bateri
207 (power ranger)
sekizinci nesil yazar 10 takipçi 54.96 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    ülkenin anası ağlıyor

    1.
  1. An be an yaşadığımız sürecin tabiridir.
    1 ...
  2. egede batan mülteci teknesi

    1.
  3. yunanistan'a gitmeye çalışan teknenin, ege denizi bulamaç adası açıklarında batması sonucu 34 kişinin hayatını kaybettiği söylenen üzücü olaydır. verdiğim linkte haber "yasa dışı yollarla yunanistan'a gitmeye çalışan" diye verilmektedir. bu cümle bana yalnızca "ölen insanların yanında yasanın tartışılması onlara saygısızlıktır" diye düşündürtmüştür.. mesela cinayette yasa tartışılır. hırsızlıkta yasa tartışılır. çünkü hakkı gasp söz konusudur. fakat burada bazı şeyleri yapmaya mecbur bırakılmış insanlar söz konusudur.. bu yüzden bence böyle bir konuda yasanın konu edilmesi ölen insanlara saygısızlıktır. bu tip şeylere tepkiyi yükselttiğimiz zaman bazı şeyler düzelecek..

    http://www.cnnturk.com/tu...34-kisi-hayatini-kaybetti
    1 ...
  4. cevabı muhteşem olan sorular

    1.
  5. Cevabı verildiğinde insanı muhteşem bir hisle donatan sorulardır..

    ilk aklıma gelen ve başlığı açmama sebep olan soru;

    - paranın hiç kullanılmadığı bir insanlık yaşamı nasıl olurdu?
    0 ...
  6. terörü lanetlemek için hdp binalarına saldıranlar

    1.
  7. günümüz terör olaylarını lanetlemek için hdp binalarına karşı saldırıya geçen insanlardır.

    peki saldıran arkadaşlara yalnızca bir soru,

    terör nedir?
    15 ...
  8. erkeğin bir çocuğum olacaksa senden olsun demesi

    1.
  9. Ömrümün sonuna kadar seni sevmek istiyorum, seveceğim demektir.
    Söyleyen kişinin karakterine göre bağdaştırıp anlam yüklenirse, kendi adıma,

    Mertlik, yiğitliktir..
    eskimeyen dost, can yoldaşı, hayat arkadaşıdır.
    0 ...
  10. son zamanlardaki pkk saldırıları

    1.
  11. şu aşamada onların bu derecede saldırıya geçmeleri ilk bakışta bile insana saçma geliyor.. son zamanlarda yaşananlardan dolayı cb.'na öfkeleniyorum evet.. fakat emin olun ki, ondan gelen açıklamaları da okuyorum.. yargısız infaz değil yani.. tüm siyasi partilerin de içine edeyim.. o da ayrı bir mesele.. şimdi abicim, bu adamlar son yapılans eçimde meclise girmedi mi? girdi. peki nasıl? gözlemlediğim kadarıyla bir çok genç solcu kitleden oy alarak.. son seçimde oyunu epey yükselterek yani.. peki hdp seçim öncesinde yürüttüğü stratejiyi seçimden sonra da yürütse oylarını biraz daha katlar mı? bence katlar, çünkü bu seçimde hdp ve chp arasında kalan çok seçmen vardı. yani hdp'ye kürtlerin arasından gelen bir parti olduğu için tam anlamıyla güvenemeyen ve de oyunu belki isteyerek belki de mecburen chpye veren seçmenler.. hal böyle olunca hdp eğer ki seçimden önce verdiği imajı seçimden sonra da devam ettirebilseydi oyları katlanacaktı.. şimdi objektif bir şekilde selahattin demirtaş'a bakalım.. bu adam salak mı? ciddi soruyorum ya.. bakın cb. erdoğan salak bir adam değil.. tamam sevmiyorum, ama çok akıllı ve stratejik ilerleyen bir adam.. aktroller alınmasın.. azıcık objektif olun.. ciddi ciddi soruyorum.. selahattin demirtaş salak bir adammı? neden yükselttiği oyları düşürsün.. ne diye meclise girdikten sonra saldırsın bu kadar.. bir ihtimal var o da pkk ile arasında bir bağ kalmış olmaması. ona da kimse inanmaz!

    cb.'nın verdiği röpörtajı okuyorum, belki de çoğunuz okumuşsunuzdur.. adam soruyor;

    "saldırılar neden yoğunlaştı?"

