doğuştan sahip olduğun bir takım özelliklerle böbürlenip yerinde saymak anlamına gelen milliyetçilik milletlerin kendi içine dönüp başkalarından uzaklaşmasına sebebiyet veren bir kibirlenmedir.
oytunç ismine sahip olmak bazıları için oldukça normal olmakla birlikte bazıları için oldukça gariptir. onlar oytunç isimli birine ismiyle hitap ederken kendilerinin bu isme sahip olmaları halinde ne kadar komik olacağını düşünerek genelde oytunç'a sırıtarak hitap ederler.
biraz zor olmakla birlikte gereken çabanın gösterilmesi halinde gerçekleşecek eylem. olmadı cennette huriler ile güzel saatler geçirmek için hazırlık yapmak lazım.
cumhurbaşkanına hakaretten dava açılarak yargılanmanıza sebebiyet verecek durum. korkunuz! ve yapmayınız! 27 yaşındaki osman tosun yaptı ve hakkında dava açtılar. susunuz. hiçbir şekilde protesto etmeyiniz.
biliyorum hiç hoşunuza gitmiyor değil mi bu topraklarda aslında böyle bir şeyin olmadığını düşünmek. senelerdir biz türk, kürt, laz, çerkez lafı edip kavgalar etmişken ne kadar saçma değil mi? ama bir o kadar da mantıklı. çünkü biz avrupa gibi birbirine karışmayan bir millet değiliz. 700 yıl boyunca osmanlı idaresinde birbirine karışmış bir islam devleti olarak yaşamışken şimdi tutup kendimize ben şu ırktanım, ben bu ırktanım demek çok fazla güç. çünkü kardeşim adamlar yüzlerce yıl müslüman demişler ve birbirlerine kız alıp vermişler, karışmışlar. biz bir alman olsaydık kesinlikle bir fransıza karışmaz veya ingilizle evlenmezdik. balkanları ayrı tutuyorum ama adalarıyla birlikte tüm avrupa faşizm den önceki yüzyıllarca süren mezhep savaşları ve öncesinde de klanlar olarak yaşamına devam etmesi sonucu birbirine karışmamıştır ve yaptığı faşizmin makul tarafı olmasa da en azından bir temeli vardır. biz de ise yüzyıllarca süren bir islam düzleminde karışma üzerine kültürümüzün ardından kendimizi türk olarak tanımlamamız çok komiktir. türk kimdir ? yüzyıllarca herkes karıştıktan sonra ayıklanmak mümkün mü? beş nesil önceki kürt dedenden aldığın kolunu koparıp türk ninenin verdiği omzuna mı yerleştireceksin! jön türkler, ittihat ve terakki falan derken güçlenen "türk olma ihtiyacı" sebebiyle insanlar kendini türk olarak tanımlamış ve kim sorarsa türk demiş. bu ülke "ben kürdüm" diyen türk milliyetçileri gördü. hala da var. çünkü türk olmak güçlü olmak demek ve vatandaş pragmatisttir. bu sebeple herkes biz türküz dedi. çünkü halk için türk olmak, kürt olmak önemli değildi. çünkü kimse kimseyi türk değilsin diye horlamıyordu ama bizim adımız artık türk dendiği için şehirliler kendilerini türk olarak tanımlayarak kent yaşamında avantajlı konuma geçmek istediler. o sebeple şehirler hep türk oldu. fakat dağlarda kalan kürtler de kendilerini gerçek kürt zannetmesinler. çünkü kürt dediğin renkli gözlü olur. hani sende renkli göz ? farsla, arapla karışmışsın. kapkara olmuşsun! neren kürt senin ? kürt faşizmini hangi kürtlüğünle yapıyorsun? farslar istila etmiş senelerce oraları nasıl kalırsın kürt olarak islam coğrafyasında? karışırsın! kaçamazsın bundan. bu topraklar, islam toprakları karıştırır adamı birbirine. kimse de çözemez bu bağı. geçmiş artık! on nesil önceki kürt dedenle çerkez ninen islam çerçevesinde evlenmişler. herkes müslümandı o zaman. senin gibi faşistler yoktu. mutlu mesut yaşıyorlardı, barışçıl bir şekilde. herkes islamdı o zaman. kimse kimseye o arap, bunlar kokuyor demiyordu. kuyruklu kürt yoktu. türkler bize yan bakıyor demiyordu kürtler. kardeşti herkes ve evlendiler. sanki elinde soy kütüğün var da yüce türk milletindenim naralarıyla caka satıyorsun. sanki elinde soy kütüğün var da çerkezlerin asil soyundanım, siz türk değilsiniz asıl türk biziz diyorsun. sanki elinde soy kütüğün var da kürd oğlu kürdüm diyorsun. ama bilmiyorsun ki büyük deden isfahan'dan gelen bir azeridir ve dahi onun da babası fars'tır.
