Bazı sırlar vardır yalnız dostlara anlatılacak.
Bazı sırlar vardır dostlara bil...e anlatılmayacak.
Bazı sırlar vardır kendimize bile açıklanmayacak...
Aşk acısından canın öyle acır ki bidaha bukadar acıyamaz dersin. Acır acır acır acır artık daha acımaz yeter heralde dersin, onu hatırlatıcak bişey farkedersin dahada acır. Bundan daha fazla acımaz heralde ölücem artık dersin tam acın dinicekken umulmadık bi yerde bi kadından onun parfüm kokusu gelir nalet edersin. En sonunda onu unutursun bu seferde umulmadık bi yerde onu görürsün acın yine alevlenir. Eğer ona gerçekten aşık olduysan 10 yılda geçse 20 yılda geçse onu görmeyi bırak anımsatıcak birşey olsa o acı içinde alevlenir. Ölene kadar o alevin kozunu, külünü içinde taşırsın.
Ben 2 yıl önce aşka inanmayı bıraktım. Çünkü tam buldum dediğimde, aradığım bu dediğimde, aslında o olmadığını bir nevi benzettiğimi farkediyorum. (benim sevdiğim beni sevmiyor, beni seveni ben sevmiyorum) Yani aşk içinden çıkılması zor bir hal alıyor. En iyisi kendi haline bırakmak. Olursa olsun, olmazsa kendi bilir!
Aşk;
Aşıkken salaklaştırır. Onu gördüğünde, onu düşündüğünde ne yapacağını bilemezsin. Avanak gibi davranırsın ama bunun farkında olamazsın.
Aşk bititkten sonra, aşk acısı denen nalet seni pişirir, yakar yani olgunlaştırır.
Neticede aşk ne menem bişeydir ki hem salaklaştırır hem olgunlaştırır.