    "girilecek seçimde bölge halkını tehdit altında tutmak suretiyle oy potansiyelini korumaya yönelik adımlar. konsolide etmeye yönelik.
    dün zannediyorum, vatandaşlar yürüdüler. bu bir direnişti. “artık çekin elinizi yakamızdan” dediler. benim kürt vatandaşımın bunu çoğaltması lazım, “çekin elinizi yakamızdan, biz sizi tanımıyoruz. bizim evlatlarımızı sürekli ölüme götürdünüz.”

    hep kürt vatandaşlarımızın çocukları ölüyor. anneler, çocukları kaçırdıkları için ağlıyor. hala kaçırılmış olan yüzlerce, binlerce çocuk var. bütün bu gerçekleri görmemiz lazım. bölücü terör örgütü böyle bir yöntemi seçmişse bunu diğer vatandaşlara da korku salmak için yapıyor. bununla birlikte, bir defa öyle bir yöntem kendine belirliyor ki, “ben halk desteğini kaybettiğim anda halim nice olur.” onun için de hırçınlaşıyor. umarım halkımız durumu görmek suretiyle kararını verir, iradesini sandığa yansıtır."

    dikkatli okuyun ve objektif düşünün ne olur..

    "girilecek seçimde bölge halkını tehdit altında tutmak suretiyle oy potansiyelini korumaya yönelik adımlar" diyor. ulan tehdit altında tutacak bir şey yok ki, o bölgede zaten hdp full çekti.. al bak inanmıyorsan..

    http://secim.haberler.com.../hakkari-secim-sonuclari/

    kimi tehdit ediyo bu adam? he, ordan sektirip türkiyeye mi korku salıyo yani. ulan, böyle bir şey olsa hdp ye siktirgit der millet oyunu başka partiye verir. ama o bölgedeki insanlar değil, buradaki insanlar..

    öyle demez mi arkadaş? doğu ve güneydoğu bölgesi haricindeki herkes evlatlarımız ölmesin der gider oyunu hdp den başka bi partiye verir. ilk akla gelen de akepe..

    peki, o bölgenin seçim zamanı kaos bölgesi ilan edilip, oy moy kullandırılmayacak halde olması birilerinin işine gelir mi.. gidişat onu gösteriyo, bunu yapan/yaptıran ya şöyle söylüyor;

    "sen bu seçimde oyunu git akepe ye ver, oylar yine aynı yerde toplansın, evlatlar daha fazla ölmesin"

    ya da,

    "bak oyunu hdp ye verme, bunlar böyle nankör!"

    ya da;

    "bak sen bu seçimde oyunu hdp ye ver, çünkü biz öyle de böyle de bu ülkenin ağzına sıçıyoruz!"

    doğu ve güneydoğu dışındaki insan için hangisi daha mantıklı? orada yaşayanlar zaten hdp ye verecek.

    edit : http://onedio.com/haber/-...cok-farkli-olurdu--581174

    bu da röpörtajın tamamı..

    edit 2 : saldırılardaki asıl hedef, doğu ve güneydoğu dışında yaşan insanlardır aslında! göz boyama!
    1 ...
  12. suriyeli çocuğun dünyaya gönderdiği mesaj

    1.
  13. suriyeli bir çocuğun dünyaya, suriyede çıkan savaşın faillerine verdiği mesajdır. Konu hakkında herkes yine bir şeyler söyleyecektir. ben, dünya üzerinde var olan; çocukları, masumları öldüren tüm savaş faillerine gönderilmiş bir mesaj olarak yayınlıyorum..

