ankara'da araba kullanmış olan herkesin muzdarip oldukları kapaklardır. nasıl bir dehadır ki, eskişehir yolu'nun bir kısmında bile rögar kapaklarını kenara almayı başaramamıştır. bir de bunlar bazı kısımlarda yol seviyesinden yukarıdadır ki, sanırım bu en tehlikelisidir.
edit: akinburak'ın düzeltmesine istinaden melih gökçek pek de suçlu değilmiş sanırım eskişehir yolu konusunda, karayolları genel müdürlüğünün suçuymuş.
evet. en ucuz bilet 636 euro, en pahalı bilet(vip) 2600 euro, en üst kategori ise 1170 euro.
gelelim türk hesabına.
80.000 kişi full kapasite oynayacağını düşünürsek, ortalama da 750 euro desek, adamlar 60 milyon euro sadece bu maçtan gelir elde edecek. tam 60 milyon euro. bunun ne kadarı kalır real madrid'in kasasına bilemiyorum, biri bana yanlış hesap olduğunu söylesin.
manisa'ya fazla olduğunu düşündüğüm restaurant, cafe, bar. manisa'da olduğum zamanlar haftanın en az üç gecesi uğradığım mekan. yemyeşil çimlerin içerisinde. oh mis.
hali hazırda başlamak üzere olan kurtarma operasyonudur. 2 aydan fazla süredir 600 metre aşağıda tutsak kalan işçilerin kurtarılmasını tüm dünya merakla bekliyor. henüz kimse çıkarılmadı, şuradan izleyebiliriz operasyonu canlı olarak;
herkesin içinde farklı farklı heyecanları barındırdığı gün.
1)a milli basketbol takımımızın finale yükselmesini kutlayabilecek miyiz?
2)yarınki referandumun sonucu ne olacak?
3)11 eylül yıldönümünde, psikopat rahip kuran-ı kerim'leri yakacak mı?
4)fenerbahçe ve beşiktaş'ın maçları?
güzel ve heyecanlı bir gün, heyecanla bekleyelim en iyisi...
enter.
kimi zaman böyle aşağı kaydırıyor, kimi zaman da kelime anlamını gerçekleştirip bir yere girmemizi sağlıyor. bazı platformlarda yazdığımız yazıyı göndermemizi falan sağlıyor. ancak bir klavyede, en çilekeş, en vicdansızca davranılmış tuştur enter. kız arkadaşınızla sessiz sakin yazışırken, çat!! göndermek için enter'a hayvanca girişmeler. arka arkaya, hunharca. günün bütün sinirini yazık o tuştan çıkarmalar. hepimiz yapmışızdır. 2 kere enter.
buradan 75 milyonun huzurunda senden özür diliyorum enter.
son zamanlarda incisözlüğün giderek popülerleşmesi ve orada yazmak isteyip de yazamayan yazarların, uludağ sözlüğün altını üstünü " adam haklı beyler, üşüyoruz reyis, ccc bilmem ne ccc" içerikli entry ve başlıklarla süslemesidir. ikisi tamamen farklı platformlarken, bu farkı farkedemeyen yazarların uludağ sözlükte de oldukça fazla olduğu göze çarpıyor açıkçası.
şimdiye dek 5 adet gümrük kapısı modernize etmişlerdir. bunlar; kapıkule, habur, sarp, hamzabeyli ve cilvegözü sınır kapılarıdır. yeni projeleri, 9 sınır kapısını daha modernize etmektir.
notre dame de paris'de luck mervil tarafından canlandırılmış ve esmeralda'yı tamamen koruyuculuk görevi üstlenmiş, aykırılığını her hareketine yansıtmış çingene.
