o insanların televizyonda çığlıklarını hatırlıyorum. enkazdan çıkan insanların kireç kalıntıları yüzlerinde, akıllarından geçen belli; ben kurtuldum peki yakınlarım ne haldeler. benimle yaşıt çocukların çırpınışları, ayakları yalın ayak oradan oraya koşarak ağlamaları... orada olan olmayan biraz hatırlayan tüm bünyeleri acıya boğmuştur. bir daha olmaz umarım... bizim canımız yandı.
birde garip bir şekilde 7.5 yetmedi mi diye yazılar yazanlar var, bize yeten tek şey orada devletin bizden kıyım kıyım sakladığı, gölcüğün affet bölgesi olmasın diye 20.000 ölü var dediği fakat hepimizin adı gibi bildiği 100.000 lik can evet yetti. bu insanları ölüme sürükleyen binaları yapan insanların davalarının zaman aşımına uğraması evet, yetti. devletin yine müthiş ilgisizliği evet, yetti. türkiye cumhuriyeti başbakanının olaydan 8 saat sonra haberi duyması evet yetti. ecevit i depremden sonra hemen uyandırmamaları evet yetti... ve son olarak yaşamını yitirenleri saygı ile anıyorum.
"devlet bölgeye yardım için ulaştığında, yurt dışından gelen sivil toplum örgütleri çalışmaya enkazdan can kurtarmaya başlamıştı bile" bu türk halkı hiç bir şeyden çekmedi türk devleti dışında yahudisiymiş ermenisiymiş yunanıymış ingiliziymiş yalan yani...
uykusuz ve penguen devletten karşı duruşunu sergilese de, hep bir adım ileri gidemiyorlar. fakat leman ciddi anlamda devlete giydiriyor hemde bireysel olarak.
kulaklık olmadan kesinlikle gideceğim yere gitmem. illa o kulaklık olacak.
odamın kapısı gizli bir şey yapmasam da evde kimse olmadığı sürece hep kapalıdır.
karısı 10 tl ister hayatta vermez, aldattığı kadına paralar saçar...
karısı çorap ister hayatta almaz, aldattığı kadının jartiyerine kadar alır...
karısı evladı için mama parası ister hayatta bırakmaz, aldattığı kadınla ilerde evlenip doğacak çocukların hayalini kurar.
karısını alıp en yakın cafeye yemeye götürmez, aldattığı kadınla çıkacak olan yurt dışını gezilerini kadına anlatır.
karısına çiçeği bırak eve gelirken haşlanacak ot almaz, aldattığı kadına lüks daireler sözü verir...
yani kısacası sonradan hayata girmiş olan kadını neden bilinmez el üstünde tutar.
üşenmeyen kızdır. rahatına düşkün biri olarak asla ve asla yapmam. hatta o kadar üşenirim ki bir ice tea ve bir paket sigara için bile bakkalı arayıp sipariş verdiğim bile olmuştur.
illa bir ideolojiyi takip edenlerin got killi olmasini isteyen ama sadece kendi kafalarinda got kili olma tiksincligine maruz kalmis hem got olup hemde kil olmus insanlarin uydurdugu itici soz. koyun gibi gutmek lazim o killari.
akp nin islamı resmen kullandığından dolayı ortaya çıkan durumdur. bu yüzden hak verilir. ama türk toplumunun iletişimsizlik gibi bir derdi olduğundan işin içinden dahada zor çıkılır. taksim olaylarında tüm gruplar homojendi. yani bu genelleme çürütüldü. umarım artık türk toplumunda böyle bir algı kalkmıştır.
internetim yavaşladı sandım fakat sabah gazetesinin sitesine rahatça giriliyor yada başka sitelere fakat twitter ve facebook gibi sosyal sitelere girilmiyor.
dün gece bostancıdan kadıköye yürüyüp destek verdiğim eylem.
akşam üzeri taksime geçip ekmek su pamuk ve süt götüreceğiz çok sayıda.
ilk defa devrim çocuklarını anladım, hep kendime sorardım nasıl korkmadan yaptılar diye, merak ederdim 68 kuşağını. böyleymiş korkmuyormuş birleşince insanlar.
sanırım vefat ettiğinde ben 6 yaşındaydım. annemle beraber televizyon izlerken birden haberlere gidildi, ölüm haberi duyuruldu. siyah bir giysi vardı üstünde. kocaman göbeği ile yardım alarak masasına getirdiler. saçlarından çok korkmuştum o zaman. bir şeyler oldu apar topar alıp götürdüler adamı. öldüğünü anlamamıştım, çevrede kameralar vardı, yayın akışı öyle sandım. annem vah vah buda gitti sıra kimde acaba deyince ne sarası yahu demiştim. meğer ülke büyük bir sanatçısını kaybetmiş. zaten öyle tsm ile tanıştım. her yerde şarkıları çalar oldu, nefret ederdim. tabi yaş büyüdükçe adamın sesini ve kıymetini anladım. ben severek dinledim, dinliyorum. benden sonra gelen nesilde eminim sevecek.