Türkiye'nin en medeni yaşam merkezlerinden biri olan Karşıyaka, Bostanlı'nın göbeğinde, elemanlarına köpek gibi davranan, bir kitabevine hiç yakışmayacak şekilde müşterisine karşı saygısız ve suratsız, temel işlevi zaten kırtasiye işi olan ve fevkalade kazıkçı birilerinin "yersen" mantığıyla işlettiği kitabevi/kırtasiye müsveddesi ticarethane.
15 senedir aynı şeyi, üstelik kanallarda gitgide daha da hacim kaplayarak yapagelmesi... Hiçbir gelişme ve inovasyon yok adamda.
Edit: Bu entry'i derhal eksileyeceklere sormak lazım; zaten aptal olan, hatta aptallıkları tescilli (bkz: Aziz Nesin) zavallı bir güruhun, aptallığını, sanki kendisi arşimet'miş de bunu ilk o görüyormuşçasına, borazanlayan bir adam nasıl olup da bu akıllı geçinen TV izleyicisini eğlendiriyor? Ayrıca çirkin ve kompleksli. iyi bir seslendirmeci, sünger Bob, Garfield ve peynir kokulu beyin falan olsun.
yeteneğini ve birikimini saçma sapan programlarla ve bir magazin malzemesi olarak heba etmiş bir ünlünün başarılı bulmadığım girişimi. Bir kere, en ciddi haberi verirken dahi, yüz mimikleri (belki heyecandan)o kadar çarpılıyor ve diksiyonu o kadar gevşek ve üslubu o kadar laubali ki, konuya konsantre olamıyorsunuz. Yine de şans vermek lazım, o kadar uzun süre aptallarla ve aptal gibi işler yaptı ki, gerçekten bilgi sahibi olduğu bir alanda, orasını burasını maymun gibi oynatmadan, doğru dürüst program sunmaya alışması zaman alablir. inşallah da uyum sağlar, değerli bir kızımızdır aslında. Bu da şöhretin bedeli oldu onun için.
yıllar önce, Amerikalı oyuncu Debra Winger'ın sinemayı bırakma kararının ardından, kendisiyle ilgili yapılan belgeselde yaptığı açıklamalarla örtüşen gerçek. Kadın oyunculara sürekli zayıf olmaları için zorla (Subay ve Centilmen'deki gencecik Debra'ya bile) hap içirilirmiş o yıllarda dahi. Artık maşallah meşhur olan herkes anoreksik dolaşıyor ortalıkta. Başrolleri geçtim, yan rollerdekiler bile sanırım bütün yazı açlık grevinde ve spor salonlarında geçirmiş.
(Bahar (bkz: Bir Bulut Olsam), Ferhunde, Bihter zaten püik...)
tv dizilerinin artık doksan dakika değil, dokuz dakika dahi çekilmezliğine bir başka örnek. Sosyetenin en tepe noktasında bile kimse kaburgasını çatlattığı ölümcül kazanın ertesi gecesi straplez, süper mini beyaz bir elbiseyle akşam yemeğine oturmuyordur. Böylesi abuklamalar Yalan Rüzgarı'nda bile olmazdı. Yoksa olur muydu? Belki Jill ya da Catherine Chancellor yapar mıydı? Anımsayamadım.
tesadüfen öğrendiğim ve allahtan araba kullanmıyorum, köprü geçmiyorum, dedirten durum. Kartta kontür kalmamış olabilir, geçersiniz, hadi diyelim, 2-3 misli ceza ödersiniz. 10 misli ceza ödemek nasıl bir adalettir? (Yani minimum 30 YTL). Sivil rezistans gerekiyor bu memlekette. Halk gerçekten koyuna dönmüş, önüne gelen vergi,ceza adı altında tokatlıyor garibimi.
sonunda, "görmemişin ikizi olmuş... "şeklinde püskürmemize neden olan olgudur. Meğer ne kadar meraklıymış baba olmaya. son on yıldır medyada şarkıcısı, oyuncusu pek çok tanınmış insanın çocuk doğurmayı bir reklam ve statü aracı olarak kullanıp, daha doğurmadan karınlarını burnumuza sokarak çocuklarını sayıklamalarına alışmıştık. Hatta bu durum tüm hamile ve çocuklu kadınların 7x24, gebe kaldıkları anın detayları dahil çocuklarını önüne gelene anlatması şeklinde bir toplumsal furyaya dönüşmüştü. Reha Muhtar maşşallah bir ilke daha imza attı ve hatta tüm bayanlara müthiş bir çalım attı. Avantaj onda, hergün yazdığı köşesi var ne de olsa. Henüz beş altı aylık olan bebeler büyüyene dek biz herhalde oldukça fazla aydınlanmış olacağız yaşamlarındaki herbir detay üzerine.
