota versin lan.
--işte böyle çıktı bu--
açılımların saçılımların ardı ardına geldiği, demokrasiye doğru hızlandırılmış tren misali pek bi hızlı ilerlediğimiz şu günlerde, demokrasiyi ulu başbakanından hazmede hazmede öğrenmiş yurdum bireylerinin öğrendiklerini pratiğe dökmesi ve demokrasi kavramının yurdum insanının iliklerine kadar işlemesi sonucu aile içinde gelişen/geliştirilen bir tür bürokratik işlem. kadına şiddetin, töre cinayetinin önüne geçeceğine eminim. adam karısının yemeklerinden mi şikayetçi. yok öyle hemen dayak, yaptırım. alıcak eline kağıdı kalemi yazacak üzerine birkaç satır, çocuğu elçi yapıp yollayacak karısına notasını: sevgili karıcığım, yemeklerdeki başarısızlığının sürmesi durumunda dayak sizin için kaçınılmazdır. bilmeni ister, gereğini yapacağını umut ederim. işte budur demokratik medeni, türk insanına yakışan.
sadece çekirdek aile içinde değil, büyük aile organizasyonları içinde de bir güzel uygulanır ki bu. farz-ı misal büyük doğu aşiretleri. aile meclisleri var. sonra o meclislerin binlerce yıllık kanunları, yasaları, kuralları var. örf, adet demişler adına. ama bildiğin yasa yani. yasaya aykırı hareket eden babalara geliyor. kız ailesinin değil de arzuladığı erkeğin altına yatınca bi güzel ruhunu alıyorlar. çok barbarca. yakışmıyor 12 bin yıllık ari kürt ırkına. derhal demokratikleşip, can almadan önce en azından ihtar etmeyi, uyarmayı içselleştirmeliler. öldürmeden önce bi nota verip uyarsınlar kızı. yakışan, olması gereken budur. hadi bakalım hayırlısı.
karşısında, kafasında kurduğu binlerce ayak konulu hikayelerden birini yahut da bir kaçını uygulama arzusuyla bekleyen ayak fetişisti bireyin tercihleri doğrultusunda önceden hazırlamış olduğu(kimi kınalı sever, kimi ojeli, kimi dövmeli) ayağını, müşterisine sunarak müşterinin yalamasına, emmesine, koklayıp içine çekerek afyonlanmış gibi kendinden geçmesine izin veren, yeri geldiği zaman ayaklarıyla müşterisine mastürbasyon yapmaktan geri kalmayan ve yeri geldiği zaman da çıplak ayaklarıyla onun üzerinde yürüyerek arzularının ve saplantılarının esiri olmuş bireyi, ayakları altında ezerek onun bu seansdan azami ölçüde haz almasını sağlayarak erkeğin hayallerini gerçek kılan ve sunduğu bu hizmet karşılığında emeğinin hakkı, alnının teri olarak ücret alan, bilinen ve bulunması kolay genel orospulardan sıyrılarak kendi sektörünü yaratmayı bilmiş ve becermiş, bize de ne kadar iyi bir piyasa analizisti olduğunu göstererek akıllarımızda yer etmiş insandır.
derse aşık yahut da bağımlı olmanın getirdiği o dinmek bilmeyen arzuyla dersle meşk halinde not tutarken dersin büyüleyici havasına kapılıp kendinden geçerek, masanın bir kısmını memelerinin altına sokuşturduktan sonra memelerini masanın üzerine yayarak, dersi dinlemenin ve not tutmanın nasıl eşsiz ve tadına doyum olmayan büyük bir haz olduğunu herkese ispat etmiş, erkekler arasında parmakla gösterilen müspet kızdır.
sivri burun ayakkabısı, beyaz gömleği, kumaş pantolonu ve hafif kirli sakalıyla mahallede ipsiz sapsız dolaşan, kimi zaman mahallenin bekşisi edasıyla asayişi sağlayan, yeri geldi mi eğlenmesini de bilip müslüm, orhan dinlerken en asil duygularıyla kendini jiletlemekten geri kalmayan sanatsever kıro git, yerine rober hatemo özentisi ibne saç tıraşı, düşük bel, koca koca armani, d&g armaları olan (sanki armani reklam vermiştir kendisine. giydiği her kıyafette kolum kadar harflerle armani yazar) sikimtırak pantolonu, ayakta çakma yırtık pırtık konversi, taşlı parlak küpelerle şenlendirdiği kulağı ve alınmış kaşlarıyla, haydi lililiili diyerek kendinden geçme potansiyeline sahip bakımlı erkek olmayı götünden anlamış ya da hiç anlayamamış, birinci nesile göre bir hayli kadınsı olan yeni nesil kıro gel hadisesidir. ilk sürüm kıroların aksine bunlar da abazanlık da görülmektedir. çünkü mert, cesuryürek, özgüven sahibi birinci nesil kıronun mahallede en azından bi yavuklusu muhakkak olur. olmadı delikanlılar gibi pavyona gider delikanlılar gibi (afadersiniz ama) çatır çatır iş görürdü. ikinci nesil ise bu konuda bir hayli şansızdır. çünkü yanlış yoldadır. kadına yaklaşmak için kadınsı olmak gerektiği yanılgısına kapıldıklarından bir kadına kolay kolay erişemez ve kralie elizabete mahkum yaşarlar. meraklıları için eklemekte fayda var. ilk sürümün en keyifli özelliği olan ipsiz sapsız gezme olayı bu sürümde de korunmuştur.
