bir türlü anlam veremiyorum bunlara. aynı video 50 cm arayla 1000 kişi tarafından çekiliyor zaten, konsere gitmişsin hala ekrandan bakıyorsun. eşe dosta kendini ispatlamak için belki de anın güzelliğini göremiyorlar.
Sayıları gün geçtikçe azalmaktadır. Bence sevginin en saf gösterilme şekillerinden biridir yemek yapmak. iyi yemek yapan bir kadın kolay kolay unutulmayacaktır orası kesin.
o kadar iğrenç ki henüz başlığı dahi açılmamış. kokoreç istiyorsun menemen veriyor adam resmen.
not: sebzesini az koyup kokoreçin tadını bastırmayan abilerin ellerinden öperim o ayrı.
youtube'dai kanal sahibi insanlara duyulan nefret. özellikle de para kazananlara, çok abonesi olanlara karşı inanılmaz bir nefret var. evet, çoğu kanal aptalca, faydasız olabilir, fazla emek vermeden çok para kazananları olabilir ama bu insanlardan nefret etmek için bir neden değil bence. tamamen kıskançlıktan kaynaklanan bir nefret olduğunu düşünüyorum. kimse kimsenin videosunu izlemek zorunda değil. beğenmezsen izlemezsin olur biter.
şu entryde (bkz: umut kırmak/#35934312) bahsi geçen yapmacık insan kaynakları reddedişi. o kadar tatlı, o kadar güzel bir cümle ki sanarsın işe alacaklar... başvurunuz reddedilmiştir yazılsa bence daha samimi, daha az sinir bozucu olacaktır. ben de maalesef insan kaynaklarının bu tarz cümle kalıplarını gördüğüm zaman içimden hakaret içermeyen bir değerlendirme yapamıyorum...
(bkz: anladın sen onu)
çok komik gerçekten, o kızın vebalini alamam falan diyorlar ciddi ciddi sevişmekten bahsederken... sanki kızın böbreğini çalıyor, anne babasını öldürüyor... sevişmek şu dünyadaki en zararsız şeylerden bir tanesidir ama oluşturulan algı mide bulandırıcı kesinlikle.
çok büyük bir karaktersizlik örneği oluşturur. bunu yapan kadına da şahit oldum erkeğe de. o anda ayrılmayan karşı tarafa da ayrıca üzülürüm her seferinde, bu kadar muhtaç olmamak lazım insanlara.
Kış günlerinde vitaminsiz kalan insandır. Hevesle aldığı meyveler dolapta çürüyüp gider zamanla. Kimse kalkıp da kendin soy demesin, o sevgiyle soyulmuş meyve tadı bambaşka bir şey.
hangi ruh hastalığının belirtisidir bilmiyorum. yalnızca çok komik geliyor bana, yok hristiyan adetiydi bilmem neydi.. birisi şu garibanları da çağırsın yılbaşında ev partisine de şu nefret, şu kıskançlık bitsin artık.
az önce fark ettim ki adam aşk acısını çok güzel kabulleniyor. aşkın illa ki ölümsüz olmasını beklemeyip empati kurabiliyor. hiçbir şarkısında denk gelmedim, "sen gittin ya ben kafama sıkarım" ya da "geri dön vicdansızın kızı" gibi değil de, çok daha sade ve açık anlatıyor duygularını. daha çok işte şu yüzden ayrıldık, bu yüzden aldattım, beni çok kanattın, üstünde şu vardı, bi baktım gitmiş vs vs. gayet gerçekçi, tarafsız ve yine de oldukça duygusal şarkılar hepsi. belki de bu yüzden diğer tüm aşk şarkılarından daha özel yerleri oluyor dinleyenleri için.
insanın doğasında olan bir süreçtir. kimisi henüz 9-10 yaşında büyümeye zorlanır, kimisi de 35 yaşında evde playstation oynar, anne ve babasından harçlık alır. nasıl ki bitkiler su ile büyüyorsa, insan da acı ve mecburiyetlerle büyüyor. sokaktaki çocukların hareketlerine bakınca anlıyor insan.
Gündüzleri fazla ağır gelen, geceleri ise aydınlatan şarkılardır.
Athena - an
Scorpions - holiday
Gorillaz - el manana
Manuş baba - geceler kara tren
Pilli bebek - olsun
Pilli bebek - eylül akşamı
The cranberries - electric blue eyes
Teoman - duş
System of a down - roulette
erkeğin kısmetini bağlamaya çalışan kızdır. sinsi sinsi koltuğun kenarına toka düşürmeler, güneş gözlüğü bırakmalar ve daha niceleri. aklınca başka bir kız gelince o eşyaları görüp gıcık olacak.
büyük bir vizyonsuzluk örneğidir. 5 senede harcanan 200 bin tl faize koyulduğunda aynı parayı vermektedir. zaten o 1800 tl'nin en az çeyreği işe gidebilmek, işyerine giymek için kıyafet almak amacıyla harcanır. kafanızı kaldırmadan çalışarak geçen 4-5 yılı hiç saymayalım en iyisi.
üniversite meslek edindirmek zorunda değildir tabii ki, sırf kültür, ilgi alanları için de okunabilir. ancak ekonomik açıdan bağımsız olabilmek için iyi bir eğitim alan insan bu yatırımının karşılığını daha iyi bir şekilde almalıdır.
aynı eliyle kokoreç pişiren, ekmek kesen kokoreççidir. eldiveni "ıyy kokoreç ivranç" diyen kızların gönüllerini bir nebze olsun ferahlatmak için takmıştır.
neyle karşılaşacağını bilmeyen erkektir. kadınla eve çıkınca tüm ev işlerini yıkacağını, pırıl pırıl bir evde yan gelip yatacağını, hatta illa ki sevişeceklerini vs düşünür. şimdiye kadar gözlemlediğim evlerde ise genelde erkekler kadınlarla eve çıkınca çok pişman oluyor. öncelikle o kadar da temizliğine düşkün olmayan çok kadın var ve aynı eve çıkıp da ilişkiye başlayan hiç kimse tanımıyorum. olan yine evde donla gezemeyen erkeğe oluyor sonunda.
dünyanın en gereksiz laflarından bir tanesidir. bir yerde yemek yersin, canının istediği bir şeyi alırsın, ne bileyim bir tatile çıkarsın sonra çevreden olur da birisi bunun fiyatını öğrenirse, biraz da pahalıysa hemen başlar " o parayla 6 ay geçinen var, benim arkadaşım 300 tl harçlıkla yaşıyor" muhabbetleri. herkesin başına gelmiştir illa ki, zengin veya fakir herkes bir ürün veya hizmet için fazla bulunabilecek bir miktarı gözden çıkartmıştır. şimdi asıl soru şu, adamın teki taş toprak yiyerek 5 lirayla 5 ay geçiniyor diye ben neden tatile gitmeyeyim, bunun benimle ne alakası var ulan? tamamen keyif kaçırmaya yönelik bir klişedir.
çevremdeki birçok insanın antidepresan kullandığını fark etmemle birlikte varlığından emin olduğum doktor çeşidi. insan sorunlarıyla ilaçlar olmadan da mücadele etmeyi bilmeli bence.
birçok fakültede rastlanır böyle tiplere. tüm bölüme not dağıtır, 9 kişiyi sınava hazırlar, hocayla sürekli iletişim halindedir, dersin 5 dakikasını bile kaçırmaz ancak konu sınav olunca 60-70 arası notlar alır genelde.