en basitinden;
beyaz dar body giyip altına fırfırlı uzun etek giymek
tek parça mini bir gece kıyafeti
erkeğin elini alıp bak buramda bişey atıyo diyip kendini dokundurmak*
ve daha niceleri...*
evet sayın sözlük yazarları uzunca bir yazı olacaktır bilginize...
yaklaşık 7 aydır bilinçaltım o kadar dolu ki anlatmak çok zor. biliyorum her insanın sorunları var kiminin ki aşk, kimini ki para, kiminin ki gelecek, 7 ay öncesine kadar bende hepsi mevcuttu. başıma öyle bir şey geldi ki samimi söylüyorum memlekette çok çok az kişinin başına gelmiştir. ve başıma gelen şey sadece beni değiş tüm ailemi günden güne bitiriyor. kimse söylemese bile bunun farkındayım. işin kötü yanı bunu kimseye anlatamamak, derdini hiç kimseyle paylaşamamak... biliyorum başımıza o olayı getireni elimle öldürmediğim sürece rahat etmicem. bunu yapacam ama ne zaman bilmiyorum. o günden sonra açıkçası tanrıya da deyim yerindeyse küsüm. ben ve ailem aşırı dindar değildik ancak kesinlikle tanrıya inanıyoruz. annem hariç. elbette onunda hataları vardı ama standarda göre gerçekten dindar. halende öyle. merak ettiğim şey ise o olay neden başımıza geldi... yani biz tanırıya ne yaptık da bize bunu yaşattı. yani tanrıdan tek istediğim bana bir neden söylemesi. bana desin şu boku yedin bu yüzden başına bu olayı sardım tamam derim. ama ailemin suçu ney onu aylardır düşünmeme rağmen bir türlü cevap bulamadım. yani tanrıya asıl sormak istediğim şey 'sen bizden ne istiyosun ?' çok sevdiğim bir dize vardır; ben tanrı olsam intihar ederdim. insanlarla birlikte, acı çekmeyi öğrenemediğim için. bu dizelere mükemmel ötesi yazılmıştır, inanın. zaten o günden sonra tanrıya olan inancım gerçekten çok çok azaldı. yani neden diye soruyorum ve cevap yok. şu an kendim için bile değil inanın sadece ailem için ve intikamımı alacağım gün için yaşıyorum. bu kararım sadece nedenini öğrendiğim zaman değişir. ama intikam er yada geç alınacak, kurtuluşu yok. çaresizlik belkide en kötü duygulardan biridir. ben 7 aydır bunu yaşıyorum zaten. hayatım bir halüsülasyondan ibaret. her aklımda o an. çektiğimiz acılar, çaresizlik. çok isterim birini karşıma alıp saatlerce başımdan geçenleri anlatmayı, ağlamayı, içimdeki zehri kusmayı. ama çok zor, belki ölmeden önce yaparım bunu. o güne kadar beni patlatmazsa tabi. bunu buraya diğer ortamlara göre daha rahat yazıyorum. ve artık galiba tanrıya da inanmıyorum. aslında inanmıyorum da değil, sadece neden arıyorum. belki inanmak istiyorum ondan bir tepki bekliyorum. belki gerçekten inanmak istemediğim için tepki gelmiyo. bunu bilmiyorum. tek bildiğim eğer tanrı varsa öldükten sonra ona soracağım en öncelikli soru; 'neden ben ve ailemin başına bunu getirdin ?' bu soruyu ne zaman soracağımı da, cevabı ne zaman alacağımı da bilmiyorum. ama umarım o gün gelir. şu an beni kesinlikle haya bağlayan iki şey var. bir ailem, iki intikam. o gün gelecek sözlük kendime söz veriyorum...
en iyi üreticisi yeni rakıdır.* o yudumu aldıktan sonra damakta kalan anason tadı varya offf. ha bide sabah kalkınca olanlar var boşver onlardan hiç bahset miyim.
