istanbulda olan hadiseleri Şemdinlinin çobanları 1 hafta sonra duyarlar. Gazeteler buraya günler sonra uğrar.
Gelen Doktorlar bölgeden kaçmak için an beklerler. Hastane vardır ilaç yoktur. ilaçlar ilkel yollarla Hastanelere ulaştırılır.
Memurlar sürgündürler. Dünyada memurunu ülkesinin bir bölgesine sürgün gönderen tek devlet TC dir.
Askerler Vietnama giden Yankiler gibidirler. Yüzlerini karaya boyar berelerini giyinir herkese potansiyel terörist olarak bakarlar.
Vali özel istihbaratı aracılığıyla her kesimi fişler. Sessiz olanlar ve hertürlü haksızlığa karşı gelmeyenler iyi yeter artık diyenler kötü vatandaştırlar.
Şemdinlide saatte bir elektirik kesilir. Günlerce elektiriğin olmadığı olmuştur.
Ahali kitaplar ile ilişkiye geçemez çünkü bölgeye binlerce silahlı asker yollayanlar kitap yollamayı akıllarına getiremezler.
Eğer bir mucize gerçekleşir ve bölgeye kitap yollanırsada yollanan kitaplarda geçen konular kürtlerin türklüğü üzerinedir.
Köylerinin yollarının çoğu asfaltsızdır. Asfaltı olanlar ise halk için değil Güvenlik Görevlilerinin rahatı için asfaltlanmıştırlar.
Şemdinliye sanatçı uğramaz. Uğrayan Sanatçı ise terör yandaşı damgası yer.
Ankaradan Şemdinlideki Belediyeye yardım gelmez ve birde üstüne üstlük Ankaradaki devletlüler iller bankası aracılığıyla Belediyenin tüm gelirlerini kredi borçlarını tahsis etmek için hipotek ederler.
Şemdinlide endüstri yoktur ancak oldukça yüksek masraflarla yapılmış Atatürk heykeli göz kamaştırır.
Kaymakam sömürge kaymakamı gibi davranır. Elinde silah koruculuk yapan her zaman haklıdır. Bunu ret eden ise potansiyel haindir. Kaymakam onunla yanyana görünmemelidir.
Emniyet görevlileri halktan uzaktırlar. Halkı sadece işkence zamanı tanırlar. Halkla aynı kahvede oturmaz halkla alışveriş yapmazlar.
Şemdinlili doğuştan bazılarının gözünde haindir. Kimlik kartı bazılarını rahatsız eder.
Bazılarına göre en büyük beceresi tezekten kümeslerin içinde oturmak olan, hamurun içine et koyup pişiren, kıllı krodur.
En büyük kültürü üç adım ileri iki geri gitmek olan folklorüdür.
Düşünemez çünkü üstün Ural-Altay panteosundan değildir. Orhun Abidelerinde methiyeler yazılmış üstün kavimden değildir.
Şemdinlili ağlayamaz çünkü ağlaması devlet için tehlikelidir.
Gülemez gülse bu Ankara için moral bozukluğudur.
Şemdinlili onca yıldır yok sayılmasına ve Devletin ona karşı görünmez adamı oynamasına rağmen dişini sıkmış ve insani kimliğini kaybetmemiştir.
Ankarada Kızılay meydanının karşısında Türk intikam Tugayları kurup G.Doğuda temizlik hareketi rüyaları kuranlara rağmen onların seviyesine inmemiştir.
Boyalı basınları aracılığıyla kıçı kırık aşiret sürpüntüleri alaylarını okumasına rağmen insani kimliğini yitirmemiştir.
Günlerdir bombalanmıştır, ama zalimlerin şakşakcılığını yapmamıştır. Modern Ispartalıların devletci savaş ordusuna karşı mazlum kimliğiyle direnmiştir.
Şemdinli sesini korkmadan yükseltmiştir.