    https://www.youtube.com/watch?v=gM7-f1DMRFo
    0 ...
  14. böyle gelmiş böyle gitmeyecek

    1.
  15. dünya üzerinde kurulu sistemin bugüne dek böyle gelmesi, fakat insanların isteği, çabası, savaşı ile "böyle gitmeyecek" demesidir.. "yeşil renkli namus gazı" adlı operasından bir kesimini okumamla dikkatimi çekmiş, sonra arayıp o hikayenin tamamını okuyarak tanıma isteğimi kuvvetlendirmiş, hakkında ki araştırmalarım, yazdığı kitapları okudukça ona olan sempatim ve saygımın giderek artmasına vesile olmuş aziz nesin'in söylediği gibi..

    "böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek, götürmemeliyiz!.."
    0 ...
  16. sorgulamak bilinçlenmek çözümlemek

    1.
  17. birbirini takip eden hayatı öğrenme aşamalarıdır.

    en ufak bir şeyin dahi, sorgulanması,
    sorgulanan şeyin kendi fikirlerine göre doğru veya yanlış olduğuna karar verilmesi,
    eğer bir yanlış var ise, çözüm için uğraş verilmesi.

    fakat son basamakta yaşamaya, hayata, toplumsal yaşama dair çözüm olabilecek bir fikir edinilmemişse, hepsi boştur!
    3 ...
  18. endişe veren günler

    1.
  19. yaşamakta olduğumuz günlerdir. insan olan, az bir şey vicdanı olan herkesin aynı duygu ile gündemi takip ettiğini düşünüyorum.. düşünmek istiyorum.. çok zor değil barış demek..

    Akşam savaş alanına çöktüğünde
    Düşmanlar yenilmişti
    Telgraf tellerinin tınıları
    Haberi uzaklara taşıdı

    Dünyanın bir ucunda için için yandı
    Bir haykırış, gökkubbede parçalanarak
    Bir çığlık, çılgın ağızlardan taşan
    Ve esrik göğü aşan.
    Bin dudak ilençle soldu
    Bin yumruk, vahşi bir öfkeyle sıkıldı.

    Dünyanın bir başka ucunda
    Bir sevinç, gökkubbede parçalanarak
    Büyük bir sevinç, bir eğlence, bir çılgınlık
    Rahat bir soluklanma, gerinme
    Bin dudak eski bir duayı söyledi
    Bin el inançla birleşti.

    Gecenin geç saatlerinde
    Sayıyordu telgraf telleri
    Savaş alanında kalan ölüleri-
    O zaman dost ve düşman sessizleşti.

    Yalnız analar ağladı
    Her iki yanda.

    Bertolt BRECHT
    0 ...
  20. sözlük yazarlarının kendi hakkında mizahi keşifleri

    1.
  21. efenim, başlıkta vurgulandığı üzere yazarların veya insanların kendi hakkında yaptığı mizahi keşiflerdir...

    Bir örnek ile anlatayım,

    iş günlerinde masaya vuran güneşin isabet ettiği yerden saatin kaç olduğunu tahmin edebiliyorum. bu çok ilginç bir şey değil tabii, bir çok kişi bilir ve yapar bunu... yaptığım ilginçlik ise,

    masamın önünde duran şahıs ile sohbet esnasında şu cümleleri kullanıyorum,

    +abi masaya vuran güneşin isabet ettiği yere bakıyorum saat kaçmış ordan anlıyorum. mesela (elimle işaret ediyorum) buradayken çay molası, buradayken saat 4 civarı, buradayken mesai bitiyor...
    - he tabi tabi, benim anam da okuma yazması yok, evin önünde bi taş var, o taşı hiza bilip güneşin vurduğu yere göre ezan vaktini falan anlıyo.
    +tabi abi, eskiden saat mi vardı, eski insanlar hep öyle.
    - tabi tabi.
    +e o zaman ben de eski kafalı oluyorum.
    -tabi tabi.. (şaka şaka, öyle bir şey söylemedi tabi.)
    1 ...
  22. yılmaz özdil 23 temmuz 2015 köşe yazısı

