ancak "het türk asker doğar" zırvalarıyla gaza gelen aptal milliyetçilerin gurur duyacağı iş. vatan hizmeti diye gidilen askerde paşa ve onların kokoş ve kibirli karılarına hizmet edip sonra biz vatan hizmeti yapıyoruz derler. içlerinde paşa'nın doktora tezini hazırlayandan tutun paşa karısının evine kadar gidip kuaförlük görevini ifa edenler dahi vardır. askeri gazinolarda hizmetçilik yapanları zaten hiç saymıyorum. bildiğin aptallık.
karakter sınırlamasına uğramamış tam hali 'Baraj korkumuz yok, çünkü aşamayacağımızdan eminiz' olan tkp genel başkanı aydemir güler'in güldüren samimi açıklaması. keşke yüzde 1 oy dahi alamayıp "anketler bizi birinci gösteriyor" diyen uyduruk partilerde bu adamı örnek alsa.
insanın aklı bir yana bırakarak bütün çabalarını tinsellik yoluna yöneltmesi bir ahiret inancına dayanarak , yani kurtuluşu tanrıda görerek aklın saçma olarak deneyimlediği dünyayın ortadan kaldırması durumu.
çevirisini prof.dr. hüseyin hatemi'nin yaptığı henry corbin kitabı. hayatımda bu derece acele ile kaleme alınmış, sığ yorumlar içeren , konusuna tamamen yabancı bir kitap daha görmedim. 27 lira param resmen çöpe gitti. ey islam felsefesi ile ilgilenen uuserlar siz ne yapın edin sakın ha bir oryantalistin islam felsefesi kitabını almayın. ben yaptım siz yapmayın. allah seni bildiği gibi yapsın henry corbin yaza yaza bunu mu yazdın?
örneğine yalnızca türkiye'de rastlanacak cinsten sözde milliyetçi , milletini seven insan türü. ahanda bir örneği;
--spoiler--
Umut Şen imzalı yazılar oldukça ilgimi çekiyor, mizah dilini iyi kullanan bir yazar Umut Şen..
Kısa satırları aynen şöyleydi..
EVET: %60...
HAYIR: %40...
Aziz Nesin ne demişti!!?”
--spoiler-- http://www.yg.yenicaggaze...zargoster.php?haber=14929
karekter sınırına takılmamış hali ile "kim allhın indirdiği hükümler ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendileridir" olan ve maide suresi 44. ayette geçen allah kelamı. laikliğin islamiyet ile bağdaşmadığının açık bir kanıtıdır bu ayet.
--spoiler--
biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde tevrat'ı indirdik. kendilerini (allah'a) vermiş peygamberler onunla yahudilere hükmederlerdi. allah'ın kitab'ını korumaları kendilerinden istendiği için rablerine teslim olmuş zâhidler ve bilginler de (onunla hükmederlerdi). hepsi ona (hak olduğuna) şahitlerdi. şu halde (ey yahudiler ve hakimler!) insanlardan korkmayın, benden korkun. ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. kim allah'ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kâfirlerin ta kendileridir.(maide 44)
--spoiler--
tkp'nin "sol" adlı haber-yorum sitesinde adeta "tkp'ye" ve onun ulusalcı çizgisine karşı bir manifesto yayınlayan yazar. tkp'nin başkanı olup bu yazıdaki çizgiye çekebilse çok rahat oylarını üçe katlar.
türkiye'de sol'un önünde duran ve adeta halkı sola düşman etmek amacıyla kurulan birbirinden ikiyüzlü faşist partiler. özellikleri ve takıntıkları siyasi tavırlar hemen hemen aynı olup aşağıdaki gibidir;
-kemalist bürokrasi, militarizm ve 28 şubat gibi kendilerine dokunmayan darbelere karşı en ufak bir sorunsallaştırmada bulunmamaktadırlar.
- kapitalizme olan karşıtlıkları sermaye düşmanlığı değil özel olarak "gerici sermaye" düşmanlığıdır. burjuvaziyi gerici ve ilerici diye ikiye eyırarak gerici burjuvazi olarak gördükleri anadolu sermayesine karşı amansız bir mücadele yürütürler.
-ittihatçılıktan gelen etki ile beraber kitlelere derin bir güvensizlikleri vardır. eğitimsiz, aptal, bir kilo bulgura oy veren halkın yaptığı tercih dikkate alınması gereken bir tercih değildir.
- ulusların kendi kaderini tayin hakkını "günün koşulları" ve "antiemperyalizm" sloganı ile bir kenara kaldırmış olup tsk ile hiçbir sorunları yoktur. asker ile mdd ciler gibi oldukça iyi geçinirler.
