ben o afete vuruldum
219 (power ranger)
sekizinci nesil yazar 5 takipçi 216.23 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    14 ekim 2017 atletico madrid fc barcelona maçı

    1.
  1. 1 ekim 2017 barcelona las palmas maçı

    1.
  2. arda'nın değil 11 kadroda bile olmadığı maç. son 10-15 maçtır durum böyle ama milli takıma çağrılıyor! tıpkı selçuk inan, volkan şen gibi menajer kontenjanından! kadroyu lucescu değil menajerler kuruyor!
    0 ...
  3. arda yine kadroda yok

    1.
  4. yeni bir cem uzan'a hapis şoku. ve ya marsel ilhan ilk turda elendi.

    bu kazma sakat değil üstüne barca'da sakatlıklar oluyor yine kadroya giremiyor. atletico madrid, barcelona taraftarı falan kimse, hiçbir takım istemiyor. bu kazmanın galatasaray'a gelmesini engelleyerek büyük bir iş başardık. ne kadar haklı olduğumuzu da zaman bize gösteriyor. karakter hiç yoktu. artık "arda'yı istemememin nedeni futbolculuğu değil karaktericiler" de bir zahmet futbolculuğunun da bittiğini görsünler.

    https://www.habergaraj.co...o&utm_medium=referral
    http://www.haber10.com/fu...a_turan_aciklamasi-720735
    http://www.haber10.com/fu...n_a_cirkin_saldiri-720618
    3 ...
  5. 16 eylül 2017 getafe barcelona maçı

    1.
  6. selçuk inan ın maç öncesi ısınmaya çıkmaması

    1.
  7. sadece yerli çöplerin yapabileceği, bitmek bilmeyen selçuk inan skandallarından biri... ben selçuk inan'ın arkasında çok zengin birinin olduğunu tahmin ediyorum. yani galatasaray'da bu işler böyle mi oluyor? hak eden, çalışan değil de, torpili olan mı oynuyor? selçuk inan'ın bu kadar kötüyken, çalışmadan, antreman yapmadan, ısınmaya çıkmadan oynamasının bir açıklaması olamaz çünkü.

    https://eksisozluk.com/se...inmaya-cikmamasi--5451519

    - alıntı -

    gözden kaçırılmaması gereken önemli bir detaydır. "kaptan!" ya hani hesapta, galatasaray kaptanı...

    bu sezon yedek kalan beyimiz tarafından ısrarla uygulanmakta olan protesto eylemidir bu. ligde bu sezon önceki maçlarda da yaptığı gibi, son olarak da dün 10 eylül 2017 antalyaspor galatasaray maçında bu tavrını devam ettirmiştir.

    adam resmen yedek kalıyor diye ısınmaya çıkmaya tenezzül etmiyor, kaprisini yapıyor, koca kulüpte biri de "kimsin lan sen" demiyor. ödül olarak da oyuna girince "kaptanlık bandı" koluna...

    icraatlarıyla daha ne derece kendinden tiksindirebileceğinin sınırı yok gibi görünüyor artık, karakterine yakışanları yapmaya devam.

    - alıntı -
    1 ...
  8. tüm zamanların en iyi galatasaray ilk 11 i

    1.
  9. muslera, taffarel, mondragon (kaleye üçünü de koyuyorum)
    capon ujfa song bülo pope ergün (defans da böyle kalabalık oldu biraz)
    davala suat nihatbekdik melo hagi kewell (bu orta sahayı kimse geçemez zaten)
    metinoktay golmander ümitkaran drogba jardel (her maç 100 gol atarız her her halde)

    ya ben bunların hangisini eleyip de 11 çıkarayım!
    1 ...
  10. milli takımın lucescu dan sonraki teknik direktörü

    1.
  11. 20-25 tane ülkesinin milli takımında oynamamış yabancı futbolcunun devşirilmesiyle takım kurması talimatı verilecek bir alman olmalı. 20-25 taneyi nasıl devşircen deyip yabancı sınırı isteyen yerli çöplere prim vermeyin kalbinizi kırarım. çünkü ortada atletizm milli takımı var. hepsi afrikalı.

    https://twitter.com/biban...status/903670531349733377
    https://twitter.com/gsyeg...status/904118948349829120
    https://twitter.com/gsyeg...status/904120427697537028
    https://twitter.com/gsyeg...status/904118624763424768
    https://twitter.com/JanJa...status/904118300954828800
    0 ...
  12. marmaris vs alanya vs kemer vs kuşadası vs bodrum

    1.
  13. ingiliz, alman, rus başta olmak üzere turistlerin vazgeçilmez mekanları.
    0 ...
  14. selçuk u alana yasin bedava

