marka satın alıyoruz. aynı markanın farklı mecralarda ki klonlanmış ruhsuz kopyaları gibiyiz. kimimiz yemekle güçlendiriyor bu halkayı kimi teknolojiyle ama hepimizin ortak noktası var; hissizleşen tektip robotlara dönüşüyor, poşetlerin içinde hayatlarını sürdürüp, ayakları olmadığı için poşetten çıkamayıp, sistemden kaçamıyoruz ve nihayetinde ortak markanın kölesi oluyoruz. markanın adı tüketim.
eşitlik adalet diye ortalığı ayağa kaldıran asilzadelerin askerlik meselesine gelince birden parası neyse veririz deyip sözümona eşitlikçi kimlikleri ile ilgili hafıza kaybı yaşamaları hadisesi .