şimdilerde 20-25 yaş arasında olan her fenerbahçe taraftarının hafızasında yer etmiş en önemli futbolculardan biridir. benim için ise en önemlisidir. 4-3 kazanılan maçta oyuna sonradan girip maçı çevirişi ve attığı son gol, hala dün gibi aklımdadır. ne zaman denk gelsem o maça bir yerlerde, gözlerimi doldurur. asi çıkışları ve tavırları, müthiş sol ayağı. ne okocha, ne uche, ne de ortega, o dönemden ben rapaiç ve hooijdonk'u unutamam sadece.
it's always sunny in philadelphia'da, charlie'nin sürekli olarak asıldığı hatun olan ancak ona yüz vermeyen, fakat gerçek hayatta hayat arkadaşı olan hatun(muş).
samsung'un fırtına gibi girdiği notebook piyasasındaki gözbebeği modelidir. as01, as02 ve son olarak da as03 alt modelleri açıklandı.
as02 modeli, yaklaşık 2000 lira civarında seyretmekte olup, fiyat-performans bakımından muadillerinin çok çok önündedir. vista'dan 5,5 puan alarak zaten bunu da göstermiştir.
sistem özelliklerinden kısaca bahsetmek gerekirse;
3 gb ddr3 ram, 9600gt 512 mb ddr3 ekran kartı, 320 gb harddisk ve intel core duo p8600 2.4 ghz işlemcisi mevcuttur.
nba 2k9, gta 4, ra3, crysis, cod5 ve pes9 tarafımdan denenmiş ve yüksek ayarlarda sorunsuz çalışmıştır.
giderek daha da gözüme çarpmaya başlayan olay. her yerde, her an karşıma çıkabileceklerinden adım gibi eminim. korkuyorum sözlük, korkutuyor bunlar beni. keşke yapmasalar bunu neden yapıyorlar, anlayamıyorum.
kadınlarımız! çocuklarımız! geleceğimiz! bıçkın delikanlılarımız ama özellikle de! abicim toplum içinde yaşamaktan nasibinizi alamadınız mı hala? 2010 yılına geldik lan neredeyse! ben senin telefonundan emrah dinlemek zorunda mıyım yaa? veya ne bileyim george michael dinlemeli miyim senin telefonundan? zaten müzik çalabilecek kapasitede bir telefonun varsa, içinden kulaklık da çıkmıyor mu, tak kulağına stereo şekilde dinle, neden mono tercih ediyorsun be güzelim? sesim çıkmıyor, çıkamıyor bu insanlara, dedim ya korkuyorum, içime atıyorum. dayanılmaz oldu ama artık son yaşadığımla...
ankara'da yaşayanlar ya da görmüş olanlar bilir, mavi özel otobüsler var, okula gitmek için kulaklığımla bindim, sakin sakin tek parça atmışım listeme, p.floyd money çalıyor. inmek için düğmeye basarken anam o da ne, kulaklık çıkmış telefondan bütün otobüs beni dinliyor, şaşkınlıkla bir anda kapattım. müzik çalar özelliğini değil ama, telefonu. çok utandım, sanki herkes yüzüme bakıp üstüme üstüme yürüyor gibiydi. dışarıya attım kendimi bir çırpıda, acı acı sövdüm sonra yüzümü kırbaçlayan otobüs rüzgarına, egzoz kokusuna. gözümde tomurcuk yaşlar, ağır ağır doğruldum, kendi kendime bunu da atlatırsın oğlum, sen gerçekten onlardan değilsin diyerek teselli etmek istedim kendimi. ama ne kadar inkar etsem de gerçeğin farkındaydım, ben de artık onlardan biriydim. üzgünüm dünya.
rocknrolla ve quantum of solace gibi filmlerde baş göstermiş ve prince of persia'da da görevi duyurulmuş olan, güzel mi değil mi anlayamadığım 86'lı ingiliz hatun.
bir tony montana repliği. dünyanın en önemli repliklerinden birisi belki de. dünyada sahip olduğum tek şey sözlerim ve taşaklarım diyebilecek bir karakterdi tony montana.