Gelmeyen öğretmenlere, kaçan doktorlara, eğitim değil ülkücülük gönüllüsü öğretmenlere, bölge halkına potansiyel terörist olarak bakan Kaymakamlara, Yanki özeltimlere, kışkırtıcı işkenceci polislere, fişlemeci Valilere ve diğer tüm devletlülere karşı Şemdinli insanlığa haykırmıştır.
Eli kanlı kürt düşmanlığı rantçıları Şemdinlili çobanların önünde insanlık kimliklerini kazanmak için saygı duruşuna geçmelidir.
Kutlu Aktaşa raporlar hazırlatıp tek tek cinayetlerini rapor edenler ellerini vicdanlarına koyup vicdan azablarından kurtulmak için Şemdinlili şehit analarımızın ellerini öpmeli babalarımızın önlerinde tüm halkımızdan özür dilemelidir.
Biz Kürtler en büyük nefretlerden sevgiler yaratan bir halkız. Bizi ırkçılık ve hainlikle suçlayanlar insanlık tarihinin kan emici dinazorları ve en büyük ihanetçileridir.
Onlar karanlığa küfrede dursunlar bizler aydınlık yarınlar için mumlarımızı yakacağız.
Kürtlüğün kriterleri Şemdinlide tekrar yazılmıştır. Orda mertlik, cesaret ve yurtseverlik var ancak opurtunistlik, yalakalık ve sahtekarlık yok.
pkk ile jandarma çatışmasında arada ölen 10 yaşındaki sebidir o cennette melek olacak ama bu çatışmayı yaratan yüz binlerce insanın hayatını karartanlar mizginin hayatını sonlandıranlar elbet bedelini ödeyecektir
dengbej kültürünün en önde gelen temsilcilerindendir özcan denizin amcası olan bu şahıs magazin pırogramlarınca tanıtılmamasına rağmen doğu illerinde kaseteleri milyonlar sattmıştır.
insanları gelecek yüzyılara taşıyan idolojilerin bir takım güç odaklarınca yenilip konuşulması yasaklanıp...
(bkz: 28 subat)
(bkz: 12 eylul)
yerine popüler kültüre hizmet eden medya yüzlerinin alma durumudur bu şahıslar nabza göre şerbet verir ülkeye suni gündemler yaratır gerçeği toplumsal olarak yaklaşıldığı zaman halkın zayıf yönünü kulanıp saçma sapan bir laf eder ve ülke kurtuluş ırmağının sesini duymadan tekrar çöle doğru sürüklenir bu zekeriya beyaz cia ajanıdır değil sistemin bu yönde kurulmasıdır...ülkenin rejmini ve gidişatını değiştirecek kürt sorunu
2 haftadan fazla tartışılmamış devreye kaya çilingiroğu hülya avşar ayrılığı girmiştir...
idolojisini ırk kan ve kemik üzerine kurmuş mikro organizmanın emredilen ümmet ve eşit özgür kardeşçe yaşama gibi duyduğunda insanı bi hoş yapan görüşlere verdiği tepkidir...
Regaip, elde edilmesi arzu edilen değerler demektir. Bu mübarek gecede, Yüce Mevla kullarına bol bol rahmet ve hibede bulunduğu için bu adı almıştır.
Regaip gecesinin içinde bulunduğu Recep ayı, halk dilinde "üçaylar" olarak anılan rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan manevi bir ticaret mevsimine girişimizin habercisidir. Recep ayı Kuranda haram aylar diye anılan dört aydan bir tanesidir. Regaib gecesinin böyle bir ayın içinde yer alması, aynı zamanda bu gecenin önemini de ifade etmektedir. Konuya ilişkin ayette Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
"Allah katında ayların sayısı onikidir Bunlardan dördü haram aylardır. işte bu Allahın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.(1)
Hz. Peygamberin yaptığı şu dua üç aylara verdiği önemi belirtmektedir: "Allah'ım! Recep ve Şaban aylarını bize mübarek eyle ve bizi Ramazan'a kavuştur."(2)
Muhterem Mü'minler!
