bblackk
82 (hoş sohbet)
on birinci nesil silik 2 takipçi 10.20 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    akla gelen dörtlük

    4.
  1. Uzun ince bir yoldayım,
    gidiyorum gündüz gece.
    bilmiyorum ne haldeyim,
    gidiyorum gündüz gece.
    0 ...
  2. iki aylık bebeğini falakaya yatıran baba

    17.
  3. Tüm icat edilmiş küfürlerin sahibi ve tüm şiddet, işkence uygulamalarının doğru adresi olan sözde babadır!
    0 ...
  4. perdeleri kapatıp eve kapanmak ve uyumak

    9.
  5. En çok huzura kavuştuğum ve rahat ettiğim andır. Herkese şiddetle tavsiye edilir.
    1 ...
  6. ilk defa aşık olacaklara tavsiyeler

    157.
  7. çok makyaj yapınca daha güzel olunduğunu sananlar

    12.
  8. Azı karar olanın çoğu zarar olmasının en güzel konusudur. He ben yapmadım mı zamanında, yaptım. Hata mıydı, evet. Daha doğrusu gereksizdi. Zamanla anlaşılacağını ve doğru yolun bulunacağını temenni etmekteyim.
    0 ...
  9. intihar etmeme nedenleri

    371.
  10. birini unutmanın en iyi yolu

    24.
  11. Dibine kadar acıyı hissetmek lazım. Hiç bir şeyden kaçmayıp her anıyla yüzleşmek gerekiyor. Acıts acıta, kanata kanata üstüne yürümek gerekiyor. Unutuluyor mu? Hayır. Sadece bir nebze olsun kabullenilip alışılıyor.
    4 ...
  12. ağlamak

    761.
  13. Ağlayamamaktan bin kat hayırlıdır, rahmetlidir, bereketlidir. Hüngür hüngür ağlamam gerekirken kaskatı kesilmekten beteri olmasa gerek.
    3 ...
  14. çok uzaklara bakıp bir sigara yakmak

    15.
  15. Yarım kalmış hikayenizin kahramanına ya da sıfatla tanımlanamayan varlığına selam değil hasret yollamaktır. Haydi çevir gökyüzüne başını aynı göğe bakalım...
    0 ...
  16. şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim

    14.
  17. Avutulmuş çocuklar çoktan sustu. Bir ben kaldım, bir ben kaldım tenhasında gecenin avutulmamış ben.
    0 ...
  18. kafası hep dolu insan

    2.
  19. Benimdir. Çoğu zaman neyle dolu olduğunu da bilmemekteyimdir. Hatta bir an boş olsa kendime yakıştıramam bulurum yine bir şeyler. Evet ruh hastası olabilirim.
    1 ...
  20. ben bu yazıyı kendime yazdım

    6944.
  21. Kendine bak kendine. Özüne, sözüne, benliğine. ilgilenme kimseyle. Kim ne yemiş, ne giymiş bundan sana ne! Sen kendini besle. Bilgiyle, sevgiyle, şefkatle... Ancak o zaman ulaşırsın, iyi olmanın erdemine.

    dip not: can yücel aracılığıyla kendime.
    0 ...
  22. bitti

    72.
  23. Bitti...

    sona erdi, tükendi. Çok yoruldum, çok zayıfladım, güçsüz kaldım. Oysa ki çok sevmiştim. Heyhat belki de sadece beğenmiştim, bayılmıştım. Kim bilir??

    hikayem tamamlanmıştı. Arasına defalarca virgül koyup sayfaları doldurmak istediğim hikayem tek noktayla durmuştu. Garip! Oysa demezler mi nokta sonsuz noktalardan oluşur diye? Bir nebze sonsuzluğun simgesi olan bu noktalama işareti nasıl oluyordu da bizlere bittiğini ima ediyordu? Hiç görmediğimiz diyarları gezdiğimiz rengarenk otobüs yolculuğunun bittiğini söylüyordu. Gerçekten düşündürücü!