    1.
  23. buyrun efenim, yılmaz özdil'den bir çok kişiyi sevindirecek, insanlık suçu yazısı!

    http://www.sozcu.com.tr/2...ozdil/canli-bomba-890748/
    1 ...
  24. yaşanan her andan bir iz yakalama evresi

    1.
  25. bu öyle bir evredir ki;

    genellikle 25 yaş ve üzerinde vuku bulan, gün içerisinde yaşanan her olaydan geçmişe dair bir iz yakalama evresidir. çünkü o yaşa kadar hayattan veri toplanır, o yaştan sonra toplanan veriler iyi veya kötü olarak etrafa yayacağınız enerjinin, sözlerin, duruşun yansıması olarak devreye girer. çünkü bu evre hayata yön verilmesi gereken evredir. bazı zamanlarda hata yapılırsa telafisinin zor olacağı düşünülür ve sürekli olarak gün içerisinde yaşanan olay veya söylenen her sözden geçmişe dair bir iz yakalanır, o güne taşınır ve sonra filtre edilerek bünyeye dahil edilir. beyin, herhangi bir kişinin söylediği bir sözün iyi ya da kötü olarak algılanmasına hafızanın kaydettiği iyi veya kötü anılar devreye girerek karar verir. kendisini tanımaya, artık bu benim diyerek kollarını açıp haykırmaya ramak kalmış bünyenin artık karşısına çıkan kişileri tanımaya başlama evresidir.
    0 ...
  26. geleceğini tayin etmek

    1.
  27. gelecek günleri düşünüp, bir bir listesini yapıp, karşılaşmak istenmeyen engellerin uzak geleceğe, karşılaşmak istenen her bir olayın da yakın geleceğe atamasının yapılmasıdır. reelde mümkün müdür bilinmez, ama kalp, göz, beyin, mantık, mide, yok mide olmaz, ve bilimum düşünce üreten her bir organın hayattan talebi bu'dur!

    ukte : dafaiss
    1 ...
  28. aşkı inkar etmek

    1.
  29. yürekten gelen sesi duymamaktır. aslında o avazı çıktığı kadar bağırır, dilediğin gibi yaşa, ölümüne seviş, kalbinde çığlık atıp çırpınan bu kuşu duy diye... ama o çırpınan kuşun kanatları zamanında öylesine kırılmıştır ki, öylesine yaralanmıştır ki, yine aynı duyguları yaşar mıyım acaba, yine üzülür müyüm, yine gözyaşı döker miyim? diye zihinde dolaşan bir sürü soru işaretleriyle indirir o kuşun kanatlarını. bazen kendini duyguların akışına bırakmak ister, bu gözlerine, dokunuşuna, gülüşüne yansır, hisseder, hissettirir, ama yine o soru işaretleri o gülüşün açtığı gamzeleri doldurur, bakışına yansıyan gülümsemeyi söndürüverir. yaşanmışlık barındıran her bir anı sarar yine tüm bedenini. bacaklarını karnına çekip dayayıp doyasıya ağlayıp hepsini teker teker denize fırlatmak geçse de içten, soru işaretlerinin ördüğü duvarı aşamaz. o duvar resmen evi olmuştur, kaplumbağa misali sokar kafasını ve çıkmak istemez o duvarın içinden. dökülen her bir gözyaşına lanet eder ama yine de çıkaramaz kafasını duvardan. hayatının sonuna kadar orada kalamayacağını bilse de, o kuşun kanatlarını hissetse de, çıkmayı kabul etmesi için zaman gerekir, ve yaşadığı duygu her ne ise, aşk, sevgi, veya başka bir şey, her neyse inkar eder. reddeder.
    0 ...
  30. en büyük hayalim

    1.
  31. evrene mesajdır.

