yere göğe sığdıramadan anlatan bir şakirdin ağzından duyduğum ve sizlerle paylaşmak istediğim olaydır değerli sözlük godoşları. olay şöyle zuhur edmiş:
günün birinde abilerden biri ağır bir beyin ameliyatı geçirmiş. doktorlar ameliyatın iyi geçtiğini hiçbir hayati tehlikesinin kalmadığını iletince arkadaş şakirdlere, haberin verdiği mutlulukla küçük bir şaka yapmaya karar vermişler sözkonusu ameliyata vakıf olan abilerine.
narkozun etkisinden yeni yeni kurtulan hastaya:
"- abi, aradık ama senin beynini bulamadık" deyivermişler aniden.
abileri, önce gözlerini kısmış, olayın ehemmiyetini anlamaya çalışırcasına, daha sonra iyice ayırarak gözkapaklarını birbirinden biraz şaşkın bir ifadeyle:
felsefe, milattan önce 5-6. yüzyıllarda ortaya çıkmıştır. o zaman insanların en büyük amaçları -ve neredeyse tek amaçları da denilebilir- temel ihtiyaçlarını giderip yaşamlarını sürdürebilmekti. ne zamanki insanların hayat standartları yükseldi ve boş vakit bulmaya, düşünmeye, akıllarını kullanmaya başladılar o zaman felsefe diye bir şey ortaya -ha diye çıkıvermedi de işte- çıktı.
21. yüzyıl türkiyesi ile ne alakasu var ula bunun deme. zeka gerektiren, insanlara akıllarını kullanmalarını düşünmelerini gerektiren konular ülkemizde ne yazık ki de rağbet görmez oldu. varsa yoksa kürt, am, kafir izmir, küçük orospular, kavga, kutuplaşma... gündemimize bak. konuşulanları konuştuklarını, konuştuklarımızı, ideallerimizi düşün. *
cevaben "mümkün değildir" diyenlere iki çift lafımın olduğu sorudur. ulan hıyar sen doğru bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığı kanısına "kesin olarak" varabildiysen doğru bilginin olduğunu -yani "ulaşmak mümkün değildir" diyerek- itiraf etmiş olmuyor musun? yok eğer onu da bilemeyiz ki diyorsan götü açıkta olanın sikicisi bağdattan gelir.
Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz
Çünkü bu yol kutludur, gider Tanrı Dağı'na
Halbuki yoldaşını bırakıp kaçanların
Değişilir topu da bir sokak kaltağına
.................................................................
Kürşat'ın narasıyla indik Tanrı Dağı'ndan
Ruhumuzu kandırdık orhun'un kaynağından
Bu kaynaktan içenin yürekleri tunç olur.
TÜRK' e kefen biçenin ölümü korkunç olur.
.................................................................
Delinse yer, çökse gök, yansa kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yürürüz yine yayan.
kardan, tipiden, kasırgadan yılmayan
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz ...
...............................................................h.n.atsız
bir yazar diğer yazara demiş ki;
--spoiler--
şimdi burdan sonrasını troll efendi okumayacağı için troll olmayanlara: bunlar toplanınca bunları bi güzel çükelim hacılar ne dersiniz?
--spoiler--
artık alex'in, fenerbahçe'nin ve türkiye'nin "tartışmasız" gelmiş geçmiş en iyi futbolcusu olduğu apaçık ortada. fenerbahçelilerinde ona olan saygısını, sevgisini dillendirmeye bile gerek yok.
"bay" kelimesi ise "ulu, asîl" anlamlarına gelen bir saygı kelimesidir. e artık bu kadar saygı duyulan, sevilen bir değere de böyle bir ünvan vermek farz olmuştur.
din adına bir şeyler yaptığını zannetmektir. bu nasıl bir gaflettir! zekatını verirsin, kurbanını kesersin fakire fukaraya dağıtırsın orası ayrıdır. ama cemmate kurban bağışlamak da neyin nesi? kişinin içinden geçen allah ile kendisi arasındadır ama dinin kuralları bu kadar açıkken "cemmate kurban bağışlamak"la din adına bir şeyler yapmış gibi görünerek acaba bir çıkar ilişkisi içine mi adım atılır diye düşünmeden de edemiyor insan. şu soru da sorulmalı mutlaka;
toplumdaki büyük çatlakları kabak gibi ortaya saçan basit heveslerdir.
sözlükte troll olma hevesindeki çocuk içinde bulunduğu acınası durumun farkında bile değildir. iyi yetiştirilememiş, gerekli donanıma ulaşamamış, kişiliğinde büyük boşluklar oluşmuştur. kişiliğindeki bu boşlukları doldurmak için ordan oraya savrulurken kendini bir anda sözlük aleminde bulmuş fakat yeterli donanıma sahip olmadığı için kişiliğindeki boşluğu (zaten omadığı için)kültürüyle, zekasıyla ya da daha başka olumlu özellikleriyle değil de saçma sapan önermeleriyle, ona buna ayar verme çabalarsıyla, boktan tepitleriyle; kısaca "mal" rolü yapma suretiyle ünlü olmaya çalışarak doldurma çabasındadır.
aslında farkedilmemesine rağmen çok büyük bir sorundur. bir çok toplumsal sorunun temelini oluşturur.
genellikle türkçe karakter kullanmadan yazdığı mesajlarda içinde "sık" kelimesi geçen kelimeler ve cümleler kurarken erotik çağrışım yapmak veya yapmamak için de olsa içten içe bir hınzırlık peşinde olduğu anlaşılan dişidir. halbuki normal yazıp geçse okuyanın "sık"inde bile olmayacaktır. ama o yaptığı bu davranışla resmen bana cevap verme ben malım der. sonuç olarak ölü taklidi yapılır.