henüz 5 yaşındaki bir erkek çocuğuyla savaş oyunu oynama çabalarındaki yetişkin bir genç kızımızın arasında geçen diyalog:
(karşılıklı kanepelerin kapıların arkasına saklanılır ve ateş edilir.)
-vurdum seni ufaklık, hadi öl.
-harır sen beni vuramassın benim görünmes kalkanım var.
-hıh!ndkır??!??
oyun takip eden günlerde tekrar oynanır ve olaylar şu şekilde gelişir:
-vuydum seni hiuuu yere düs öldün.
(bu sefer kızcağız küçüğün ona oynadığı kalkan numarasını oynamaya kalkar)
-benim görünmez kalkanım var vuramadın beni.
-hee benim bu silahım var yaaa görünmez kalkanları bile deliyoy.
-ne?!!!
geçenlerde bir grup çalışması yapmayı denedik. maalesef çok talihsiz bir gruptaydım çünkü 3kız 1erkek vardı grupta. sunumun yapılacağı gün arkadaşlarla 1saat öncesinde orada olacağımız konusunda sözleşmiştik. 2kız arkadaşımız bırakın 10dk. öncesinde orada olmayı sunum saatine bile yetişemediler.
işin garip yanı şu ki hatunları ben yataktan kalkarken aradığımda (sunumdan 2 saat önce) "çıkmak üzereyiz" demeleri.
işte bu kadar açık "bir kadının asla evden çıkma süresi belirli değildir. belirli olan tek şey bu sürenin çok uzun olduğudur."
bittikten bir süre sonra düşünürsünüz ve neden biraz daha uzun öpüşmedik dersiniz kendi kendinize. çünkü içinizdeki heyecan hala devam etmektedir ve hiç bir öpücükte bu heyecanı bulamazsınız.