sınava geçen sene de girip, bir bok yapamayan beni bile hayretler içinde bırakmış sınavdır.
anlaşılan "dershaneleri kapatacağız" ayağına harcamışlar sınavı.. yoksa sınavın bu kadar kolay olmasının başka bir açıklaması yok.. ben böyle türkçe sosyal soruları görmedim, göremem de herhal bu saatten sonra.
geçen sene toyluğumdan sınav ortamını, aleti edevatı, mekanizmayı inceleme fırsatı bulamamıştım. daha doğrusu aklıma gelmemişti. ya allahaşkına koskoca türkiye cumhuriyetinin sınav kurumunun öğrencilere sunduğu kalemtıraşın üstünde "made in germany" yazıyor. silgisi de malezya'danmış.. kitapçığın üstünde de box mox yazıyordu o da kesin amerikadan'dır.. benim yanımda getirdiğim su şişesi bile yerini yadırgadı onların arasında..
şu an "gezi parkı için haydi taksim'e" kafasındayken bizlere sağlam bir kroşe yedirtmiş haberdir. bu gündem değiştirme çabaları bünyede asalak etkisi yaratmaya başladı iyice..
korkutma hocam bizi..
bizi bizi, galatasaraylılarını..
türk futbol tarihinin kara lekesidir.. devler yenilip alındı da, henry'nin kafa vuruşunu fenafillah mertebesine ulaşan tafo kurtardı da ne oldu ? belki de bu günü çok andığımızdan bir ikincisi gelmedi, gelemedi. çok bel bağladık biz buna türkiye'den kimsenin bu kupayı almanın kıyısına bile yaklaşamadığı için. ama koskoca 13 yıl geçmiş aradan. 13 sene avrupada koca bir 0 (sıfır). biz açız arkadaş, yenisini istiyoruz..
"futbol toplumun afyonudur" diye bir söz var. kutsalı futbol olan dürzülerce insan hayatının bu kadar basite indirgenmesi hangi söz veya argümanla açıklanır bilemiyorum..
şimdi tüm hafta "alkış" polemiği kusmuğunda boğulan yöneticiler bu gencecik çocuğun cenazesinde saf tutsun utançla..
devrim yaratan fifa 98 den sonra bünyelerin gördüğü en sağlam fifa serisidir kendileri. ayrıca soundtracklerin bir oyun için ne kadar önem arzedebileceğini bizlere kanıtlamış oyundur. fifa 2005'in soundtrack'i oyunu yaşatan cinstendi..bu yüzdendir ki fifa serilerinde ruh açısından bundan sonra herhangi bir topyekünlük sağlanamadı ve bu fifa 2005, kemale eren yaşlara bile kendisini bilgisayarlara indirtmeye devam etti. velhasılıkelam, önce soundtrack'e bakarım soundtrack mi diye..
büdüt: aklıma aynı yılda ea sports'un çıkardığı başka bir über oyun need for speed underground geldi. ea sports'un devrimiydi bu yıllar. oyunlardan ziyade o yıllar da pek güzeldi.
"hac, hak yolunda müslümanlarımıza nasıl farzsa ve başka bir yerde yerine getirilemiyorsa, bizim içinde 1 mayısda taksim meydanı aynı amacın, ideolojinin sembolüdür" görüşünden dolayı taksim'i isteyen sandikalardır.
tutturmuşlar bir "inşaat, çukur var orada" bahanesi, üstüne yatıyor herkes. zaten taksim'i kapsayan inşaat projesi bakan ve yetkililere sunulduğunda alınan ilk tepkinin:"ooh iyi tamam bu olsun. 1 mayısa da bahane olur, yaptırtmayız" olduğundan kimsenin şüphesi yok.
kaldı ki oranın şantiye çalışanlara bile güvenlik garantisi varmışken hala aynı bahanenin üstüne yatmak, onların "taksim'de diretirlerse bu iyi bir niyet değildir" sözünün bal kaymakla yutulması demektir.
ilgili haber: http://www.radikal.com.tr...1131482&categoryid=77
hala neden taksim soruları kol geziyor.