"...Bu (Apo'nun affedilmesi), bir isyan bastırma yöntemi eğer devlet açısından bakarsak. Devlet isyan bastırıyor. Bunun için devlet isyanın elebaşılarını affeder. Osmanlı çok isyan bastırmış bir devlettir. isyanı bastırırken isyanı başlatanı affeder, çok uzak bir vilayete atar, sonra da maaş bağlar ona. Bir de ayrıca paşa rütbesi verir. Bunlara da 'başıbozuk paşası' derler. Osmanlı'da 3 tür paşa vardır: Askeriye paşası, mülkiye paşası, başıbozuk paşası. Yani Apo'ya paşa rütbesi verilebilir Osmanlı mantığıyla yaklaşırsanız.
Tezakir'in 4'üncü bölümünde 1860'lı yıllarda Ahmet Cevdet Paşa'nın Kozandağı isyanını bastırmaya gidişi anlatılır. isyanı aşiret reisleri ve halkın önde gelenleri ile oturup konuşup, isyancılarla uzlaşınca, asilerin başındakilere paşalık rütbesi verip, Edirne'ye mecburi ikamete gönderiyor. Çukurova'dan Edirne'ye sürülüyor yani. Sonra da maaşa bağlanıyor.
Osmanlı gibi büyük düşünülmesini öneriyorum. Bana kalırsa, Bodrum'a, Bodrum Türkbükü'ne gönderilmesini öneriyorum. Cevdet Paşa olsa, öyle yapardı diyelim...."
CHP sosyal bir projesi ve Toplumsal Eğitim ve gelişim derneğinin bir kolu olarak yaklaşık 1,5 yıldır faaliyet gösteren, kısa ismi che olan sivil toplum örgütü. Merkezi Şişli'dedir, ayrıca Kağıthane, Tuzla, Maltepe, pendik ve Kuşadası'nda şubeleri vardır. Temel amacı yerel halka dayanışma ve sosyal gelişim amaçlı destek sunmaktır. Gönüllü öğretmen, doktor, psikolog ve hukuk danışmanları CHE bünyesinde yerel halka hizmet vermektedir. Yetişkinler için yabancı dil, okuma-yazma, okul çağında çocuklara okul sonrası destek ama dernek yetkililerinin dile getirdiğine göre en fazla hukuki ve psikolojik danışmanlık ve tıbbi hizmet talebi karşılıyorlar.
San Francisco da, özellikle Psikoloji anabilim dalı üzerine lisans üstü araştırmalarıyla tanınan Saybrook Enstitüsü nde Psikoloji Profesörü ve Dallas daki Southwestern Tıp Okulu nda da öğretim üyesidir. Alternatif tedavi yöntemlerine, akıl ve beden arasındaki bağın gizemli iyileştiriciliğine, kişinin kendi iç kaynaklarına ulaşabildiğinde hem bedenini, hem aklını, hem de ruhunu iyileştirmeye yönelik gücü bulabileceğine inanmaktadır. Tedavide düşüncenin ve düş gücünün etkisini, binlerce yıl öncesinin şamanist geleneklerinden günümüdeki modern klinik psikoloji uygulamalarına ve transpersonel psikoloji deneyimlerine dek incelediği, kimi ödüllü de olan çok sayıda kitap yazmıştır. Woman as Healer adlı kitabı geçen ay Kadın Şifacılar çevirisiyle yayınlanmıştır.
Kevin Costner'ın demokratik açılımı destekleme polemiği çerçevesinde organizatör Ahmet San aracılığıyla Türk halkına ilettiği en güncel mesaj. ilgililere duyurulur.
Ekim ayında gerçekleşecek olup, reklam kampanyası demokratik açılımı destekleme polemiği ile süslenmiştir. Ancak IMF karşıtı gösterileri CNN'de izleyen menejerleri Türk halkının bamtelinin iyice gerildiği bugünlerde riski minimize etmek amacıyla malum desteği aniden çekivermişlerdir.
Karadan denize olduğu kadar denizden karaya bakarken de hala (inanılır gibi değil ama) güzel olabilen manzaradır; şöyle boğazda kuzeye doğru Mart-Nisan aylarında bir vapurdan erguvanları izlemenin tadına doyum olmaz.
Silah, uyuşturucu ve organ mafyası gibi, 21. yüzyılın en karlı ve en aşağılık gelir kaynaklarından biri olan, çocuk/fuhuş ticaretinin anlatıldığı, derdini son derece iyi ifade eden, 2005 Kanada/ABD ortak yapımı film. Başrollerini Miro Sorvino, Donald Sutherland, Robert Carlyle gibi popüler oyuncuların yanısıra Kanadalı bir grup başarılı drama oyuncusu paylaşmış. Montreal, Quebec, Prag ve Thailand'da çekimleri gerçekleştirilmiş. Oldukça etkileyici bir film. Bu vahşi gerçeğin karşısında çaresizliğinizi görüyor, insanlığınızdan utanıyorsunuz.