    1.
  15. arap yada çin ligi'ne itelerken uygulanabilecek pazarlama metodu. transfer ücretlerini verip bolu'ya itelesekte olur. selçuk'u alana yasin bedava. bitmedi üstüne serdar + ahmet de bedava diyerek, eskiden gemilerde bir gözlüğün yanında çakı, çakmak, ayna, tarak, don lastiği veren dayılara da bağlayabiliriz.
    1 ...
  16. 23 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe maçı

    35.
  17. iki takımın defansçıları arasındaki kalite farkı sahaya yansırsa favori belli. bir tarafta kjaer-skrtel, bir tarafta semih-çalık! bu ikisi yerine bizim ceza yayınına iki kazık çaksan daha iyi! en azından belki top çarpar ya da adamlar takılır falan. bunlar toptan kaçıyor. topa gitmiyor. sağ koridor da defans gibi bomboş. sağ bek sabri! sağ açık yasin! galatasaray'ın kazanma stratejisi muhtemelen yönetimin vereceği prim + sezon sonu gidecekler diye küstürdüğün hücum hattın; sneijder-bruma-podolski'nin performansına bağlı! üstüne bunları uğruna tercih ettiğin, her duran topa damlayan kazma selçuk orta sahan! tudor zaten piyon! şu koşullarda kazanmak kazmaların, çöplerin takımda daha uzun süre kalmasına neden olmaktan başka işe yaramayacak.

    üstüne taraftar grubun galatasaray ismini lekeleyen yiyici ultraslan! fenerbahçe'nin de kadrosu bizim kadar olmasa da çöp! kjaer-skrtel-lens-persie-sow o kadar. geri kalanı kazma. al sana dünya derbisi. beşiktaş'ın sınırsız yabancıyla avrupa ligi'nde nasıl futbol oynadığını gördük. onlarla iletişime geçecek kadar ingilizce bilen, bir teknik direktörleri olsaydı belki kupayı alacaklardı. fenerbahçe, anadolu efes, darüşşafaka neredeyse euroleague'de final four'a kalacak. ve bu başarı yabancı sınırı olmadığı için gerçekleşti. bugünkü koşullarda türk futbolu'nun kurtuluşu yabancı sınırının olmaması. türkiye bugün sporcu üretebilecek bir projeye sahip değil.
    13 ...
  18. 30 naylon poşet yutan 2 tonluk balina

    1.
  19. https://twitter.com/gafeb...status/827812881081184256

    NAYLON POŞETLER YASAKLANSıN. üretimi yasaklansın. marketten ne alıyorsan çantana koyup eve kadar taşımak çok mu zor?
    5 ...
  20. belek vs kemer

    1.
  21. iki antalya ilçesinin karşılaştırılmasıdır.
    0 ...
  22. kuşadası vs marmaris

    1.
  23. iki tatil merkezinin karşılaştırmasıdır. kuşadası aydın'ın, marmaris muğla'nın ilçesidir.
    1 ...
  24. telefonla konuşuyormuş gibi yapan kız

    1.
  25. telefonla konuşmadığı her halinden belli olan kızdır.

    (bkz: erkeklerden kızlara tavsiyeler)
    0 ...
  26. 26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçı

    2.
  27. süper ligin 4.haftasındaki maç saat 20.00'de başlayacak.
    2 ...
  28. 7 ağustos 2011 m unıted m city maçı

    1.
  29. ingiltere'de en büyüğün belli olacağı Community Shield Finali, mavilerle kırmızıların karşı karşıya geleceği manchester derbisi'ne sahne olacak.
    lig şampiyonu unıted ile kupa şampiyonu city'nin karşılaşacağı müsabaka, tarihi wembley stadyumu'nda oynanacak.
    saat 16.30'da başlayacak maç, ntv spor'dan canlı yayınlanacak.
    1 ...
  30. aslan kıral

    1.
  31. şafak sezer ve evrim akın'ın yer alacağı yeni bir dizi.
    1 ...
  32. edirne den çıkınca kim tanır cem yılmaz ı

