roman gibi bir filmdir. "ben garı istiyem" repliği efsane haline gelmiştir. insanlığı güzel insanların gücü hayatı güzelleştirmeye yetmez, "her insanın yapabileceği bir şey vardır" sözü son çaredir, bunları anlatır.
yetimhane acıtasyonu yapmamaları bile bu filmi muhteşem yapar benim gözümde. animasyon sahneleri ve özellikle genco erkal'ın hayatını anlattığı sahne çok iyidir.
en izlenebilir türk dizilerinden. özgün senaryosu, samimiyeti, komedi dizisi olması ama sadece komediye yer vermemesiyle muhteşemdir. arasıra youtube'da eski bölümlerini izlediğimde moralimi yerine getirir. yusuf güdük ve sabit ballıoğlu gibi kaç dizi karakteri vardır ki?
12 senedir buradayım. hem uludağ'ı vardır hem denizi, hem tarihi barındırır hem de dinamizmi. arap şükrü'süyle, çınarlarıyla, iskenderiyle, pideli köftesiyle, bursaspor'uyla apayrı bir yeri vardır. pahalılığıyla * isyan ettirse de ayrıldığımda çok özleyeceğim yerdir.
isminden dolayı hep bir antipati taşıdığım ve en sonunda izledikten sonra üstüne günlerce düşündüğüm, bence anlatmak istedikleriyle hep karşılaştırıldığı fight club'dan çok ayrı bir film.
filmdeki karakterler bambaşka insanlar olmalarına rağmen olmak istedikleri kişinin reklamını yapıyorlar.
anlatıcımız lester o uyuşmuş, bezgin halinden, ailesi tarafından bile umursanmamasından -kızının arkadaşı angela'ya duyduğu ilginin de onu dürtmesiyle- kurtulmaya, elinden geldiğince hayatını değiştirmeye çalışıyor. belki bunu yapma şekli hatalıdır ama artık kendisi için yaşamaya karar vermiştir.
carolyn mükemmel bir eş, anne ve iş kadını portresi yaratmaya çalışıyor. kocasını aldatmayı uzun bir süre göze alamıyor, en sonunda bunu göze alıp yakalandığındaysa yaratmaya çalıştığı bu portre yıkıldığından çılgına dönüyor.
angela ise hayatı boyunca sıradan olmaktan korkmuş, yalanlarla kendini ulaşılmaz ve çok farklı biri yapmaya çalışıyor.
albay hem homofobik hem de eşcinsel bir karakter. disiplini, otoriteyi, erkekliği ön plana alarak eşcinselliğini saklamaya çalışıyor. oğlunun hep kendisi gibi olmasından korkmuş ve oğlunun da eşcinsel olduğunu sanması onun yıkımı oluyor.
filmde reklama ihtiyacı olmayan tek kişiyse ricky. o kendi istediklerinin peşinde, ona dayatılanların değil. pencerenin önünde iç çamaşırlarıyla dans eden güzel kız angela'yı değil jane'i seyrediyor, bir poşet bile ona dünyanın güzelliklerini hatırlatıyor. ama normal kabul ettiğimiz insanlar ona bir sapık hatta deli gözüyle bakıyor.
durumuna üzüldüğüm tek karakter ricky'nin annesi.
david fincher ve kevin spacey hayranlığımın kaynağı, türünün en başarılı örneklerinden bir film. film vizyona girmeden önce kevin spacey'nin adının hiçbir yerde geçmemesi çok başarılı bir hamle.
--spoiler--
filmin açılışında * isimler geçerken birisi jiletle parmaklarını kazır.sonradan o kişinin parmak izlerini yok eden john doe olduğu anlaşılır.bu kısım favorimdir.
yine de filmin işleyişine aykırı bulduğum bir nokta var.sonunda john doe de kıskançlık yüzünden öldürülüyor fakat 7. günahı işleyen david ölmüyor.
--spoiler--
yerlilerinin büyük çoğunluğunun bursayı sevmediği, kendilerini bursalı değil mudanyalı olarak gördükleri yer.o enfes havası sebebiyle bursa'ya döndüğümde bursa'ya lanet ettirir.özellikle giritli mahallesi'nde dolaşmak insana çok farklı duygular hissettirir.mudanya'ya kadar gelmişken görmeden olmaz (bkz: trilye)
görüşlerini benimsemediğim ve pek sevmediğim bir partiyle de olsa meclise girmesi gereken adamdır.nasıl muhalefet yapılacağını gösterecek ve vicdanımızın sesi olacak insanlara ihtiyacımız var.