    çok yükseklerde tutulan, gerçekleşmesini istediğimiz, hiç bir yere sığdıramadığımız, sığarsa büyüklüğü kaybolacak gibi düşündüğümüz toz bulutunun gerçekleşmesi için kurulan cümle ve evrene verilen mesajdır.
    0 ...
  32. farklı yaşamların ortasında yaşanan farkındalık

    1.
  33. aslında söylemek istediğim sizden başka aileyi ve sizi bağlayan bireylerin yaşamlarının arasında yaşanan kendi farkındalığımız. öyle bir an gelir ki, ailenizi ve sizi etkileyen tüm insanların kişisel tercihi, ailevi yapısı, geleneği, hayata bakış açısı bir anda öyle düğüm olur ki... önce aptallaşıp kalırsınız. en vurucu noktası geldiği anda akıl kaçırılmadan sabah olsun istersiniz. o anda farkındalık yaşanmaz, sadece bulunduğunuz karanlığa güneş doğsun istersiniz. hele birde hayatınızda yönlendirmek istediğiniz şeyler olmayıp aksine tam tersi olursa sahiden kendinizi çıkmazda hissedersiniz. beyin artık hangi olumsuzluk çıkacak karşıma diye düşünmeye odaklanır. böyle kapkaranlık biyerde gibi hissedip bi ışık beklersiniz. herkes yaşarmı bu duyguyu bilmiyorum. ama sanırım bu sözler ancak tecrübe edenin ağzından dökülür. çevrenizde (komşu olabilir, kardeşin sevgilisi olur, kardeş olur, sevgili olur, onların aileleri olur) bulunan her insanın kendi aile yapısına göre tercihi olur sizden. aile yapısına göre yönlendirilmek istenmektedir hayat. bunu anlamak biraz sonra gelişir. bu farkındalığı yaşamaya başladığınız anda, farklı yaşamların ortasında kendi farkındalığınızı hissedersiniz. bir bir hepsini tek tek kaleme döküp saymak gerekmez. fazla düşünülürse zihin yorulur ve zararlı olabilir. yavaş yavaş, kendinizi incitmeden bir bir hepsini cımbızla çekerek kendiniz için olumlu yanlarını görmeye başlarsınız işte bu farkındalık başladığı zaman. sonra düğüm çözülmeye başlar. ilmekler açılır teker teker. ilmeklerin içinde boğulan zihine nefes alması için hava vermeye başlarsınız. yorulmuştur zihin. kalp masajına ihtiyacı vardır belki, ama yinede bu farkındalığı yaşattığı için yaşama teşekkür etmek istersiniz. sonraki evlelerde eminim hayata bakış açısı değişecek başkalaşacaktır. renkler, cisimler farklı görünecek ve çok ama çok küçük şeylerle mutlu olmayı (su içmek, duş almak, nefes almak vb.) yeğleyeceksiniz.

    insanların kendi yaşam tercihlerinin arasında sizinkinin kaybolduğunu görseniz de, yine de bu gücü size verdiği için hayata teşekkür edeceksiniz.

    ben sürekli siz takısı ile siz'e söylüyormuş gibi oldum ama, deneyime tabii olup paylaşım olarak nitelendiriniz. *
    1 ...
  34. hayattan istenen radikal değişiklik

    1.
  35. rutin hareketlerden, eylemlerden sıkılmış her bireyin isteyebileceği bir şeydir. yalnız, eğer yaşamın düşünce ya da kurulan cümleler üzerine bir çekim gücü var ise, radikal değişiklik istenen anda düşünülen şeyler önemlidir. zira hayatınız bir anda bom bok olabilir. durduk yere sırf rutinden sıkıldım diye kurulmaması gereken bir cümle. yaşam al sana radikal değişiklik diye bir tokat atar, tokadın izini atamazsınız sonra.
    0 ...
  36. yalnızlığın insana verdiği haz

