sonic youth u müzikal anlamda en iyi ifade eden, olağanüstü şarkılarından sadece biri. bir çarpışma hikayesi;
There's something in the air there
Makes you go insane
Brings you back to me
It's been so long
All that I have to do
Is live along
It's coming coming down
Over me
Do you want to see
The explosions in my eye
Do you want to see
The reflection of
How we used to be
Beauty lies
In the eyes of anothers dreams
Beauty lies
Lost in anothers dream
It's coming coming down
Over me
Do you want to see
The explosions in my eye
Do you want to see
The reflection of
How it used to be
Hey baby
Hey sweetheart
Hey fox come here
Hey beautiful
Come here sugar
Sözlük entrylerinin içeriği hakkında uygulanan, tutarsızlığına inandığım bir dizi silme uygulamasıdır.
"sözlük içi konularda başlık açmayınız." bunu anlayabilen var mı? Sözlük içi konu hakkında başlık açmak ne demek? "sözlüğün can sıkıcı moderasyon uygulamaları" isimli bir başlık açacağım zaman ilk bu çıkıyor. Moderasyonun amacı burayı direkt bir vikipedi haline çevirmek mi? Yazılan bazı entrylerim (türkçeyi düzgün kullanma hakkında idealist olan sözlüğün kullandığı bir terim bu arada) "kişisel fikir beyan etme", "Sadece yazarı ilgilendirecek derecede subjektif entry olması", "Entrynin kesinlikle tanım içermesi kuralını ihlali" gibi sebeplerden silinmiş bulunmaktadır.
Sevgili sözlük yazarları ve moderatörler; bir başlığın altına birşey yazarken yukarıdaki şartları taşımak demek konuyu bir ansiklopediden bulup satır satır aynısını, resmi bir dille buraya yazmak demektir. bu saçmalığı mı uygun gördünüz (bu yazı her an "forum/chat tarzı yazışma" şeklinde düşünüldüğünden uçabilir,hızlı okuyunuz).
Ayrıca herhangi bir başlık altında okuduğunuz hemen her entryde(artık bu ne demekse)kişisel görüş, sadece yazarı ilgilendiren subjektiflik yada o entrynin kesinlikle başlığın tanımını içermemesini görmek mümkün ki bu yazıların hemen hepsinin silinmesi gerek anlamına geliyor.
Bir konu hakkında bir beyanatta bulunurken tabiki kişisel fikirlerimizi sunacak, bazen örneğin bir film hakkında "şurası şöyle olmamış, böyle olsaymış" gibi subjektif davranacak veya bazen tabiki -b*kunu çıkarmadan- inceden bazı konuları alaya alacağız yada taşlayacağız. Ama moderasyon tam olarak bunun tersini istiyor. (bkz: sözlüğün sıkıcı ötesi olması) ve (bkz: uludağ sözlük ün çok sıkıcı olması) gibi gerçeklerden ötürü bazı insanlar bunun çeşitli sebepleri olduğunu ileri sürecek olmuşlar ki hemen bazı yazarlar (bkz: sözlük yalakaları) "beğenmiyosan çek git karrdeşim" tavrında üstlerine vazife olmayan cevaplar vermişler.
Yorum ve tanım bakımından daha özgür bir sözlük istiyorum(belki de -uz).
seksenlerin ortalarında türkçeye böyle çevrilmiş bir video filmi izlemiştim. bir grup öğrenci kampa gider, baltalı bir manyak gözlüklü ve şişman olandan tek tek başlar kesmeye ve olaylar gelişir
düşünce: Kuantum fiziği gibi belirsizlikler ve bildiğimiz tüm kuralların ötesinde belkide konuşmanın yada düşünmenin bile yasak olduğu, gelmiş geçmiş en farklı ruh halidir belkide. En azından bir kısmını tasavvur edebilecek bir insan evladı şüphesiz her alemin en güçlü varlığını arkasına alacaktır bir bakıma. Belkide peygamberler böyle insanlardı, yada tanrı onların kendisini azıcık ta olsa anlayabilmelerini sağladı.