tam yaşandı diyemem ama anlatayım; bi kaç ay önce yurtta arkadaşlarla içtik eğlendik biraz da üç harflilerden falan bahs ettik ben odama gittim sabah arkadaşlarımın yanına gittiğimde harıl harıl bişi konuşuyolardı olay şöyle; içtiğimiz odada pencerenin önünde bir kanepe var kanepeyi çekmeden pencere açılmıyo gece arkadaş köpek sesleri duymuş ki ben duymuştum o gece kavga falan hır gür yaptılar köpekler. neyse arkadaşım kafasını kaldırmış biri o kanepenin açılmasını engellediği pencereyi yarıya kadar açık bi şekilde tutup aşşağıya bakıyormuş. o an fark edilmemiş ama o pencereyi açmak için kanepeyi çekmek lazım ama pencere açıkken kanepe sabitmiş sabah odadakilere sorduğumuzda hiç birinin uyanmadığını öğrendik. ve uyur gezer falan da yoktu aramızda yemin etti herkes ki hepimiz korktuk hemde iyi bi korku. öyle işte ama ben doğaüstü varlıklara kesinlikle inanırım. uzaylılar dahil.
ha bide üçharflilerle ilgili bi rüya görmüştüm mezarlıkta falan uçuyolardı. götüm götüm uyanmıştım şuan aklıma geldi bi daha korktum.
tanrı'yla aynı fikirde değilim
intihar edenlerin
cehenneme gideceği konusunda.
kainatın yaratılışına
katılmaktan bıktığım da ruhum,
intihar edeceğim ben de
denenmemiş bir yolla.
nerdeyse bütün akıllı kalpler
intihar edip siktir çekmiş yeryüzüne.
ben ateist değilim, babasıymış gibi
tanrı'ya küsen bir çocuğum.
eğer tanrı intihar edenleri ve nietzsche'yi
cehenneme gönderirse
cehennemde yanmayı tercih ederim ben de,
tanrı dürüstlüğü sever.
tanrı'nın hayal gücünü beğenmiyorum.
ben tanrı olsam
peygamberler göndermez
direkt konuşurdum insanlarla.
ben tanrı olsam
hitler' i iyi kalpli bir yahudi olmakla cezalandırırdım,
yahut yetenekli bir yazar yapardım onu.
içindeki kötülüğü insanlara değil
tuvallere boşaltırdı
ben tanrı olsam
devletler yok olur
gül kokulu bireyler var olurdu sadece,
atlar çılgın zamanlar koşardı.
ben tanrı olsam
düşünce gücüyle herkesin
istediği karakter olmasını sağlardım,
dünya bir şiirin
yaratılım sürecine dönüşürdü böylece.
""ben tanrı olsam intihar ederdim
insanlarla birlikte
acı çekmeyi öğrenemediğim için.""
insanlar ışığın etkisiyle gördüğü objeyi algılar. tehlikeli, tehlikesiz, tuhaf, fantastik vs. vs. diye yüzlerce kategoriye ayırır. karanlıkta etrafını göremediği için yada kısıtlı gördüğü için bunu çoğunlukla bilinçaltından dolayı tehlikeli bir şekilde algılar. çünkü görmediği objenin tehlikeli olması ona göre zorunludur. özetle karanlıktan korkmak zeka belirtisi midir bilmem ama mantıksız olduğu kesindir.
şu an çok revaşta olan inci sözlüğün aksine hala bozulmayan ve bozulmasını istemediğim uludağ sözlük'tür.
not: eksileyen yazarlara sesleniyorum, şu an inci sözlüğe girin sol tarafta ' en iyi meme capsleri, süper ferre arşivim, gececi tayfaya armağanım olan göt capslerim ' gibi yüzlerce başlık göreceksiniz. o eksileyenlerde o başlıkları açan kişiler sanırsam.
ha bide madem sözlüğü beğenmiyosunuz o zaman siktirin gidin amk ne işiniz var olum burda ?