    1.
  37. bazen mükemmel olabilecek durum. özellikle ailenizin her bireyine o güne kadar içinizde biriktirdiklerinizi söylediğinizi bir anda yalnız kalıyorsanız gerçekten doyumsuz bir haz yaşanabilir. uzun zamandır hayatınızda olan sevgili elinizi bırakmış olsa bile onun gerçek yüzünü gördükten sonra doyumsuz olabilir. sonuna kadar açılmış enstrumental bir müzik eşliğinde tüm pencereleri açıp soğuk havayı iliğinizde hissederek oksijeni içinize çektiğinizde doyumsuz olabilir. hayatım bir anda bombok oldu, kendimi tanıyamıyorum dediğiniz anda gerçekten muhteşem olabilir. çünkü o anda hayatın rengini farkedersiniz. etrafınızda görmediklerinizi görürsünüz. en ufak bir şey, evde yalnız kalıp özgürce her istediğinizi yapmak en büyük arzunuzdur. pencereden dışarı baktığınızda hiç yapmadığınız şeyleri yapıp mutluluk arayışına girersiniz, mesela sürekli aşağı bakarken bu kez yukarıya, gökyüzüne bakarsınız. artık hayatın beni oyalayan gailelerini değil çok farklı şeyler düşünüp mutlu olmak istiyorum dersiniz. işte bu mutluluk o anda evde yalnızken hiçbir zaman bunu düşünmediğiniz anda içinize yayılabilir. o oksijeni içinize çektiğinizde hala nefes alıyorum dersiniz. çevrenin rengi size farklı görünür, ağaçların yeşilliğini görüp mutlu olabilir bu yüzden kendinizi şanslı hissedebilirsiniz. senelerdir oturduğunuz evinizin karşısında bulunan komşuların bahçesindeki ördekleri görüp ben bu zamana kadar bunları nasıl görmemişim diyerek mutlu olabilirsiniz. normalde, bugün işe gitmek istemiyorum, sevgilim telefona cevap vermedi yoksa beni aldatıyomu, anneme çok yüklendim galiba kırdımmı onu, çok yaramaz bi kardeşim var acaba başını yine derdemi soktu, nolcak benim ailemin hayatı diye düşünürken hepsine patlayıp hiç bir şey düşünmek istemediğiniz anda evdeki o yalnızlık size inanılmaz bir haz verebilir.

    çünki, normal dediğimiz yaşamın içindeyken, ancak herşey çözülmez bir hal aldığında görmek istediğimiz şeyler çok farklı olabilir. en küçük şey bile bizi mutlu edebilir, haz verebilir.
    3 ...
  38. sözlükten başka içini açacak biri olmaması

    1.
  39. acı. çok acı bir durum. çevrendeki insanların seni anlamadığını düşünüp, ya da onlara kendini yeterince ifade edemediğini düşünüp beyinde sözlük ışığının yanması acı bir durum. böyle oturup düşünürken, içinde fırtınalar koparken, böyle harbiden en doğal halinle içten muhabbet edip seni tam anlamıyla dinleyen birisiyle dertleşmek isterken, rahatlamak ve içini dökmek için sözlüğün akıla gelmesi garip bir his.
    2 ...
  40. yazmak istiyorum ama bokunu çıkarmak istemiyorum

    1.
  41. yazarın, böyle yazmak için içinin kıpır kıpır olduğu, cümle arkasından cümle kurmak için sabırsızlandığı, kafasından bir sürü şey geçtiği için biraz karışık olduğu, yazarken sapıtmak istemediği için ya da konuyu saptırmak istemediği için içine girdiği düşüncedir.
    1 ...
  42. tüm delilikleri yapmaya cesaretli hale gelmek

