Öğleden sonraya kadar gayet güzel bir şekilde giden, amma velakin öğleden sonra insanı bambaşka bir ruh haline büründüren, haftanın güzel gibi görünen ama en dandirik günü. Cumartesi ve cuma daha güzeldir kanımca.
interin son yıllardaki en akıllı transferi olan futbolcu kanımca. Özellikle uzaktan çektiği şutlarının hastasıyım. Eküriside bayernde harikalar yaratıyor. (bkz: arjen robben)
ilk 20 dakikasında ne olduğunu anlamadığım fakat futbolda alman disiplini denen şeyin ne olduğunun yüzümüze vurulduğu maçtır. "Futbolu ingilizler oynar ama 90 dakika sonunda kazanan almanlardır" lafının bir kez daha hatırlanıldığı maç. Kısacası;galiptir bu yolda mağlup.
p.s: Robben geceye damga vurdu. Hele o gol neydi öyle?
şöför aldırmaz yoluna devam eder. gene söylersin ineceğim yada inecek var diye. aynadan sana pis pis bakar ve derki;
-yanaşacak müsait bir yer bulayım indireceğim kardeşim.
içinden sorasın gelir;
-neyi?
-...
Leş gibi sararmış bıyıklar, kolda altın künyeler, parmaklarda altın yüzükler,şortun altına sandalet giymeler vs vs vs... gözünüzün önüne getirin ve arkasından efekt olarak tarifi olmayan bir gülüş koyun. ne demek istediğimi o zaman anlayacaksınız işte
real madrid daha avantajlı gibi dursada barcelonanın kazanacağı maçtır. bknz: 28 mart galatasaray-fenerbahçe maçı.büyük ihtimalle ülkemiz spor medyası tarafından ronaldo'mu daha büyük yoksa messi'mi geyiklerinin ortada döneceği maçtır. ama arsenal-barcelona maçını izledikten sonra bu tartışma evrensel olarak sonlandırılmalıdır.herif çıktı 4 taneyi yerleştiriverdi. diğeride clear reklamlarında,castrol reklamlarında görünmeye devam etsin. onunda işi o tabi. sonuçta o da bir insan yavrucağı.