eldeki imkanları iyi değerlendirmek için yapılması gereken şeydir. çünkü eldeki imkan ve amaçlar da bellidir. amaç subayı lüks içinde yaşatmak değil vatanı korumaktır. gereken para orduevlerinden gayet güzel elde edilebilir. istanbul'un en lüks yerleri olan maçka'da, 4 levent'te, maslak'ta süper büyük arazileri olan ordu artık bu işi yapmayacaksa ben bu milletin sırtında yaşamaya başladıklarını düşünmeye başlarım arkadaş! o araziler yok pahasına 200 milyara satılır. 4 levent'te askeriyenin içinde golf sahası var ulan! golf sahası! sen benim paramla zevk sefa içinde yaşa, mehmetcik de gitsin dağda yetersizlikler içindeki karakolda ölsün. demek ki sen ona gebersin gözüyle bakıyorsun. demek ki sen lale devrinde yaşıyorsun. yok! ben orduevlerini satmam lüksüme devam edeceğim diyorsan bari diğer kalemlerden de kısıp birşeyler yap.
bu çoğunlukla bir doktordur. çünkü ettiği hipokrat yeminini seneler önce anlamsızlaştırdığı için vicdanını da yollarda yitirmiştir. para hırsı gözünü bürüdüğünden dolayı karşısında çaresizce bekleyen hastanın evhamlarından ev, araba vs. yaptıktan sonra üzerine de kat kat fazlasını edinmeye çalışır. maksat banka hesabını tıptan bihaber halk üzerinden artırmaktır. bencillik had safhada olmakla beraber hastaya verilen korku sayesinde de primler ganidir. ameliyatın devlet ve özel hastanelerin en ballı gelir kalemi olması sebebiyle haşır haşır hasta kesmek en güzel gelir kapısıdır. grip için elbette ameliyat diyemeyeceğinden dolayı üzüntü çeken bu kardeşimiz için tıp birgün çare bulacaktır sanırım. o günler de gelecek grip için de ameliyat yapılabilecektir.
her fırsatta orduevlerinin yerlerini ve oradaki ucuzluğu diline dolayarak, bedavaya tatil yaptıklarını söyleyip kıskanmaktadır. istemektedir ki askerin açlıktan nefesi koksun, üç kuruşa talim etsinler. sonra da kimse asker olmak istemesin askerlik uyuz tiplerin biraraya toplandığı bir kurum olsun. böylelikle müslümanlara sorun çıkaran askerler rezil rüsva olsunlar. o da öcünü almış olsun, içi rahatlasın. zaten asker dediğin nedir ki? boktan bir meslek, hiç gerek yok böyle şeylere, zaten dünyada askere gerek de yok. küreselleşme falan derken askerliğe gerek bile kalmamış. hem gerek kalsa bile akıllı ve yetenekli çocuklar bu işe para verilmese ve ekonomik imkanlar iyi olmasa da girerler. onlar vatan millet sakarya diye girerler, eşek onlar, haybeye, üç kuruş maaşa çalışırlar.
terör zamanında birbirini yiyen tarafların bir şekilde terörün bitmesinin ertesinde kaynaşması, sevişmesi vs. Bunlar 1980 öncesinde de birbirlerini yemişlerdi ama sonra sevişmeye başladılar, beraber ihaleye girdiler, şirket kurdular.
