güzel repliklere sahip Aytaç Ağırlar filmi. ve kendi fikrimce birincisinden çok daha başarılıdır.
"Her şey çok güzel olacak demiştin. Önünde uzun bir yol var demiştin. Bırak yol almayı, sağ ayağımın sol ayağıma güveni kalmadı be aşkım. Çakılı bıraktın hayatın ortasında"
''– Geçiyor mu içince?
+Geçmiyor. Acıyı alıyor. Bir nevi anestezi.''
yaşamış olduğum ve yapılmadan önce uzun uzun düşünülmesi gereken zorlu süreçtir.
o kara gün gelir. ösym'de sonuçlarına bakarsın ve sonuçlar hiç hayal ettiğin gibi değildir. bir senenin boşa geçtiğini düşünürsün. elinden geldiği kadar çalışmadığını da bildiğinden, içine kapanıp acını en derininde yaşarsın. arkadaşların hevesli hevesli tercihlerini yaparken artık bir karar vermen gerekir. sonuca razı mı olmalıyım? bir kere daha mı şansımı denemeliyim? ''ben daha iyisini yapabilirim!'' dersin ve o yola sürüklendiğini farkedersin. artık karar vermişsindir, geri dönüşün yoktur. dersaneye kayıtlar yapılır. üniversiteye başlayan yakın arkadaşlarla araya mesafe koyulur. hayattan, insanlardan kendini soyutlarsın. bazen bağırasın gelir ama kimse sesini duymaz. 2. yıl hazırlanmanın verdiği stres üstüne çöker. ''bu yıl geçen sene yaptığım hataları tekrarlamak yok!'' diye kendine sürekli tembihler verirsin. defalarca çalışma programları yapılır, uyulmayıp sonra tekrar yenisi yapılan. kafa dağıtmak için kendine küçük izinler verirsin, arkadaşlarınla görüşürsün. görüşmeden en az keyif alan sensindir. üstündeki baskıdan dolayı hiçbir şey keyif vermemeye başlar. benim gibi 2. sınav senenizde birine aşık olduysanız, baştan kaybettiniz demektir. günler, aylar geçer ve her şeyin bittiği gibi bu dönem de biter. bazıları zaferle, bazıları ikinci kez hayal kırıklığıyla... ama ikinci yıl üniversiteye hazırlanmak insana büyük tecrübeler kattığını bilmelisiniz. bu dönem sizi olgunlaştırdı, bazı şeyler için çaba göstermeyi yoksa sonucunda ne gibi hayal kırıklıkları yaşattığını öğretti.
kadınlar hakkında muhteşem tespitleri olan şair ve yazar.
"Erkekler bir futbol maçı izler, bira içer, ya da bowling oynarken, kadınlar bizi düşünüyorlar, bizi kabul edip etmeme, atıp atmama, öldürüp öldürmeme, ya da sadece terk edip etmeme konusunda enine boyuna düşünüp karar veriyorlardır."
dünya'daki her olayda, her terörde bunu yapıyorsa rahatsız etmemektedir. lakin kendi ülkesinde olan olaylara sessiz kalıp, ''PRAY FOR PARiS'' diye bağırıyorsa kafada soru işaretleri bırakır.
''Eskisi kadar özlemiyorum seni,
Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.
Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.
Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık.
Biraz yorgunum.
Biraz kırgın.
Biraz da kirletti sensizlik beni!
Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama
“iyiyimler” yamaladım dilime.
Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak,
Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.
Gel diye beklemiyorum artık,
Hatta istemiyorum gelmeni.
Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde.
Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum.
Benim derdim yeter bana banane!
Alıştım mı yokluğuna?
Vaz mı geçiyorum, varlığından?
Tedirginim aslında,
Ya başkasını seversem?
inan o zaman seni hayatım boyunca affetmem…''
yeni basımdansa almayı tercih ettiğim kitaplardır.
hepsinde bir yaşanmışlık, bir hayat var. açıkçası ''benden önce kimler okumuştur acaba bu kitabı?'' diye hayaller kurmayı seviyorum. buna kafa yormayı... içinden not, bir yazı çıktığında o insana yakınlaştığımı hissediyorum.
''insan bir kere ölüyor ne fena
Bu düzeni değiştirmeli
Bir kere yaşamalı; çok çok ölmeli
En büyük kederler bizim için
Bizim için karşılıksız sevgiler
Kör kuyular, çıkmaz sokaklar bizim için
Dünyaya nasıl gelmişiz sormayın
Saygı değer annelerimiz incinmesin
Her yerim ayrı ayrı ölmeli
Yoksa ölüm yok bana dünyada
Bir kurşun beynime girsin
Bir bıçak kalbime saplansın
Kızgın bir demir dağlasın gözlerimi
Sonra gelsin bir manga asker
Sert bir komut; bir yaylım ateş
Bırak kim bağlarsa bağlasın gözlerimi.
Çok düşündüm bilek damarlarımı kesmeyi
Rönesans öncesi devirlerden kalma zehir içmeyi
Ve düşmeyi yüksek kulelerden mermerler üstüne
Ayaklarıma taş bağlayıp denizler altında ölmeyi
Yine de ölmedim görüyorsun, ölmedim
O asağılık hesaplar, küçük korkular bırakmadı beni
Belki de sen bırakmadın, bilmiyorum
Bıraksaydın çoktan unutmuş olacaktın
Halbuki şimdi benden kaçman da zor
Anlıyorum beni sevmen de zor
Dedim ya bir yere kadar yaşamak güzel
Ama bir yerde ölüm güzel oluyor.''