- her kemalist/ulusalcı gruplar gibi "şeriat geliyor" "fethullahçılar istila etti" "mürteci" "yobaz" gibi zırvaları dillerinden düşürmezler.
- başörtüsüne karşı inanılmaz bir düşmanlıkları vardır. kişi inanç ve özgürlükleri bağlamında bir kişinin istediği gibi giyinmesine "laiklik" gibi kemalist kalkanlar ileri sürerek engel olmaya çalışırlar. onlara göre bir yetişkin genç kadının üniversiteye başörtüsü ile girmesi laik devletin kökten sallanmasına neden olacaktır. ama üzerine peruk takıldığında herhangibir sorun kalmayacaktır.
tüm bu benzer özelliklerden sonra aklıma adorno'nun faşist almanyanın etkili olduğu zaman sessiz kalan ancak tehlike bittiği zaman kapitalizme akademik ayar vermeye çalışan çakma solcular için söylediği şu söz gelmektedir;"faşizm hakkında konuşmayan kapitalizm hakkında konuşmasın". şimdi bu sözü tkp, ödp , halkevleri gibi çakma solculart için uyarlarasak karşımıza şöyle bir söz çıkmaktadır;" kemalist faşizm, bürokrasi, oligarşi karşısında konuşmayan kapitalizm hakkında da konuşmasın"
objektif bir bakış açısı ve vakur bir analiz ile açık bir şekilde görülebilecek olan çelişki.
kemalistler "eğer atatürk olmasaydı x olurdu" şeklinde kurdukları cümlelerle aslında türk toplumunun bugünkü varlığını tek bir şahsa indirgemekte ve böylece bir toplum "onlara göre" varlığını tek bir şahsa borçlu olmaktadır. bu mantığa göre türk toplumu o derece aciz bir toplumdur ki "tek bir şahıs " çıkıp eylemde bulunmasa bugünkü varlığına sahip olmayacaktır. şimdi çelişki şurada yatmaktadır. bir toplumun hep üstün nitelikte olduğu söylenmekte hem de bugünkü varlığı tek bir şahsın varlığına indirgenmektedir. yani şu soruyu cevaplandırmak gerekli olmaktadır. bu nasıl asil üstün niteliğe sahip bir toplum ki varlığı tek bir şahsın varlığı ile sağlanmıştır? bugünkü varlığı tek bir şahsın varlığı ile sağlanmış bir toplumun üstün nitelikli olduğunu mu yoksa niteliksiz olduğunu mu düşünmek daha mantıklıdır?
ahmet altan'ın referendum sonuçları ile ilgili yaptığı başarılı tespit. ama biz daha çok demokrasi daha çok insan hakları için kemalist rejimin sallanmasını değil toptan imha edilmesini istiyoruz.
klasik elit teorisyenlerinden pareto'nun "elit dolaşımı" düşüncesini desteklemek için kullandığı ünlü sözü.
pareto'ya göre "yönetici elit" olarak tanımladığı ve herzaman azınlıkta olan siyasi iktidar sonsuz,sürekli ve değişmez değildir.ona göre her zaman bir azınlık yönetimi olmakla birlikte bu yönetime sahip olanlar değişebilir.hatta tarih bu değişen, zamanla yönetici olma ayrıcalığını kaybetmiş elitlerle(aristokratlarla)doludur.
bu görüşleri karl marx'ın görüşleriyle çakışır.zira marxsizmde "hakim sınıf" olarak tanımlanan sınıf değişmez ve kalıcıdır.bu sınıfa dahil olmayanlar asla bunu elde edemez.çünkü marx'ın tabakalaşan sınıflarının arasında aşılmaz bir duvar vardır. bu duvarlar ancak proleterya sınıfındaki 'sınıf bilincine' sahip olan işçilerin proleter bir devrim yaparak brujuvazi'yi bertaraf etmesiyle aşılır.
pareto ayrıca "elit dolaşımını" yavaşlatma,kısmen ya da tamamen ortadan kaldırmanın bir "karşı elit" darbesine neden olabileceği uyarısını yapar.bu darbe sonucu yönetici elitin değişeceğini ama savunduğu gibi herzaman bir yönetici elitin bulunacağını söyler.çünkü ona göre değişen sistem değil,sistemde bireylerin oynadığı roldür.
islam tarihinin en iyi tefsirlerinden biri sayılan "el keşşaf"ın" sahibi büyük islam alimi. böyle büyük bir alimin mutezile mezhebini benimsemesi diğer islam alimlerini oldukça üzmüştür. asıl uzmanlık alanı arap dilidir. arap dili konusunda gelmiş geçmiş en büyük söz sahişbi sayılmaktadır.