Armağan Çağlayan'ın Fox Tv'deki popstar alaturka yarışmasında üniversitelerdeki türban yasağını kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcılığı olarak niteleyip, neticesinde alkış topladığı şuursuz yaklaşım ve örneklemeleridir. Merak edilesi durumdur, acaba şakşakçılığını yaptıları kişilerin sembolize ettiği rejim bir gün cumhuriyeti ortadan kaldırıp, memleketi tam anlamıyla ele geçirirse, oksijen sarısı uzun saçları, kısa pantalonu ve hergeçen gün daha da efemineleşen mimikleri, jestleriyle kendini sistemin neresinde, hangi TV kanalında konuşlandıracaktır.
Eksileyenlere not böyle bir adamın türbanı desteklemesi bile türbandan çıkmaya vesile olur.
Türkiye'nin, Kyoto Protokolüne katılmasının uygun bulunduğuna ilişkin kanun tasarısı, TBMM Genel Kurulunda 5.2.2009 tarihinde kabul edilerek yasalaştı. Protokolün 25. maddesine göre 26.08.2009 itibarı ile Türkiye protokole resmen taraf oldu.
(bkz: Kyoto Protokolü)
1989'da TRT yapımı olarak çekilen Hanım'ın Çiftliği ile yıldızı patlayan dönemin mankeni ilknur Bozkurt'tan gelen sert eleştiri! ilknur'a göre yeni dizinin oyuncu kadrosu doğru belirlenmemiş. En uygun çift Kadir inanır - Tuğba Büyüküstün veya Cihan Ünal - Saadet Işıl Aksoy çifti imiş. Ne Tuğba'nın ne Işıl'ın 17 yaşında olmadığını ve Özgü Namal'dan da genç göstermediklerini hesaba katmamış, ya da kendisinin 17-18 yaşındayken rahat 25-30 gösterdiğini. Öte yandan kime ne...
her izlendiğinde keyif alınan, sürükleyici bir tarihi film. Başarılı bir prodüksiyon. Karizmatik Selahaddin Eyyubi ile müslüman izleyicinin de kalbini kazanıyor.
Rush'ın 1984 tarihli Grace Under Pressure albümünden bir şarkıdır. Grup üyeleri II. Dünya Savaşı Nazi Kampları'na gönderme yapan (meğer basçı ve vokalist Geddy Lee'nin annesi de Nazi kamplarından kurtulanlardanmış) bir şarkı. O yıllarda internet olmadığından ve bu müzisyenlerle yapılan röportajlara da erişim sınırlı olduğundan bu açıklama benim gibi eski bir Rush fanatiği için anlamlı oldu.
All that we can do is just survive
All that we can do to help ourselves is stay alive
Ragged lines of ragged grey
Skeletons, they shuffle away
Shouting guards and smoking guns
Will cut down the unlucky ones
I clutch the wire fence until my fingers bleed
A wound that will not heal
A heart that cannot feel
Hoping that the horror will recede
Hoping that tomorrow well all be freed
Sickness to insanity
Prayer to profanity
Days and weeks and months go by
Dont feel the hunger
Too weak to cry
I hear the sound of gunfire at the prison gate
Are the liberators here?
Do I hope or do I fear?
For my father and my brother, its too late
But I must help my mother stand up straight
Are we the last ones left alive?
Are we the only human beings to survive?
sözlükte yasaklanması ve moderatör takibi gerektiren durumdur. Buna izin verilmesi sürekli istismara açık (cinsellik, dini ve politik sömürü, her türlü antihümanist ayrımcılık gibi) alanlarda sakız gibi uzayan propaganda söylemleri, diğer yazar ve okuyuculara yönelik tacizlere, sözlüğün saygınlığının zedelenmesine neden olmaktadır. Sözlüğe farklı ve zengin bir yelpazede katkısı olmayan cahilce ve kısır atışmalar döngüsünün önüne geçmek için konu çeşitliliği kriteri tavsiye edilir.
Saldırgan ve kendini bilmez halleriyle sözlükte ağızları köpürerek at koşturanlara bakınca, bir filtre mekanizması olarak uygulanması faydalı olabilecek yöntem. Tabii ki sapkın bir kişiliğin herhangi bir testi manipule etme becerisi olabiliyor ama herşeye rağmen çürük elmaları azaltmak için denemeye değer.