    1.
  43. kendini, akıla gelebilecek tüm delilikleri, saçma sapan hareketleri yapacak kadar cesaretli görmek,yapmak istemek, ya da o hale gelmektir.

    sebebi bilinmez ama akıldan sürekli saçma sapan şeyler geçer. saçma dediğim şeyler aslında o an kişiye mantıklı gelir, ama normal yaşama göre budalacadır. ya da saçmadır. ya da deliliktir.

    patronla konuşurken bir anda sözünü kesip "bi sus artık yaa, bi çenen kapansın, sen ne çok konuşuyosun öyle" demek istemek. hatta yeltenmek.

    sokakta yürürken kulaklıkla dinlediğin şarkıyı bağıra bağıra söylemek istemek.

    bunlar basit olmakla birlikte çoğaltılabilir. aslında daha saçma düşünceler de var.

    herkes düşünürmü bilmem. ama bazen aklıma çok komik şeyler geliyor.

    hayat zevkli olur belki de öyle. kim bilir.
    1 ...
  44. entryleri okumadan seri artı oy veren yazar

    1.
  45. başlık aslında "başlığa girdikten sonra entrylerin hepsine seri artı oy veren yazar"dır. ama malum.

    güzel bir günündedir, sol frame'da gördüğü bir başlığa girer, entrylerin bazılarını okur artı oy verir, diğerlerini "amaaaan nasılsa hepsini beğenecek moddayım okumakla zaman kaybetmeyeyim" der, sayfa sonuna kadar tüm yazarlara artı oy verir.
    3 ...
  46. domino gibi yıkılan umutlar

    1.
  47. umudunun olduğu herhangi bir hadisenin bir anda yıkılması ve arkasında diğer umutla bakılan hadiseleri de yıkmaya başlamasıdır.

    hani derler ya, başına gelen bir olaydan sonra arkası çorap söküğü gibi gelir, neden elbise değilde çorapsa... herneyse konumuz bu değil.

    bu hadise herhangi bir şey olabilir. yeni bir iş... umutla bakılan bir aşk... ailenin diğer fertlerine karşı umutla bakılan ve hayaller kurulan hayatları...

    herhangi bir şey işte. bunlardan birisinin sekteye uğraması demek, sizin bir anda yıkılmanız ve üzülmeniz demek. o yıkıkla birlikte sizin tüm umutlarınız biter belki, diğerleri umut çekim gücünü yitirir ve birer birer onlarda yıkılmaya başlar.

    hele birde ilk yıkılan sizi kökten etkileyecek bir hadiseyse.

    çünkü artık diğerlerine umudunu fışkırtacak fıskiyeleri kurumuştur. onlara odaklanamaz. aklında ilk yıkılan umudu vardır daima. onu kovamaz bir türlü ordan. git başımdan benim diğerleriyle ilgilenmem lazım, hayatıma devam etmem lazım diyemez.

    onların da yıkıldığını ya da yıkılacağını görmesi ve anlaması zaman alır. o zaman geçtiğinde de hepsinin yıkığını görür sadece.

    o zaman bir güç gelirse ancak umutlarını toparlamaya başlayacaktır...

    onu yakaladığı anda bu kez o fıskiyeler çalışmaya başlar. ve diğerleri de arka arka dikilmeye başlar.

    yaşamın umut ya da umutsuzluk çekim gücü işte.

    edit : imla.
    3 ...
  48. neresindeyim aslımın

    1.
  49. insanların biraz düşünmesi durumunda kendine soracağı sorudur.

