iyi niyetin suistimal edilmesidir, birine yardım etmek için adım atarsın ama o senin tüm prensiplerini, kurallarını ayaklar altına alır. (bkz: vuralım bunları)
Aşk-ı memnu romanındaki yalının rengini sormuş hocamız. 60 puan. Benim dışımda herkes beyaz yazmış. Ha bir de kırık beyaz yazan arkadaşım vardı. (bkz: sarı)
iki sene önce çok aşık olduğum çocuktan abim "hiç hoşlanmadım bu çocuktan" ve türevlerini kullandığı için ayrıldım. Öyle sessiz sedasız bir ayrılma olmadı tabii, ailelerimiz de tartıştı. iki ailede bizi önemsemeden bizim adımıza kararı verip ayrıldılar. Evet büyük değildik, önümüzde koca bir hayat vardı bizim. Daha iyileri çıkardı karşımıza. Bir sene boyunca her günüm ağlayarak, özleyerek geçti. Üzüldükçe ders çalıştım, üzüldükçe arkadaşlarıma anlattım. Ailemden uzaklaştım, bu istemsizce olmuş bir şey... Yoksa birisi için ailemden uzaklaşma fikri bile korkunç. Onunla ayrıldıktan sonra kimseye aşıkta olmadım, sevemedim hatta hoşlanamadım bile. Sonra benim 4 senedir tanıdığım, samimi bir arkadaşım gidip sevdiğim çocukla güzel bir kızı tanıştırdı. amacı kötü değilmiş sadece çocuk daha fazla üzülmesin istemiş. Öyle dedi. O güzel kız ve sevdiğim çocuk 26 Haziran'da bir ilişkiye başladılar. O gece arkadaşım arayıp, görmedin mi sen fotoğrafları dediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Açıp baktım, herkes çok mutlu görünüyordu. Allah belasını versindi böyle sevginin. Sonra 27 Haziran'da o bitkin halimle beni çok seven ama benim hiç sevmediğim birine "evet" deyip bir ilişkiye başladım. Hayatımın en büyük hatası. 2 ay sürdü, kendi mutsuzluğumda boğdum çocuğu resmen. Dağ başındaki yayla evimize her gün elinde çiçeklerle gelirdi ve gözlerimi kırmızı kırmızı gördüğünde "ben mi bi şey yaptım?" diyip kendini suçlardı. Ailem tarafından o da pek sevilmedi ancak ona duyulan saygı çok başkaydı ailemde. Çünkü o çocuk beni güldürmüştü, bana değer vermişti. Eski sevgilimin ilişkisi 1 hafta sürdü o ayrılınca benim iğrenç arkadaşlarım "onlar ayrılmış sen de ayrıl gitsin" dediler bana. Dinlemedim, kim o kadar kötü olabilirdi ki? Hatta karşılıksız, misler gibi seven birisi bunu hak eder miydi? Etmezdi, devam ettik biz de. Son noktayı da onun doğum gününde kendisi koydu. "Beni mutlu ettin teşekkür ederim ama bitsin" dedi ve yaşadığımız şehirden ayrıldı. Gittiği için değil ama beni bu zorluktan kurtardığı için teşekkür ederim ona. çünkü olmayınca olmuyor, zorlamaya da gerek yok. Hı bir daha da üzüntüyle birinin hayatına girersem Allah belamı versin. Öyle pişmanım.
Şaşırıp kaldığım, hoş olmadığını düşündüğüm durumdur. Yaşını başını almış insanların buraya gelip "en iyi kürt ölü kürt" naraları atmasına içerliyorum açıkçası. Çünkü onlar için düşünmenin ilerisi yok, çocuk değil ki bu büyümesini bekleyesin. Bu gibi insanlara faşist dediğinde "hayır ben milletimi savunuyorum." gibi sözler duyuyor insanlar. Kime, neye karşı savunuyorsun sen milletini? O millet sadece senin mi? Birkaç geri kafalı insan konuştu diye saçmalamak zorunda mısın? Bu millet kimseye karşı yıkılmamış bu güne kadar yıkılmaz da. Herkes daha gerçekçi sorunlarla ilgilensin derim ben. Biraz düşünün de ufkunuz açılsın.
Sınıfımda mahluk bir kız var. kendi içinde tutarsız, çok değişik bir kız. Geçen dönem zayıflamak için kırk takla atan kız kilo veremeyeceğini anlamış olacak ki bugün "kadının kalçalısı, fiziğim çok güzel" gibi komik bir cümle kurdu. Sınıftaki o sessiz ortamda acayip bir kahkaha attım. Kendisiyle çelişen insanlara hep gülmüşümdür, böyle insanlar hiç bitmesin biz de hep gülelim.
Eğer kızın mesleği yoksa onun için maaş hayati önem taşır. Tersi bir durum söz konusuysa -kızımızın mesleği varsa- maaş konusu ayrıntıya girer, iş ciddileşince ne olur bilemeyiz ama maaş konusunda en az kendi kadar güçlü biri ister kadın yanında. (bkz: bilin de bunları)
Herkesin arkadaş çevresinde en az bir tane bulunan erkektir. Ağızlara öylesine yapışmıştır ki yüzüne bile tükürmeyeceğiniz insanlar "aaa kezbana bak" gibi cümleler kurar. (bkz: akıllara zarar)
Çok önem verilen birinin seni üzmesi, verdiği sözü tutmamasıdır.
Bugün yaşadığım olaydır. Tepkim ise; "söz vermiştin ama" olmuştur. Ne acınası haldir bu!