    ben bir kavak ağacıydım. Yemyeşil uzun yapraklarım ve güçlü bir gövdem vardı. Hikayemin kahramanını dinlendirirdim, serinletirdim yerleşik olduğum bu topraklarda. Su verirdi bana. yapraklarımı okşardı, severdi. Sevdikçe daha güçlü olurdum, rüzgara meydan okurdum. Tüm hışırtımla ve ihtişamımla çevremdeki ağaçlara selam verirdim. Bazen gövdemi de severdi. Üzerime kazıdıkları, beni acıtan yazıları tamir ederdi. Bazen de kendi yazısıyla bildiği tüm hassas noktalarımı son derece soğukkanlılıkla yıpratırdı. Hoş, bir tek onun yazıları acıtırdı ya beni. Sonra pişman olurdu, onları tamir etmeye çalışırdı. Dokundurtmazdım, çünkü onun yazısıydı...

    bir gün hiç ummadığım bir yerime yazdı yazıyı. Acıttı, kanattı... ilk defa silebilsin istedim. Yapmadı, yapamadı. Hırçınlaştım. Serinletmedim onu. Bir daha gölgemde dinlenmesine izin vermedim. Eskiden huzur bulduğu bu yeri onun için bir cehenneme çevirdim. Verdiği suları kabul etmedim. içten içe ağladım. Rüzgara meydan okumadım. Güneşin beni kurutmasını izledim.

    sonra düştüm, devrildim. Yapraklarım ortalığa savruldu. Bir kısmı saklanmak için toprak anaya sığındı...

    su vermek istediler kabul etmedim. Yeryüzüne çıkmayı reddettim. Toprağın altında güvendeydim ve fosil olmaktı niyetim. Belki de döngülere karışabilirdim kim bilir?

    çok uzun süre kaldım orada, ta ki kimse bana uğramayana kadar. Düşündüm, çok düşündüm... Yanımdan geçen böcekleri izledim, ağaçların köklerinde konakladım, yer altından yer üstünün sesini dinledim.

    bedenim cılızdı, güçsüzdü ama ruhum güçleniyordu. Belki de artık çıkma vaktim gelmişti. Biraz suya ihtiyacım olacaktı. Yo, hayır gelip gidenlerin suyunu istemiyordum. Ben bulmalıydım hayat suyumu. Ellerimle kaybettiğimin o ağaca ben yeniden can vermeliydim. Güneş büyümemi hızlandıracaktı. Ama rüzgar en başlarda düşmanım olacaktı. iyi ama nasıl başaracaktım güçsüz bedenimle toprağı delip çıkmayı? Nasıl bakacaktım bir zamanlar küs olup sırtımı döndüğüm güneşe? Peki ya reddettiğim suyu nasıl alırdım içime? Hem de yeryüzüne çıktığımda tekrar toprağa düşeceğimi bile bile? Nereden çıkmıştı bu yaşama aşkı?

    bir an için düşündükten sonra tek hamleyle çıkardım bedenimi yeryüzüne. Artık düşünmek istemiyordum. kendimi doğanın kollarına bıraktım, gerçekte ait olduğum yere. Toprağı aşındırıp kendime yer açarken oluşan cılız bedenimdeki yıpranmalara aldırmadım. Artık hem düşüş, hem çıkış yolunu biliyordum...
    1 ...
  24. kadir gecesi

    228.
  25. Kadir kelime olarak; değer, kıymet ve itibar anlamına gelmektedir. Kadir gecesi ramazan ayı içinde bulunan en kıymetli gecedir.