    yolda, minibüste, işte, evde, okulda, her yerde, yanınızda başka bir kişinin olması durumunda asıl kişilikten çıkma durumudur. aslında hayatta izin vermez gerçek kişiliğinizi yansıtmanıza. yansıyan ışık başka birisinin gözünü alacak diye korkutuverir sizi. geçmişte yaşananlar veya gelecek kaygısı örtbas eder asıl kişiliğe bürünmenizi. sevgilinizle eleleyken o anın güzelliğini yaşarken bir anda bizim gelecekteki halimiz ne olacak sorusu gelir akla. benim kendi gardımı almam lazım dersiniz sonra. bu kadar yüz vermemem lazım, eğer yüz verirsem tepeme biner sonrada indiremem ordan diye düşünürsünüz. hemen alırsınız ipleri elinize. istediğiniz yönde hareket ettirmeye başlarsınız karşınızdaki kişiyi. bu istemdışı gelişir evet, farkında değilizdir çoğu zaman. istemeden yaparız tüm bunları. farkında olsak zaten yapmayız dimi.

    yahut herşey çok güzel giderken ailelerin tanışması girer devreye. onların yanında yine kendiniz olamazsınız. bugüne kadar gelişmiş alışılmış gelenekler vardır. kız dediğin mazbut olmalı, yolda yürürken etrafına bakmamalı, erkek değinin açıkgözlü olmalı, evini geçindirmek için var gücüyle çalışmalı. onlarda böyle yetişmiştir, o yüzden size de bunu aşılarlar. derken zincirin bir halkası daha oluşturulur. artık üzerinizde bir yük vardır, o zinciri siz devam ettirmelisiniz ve ne öğrendiyseniz onlara göre hareket etmelisiniz. evet bu öyle olmalı, olmazsa kaynana biner tepene yoksa. ya da konu komşu konuşuverir, birşey söyleyiverir.

    sadece ilişki üzerinden gitsek bile aslında hepsini kapsar bu. yetişemezsiniz öğrendiklerinizin hızına. onlar arkanızdan kovalar, sizde almış atı altına hızla koşmaya devam edersiniz bu uğurda. arkanızdan bir gelen daha vardır, onu farketmezsiniz, o hızla koşmaktadır ama anlamazsınız. zaman... çok fazla geçmeden anlayayım herşeyi demenize izin vermez o, ben bekliyorum sen biraz düşün, kendi istediğin, amacın, içinden gelen duygun ne ise ona karar ver, ben sen karar verene kadar kıpırdamıycam demez. koşmaya devam eder.

    başkalarının düşüncelerine göre veya konuşmalarına göre hareket etme, ben geçiyorum bak diye uyarmaz...
    4 ...
  50. yaran işçi patron diyalogları

    1.
  51. insanı güldüren komik, alışılmışın dışında gelişen işçi-patron diyaloglarıdır.

    uyuyakalmışım, hemen yataktan fırladım telefona sarıldım.

    + Günaydın hede bey, uyuyakalmışım. hemen hazırlanıp çıkıyorum evden. bilginiz olsun.
    - Günaydın bateri. seni bıraktığım yere yaklaşık kaç dakika sonra gelirsin.
    + 10 dakika sonra.
    - tamam bende oralardayım. sen oraya git bende geliyorum.

    30 dakika sonra ben yağmur altında beklemekten ağaç olmuş, sıksam suyum çıkacak hale gelmiş vaziyetteyken telefon çalar.

    + bateri, ben kayboldum galiba, aslında oraya çok yakındayım ama bir sokağa girdim sonra yolu şaşırdım, burdan çıkmayı başarabilirsem gelicem.
    - tamam.

    kop.

    ...............

    patronu telefona isteyen bir müşteri aramaktadır. müşteri beklemeye alınır.

    + patron sizi x şiketinden hüde bey arıyor.
    (aşağıdaki kelime sonlarında olan noktaları hızla geçerek okuyun lütfen)
    - tamam, sen bek.be bi aşağı bak.telefonu aç size haber vericez.yukarı çıkınca si.bağla.ben bi iniyim.imalattan gelince.tamam.

    der ve patron aşağı iner.

    + hüde bey, işinizin durumunu öğrenip sizi arayacağız.

    yine kop.
    0 ...
  52. © 2025 uludağ sözlük