    ?.
  33. güldüren reklamda, cevabı "kimse tanımaz" olan sorudur. ama cem yılmaz'ın, tarkan'dan çok tanındığı da kesindir.
    *
    komedi işinin evrensel boyutu sınırlıdır. komedi kültürel bir olaydır. ve toplulukların, ülkelerin, milletlerin, kültürlerin... mizah anlayışları birbirlerinden farklıdır. yani bir türk'ün güldüğü, bir amerikalı'ya saçma gelebildiği gibi... bir amerikalı'nın güldüğüne de bir türk gülmeyebilir. ama tarkan'ın yaptığı iş farklı. gerçekten de ülkemizde bazılarının star dediği bu adamı, dünya tanımıyor. bazıları o kadar şişirmeye çalışıyor... ama boş!
    *
    "edirne'den çıkınca kim tanır cem yılmaz'ı?" sorusundan yola çıktığımızda, yıllar geçse de... dünya değişse de... bu gezegende yeterince tanınmadığımız, acı gerçeği ile karşılaşırız. avrupa ve amerika'da, yapılan bazı anketler ise... bu acı gerçeğin, içler acısı olduğunu bağırır bize! o anketlerde türkiye'yi, arap ülkesi sananlar mı istersiniz... başkenti istanbul, sananlar mı istersiniz... atatürk'ü tanımayanlar mı istersiniz... hepsi mevcuttur, bütün içler acılılığıyla...
    *
    "edirne'den çıkınca kim tanır cem yılmaz'ı?" sorusunu bu adam reklamına koyuyorsa... bu adamın bu yazıda bahsettiğim, gerçeklerin farkında olduğunu, ama bundan daha önemlisi; kendisiyle son derece barışık, bir adam olduğunu anlıyoruz.
    *
    peki tarkan? o şarkılarının içine, "edirne'den çıkınca kim tanır tarkan'ı?" sorusunu koyabilir mi? bu sorunun cevabının "kimse tanımaz" olduğunu, tarkan'da bal gibi biliyor. zaten kendisinin de böyle bir niyetinin olmadığını, çalışmalarından görüyoruz. tarkan, bazılarının toplumu yönlendirmek için kullandığı, yüzlerce ünlüden biridir. o kadar. cem yılmaz da öyledir. ama neyse. konumuz bu değil.
    *
    türkiye, 1923'den beri içine kapalı, kendi içinde, kendi sorunları ile boğuşan, bir ülke haline getirildi. sistemli bir şekilde ajanlar, casuslar çalışarak yaptılar bunu. öyle bir sistem... öyle bir düzen ki bu... sadece "vize". evet. sadece bir ülkeden, başka bir ülkeye giderken, türkiye'liye çektirilen "vize" zulmü bile bunu anlamamız için yeter.
    *
    vizedeki amaç açık: "sen türksün! ülkende kal! çıkma dışarı! tanınma!"
    *
    ama evet! biz türküz! bir ayağımız ülkemizde, diğer ayağımız bir pergel gibi dünya'nın her yerini, saracak şekilde! çıkacağız dışarı! tanınacağız!
    *
    bilimde, diplomaside, ekonomide, sanatta, sporda, siyasette, ticarette... her yerde!
    *
    bugün türkiye, süper güç bir ülke değil. ama türkiye, çok güçlü bir ülkedir. türkiye, bu gücünü potansiyalini değerlendirmediğimiz, 70 milyonu aşkın nüfusundan... kültüründen... değerlerinden... kısaca tüm dinamiklerinden... ama en önemlisi: öğrenmediğimiz şanlı tarihinden alır.
    *
    bakın hatay'a! suriyeli, tutuşunca ilk kime koştu? tarih boyunca mazlumun, güçsüzün yanında olan, kucak açan türkiye'ye.
    *
    türkiye, bulunduğu balkanlar, orta doğu, kafkasya bölgesinde sınırlı kalmayan, dünya çapında liderlik yapabilme özelliğine sahip bir ülkedir. bu yüzden de bu ülkenin insanları, yaptığı her işte başarılarıyla, dünya'nın her yerinde tanınacak posizyonda olmak zo-run-da-dır!
    3 ...
  34. sizin peter vardı ne oldu görüşüyor musun peterle

    ?.
  35. cem yılmaz'ın, türk telekom'un son reklamında, heidi'ye sorduğu soru.
    0 ...
  36. rüzgar nereye götür beni oraya