öfke insanların üstesinden gelmek isteyip de gelemediklerinin sonucu olarak gerçekleşmektedir. bu sebeple öfkenin aşılması için o engelin aşılmaya çalışılması gerekir. bazıları aşmaya çalışırken bazıları ise aşmaya uğraşmazken birçok zararla karşılaşır. bu zararlar yakın çevreye ve uzak çevreye verilmektedir. ülkemizde öfke haklılık sebebi gibi algılandığından dolayı verilen zararlar haklı olarak görülme ihtimali yüksektir. çünkü dikkat ederseniz sokakta bağıran bir adam gördüğünüzde genelde birinin ona zarar verdiğini düşünürüz. elbette haklı da olması muhtemel olmakla birlikte bu adam kültürdeki bu motifi istismar etmekte de olabilir.
kendi kanallarının reklamını yapmak için aşağının aşağısı kalitede işler yapmaya başlayan magazin programlarının el broşürü dağıtma formatındaki yayınları. herhalde bir teknolojinin bu kadar boktan meseleler için kullanılacağı tahmin edilememiştir.
ülkemizde terör sorunu olarak sadece pkk akla gelmekle birlikte elbette başka terörist faaliyetler de vardır. fakat yine de pkk terör dediğimizde akla gelen tek oluşumdur. birçok ülkede terör sorunları çözüldükten sonra ilginç sonuçlar gerçekleşmiş ve geçmişte yaşanan sıkıntılar veya ikilemler anlamsızlaşmış veya tam tersi daha da keskinleşmiştir. bütün bunların çerçevesinde herşeye rağmen terörün bitme sinyalleri verdiği bu birkaç yıl içerisinde terör bittiğinde olacaklar merak konusu olmakla birlikte bölgesel ve ülkemiz anlamında vizyon sahibi olmamız açısından da yakın gelecekte olacaklar önem arz etmektedir.
zaten tüm okul sürecinde ve iş hayatında bir şeyler tüketmeye endeksli olan iki kişinin bir araya gelmesi sonucu oluşan evliliktir. bunlar sanki birşeyleri tüketmek için bir araya gelmişcesine satın almak, yemek içmek, yatırım yapmak üzerine bir motivasyon içindedirler. tanıştığınız zaman aralarında bir ilişkinin olmadığını, sadece bir iş arkadaşı falan olduklarını düşünürsünüz. çünkü birbirlerine görev merkezli olarak yaklaşırlar. iş bölümü yapılmış bir hayatları vardır. tamam biliyorum, işbölümü yapmak, paranın kıymetini bilmek vs. bunlar güzel şeyler... ama iyi de hiç mi ruh yok kardeşim. bir sevgi bağını hissettirmiyor böyle bir ilişki.
1. beyaz masa kur ve vatandaşın şikayetlerini sebep gösterip bir alevi yi işten çıkar yerine bir şakirti al. Böylelikle sözen kadroları tasfiye olsun.(Bu süreç bitmiştir bile, artık alevi kalmadı.)
2. akp ye oy çıkmayan siteleri veya mahalleleri tespit et ve oraya verilecek belediye hizmetlerinde zorluk çıkar.
3. tanıdık firmalara iş bağla.
4. her yere reklam afişi as.
5. istihdam yaratmaya gerek yok. kendileri kazanmasınlar. bol bol yardım, bağış dağıt ki hep sana mecbur kalsınlar, sana oy versinler.
yakın bir arkadaşım anlattı; nur cemaatinin sohbetlerine gitmeye başlamış. sohbetten önce yemek vs ikramda bulunuyorlar ve zaman zaman piknik vs. tertipliyorlarmış. arkadaşın hoşuna gitmiş ve gitmeye devam etmiş. ama bir süre sonra bir de bakmış ki kendisinden 1000-1500 YTL civarında bir senet imzalamasını istiyorlar. bunun çocuk okutmak için vb şeylere kullanılacağından bahsetmişler. aydan aya 100 YTL olarak ödeneceğini söylemişler. bu arkadaş çok dindar biri olmasa da bir yeşil sermaye şirketinde çalışıyor ve bu adamları kırmanın kendi kariyerine olumsuz etki edebileceğinden korkuyor. sohbetleri dinlemekten hoşlanıyor ama bu kadar çok parayı vermekten de hoşlanmıyor. hemen işin para mevzusuna bağlanmasından da ayrıca rahatsız.
şu anda akp tarafından yönetilen ve kendisine oy vermeyen alevi kesimin işlerine engel olmak için elinden geleni yapan belediye. hangi siteden ne kadar oy çıkmışsa o siteye hizmeti ona göre veriyor veya vermiyor. (bkz: adamına göre muamele)