aslında istediğim bu ülkede medeni şekilde yaşayan, oturup kalkmasından öte resmiyetin ne olduğu hakkında bilgisi olan, lafın kısası özü istediğim adam hep ama hep ahmet necdet sezer olacaktır ama o olamayacağı için onun gibi bir hukukçu, medeni bir insan ve de sosyal devlet kavramını uygulayabilen bir kişi isterim. bunun yolu galiba bir hukukçudan geçiyor.
radikal gazetesinde genelde * uluslararası ilişkiler ile ilgili, insan haklarına bağlılığı dile getiren ve de uluslararası düzeyde ülkelerin politika ve ticari çıkarlarını açık şekilde yazan, dürüst ve mert yazardır.
eğer rona aybay gibi bir hocadan almışsanız bu dersi, ne oldum ne olmaya geldim gibi bir cümle ile aynada delirirsiniz. * hukuk'a girdereceğine adeta çıkartmaya çalışıyor gibi bir his doğurur içinizde.
radyo'da grace kelly adlı şarkıyı dinlediğimde 'ahan lan adam ölmemiş' diye kendi kendime anlık şok yaşamış sonradan şöyle bir video izleyerek şoku üzerimden atlatmıştır. *
Devrimler cagının ve Spartakistlerin onderlerinden Rosa Luxemburg'un sevgilisi ve yoldası Leo Jogiches'e yazdıgı,kadın olarak askını ve mucadeleye adanmıslıgını doktugu mektupları.
baska dillere cevrilmesi olanaksız olan cekce bir sozcuktur. Adamakıllı acılmıs bir akordeon gibi sonsuz bi duyguyu, baska bircok duyguların bilesimi olan bir duyguyu anlatır.
bir akitte muvazaa, tarafların, yaptıkları akdin hic hukum dogurmaması veya gorunusteki akitten baska bir akdin hukumlerini dogurması hususundaki anlasmalarıdır.
kanundan,akitten veya orf ve adetten dogan egitme gorevi denmektedir. Tedip hakkına sahip kisiler, bu gorevin yerine getirilmesi sırasında, halin gerektirdigi ve saglıga zarar vermeyen sekilde davranıslarda bulunma hakkına sahiptirler. Yeni TCK madde 232/2 de tedip yetkisinin kotuye kullanılması, cezalandırılmıstır.
1825'li yıllarda Weber tarafından ortaya atılan bu kast sekline gore, fail bir neticeyi gerceklestirmek icin hareket etmis olmasına ve o neticenin gerceklesmesine ragmen, neticenin gerceklestigini zannederek yaptıgı ikinci bir hareketten neticenin gerceklesmesi halinde, tek sucun ve kasta dayanan sorumlulugunun kabul edilmesidir. Ornegin, failin oldurmek istedigi kisinin kafasına elindeki demir cubukla birkac defa vurması ve yere yuvarlanan magdurun oldugunu zannederek,cesedi ortadan kaldırmak icin ucurumdan asagı denize atması uzerine, aslında olmemis olan magdurun bagularak olmesinden oldugu gibi.
seyhulislam olarak atanacak kisilerin devletin en onemli yargı makamlarından gelmesi ana ılkedır. Adalet orgutunun en ust makamı olan rumeli kazaskerligi gorevinde bulunmak genellikle, seyhülislam olabilmek icin en onemli bicimsel kosuldur. Bundan baska, seyhülislamların ustun bir bilgi duzeyine varmıs bilge ve durust kisiler arasından secilmesine calısılırdı. Ancak sunu da solemek gerekir ki, ozellikle XVI. yuzyıl sonlarından baslayarak bu kosullara her zaman uygun davranılmamıs, iktidar kavgasında olan gruplar kendi seyhülislam adaylarını, hele bunalım sıralarında, padisaha kabul ettirebilmisler boylece seyhulislamlık cesitli grupların iktidar aracı durumuna gelmistir. Seyhulislamlar bazen , turlu nedenlerle, siyasal kavgaları kıskırtmıslar ve kisisel cıkarları icin devlet orgutunu tehlikeye atabilmislerdir.