    Peygamber efendimiz(s.a.v.) daha önceki Ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye üzülünce, Allahü teâlâ, ( kadir gecesi senin ve ümmetinindir.) buyurup habibinin kalbini ferahlandırdı. Kadir gecesi, her ramazan ayında gelir.

    kadir gecesinin değeri ise Kur' an-ı kerim'in ilk o gece indirilmeye başlanmasıdır. Kur'an-ı kerim'de kadir gecesinin önemi şu şekilde dile getirilmiştir;
    bismillahirrahmanirrahim
    " innaa enzelnâhü fi leyletil kadr. Ve maa edrâke mâ leyletül kadr. Leyletül kadri hayrün min elfi şehr. Tenezzelül melâiketü verrûhu fihâ biizni rabbihim. Min külli emrin selâm. Hiye hattâ matla'ıl fecr."
    " hakikat, biz onu( kur'an-ı kerim'i) kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin(o büyük fazl u şerefini) sana bildiren nedir? Kadir gecesi bin aydan hayırlıdır. Onda melekler ve ruh, rabblerinin izniyle, her biri bir iş için iner de iner. O(gece) tan yeri ağarıncaya kadar bir selâmdır."

    "dört gecenin gündüzü de gecesi gibi faziletlidir. Allahü Teâlâ, o günlerde dua edenin isteğini geri çevirmez, onları mağfiret eder ve onlar bu günlerde bol ihsana nail olurlar. Bunlar; kadir gecesi, arefe gecesi, berat gecesi, cuma gecesi ve gündüzleri." hadis-i şerif

    müminlerin annesi Hz. Aişe(r.a.) şöyle diyor;
    _ dedim ki: ya resulullah, kadir gecesi' ni bilirsem onda ne şekilde dua edeyim? Şöyle buyurdu:
    _ allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbül afve fa'fü anni. ( allah' ım sen affedicisin, affı seversin, beni affeyle.)

    Peygamber efendimiz(s.a.v.) buyuruyor;
    " kim kadir gecesi' nde inanarak, ihlas ile o geceyi ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır."
    " kadir gecesi yatsı namazında cemaatte hazır bulunan, ondan nasibini almıştır."
    " kadir gecesinde bir defa, kadir suresini okumak, (başka zamanda) kur'ân-ı kerim'i hatmetmekten daha sevaptır. Bu gece koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibadet etmek, bir ay her geceyi ibadetle geçirmekten daha kıymetlidir."

    kadir gecesinin hangi gece olduğu bilinmemekle birlikte, ramazan'ın yirmi yedinci gününün gecesi olma ihtimali yüksektir. Peygamber efendimiz(s.a.v.) kadir gecesinin hangi gece olduğunu kesin belirtmemiş, ancak; "siz kadir gecesini ramazan'ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız." demiştir.

    kadir gecesinde denizlerin suyu bir anda tatlılaşır. Kadir gecesi, açık ve sakin olur. Ne sıcak, ne de soğuk olur. Bulut yoktur. Yağmur ve rüzgar yoktur. Ertesi sabah güneş kızıl olup, şuasız doğar. Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir. Kadir gecesinde köpek sesi duyulmaz diyen alimler de bulunmaktadır.

    "sen o'nunla olunca, o seninle olmaz mı?" Hz. Mevlana

    " rabb' im hakkımda hayırlı olana gönlümü razı eyle, gönlümdekini hakkımda hayırlı eyle." Hz. Ali

    " ey affetmeyi seven rabbim, sil göz yaşlarımı. Sen teselli et beni, serinlik sun şu bağrıma. Vardır bunda da bir hayır. Hayırlı kederlerimi sen sevdir bana. Tıpkı geceye saçılan yıldızlar gibi, ömrüme ışık olsun sıkıntı anlarımda ettiğim dualar. Hüzünlerde olgunlaştır beni. Cahilim, çok cahilim... Sen yolum ol, sen sonum ol..." Hz. Mevlana

    lâ ilâhe illa ente sübhaneke inni kûntü minezzalimim.

