bundan tam 24 sene önceydi.( bu cümleyi kurmak çok acıymış) sokağın ortasında kahverengi kadife pantolonuma çatır çatır sıçtığım dönemler. 24 sene geçmesine bakmayın, hala çıtırım. trt de ( sanki başka kanal varmış gibi.) bir çizgi film vardı. iki tane köstebeğin havalarda uçtuğu bir film. muhteşem bir şarkısı vardı. ufak japon veledin biri dori dori mogu mogu diye çığırıyordu . ansızın anımsadım ve jeneriğini buldum. fena mutluyum. *
kulakların işittiği en mükemmel şarkılardan. klibinde freddie mercury'nin mavi tişörtlü hali 30 kadir inanır gücündedir. ses sınırlarını zorlayıp dinlenilesi şaheser.
dün gece hayatımda ilk kez türkçe sözlü bir şarkıyı baştan sona kadar okuyup kaydettim. icra ettiğim * eser ise ömrümce hep adım adım. iyi bir iş çıkardığımı düşünüyorum. bir zeki müren değilim tabii. rıdvan dilmen dinlese oda öyle derdi.
20 yıldır rock dinleyip sallamadığı uzvu kalmamış, ruhu karanlık bir adam neden bunu yaptı derseniz. yeni renkler buldu derim. aşk diyelim biz buna.
bugün spor salonunda old and wise çaldım. biliyorum delice ama yaptım. garip garip bakışlar. hayrola hocam durumları. acımadım squat yapana, bench basana. ben hepsinden daha ağırını yükledim ruhuma ibneler.
ne zaman dinlesem "bu en iyi şarkı" dediğim klasik.
hoplatır, dans ettirir, isyan bayrağı diktirir.
o üstün sese bir kere daha taptırır. solosunda erken boşaltır.
gelmiş geçmiş en iyi yol şarkılarından biri olur.
şarkı bitince "bu en iyi şarkı" cümlesi " yok yok bohemian rhapsody" olarak değişir.
freddie mercury'nin son yazdığı şarkıdır. huzur vardır, ölüme bir adım daha yaklaşmak vardır. ve buna rağmen en görkemli sesten en harika son kelimeler..
internetten 101 seks pozisyonu adında bir kitap aldım. 7 yıldır sevişirim, şaşkınlığımı gizleyemiyorum. ben kitap yazsam bunu yanında bedava hediye etmeye utanırım. yayınevleri beni bulun.
kendisiyle 1 gün geçirebilmek için ömrümden 5 yıl sallamaya hazır olduğum yüce adam. burada kısmet değilmiş, ama elbet görüşücez aşk. cool cat dinlerken bazen diyorum evet bence tanrı yok ama ya varsa.
2008 yılı, büyükada .göz karartan bir orgazm sonrası wc yerine balkona çıktım. gece yarısına az kalmış. dışarıda gezen bir kaç mature kıvamı teyze dumurdan dumur yalıyor. hey nereye gidiyorsun diye soracak bir dişi olması gerekmez miydi derseniz, yatakta çarşaf arasında şu ana kadar hiç görmediğim bir pandomim sanatı icra ediyordu derim.
yüksek topuk ayakkabı ve içindeki * ,uzun ince bacaklar, iç çamaşır. çamaşır taşıyana göre farklılık gösterir tabi. giyen hatun 75 kiloysa sokmuşum satenine dantellisine. kırmızısına moruna.
sikimde olmayan kız modelidir. din kavramına inanmayan biri olarak saçma salak sidik yarıştırma olaylarına hiç girmem ama gözlemlerimi izah edebilirim.
bu modellerin 3 yaşında olanları dahi vardır. anne baba zoruyla olaya girerler.
15 yaşında tanga ile tanışırlar, sahte beyaz converse ile salınırlar, koca götüne yapışmış,10 cm bilek çevresi olan pantalonu ile moda sahilinde sıradan bir apaçi ile yiğişirler.
bu atraksiyonlara girmemiş olanlardır siklemediklerim. herkesin kendi yaşamı. ama hep bu orospu ruhu taşıyanların türbanlı olmasına dayanamıyorum. çalıştığım eski şirketimde kocası askere gittikten sonra şahsıma asılan sefilide hesaba katmak gerekiyor. sonra ne oldu ben işten atıldım. o başkalarının üstünde zıplamaya devam ediyor.
herkese nasip olmayacaktır.ruhlarına hitap edilebildiği sürece hiç sorun değildir. sadece aynı dili konuşmaktan bahsetmiyorum. emek ister. gayette keyiflidir. paylaşılanlar daha önem kazanmaya başlar.
fakat bazıları vardır ki, anlamamak daha iyidir. bilirsiniz.