Sınıfta topu olan çocuk kraldı. Takımı o kurar istediğini oynatır istemediğini oynatmaz, canını sıkarsanız ''top benim oynamıyorum arkadaş!'' deyip alır başına giderdi. Ayrıca tombo kaleminde gideri vardı. Eğer tombo kalemin varsa sınıf başkanlığına kadar yolun vardı bizim zamanımızda.
bazı insanlar ne söylersen söyle valla banamısın demiyor. Bazısıda en ufak bi tiksindirici sözde iştahı kaçıyor. Şahsen ben her türlü yerim derim fakat bi yere kadar benimde sınırlarım var.
Teyze otobüse girdiği anda ''avcı'' otobüste gözüne kestirdiği yere oturmuş gençte ''av'' konumundadır. Teyze otobüse biner, avı ile göz teması kurar. Gözüne kestirdiği yere doğru sinsice hareket eder, av habersiz bir şekilde iki büklüm oturmuş zaten günün yorgunluğuda var kendi halindedir. Teyze çok ani şekilde bi bayılma numarası ile avının dikkatini çeker ve hemen atağa geçer. Yok efendim bizim zamanımızda böylemiydi... Nihayetinde yorgun öğrenci ayakta pişkin teyze de öğrencinin özenerek seçtiği yerdedir.
Prison break'ten sonra izlendiğinde bırakamdığın çok güzel bir dizi. Başroldeki hatun bir orduya bedel fakat biraz abartılmış. Biraz daha gerçekçi olunabilirdi ancak kadının güzel ve çekici olması diziyi izlerken beni benden aldığı için katlanıyoruz. Ayrıca alex'inde gideri var.
Siyah impalasının içinde müziğin sesini açarak ''wanted dead or alive'' a eşlik etmesi, her bölümde bi hatun götürmesi, kardeşine ve sevdiklerine olan bağı bu adamı sevilesi yapan özelliklerden sadece bir kaç tanesi.