    1.
  37. finansbank'ın, yeni reklamındaki şarkı.
    *
    bankalar, dünya genelinde tefeciliğin yasallaşmış yüzüdür. ne zaman bir bankaya girsem veya ne zaman bir bankanın önünden geçsem... kendi kendime "bu paralar kimin?" veya parmaklarını yalaya yalaya para sayan veznedarları gördüğümde "siz kendi paranızla mı oynadığınızı zannediyorsunuz?" tarzında sorular sorarım.
    *
    velhasıl kelam... ülkemizde bankacılık bu işi yapan için şahane olsada... halk için ise kredilerle, kredi kartlarıyla vb para işleri ile tam bir soygundur!
    her banka kapısından girene "yolunacak kaz" gözüyle bakar!
    *
    yine velhasıl kelam... ülkemiz bankalarının %60'lık (yarısından fazlası !!!) kısmın, yabancıların olduğu göz önünde bulundurulursa... ve de özelleştirme yalanıyla, içinde bankaların da olduğu ülke değerlerinin, yabancılara satıldığı yine göz önünde bulundurulursa... vay ülke ekonomimizin haline! demekten insan kendini alamaz.
    *
    bir de şu var tabi... ülkemizdeki sermayenin (yani paranın) %75-80 arası dilimin, yine yabancıların olduğu düşünülürse... "bu ülkede ekonomi iyiye gidiyor" diyenlerin yalancı olduğu ispatlanır.
    *
    bu noktada, izmir iktisat kongresi'nde "bir ülkenin, tam bağımsız olması için güçlü bir yerli sermayesinin ve ekonomik bağımsızlığının olması şarttır." diyen mustafa kemal atatürk'ü rahmetle anıyoruz.
    *
    tamam. "rüzgar nereye götür beni oraya" güzel şarkı. reklam da güzel. bebe de tatlı. konulu reklam. kısa film tadında.
    *
    ama çoğu kez olduğu gibi... bu reklamda bazı görüntüler, gösterildiği gibi değil. bir kere yunanistan'a ait olan finansbank, ülkemizdeki kalitesiz bankalardan biridir. bunu bir kenara koyalım. reklamda beyefendinin biri rüzgara olan aşkıyla, rüzgar enerjisi yolu ile köşeyi dönüyor izlenimi verilmiş.
    *
    reklamda gördüğümüz o rüzgar türbinlerini, dünya'da üreten bir yada iki şirket var! şaşırıtcı! niye bu kadar az! bu şirketlere rüzgar türbini almak için başvurduğunuzda... 2 sene sonra türbinlerinize kavuşuyorsunuz. o an ilk aklıma gelen... "benim ülkemde, rüzgar enerjisi için türbin üreten yerler kurulsa ya" oldu. olamaz mı? tabi ki olur! ne bileyim, boğaziçi'nden, odtü'den, hatta vizontele'deki televizyon ustası deli emin tarzında, bu işi yapabilecek beyinler çıkar, hazerfenlerin çıktığı bu topraklardan.
    *
    "rüzgar nereye götür beni oraya" geçenlerde sözlüğümüzün reklamını yaptığı nükleere karşı "bir oydan fazlasın" kampanyasını hatırlattı bana. ben de "bir oydan fazlasın" kampanyası hakkında yazarken... ülkemizin rüzgar enerjisini de kullanması gerektiğini yazmıştım.
    *
    istanbul'dan izmir'e araba ile giderken, ege bölgesi'nde iki yada üç tane rüzgar türbini görülür ya... işte o türbinlerin, tüm yönlerden rüzgarlara açık olan ülkemde, tüm ege bölgesi'ni, tüm türkiye'yi, hatta denizlerimizi de sarması dileğiyle... ülkemizde rüzgar enejisi için türbin üreten imalathanelerin kurulması dileğiyle...
    *
    tabi bir de "rüzgar nereye götür beni oraya" derken... bu yabancı sermayeli bankaların, bizim paraları nereye götürdüğünü düşünmek lazım!
    7 ...
  38. abdülkadir cezayiri

    1.
  39. abdülkadir cezayiri, 6 eylül 1808'de cezayir'in maaskar şehrinde doğdu. 26 mayıs 1883'de şam'da vefat etti. imam hasan'ın soyundandır. cezayir'in halk kahramanıdır. (tahminimce "cezayiri" cezayirli anlamına gelmektedir.)

    1830'da osmanlı'nın olan cezayir'i, fransızlar işgal etti. cezayirliler, ülkelerini geri almak adına yapacakları, kurtuluş savaşı için bir lider aradılar. lider olarak ülkenin ileri gelenlerinden; muhyiddin'i belirlediler. ancak muhyiddin yaşı ilerlediği için, oğlu abdülkadir'i lider yaptı.