Bu mübarek günler ve geceler, Kendimizi denetleme ve değerlendirme bakımından çok önemlidir. Bir kere daha geçmişimizin muhasebesini yapıp geleceğe hazırlıklı olmanın tedbirlerini almalı ve düşünmeliyiz.
Ey Allah'ı seviyorum diyen insan! Kulluk vazifeni yapabiliyor musun?
Peygamberimi seviyorum diyen Müslüman! sünnetini, ahlakını yaşıyor musun?
Kitabım Kur'an'dır dediğin halde emirlerine sarılıp yasaklarından sakınıyor musun?
Ölümün hak olduğuna şüphe yok. Şu anda ölüme hazır mısın? Kendi kusurlarını düzeltip tövbe ediyor musun?.
Geçen yılın bu mübarek gününde seninle beraber oldukları halde şu anda göremediğin eşin, dostun, akraba ve arkadaşlarını düşünüp kendine çeki-düzen verebiliyor musun?
Evet, bütün bunları kendimize sorup bir durum değerlendirmesi yapmak, bu mübarek günlerin ve gecelerin şuuruna varmak demektir.
Aziz Müminler!
Bu insanî ve islamî ölçülerle düşünür, kötülüklerimizden, kötü alışkanlıklarımızdan vazgeçer, tövbe eder, geleceğimizi daha iyi değerlendirmeye azmeder, karar verirsek; her günümüz kandil geceleri gibi başarılı, sonumuz da bayramlar kadar sevinçli olur.
Bu geceye mahsus bir ibadet şekli olmamakla beraber gündüzünü oruçlu geçirmek, muhtaçlara yardımda bulunmak, varsa dargın olduğumuz kişilerle barışmak, anne ve babalarımızın, büyüklerimizin ellerini öpüp dualarını almak, geceyi Kur'an okumakla, ve salat-ü selam getirmekle, tövbe istiğfar etmekle ihya etmemiz uygun olur.
kıralın zulmüne baş kaldırmış bir emekçidir.newroz la bütünleşen bu kişi örsüne önlüğünü geçirip bayrak yapmış zamanın amerikası kırala karşı bir halk ayaklanmasını başlatmıştır.
bu tipler insanı bir pil olarak düşünür (bkz: matrix) pil bitene kadar hertürlü ahlaksızlık keyif verici hareket serbesttir paçayı kurtardığın zaman kimse sana hesap sormaz nerde akşam orda sabahtır.
uyuşturucu alkol zina gibi işleri hayatın anlamı olarak görürler ne yazikki bu tipler her geçen gün çoğalmaktadır.
ülkücülerin metal fırtına karşıtı olarak geliştirdiği kitap .
konusu ak denize düşen bir ufonun türkiyede bir türbeye saklanması onu bulup tedavi eden türkede
bi isteğin varmı gibi abes bi soru sorması ülkücü bireyin varr diyip. abd yi ele geçirmek istiyorum demesi
ufo bunun üzerine ona bir cihaz verir bu cihaz tüm amerikalıların beynini yönetebilecek bir alettir.
vel hasıl bu cihazı kullanan ülkücü arkadaşın amerikayı türkiyeden kötü bir hale koyması ve türklerin
ekonominin içine sıçması anlatılmaktadır.
bir çok saçmalık olasada ülkücülerin ilk defa öz eleştiri verdiği bir yapıtı ilk defa gördüğümü
beyan etmek isterim.
(bkz: eytim şart)
peygamberimiz..hz muhamedin veda hutbesidir.
hutbede kölelere ve kadınlara iyi davranılması kan davasının sonlandırılması gibi hayati konulara vurgu yapılır.
ilk gördüğümde insanların ona bakışından rahatsız olduğu için kafasını yürürken telefona çeviren kişiler
zannetmiştim ...fakat daha deneyimli birinin tabiriyle bu tiplerin telefona bakışının sebebi insanlara
çok işi olan biri izlenimi vermek içinmiş ....yani kişi (kız) telefona bakınca yolun ortasında...sanki daha dolu ...çok işi ve arkadaşı olan biri gibi durmaya çalışıyormuş...ilginç..