    vesselam...
    2 ...
  26. ben bu yazıyı babama yazdım

    216.
  27. Babalar kız çocuklarının tek kahramanı ve ilk aşklarıymış...
    Bu duygulara sahip olduğumda en son sekiz yaşlarımdaydım. Sokakta oyun oynarken babasını görünce koşarak sarılan küçük bir kız çocuğuydum... Sırf sen seviyorsun diye belime kadar uzanan dalgalı, simsiyah saçlarımı kestirmeyen bir kız çocuğu... Boncuk boncuk gözlerimle izlerdim seni tüm dikkatimle. Tıraş olmanı, yemek yemeni, oturmanı, kalkmanı... Büyüyünce senin gibi birisiyle evleneceğimi söylerdim her zaman. Sen ise benim gibi birisini bulursan biz istemeye gideriz derdin. Gülüşürdük... Şimdi bakıyorum da ne çok şey değişmiş baba.
    eskiden dibinden ayrılmayan, beni sev diye gözlerinin içine bakan küçük kızın kendisine dokunmana bile izin veremez bir hale gelmiş. Ne değişti??? Aslında çok şey değişti, hiç bir şey değişmedi... Kafamın içi resimlerle dolu. Kemerle dövmek belki de en başındadır resimlerin kim bilir?? Sahi baba gözümün önünde, belinden erkeklik taslayarak o kemeri çıkartırken hiç bir duygu yok muydu içinde??? Sahi baba kemerle vururken niye kaldırmazdın o battaniyeyi, çok acıtmasın diye mi? Acıttı baba! Çok acıttı! En az ettiğin hareketler, anneme attığın tokat, telefonunda gördüğüm mesajlar kadar acıttı!
    niye dağıtırdın o sofraları? Erkek kuvvetine karşı çıkamayacağımızı bildiğin için mi bu kadar yakardın canımızı? Dışarıdaki insanlara gücün yetmediği için mi kalkıp bize püskürttün biriken hıncını. Sofraları dağıttığın için orucumuzu açamadan korkup uyuyakaldığımız günlerin hesabını kim verecek sahi? Söyler misin baba bana neden kendi evimde korkudan sığınacak yerler aratma mecburiyetinde bıraktın?
    sırf gözümün önünde defalarca seni götürdüler diye ben hala polislerden korkuyorum baba. Hapishanelerden ürküyorum... Sevilmekten ürküyorum, dokunulmaktan ürküyorum... Kahramanım değil miydi canımı bu kadar yakan? Söyler misin baba tanımadığım insanlar neler yapmaz ki bana?
    kahramanım değil miydi zevk için eve uğramayıp bizi bir kuru ekmeğe muhtaç eden? Kahramanım değil miydi bizi insanlardan bir poşet kömür istemeye mecbur eden? Biliyor musun baba, keşke o kahramanım evde olsaydı da ben o şekilde gidip zaruri ihtiyaç peşine düşseydim. inan bu kadar zoruma gitmezdi. kahramanım değil miydi beni 6 yıl yalnız bırakıp başının çaresine bak diyen?
    şimdi kahramanım duruldu. Ben senin babanım dedi. Aynı donuk bakışlarımla yüzüne baktım sadece. Ördüğüm duvarların arkasına sığındım. içimden tek bir cümle geçti baba biliyor musun? Hayatımın sonuna kadar sana karşı yöneltilen donuk bakışlarımdan başka bir şey göremeyeceksin ve sadece merhamet duygumu hissedebileceksin.
    1 ...
  28. uyku