    25 yaşında, 1832'de cezayir'in lideri olan abdülkadir cezayiri, yakşıklılığı, karizması, güleryüzlülüğü ve halkın dilinden anlayan yapısı ile bir liderde olması gereken tüm özelliklere sahipti. halk tarafından çok seviliyordu. tüm bunlar abdülkadir'in, cezayir halkını bütünleştirmesini kolaylaştıran etkenlerdi.

    abdülkadir cezayiri, 1832-1840 arasında fransızlara karşı çok başarılı savaşlar yaptı. fransız ordusunu, perişan etti. 1840'tan itibaren ise ibre fransızlara döndü. 1840-1846 arasındaki savaşlarda, başarılı olan taraf fransa'ydı. böyle olunca abdülkadir cezayiri, doğu illerinden birinde yaşamak şartıyla, fransızlara teslim oldu. cezayir de fransızlara kaldı.

    abdülkadir cezayiri'nin, fransızlara karşı başarısız olmasının iki sebebi vardır.
    biri 1832-1840 arasında abdülkadir cezayir'i, fransızlara karşı gayet başarılı savaşırken, 1840-1846 arasında fransızların, bölgeye gönderdiği askeri gücünü arttırmasıdır.
    bundan daha etkili olan diğer neden ise; fransız casuslarıdır.

    savaşta başarılı olamayan fransızlar cephenin ardına sızarak çıkardıkları ayaklanmalarla, önce zayıflatıp... ardından gelen silah gücüyle savaşı lehine çevirmiştir.

    tahmin edebileceğiniz gibi fransızlar, abdülkadir cezayiri'nin "doğu illerinde yaşamak" isteğini yerine getirmedi. abdülkadir cezayiri, paris ve çevresindeki şehirlerde tutsak edildi. daha sonra kral louis phillipe'in, yerine fransa'nın başına geçen kral louis napoleon, abdülkadir cezayiri'nin 1852'de istanbul'a sürgün gitmesine izin verdi. sultan abdülmecid de kendisine, bursa'da kalması için konak yaptırdı.

    abdülkadir cezayiri'nin, bursa'da kaldığı konak bugün çekirge caddesi'ndedir. bursa atatürk stadyumu'ndan, çekirge'ye giderken, yolun ikiye ayrıldığı yerde, abdülkadir cezayiri parkı vardır. 31 ocak 1855 büyük bursa depremi'nden sonra abdülkadir cezayiri, şam'a gitti.

    abdülkadir cezayiri'nin dedesi, cezayir'in fethi için barbaros hayrettin'le birlikte savaşmıştır. ayrıca imam hasan, soyundan geldiğini yazımın başında belirtmiştim. bu yüzden fransızlar, 1846'dan itibaren sürekli olarak abdülkadir cezayiri'yi, osmanlı'ya karşı kullanmak için çok uğraştı. ama bu konuda, hiç bir zaman başarılı olamadılar. o kadar ki... fransızlar, cezayir'i aldıktan sonra, anadolu ve mısır arasında kendisine hükümdarlık bile teklif etmişti. ama abdülkadir cezayiri'nin, cevabı hiç değişmedi: hayır! ben kardeşlerimi satmam!

    zaten fransızların, abdülkadir cezayiri'yi tusak olarak, fransa'ya götürmelerinin sebebi de buydu. akıllarınca kendisini ikna edeceklerdi. abdülkadir cezayiri, 1883'te ölene dek bu nafile çabalar bitmedi.

    abdülkadir cezayiri, batının orta doğu'ya olan bakışının, 1800'lerde de günümüzde de nasıl olduğunu anlamamız açısından, son derece önemli bir isimdir. batının oyunu hiç değişmedi. dün fransız ve ingilizlerin bu coğrafyada yaptıklarını... bugün abd ve israil yapıyor. bugün orta doğuda islam alemi'nin, birlik olamamasının sebebi: batı emperyalizmidir.

    en basitiyle, ülkemizde halkımızın tabanında araplara karşı olan "onlar bizi sattılar!" hoşnutsuzluğu da aynı batının eseridir. maksat açık: türklerin orta doğu'da tek güç olmasını engellemek için; türkleri liderlik edecekleri, araplardan nefret ettirmek.

    arapların hepsi, türkleri satmamıştır! türkleri satanlar, 1900'lerin başında batının zengin ederek kandırdığı, osmanlı'ya ayaklandırdığı bölgedeki cahil kişilerdir. abdülkadir cezayiri, arapların organize şekilde türkleri satmadıklarının kanıtıdır. aynı abdülkadir cezayiri, 1871'de cezayir'de ayaklanan oğlunu evlatlıktan reddetmiştir.

    abdülkadir cezayiri, hayatını dünya adaleti ve barışı için, mücadele ederek geçirmiştir. abdülkadir cezayiri, 1883'te paris'ten dödüğü bir geziden sonra, şam'da hayata veda etmiştir. hep insanlara faydalı olmak için yaşamıştır. yazdığı "zikru'l akil" ve "tenbihu'l gafil" isimli kitapların, türkçe karşılıkları son derece manidardır: "akıllara çağrı" ve "aldırışsızlara uyarı"
    3 ...
  40. © 2025 uludağ sözlük