tam hatırlamıyorum 12-13 yaşlarındaydım. ama yaşı değil neden içtiğime geliyorum. önceki yıllarda aklımda hiç alkol yoktu zaten dinimizce haram ona şüphe yok. ancak annem bana ' alkol kullanırsan hakkım haram olsun ' dedikten sonra içten içe alkole karşı bi sempati oluştu bende. inanın eğer annem öyle söylemeseydi belki hiç alkol kullanmazdım. ilk kutu bira içmiştim çok acı ve iğrenç gelmişti tadı. sonra bi miller sonra bi efes derken şu an arkadaşlarla oturup geceler boyu sohbet ederiz. ve alkol alırız. ha alkolü seviyorum neden bilmiyorum ama seviyorum aga hayal dünyamda dolanıyorum. ve kısa bi şekilde açıklama yapmam gerek konu hakkında bir sürü cümle yazdım. özetle yasaklar tatlıdır.
van'da yitirilen sadece o 3 yaşında ki çocuk değil, insanlık. yorumlar içler acısı hala olayı siyasi boyuta taşımak için götünü yırtan yazarlar var. yazık, insanlıktan nasibinizi alamamışsınız. o baba ve oğulun yerinde siz ve babanız olsaydınız ne olurdu acaba ?
eski bir parça olmasına rağmen son günlerde keşfettiğim şarkıdır. mükemmeldir. ve bence sevgililer gününe yalnız girecek olmanın verdiği üzüntüyle iyi gidecek olan, bu gecenin parçası olmaya iyi aday şarkıdır.
yapmacık olmayın, birine benzemeye çalışmayın. şahsen ben doğal kızlardan hoşlanırım. aynı şey erkek içinde geçerlidir diye düşünüyorum. haa doğal kız derken bıyıklı olanlar değil yani.
not: bıyıklı bayan yazarlarımızdan biri vermiş eksiyi :)
en kötü göz görmeyen gözdür. ( kesinlikle aşşağılamak amaçlı yazmıyorum ) artı teknik olarak bakıldığında siyahta, kahverengide bir renktir. azıcık mantık yani.
benim 21 yaşına gelmiş oda arkadaşımın halen giydiği 'iç çamaşırı'dır. sürekli onunla dalga geçip tiye alırız. ama sevindim şimdi harbi ezikmiş amk malı bu zaman kadar yalnız olmasına ve tek seferde 4 posta atmasına şaşmamalı *
bu aralar baya yalnızım o yüzden yazacağım. boyu pek önemli değil benden çok kısa olmasın çok uzunda. fazla güzel olmasına da gerek yok, beni anlasın dinlesin. bir günümüzü beraber geçirdiğimizde bu gün 1 aya bedel olsun. bana koşulsuz aşık olsun, değer versin. her gün sevişelim demiyorum, yatakta sarılıp sadece sessizliği dinleyelim. ve bunun gibi vs. vs. ne kadar yalnızmışım lan acıdım kendime ha.
ne kampanyasından bahsediyon sen ? en düşük öğretmen maaşı 1.800 küsür. ben öyle biliyorum. ve en fazla 4 kişilik bi aile ve bi öğretmen mesleksiz biriyle evlenmez yani çift maaş en az 3.600. adam sabahtan akşama kadar götünü yırtıyo 6 kişilik aile geçindiriyo, çocuklarının yüzünü görmüyo aldığı 800 küsür tl. bide hala zam diyosunuz ayıp be vallahi ayıp.
edit: ve üstelik bir çok öğretmene * yaklaşamıyoruz bile. benim lisede ki bölüm öğretmenlerim elinde çayla atölyeye geliyodu. masaj yaptırıp gidiyo amk. o zaman işime geliyodu ama şu an ünv. de öyle bi giriyo ki...
edit2: prof.lara, doç.lara ne verirseler haklarıdır. çünkü bir çoğu gerçekten işinin hakkını veriyo. ki zaten onlar öğretmen değil kanımca. adı üstünde prof.