Çünkü "tanrısal mekanik" normal bir insan tarafından anlaşılamaz, çok sevdiğiniz biri ölebilir yada dünyanın en aşağılık insanları mesut mutlu bir şekilde yaşayabilir, son derece adaletsiz bir duruma belki de yıllarca maruz kalabilirsiniz yada en beklenmedik zamanlarda beklenmedik şeyler olabilir ve sizler "adaletin bu mu, yazık sana!" şeklide isyan edecek duruma bile gelebilirsiniz . Bir insanın psikolojik yapısı tek tip,genelde solid, sebepleri açıkça ortada olan bir durumdadır. bu yüzden böyle birşey eğer var ise bunu idrak edebilmek normal bir insana imkansız kadar zor gelecektir.
Çünkü tanrı iyi kalpli yada zalim yada zorda kalanlara hep yardım eden yada her zaman güçlünün yanında olan yada insanları "onlar istemediği halde" zorla imtihana tutan, gibi somut bir tavırla ifade edilemez. çünkü böyle birşey söylemez, sadece "bana iman edeni, bana sığınanı bağışlarım" der kutsal kitaplarda. yani tanrının aslında nasıl bir -deyim yerindeyse- "mizaca sahip" olduğunu bilemeyiz, belkide sahip olduğu şey bizim "mizaç" olarak adlandırdığımız kavramın çok ötesinde bir durumdur.
islam inanışına göre müslümanlar yarattıklarından ötürü tanrıyı sevdiklerini söylerler.ancak burada bir eksik vardır; tanrı son derece çirkin şeyleri de yaratmıştır (insanoğlunun anlayışına göre tabi) ve bunlar bizim hayatımızın içinde, birçok insana acılar veren onları üzen şeylerdir. Ve bu oluşum "bu sadece bir sınav" şeklinde açıklanamayacak kadar karmaşık bir yapıdadır. Çünkü sınav denen uygulama zamanın ötesinden gelemeyecek kadar yeni, doğanın oluşturduğu bir hayatta kalabilme/kalma savaşıdır, daha sonra insanlar bu olayı gözlemleyerek sosyal hayatın çeşitli kısımlarına da yapay olarak seçicilik amaçlı oturtmuşlardır.
neşeli bir şaka tadındaki söylemdir. Ancak bir kız arkadaşınız bir gün gelip te "rocco, peter north erkekse sen nesin topraam?" derse işin neşe yanı kaçabilir.
2001'de istiklal'de şarabi diye biryerde placebo konserine gitmeden kuzenle içtiğimiz, kırmızı, aromalı ve daha ilk yudumda insanı çarpmaya başlayan harika bir şarap.Aynı şuh bir kadın gibiydi. Fiyatı da çarpmıştı tabii. Hala üretilir mi bilmem.
60'lı yılların grubu. House of Rising Sun ve Apache gibi parçaları vardır. Fender diye bir gitar markasının varlığını dünyaya tanıtmışlardır. Sanırım Cem karaca da shadows hayranıydı. Apaşlar diye grup kurduğuna göre.
Eskiden commodore 64 ve amiga dönemlerinde, hemen tümü yurtdışında bulunan, oyunları password korumalarına bypass yapmak sureti ile herkesin oynayabilmesini sağlama misyonunu üstlenmiş, ayrıca "unlimited lives", "unlimited energy" ve "starting level?" terimlerini hayatlarımıza sokmuş yüce insanlardır. Herzaman söylemişimdir; türkiyede bilgisayar ve oyun tüketimi sektörü bu seviyede ise, insanlar (yeniler de dahil) bilgisayarlar hakkında bu kadar çok şey biliyorlarsa bunun temelini onlar atmıştır, yoksa internet yurda girene kadar ağızımız açık bakacaktık.
Uygulamak şöyle dursun, sadece bilmekle bile kişinin hayatını yada toplumu tehlikeye sokabilecek bilgilerdir. Örneğin (bkz: kolanın formülünü bilmek), yada çok kuvvetli bir afrodizyakın nasıl yapıldığını bilmek yada bir ülkenin devlet sırrı gibi. Yada toplumun bir bölümüne ait şok edici bir bilgiye sahip olmak (bkz: kadınların erkekleri aldatmaya olan bakışları) (bkz: gizli kadın egemenliği) da kişiye, yada yayılırsa birçok insana zararı dokunacak, toplum düzenini ciddi şekilde bozacak türden bilgilerdir (bkz: toplumsal infial).
anında edit: bkzlar sallamadır (yazalım da peşimize düşmesinler).
çıta gibi bacaklara çektim dar kırış kotu, g*t desen fındık. üstüme de şu kravat resimli tişörtlerden. yağlı saçları da kirpi modeli yaptım mı bir tek geriye kolye kalıyür. sonra caddelere akabilirim. aa tüh sakalları ince çizgi şeklinde abuk kesmeyi unuttum. onu da yarın yapayım yoksa maymundan ne farkım olur mınagoyüm.
Sansürün bu kadar b*kunun çıkmadığı, yayın akışına uydurmak için filmin rastgele 5-10 dakikasının kesilmediği veya 20 dakikada bir araya 10 dakikalık reklamların sokulmadığı ve filmin altında kocca şeritlerle "gtarrak yaz melodi cebine gelsin" reklamlarının olmadığı zamanlarda adi antenden izlenebilen tv kanallarında yabancı film izlemek aslında güzel bir keyifti. Tabi eskiden yapılan dublajlar ve onları seslendirenlerin de büyük payı olsa gerek. Eskiden Alev Sezer'li cehennem silahıyla şimdiki adını bilmediğim ciyak sesli harry potter veledi gibi.Kullanılan dil, tonlama, sesin karakterle örtüşmesi bu bakımdan çok çok önemlidir diye düşünmekte ve bu anlamda iyi örnekler olarak pulp fiction, the big lebowski veya get carter gibi örnekleri ileri sürmekteyim.
Bu mahalledeki en azgın serseri de olabilir en ağır abi de. yada en tehditkar ve çevresine korku salan "asarım keserim" kişisi de olabilmektedir. üstlerine köpek geldi mi "nanısskkm sigtir!hoşt!" diyerek arkadaşının arkasına kaçar. Bu tavırları çok ilginçtir.
bir insan can havli ile aslında hemen her tür köpeği (dev gibi olanlar hariç tabi) -ısırılmayı gözden çıkarmak şartı- ile çıplak elle öldürebilir (en iyi yöntemler: tüm gücünüzle yakaladığınız köpeğin üstüne devrilerek kaburgalarını kırmak yada boynundan yakalayarak kaldırıp sivri birşeyin üzerine vurmak/geçirmektir). hatta yolda yürürken şu saldırgan köpeklerini dolaştıran şımarıklardan birisininki saldırsa da öldürmek için bahane olsa diye düşünürüm. ben bile böyle düşünürken bu bıçkın abiler neden kaçar ki? Yoksa bunlar aslında zavallı korkaklar mı?
Genelde 30'lu yaşlara yaklaşan bir insanın artık ne eskisi gibi mutlu, ne eskisi gibi güzel, çekici, harika bir hayat yaşayan ve ne eskisi kadar özgür, ne eskisi kadar hayattan umutlu ve ondan zevk alan bir durumda artık olmadığının farkına varması, biraz daha olayları irdelediğinde aslında eskiden de bu durumun böyle olduğuna dair ipuçları yakalaması ve eskiden kendini gördüğü dev aynasında artık kendini aynı şekilde görememesine müteakip toplumu oluşturduğunu düşündüğü o "tırt" insanların arasına istemeyerek de olsa katılmış olmak olarak tanımlanabilir. Kısacası geçmişte inkar ettiği sınırlarını çok kesin şekilde yüzeye çıkarmaktır. Birgün herkes kendi gerçeğinin farkına varır. Düşünüp taşınarak yada farkında olmadan..
Son 2 senedir internet explorer'da bir siteye girdiğimde genellikle yarım yamalak sayfa görüntüsü ile beraber gelen ve sebebini hala bulamadığım, sol altta çıkan uyarı.
Beleş'in mIRC'de chatin altın yıllarında söyleniş biçimi.Bundan 150 sene evvel Counter Strike'da hiç silah almayıp yerde ölen adamların silahlarını alarak oynadığımdan aldığım nickname.