    772.
  29. uyku insanoğlunun dinlenme evresi olarak tanımlanmaktadır. Uyuyan bir insan düşünce karmaşasından arınır, sinir sistemi dinlenir ve bağışıklık sistemi tamir edilir.
    dünya sağlık Örgütü bir insanın günlük uyku ihtiyacının 8 saat olduğunu belirtmiştir. Ancak uyku süresinin insanlar arasında cinsiyete, yaşa, kiloya göre değiştiği bilinmektedir. Yeterince uyumak insana beynini daha iyi kullanabilmesi, duyduklarını daha iyi idrak edebilmesi açısından çok önemlidir.
    çocuklarda uyku süresi yetişkinlere nazaran daha fazladır. Yeni doğan günde yaklaşık 16 saat uyurken, ilkokul çağındaki çocuklara 9- 10 saatlik uyku yetebilmektedir.
    karanlık bir odada gerçekleştirdiğimiz uyku eylemimiz sırasında vücuttan melatonin hormonu salgılanmaktadır. Bu salgılanan melatonin hormonunun kanser hücrelerini engelleyici, vücudu yaşlanmaktan koruyucu etkileri vardır. Melatonin hormonu gece 23:00 ile sabah 05:00 arasında, karanlık ortamda salgılanabilmektedir.
    peki biz nasıl uyuruz? Hangi dönemlerden geçeriz? vücudumuz bu dönemlerde nasıldır?
    Uykunun Dönemleri
    uyanıklıktan uykuya geçiş dönemi latent dönem olarak adlandırılmıştır. Uyku evreleri ise bu geçişten sonra başlar. Uyku esas olarak iki döneme ayrılır;
    A-) Rem Uykusu (hızlı göz hareketleri ): Bu toplam uyku süresinin %20- 25' ini oluşturmaktadır. Rüya bu dönem içinde görülür. Bu döneme ait önemli göstergeler şunlardır; beyinin çalışması hızlanır, göz kaslarının çalışma hızları artar, çizgili kaslar gücünü kaybeder, kalbin çalışma hızı artar. Bu döneme uykuya daldıktan 30- 40 dakika sonra geçiş olur. Rem dönemi 10- 15 dakika sürer ve tekrar beyin rem dönemine geçiş yapar. Her 80- 100 dakikada bir rem dönemi tekrarlanır. Yani bir uyku süresince 6- 7 defa rem dönemine girilip çıkılır. Çocuklarda ise bu dönem oldukça uzundur.
    B-) nrem(göz kapaklarının hareketsiz olması): uykuda göz hareketlerinin olmadığı dönemdir. Toplam uyku süresinin %75' ini kapsar. Bu döneme ait önemli göstergeler ise şunlardır; kalp atışı ve solunum yavaştır, kas tonüsü yoktur. Dört evreye ayrılır;
    1-)evre 1: toplam uyku süresinin %5' ini oluşturur ve uyku yüzeyeldir. Beyin fonksiyonları %50 azdır. Uyandırıldığında kendine gelmesi zaman alabilmektedir.
    2-)evre 2: toplam uyku süresinin %45' ini oluşturur. Uyku yüzeyeldir. Kalp atışı azalır, vücut ısısı düşer. Beyin derin uykuya hazırlanmaktadır.
    3-)evre 3: toplam uyku süresinin %12'sini oluşturur. Derin uyku dönemidir.
    4-) evre 4: toplam uyku süresinin %13' ünü oluşturur. Derin uyku dönemidir.
    0 ...
  30. sevilen yazılar

    30.
  31. Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Güzeldik biz küçükken. Kaşlarımızı almayı bilmezdik, makyaj çok büyüklerin işiydi sevmezdik. Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, lükstü, zenginlikti. Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda. Otobüsteyim bile diyemezdik, otobüsle bir yere gidemezdik. Otobüs lükstü, zenginlikti. Koşa koşa eve varana dek nefes alamazdık ve nerdesin sen sorusunu duymadan cevabı verirdik. Biz bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı.
    Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayırmasın diye, teneffüse kadar konuşmazdık. Not yazardık birbirlerimize. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Bir küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu. Sonra mı? Büyüdük... Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.
    Nazım Hikmet Ran
    0 ...
  32. la ilahe illa ente subhanke inni küntu minezalimim

    11.
  33. Lâ ilahe illa ente sübhâneke inni kûntu minezâlimin.
    değeri çok yüksek olan duadır. Okudukça daha sabırlı olursunuz. Güç, kuvvet verir. Tüm işleriniz yolunda gider. Tecrübeyle sabittir.
    4 ...
  34. sabah ezanı

    811.
  35. Es- selâtu hayrun mine'n nevm. Namaz uykudan daha hayırlıdır. içimin huzurla dolmasını sağlamaktadır şu an. Allah(c.c.) en yakın zamanda tamamen başlamayı nasip etsin inşallah.
    2 ...
  36. en güzel ilahiler

    6.
  37. Gül ahmed' im. Ne zaman dinlense gözden inan yaşlara ve derin iç çekmelere engel olunmuyor.
    1 ...
  38. sözlük yazarlarının hayalleri

