konusu, tipik bir namus cinayetidir. kız kardeşlerinini kirlettiğini(!) düşünen iki ağabeyin işlediği bir cinayeti anlatır.
sırf az sayfalı ve nobel ödüllü olduğu için almıştım, pişman olmadım. kapak tasarımı garip gelmişti. ancak okudukça kitabı her elime alışımda aslında çok da güzel bir kapak görseli olduğunu düşünmeye başladım.
sürükleyici, birkaç günde okuyabileceğiniz güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum.
"Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı." cümleleri ile biten bir kitap.
okurken (bkz: ıssız adam)ı canlandırıyorsunuz gözünüzde. bir şeylere, birilerine alışmaktan korkan; alışkanlığın insanı körelten ve geriye götüren bir şey olduğunu düşünen bir adam. bu nedenle de ne özel ne de aile hayatında mutlu olamamış biri ( belki de hem özel hem aile hayatında bir türlü mutlu olamadığı için böyledir, bilemiyorum şimdi).
Yusuf Atılgan'ın kalemi ile tanışmama vesile olmuş olan kitaptır, güzeldir. tavsiye ederim kesinlikle.
beklentileri minimumda tutmak. gerek arkadaşlık gerek özel hayatta gerek ailede olsun fark etmiyor. beklentilerinizi minimumda tuttuğunuz sürece mutlusunuz, kırılmanız zor oluyor.
insani duygular taşıyan yaratılmışlar için üzücü bir durum. sevinenleri görmek ayrı bir mutsuzluk sebebi. ne yaşamış olabilirsiniz geçmişte de, hiç tanımadığını insanların ölümüne seviniyorsunuz...
zaman ilerledikçe büyük mutsuzlukla yüzyüze gelinecek olan hayatlardır. zenginlik kötü değil ancak sahip olmak için her şeyi göze alacak şekilde davranmak sağlıklı değil.