-neden taksim ?
+manası çok derin, ben adama ip gibi bilezik gibi geçiririm demek. saksıya fesleğen gibi oturturum anlamı da çıkar.
drogba'nın hokkalı bir küfürü hakettiği maç. biz küçükken topun sahibi kullanırdı hep duran topları. drogba da sanki topun sahibiymiş gibi düdük öter ötmez topun orada bitiyor. dur bakalım drogba, senden büyük allah var !
(bkz: selçuk inan)
züttürü bir derginin boş beleş davranıp yarattığı listedir. neye göre kime göre sıraladıklarını merak etmekle beraber sen bilirkişi misin sen kimsin lan demek istiyorum dergi çalışanlarına..
çarpılırsınız yukarda allah var.. gelmeyin bir daha bu mahalleye hayde!
kalbimin ta içerisinde büyük buhranlar, fırtınalar işliyorum; hayatın bu gaddarlığına, acımasızlığına binlerce kere lanet ediyorum sözlük. bu zaman şu saat oldu hala hasmet ibriktaroglu'ndan 23 nisan'ın anlamı ve özeti ile ilgili hiçbir özel mesaj alamadım. normal yaşantımda bile bu kadar kaaleye alınmamışken kesilen bu ani mesajlaşma eylemi beni hiç beklemediğim bir şekilde derinden yaraladı sözlük..
bugünlerde* yine gündeme gelmiş cezalar silsilesidir. fatih terim'in sezonu kapatması pek bir muhtemel ama gerek federasyon gerekse lig tv el ele verip fenerbahçe maçına imparator'u çıkartıp "bakın düşürdük cezanızı" tarzı fakir edebiyatı yaparak akıllarınca oluşan tepkiyi dağıtmaya çalışacaklardır diye düşünüyorum.
ya da bu dediklerim olmadı, adalet bize tecelli etti diyelim. zaten bu saatten sonra iş taktik teknikten ziyade hırs, onur, namus meselesi/mücadelesi olduğu için ne kadar ceza vereceklerinin hiç bir önemi olmayacak. 2007-2008 sezonunda teknik direktörsüz oynadığımız 6 maç gibi yeni cevat güler'ler çıkartıp işimize bakacağız.
sözü edilen gibi medeni taraftardır. o taraftarların mensup olduğu kulüp 2 senedir tek saha kapatma ya da seyircisiz oynama cezası almadığı gibi herhangi bir tribün olaylarından da para cezası ve benzeri cezalar almadı.
(bkz: 6 nisan 2013 galatasaray mersin idman yurdu) maçından sonra o başarılı siciline "kabadayı" yaftası yemiş imparator.
malesef galatasaray'a; fenerbahçe'den, beşiktaş'tan, dış bakılardan, ondan şundan daha fazla zararı olan teknik hocadır benim gözümde. tamam biliriz fatih hocayı duygusaldır, motivasyonu dünya'nın ırzına geçecek cinstendir, oyuncunun derdinden iyi anlayandır ama olmuyor be hocam, yakışmıyor. herkes pusuya yatmış en ufak bir hatada cezayı kesmeyi büyük bir zevkle beklerken yapılan bu hareketler ve takınan bu zihniyet, her şeyden önce galatasaraylılık duruşuna yakışmadığı gibi fatih hocanın yaratıp yaşattığı başarılara/değerlere de yakışmıyor. daha yeni aynı nedenlerden dolayı aldığı 3 maçlık ceza bitmişken böyle bir hataya tekrar düşmek gerçekten çok saçma ve anlamsız. her ne olursa olsun federasyon, hakem, yanlış kararlar ve en önemlisi aykut kocaman'ın fakir edebiyatı yaparak dilinden düşmeyen 3 temmuzdan süreci bunlara neden olmamalı. her şeyi geçtim en azından bir "teknik hoca" olarak yapılanın çok yanlış ve "gücünün yettiğine saldırma" olarak değerlendiriyorum. aynı tavırları ve zihniyeti real madrid maçında khedira'nın eliyle topu kontrol etmesinden sonra takınsaydı belki gelen tepkiler daha az olurdu ama bu yine de olayın yanlış olduğunu örtbas etmiyor. yaklaşık 2 ve özellikle bu senedir fatura hep günah keçisi hakemlere kesilir oldu. bu hakemlere baskı zihniyetini çıkarmada fenerbahçe'nin parmağı olduğu çok aşikar ama bu ülkede hakem olmak, siyasetçi, başbakan ya da katil zanlısı olmaktan daha zor olur oldu.
şimdi gelecek cezanın engin baytar ayarında olacağını düşünüyorum ve olan yine bize, biz galatasaraylılara olacağını düşünüyorum. bir nevi böyle yaparak şaibeli taraflara altın tepside fırsat sunmuş olduk. haydi hayırlısı.
tespitin garip olduğu gibi konunun da bu saatlerde açılması manidardır. kulüp 2 senedir tek saha kapatma ya da seyircisiz oynama cezası almadığı gibi herhangi bir tribün olaylarından da para cezası gibi cezalar almadı.
ağız açık izlenen kavgadır. bu maçın nasıl bittiği önemli değil artık. ben eminim ki aklı başında birçok galatasaray taraftarı bu olayın şokunu ya da kızkınlığını yaşıyordur şu an.
fatih terim'i hepimiz biliriz. tam tipik bir türk. motivasyonu kuvvetli, oyuncunun derdinden anlayan ve zaman zaman sinirlerine hakim olamayan.. ama bu çok farklı. 50-60 yaşında bir adamın sinirlerini kontrol edemeyerek -ve üstelik 3 maçlık cezası yeni bitmişken- böyle hareketlere kalkışmasını ben mantıklı bir dille açıklayamıyorum.
ben şahsen engin baytar ayarında bir ceza verileceğini düşünüyorum. eğer öyle olmazsa yer yerinden oynar ki şu an oynadı zaten. gerçekten çok ilginç.
galatasaray'a en büyük zararı imparator'un verdiği maç. ya da o maçlardan bir kaçı..
50-60 yaşında bir adam sinirini kontrol edip olgun davranamıyorsa ben söyleyecek bir şey bulamıyorum.. ne hakem, ne federasyon ne şike ne de başka bir şey. bu hareketlerin onlarla bir alakası yok. akıl kârı bir şey değil fatih terim'in yaptıkları.
hakkında bu kadar entry girilince "aa eski günler yad ediliyor herhalde" dediğim, ama son yazılanlara bakınca içimde fırtınalar kopartan programdır..
"pazartesiden itibaren kapatılıyor" yazısını görünce beynimden vurulmuşa dönüp, soluğu balkonda aldım. uzun soluklu dalgınlığımı/anılarımı, annemin "oğlum neyin var" sesiyle irkilip yarıda kestim. anne dedim sonra, "messenger kapanıyor.."
çoğu gencin ilk toy sanal tecrübelerine, ilk sanal aşk deneyimlerine, sağlam muhabbetlerine meze olmuş bir guzin ablaydı kendileri. nice hüznün, toyluğun, muhabbetin, dostluğun, arkadaşlığın ve heyecanın sembolüydü.. dile gelip konuşsa anlatacak, paylaşacak ne çok anısı vardır kim bilir..
dayanamadı..kapitalist düzene ayak uyduramadı. sırf yetimin hakkını yemediği, riyakârlık peşinde koşmadığı, davasının arkasında dimdik ayakta durduğu için harcandı, harcatıldı.
sanal alem, messenger'ı görüp geçirenler için artık "messenger'dan önce ve messenger'dan sonra" olarak ikiye ayrılacak..
huzur içinde y...*