    4039.
  39. Maaşı bana yetebilecek, severek yapacağım bir işim olsun. Küçücük, kutu gibi bir evim olsun. Evimin içi kitaplarla dolsun ve tüm eşyalarım rengarenk olsun. Özellikle mutfak eşyalarım. Daha da bişey istemem.
    2 ...
  40. sevilen şiirin en vurucu cümlesi

    125.
  41. Tılsım tamamlandı. Sonuna geldim çizgilerini sildiğim bir büyük haritanın. Aşkım ölümün sınırında Omayra. Yerinde kal, kımıldama! Murathan Mungan - Omayra
    3 ...
  42. aylak adam

    193.
  43. Yusuf Atılgan ın yazmış olduğu, okumak istediğim kitaplar arasında olan eserdir. Umarım en yakın zamanda nasip olur.
    0 ...
  44. televizyon izlememek

    30.
  45. Aşağı yukarı üç yıldır yaptığım eylemdir. Bana hiç bir şey kaybettirmemiştir. Tıpkı izlediğim yıllarda kazandırmadığı gibi. Televizyon izlememekten çok hoşnudum.
    1 ...
  46. öğretmenler ne iş yapıyor sorunsalı

    4.
  47. Sizin şu anda bu yazıyı yazmanızı, bizlerin ise okumasını sağlıyorlar.
    5 ...
  48. satrancın en önemli taşı

    73.
  49. Şahtır tabi ki. Bkz: şah - mat.
    0 ...
  50. iz bırakan kitap cümleleri

    4969.
  51. Keşke nedir olric?
    Hatalarımızdır efendimiz.
    Çok mu hata yaptık olric?
    Keşke diyecek kadar efendimiz.
    Oğuz Atay - Tutunamayanlar
    1 ...
  52. göğe bakma durağı

    71.
  53. Turgut uyar' ın notlarımın arasında olan enfes şiiridir. Okudukça okursunuz ve bambaşka alemlere gidersiniz. Göğe bakalım!
    0 ...
  54. başını kapatırken beynini de kapatan türbanlı

    1.
  55. Ne de güzel renginizi belli edip hıçınlaşabildiğinizin somut örneği olan cümle. Bu nasıl bir düşmanlık ve saldırganlıktır? insanların dini tercihlerinden ve yaşama biçimlerinden size ne! Benim annemin, ablamın tüm kapalı tanıdıklarımın yaşam tarzları kimlerin ağzına laf olmuş! Bu kadarı gerçekten saygısızlık!
    1 ...
  56. bonzai

    356.
  57. iki gün önce iftar vaktine yakın ablamın kardeşinin ölüm haberini aldık. Gencecik, küçücük bir erkek çocuğu... Direk erkek kardeşime döndü bakışlarım. Benim için 40 yaşına gelse bile asla büyümeyecek olan canımın canı kardeşime... Aşağı yukarı aynı yaşlardaydı. Ateş düştüğü yeri yakarmış, doğrudur. Zira ben bir anlık düşünceyle bile baş edemeyip yakıştıramadım o ailenin yaşadığı acıyı kendi aileme. Bu ne acıdır ya rabb' im... Ertesi gün nedenini öğrendik. Hap içildiği için geçirilen kalp krizi... Bonzai veya her neyse. Belki bir özentiydi belki bir kaçıştı. Yahu o çocuğun o yaşta haplara sığınabilecek kadar ne derdi olabilirdi??? Neyi atlıyoruz, nerede yanlış yapıyoruz da böyle hazin sonları bilmem kaçıncı defa duyuyoruz? Kim bilir daha kaç gencimiz bu durumda ve aynı sona mahkum... Bizim konuşurken bile yüzlerine bakmaya kıyamadığımız kardeşlerimize, ülkenin geleceği olan gençlerimize neler yapıyor böyle! Çok acı, çok hazin... Ve yazık ki, tüm anlatılıp konuşulanlar yetersiz, kelimeler kifayetsiz...
    1 ...
  58. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük