dağdaki koyunla benim oyum bir olamayacağına göre bir sistem bir logaritma şimdiye kadar getirilmeliydi ama maalesef getirilmedi. tabi yine ben zatı şahaneleri ve eyitimli birisi olarak sistemi ayağınıza getirdim, beğenirseniz overlock ta getircem.
şimdi madem koyunlarla oyumuz bir olmuyor, nasıl olacak? üniversite mezunlarının 1 oyu 3 oy sayılsın mı mesela? nasıl?
bakın detaylar aşağıda. hem fikir olursak change org den kampanya başlatırız.
- çarşaflı ve tesettürlüler: 0.25 oy
-sıradan insan: 1 oy
- üniversite mezunu insan: 3 oy
- yüksek lisans mezunu: 3.5 oy (ingilizce bilmeden parasını bastırıp ingiltere'ye mba yapmaya gidenleri saymıyoruz)
- profesörler, yaşlı bilginler: 5 oy
- sevdiğim arkadaşlarım: 5 oy
- tkp'liler: 20 oy (bakalım millet vekili sokabilecekler mi, meraktan yani)
- uygur kardeşler, sertaç ortaç, turabi filan: -500 oy (oy verdikleri parti haricindeki tüm partilere eşit bölüştürüp dağıtacağız)
*Basbakan olacak adam: 500000 oy (kendime kıyak geçmem normal bence)
kitabın ortasından okuyup, gameti fazla uzatmadan evlenmek isteğini dile getirmek için kullanılan söz.
zaten iki tarafında istediği evlilik bunu iki tarafta biliyor öyleyse bu süslü laflara, acayip hareketlere ne gerek var? üstelik bunların hepsi de erkekten bekleniyor. karşı tarafın yapması gereken gelinlik seçmek, yemek takımı seçmek, erkek tarafının yaptıklarını beğenmemek, 1 senelik düğün tarihine kadar olan zaman zarfında erkeğin ömrünün 10 da 2 sini çürütmek. ailelerin kaprisleri, kavgaları gürültüleri, laf söz para harcamalar vs.. bu durumda en mantık gözükeni "al şu yüzüğü yarın gel gel başla" mottasıdır. umarım bu motta nusretin tuz dökme hareketi gibi tutar ve dünyaya yayılır ve erkekleri çeşitli işkencelerden kurtarır. şimdi let the lynch begin ama linçten önce aklı selim bir düşünün isterim.. tamam bakın kullanılan dil biraz ağır biliyorum ama burada anlatmak istediğim kısaca: boşu bışuna örf adet diye bir sandığa 2000 tl, kötü bir pasta ve hapishane gibi düğün salonuna verilen 8000 tl, organizasyon yapıcam diye günlerce uğraşmalara gerek yok. sade ve basit bir şey yapın geçin gitsin. gelinin hayatımda 1 kez evlenicem onuda şöyle istiyorum, böyle istiyorum, bu olmazsa olmaz sözlerine bakmayın. hayatında bşr kez oluyor diye karşı tarafın hayatını zindana çevirmeyin. bir nikah biraz eğlence tamamdır. param var, beşm için sorun değil bunlar diyorsanız tabi o sizin bileceğiniz iş. bu düğün lobisini zengin edin, size bir sandığı 2 hatta 3000 e kitlensinler.
Serbest vuruş, çift vuruş, kale atışı gibi tüm atışlar ayakla başlatılırken, taç atışının elle başlatılması fifa nın biyük bir hatası ve ayıbıdır. Zaten taş atışları uzakta kaleye yakın olmayan ölü noktalar. Tehlike az. Çift vuruş olsun bari, böylece direk orta açamasın, hem de elle başlamasın. Basketbol mu bu?
Şu ana kadar kimsenin dikkatini ikginç bir şekilde çekmemiş olan tespittir.
Hayır yani milyonlarca dolar almayı biliyorsunuz da 10 kişi kalınca nasıl galip gelineceğini mi bilmiyorsunuz? Madem yenikecekseniz bir kuruş almadan ben de yenilirim... neden sana milyon dolar vereyim?
ilginç ama gerçektir lakin allah müslüman değildir. Mğslüman olsa namaz kılmak hacca gitmek zorunda olurdu hem ayrıca o da kendine inanmak ve secde etmek zorunda kalırdı.
Dolayısıyla allah ateisttir. Ancak allah a inananlar müslümandır.
büyüktür, hem de çok büyük. Bu işeme olayları önce şirketleri yani işverenleri so ra da türkiye ekonomisini etkiliyor. Şöyle ki;
örneğin 100 çalışanı olan bir şirkette herkes günde 3 dk'dan 3 defa çişe gitse işverenin 1 yılda edeceği zararı hesaplayalım.
3*3*252*100=226.800 dk.
100 kişinin 1 yılda tuvalette harcadığı zaman yani iş kaybı.
hadi şimdi bunun maddi zararını hesaplayalım.
226.800 / 60 = 3.780 saatlik iş kaybı.
3.780 / 8= 472,5 gün. yani bir işçi günde 8 saat çalıştığına göre toplam iş kaybı saatını 8 e böldük.
bir işçinin aylık maaşını asgari ücretten hesaplayalım 1404 tl.
472 / 21 = 22,5 ay. aylık çalışma gün sayısı ay da 21 gün olduğu için 21 e böldük ve 1 işçinin toplam 22,5 ay boyunca hiç durmadan işemediğini bulmuş olduk. asgari ücreti yani 1404 tl yi 22,5 e çarparsak işverenin işçiler işesin diye kaç para harcadığını bukucaz. hadi bulalım.
1404x22,5= 31.590 tl..!!!!
evet tam olarak 31.590 tl!
bakın bu rakama büyük abdestler dahil değil. üstelik sadece işeyip elini yıkasa 5 dk sürer. görev yerinden tuvalete gelişi sırasında geçen vakti hesap bile etmedim. fermuarı sıkışankar oluyor. kabız olanı, dergi okuyanı, telefonla oyun oynayanı, ishal olup sürekli tuvalete gidenlerden bahsetmiyorum bile. ya yöneticiler? onlar da gidiyor tuvalete. hesaplamalara sokmadım onları. onların maaşları çok daha yüksek.
işveren bu rakamla kendine bir araba alabilir aslında. arabasını henileyebilir. 10 sene biriktirse ev bile alabilir.
türkiyede toplam çalışan sayısı kaç biliyor musunuz? 26 milyon 621 bin kişi.. küsürleri dikkate bile almadım dikkat ederseniz. o zaman şöyle bir hesaplama da yapabiliriz.
26.621.000/100=226.210! yani? yanisi şu: türkiye de 100 işçi çalıştıran kaç firma çıkar. yanıt 226.210. biz bir tanesinin zararırını hesaplamıştık. gelin hepsini hesaplayıp türkiyenin işimek yüzünden iş gücü kaybını hesaplayalım.
226.210 x 31.590 = 133.463.900 tl..!!! yanlış okumadınız. bu türkiyenin 1 yılda mesai saatleri içinde işimesinin işverene dolayısıyla ülke ekonomisine zararı.
10 yılda zararırımız ne kadar peki? üşümedim onu da hesapladım.
133.463.900x10=13.346.390.000tl...
rakamla yazıyorum. 13 milyar üçyüz kırk altı milyon üçyüz doksan bin tl.
sen bir işçi olarak tuvaletini evinde yapıp gelsen en azından 1 keresini evinde yapsanda 3 yerine günde 2 defa tuvalete gitsen hem ekonomiye hem de işverenine destek olsan olmaz mı? bence bu bir istiklal savaşıdır. ekonomimizi çişle vuranlar vatan haini ve emperyalizimin uşağıdır. çiş lobisindendir. allah onların idrar torbalarına ateş salsın. prostat olsunlar (emekliliklerinde tabi).
ben büyük resmi gördüm ve oyunu bozdum kardeşim. şimdi size soruyorum. büyük resmi görmeyr, oyunu bozmaya. güçlü bir türkiye ye var mısın?
en çok güldüğüm bölümü; ''arkadan kerkineyim mi mabadına?''
haberin detayları şöyle efendim;
--spoiler--
Üsküdar sakinleri bu sabah güne oldukça hüzünlü bir olayla başladı. ismini vermek istemediğimiz bir bayan (52) partnerinin sabah ereksiyonundan faydalanmak isteyince olanlar oldu!
''Ben hiç senin canını yakar mıyım küçük pandam diyordu!''
Akşam sahilde tanıştığı 32 yaşındaki dolmuş şoförü i.E. ile kısa zamanda samimi olan bayan onu evine içki içmeye davet etti. Oğlunun o gece bir arkadaşında kalacağını öğrenen i.E. bu teklifi kabul etti. Eve giden ateşli çift gece standart bir seks geçirip Kuzey-Güney izleyip yattılar.
''bir anda yüklendiğinde dünya başıma yıkıldı sandım. bir yandan da sıcak nefesini enseme veriyor, hayvan gibi somuruyordu!''
Sabahın erken saatlerinde i.E.' nin hattına gitmesinden önce tekrar ruhu kabaran kadın onun sabah ereksiyonundan faydalanmak istedi. Baştan normal bir sevişme tutturan çift i.E.' nin ''arkadan kerkineyim mi mabadına?'' teklifi ile farklı bir hal aldı. Onun bu önerisini samimi bulduğunu söyleyen ismini gizli tuttuğumuz bayan daha sonra hayatının şokunu yaşadı!
''Gece böyle kallavi olduğunu fark etmemişim. Yoksa arka bahçeme alır mıydım hiç?''
ismini vermek istemeyen bayan o an yaşadıklarını ayakta böyle anlattı:
''Sen hiç korkma, el kremin var mı? dedi. komodinin üzerini işaret ettim. O koca morbaşlı çirkin şeyi iyice kremledi. arada benim göğüslerime üflemeyi de ihmal etmiyordu. Daha sonra beni rivörs kovgörl dediği pozisyona getirip arkadan yaslandı. bana sürekli ''benim buruşuk pilicim, benim tatlı patatesim'' diyordu. Güzel sözlerine kandım. Arkadan bir anda yüklendiğinde kalbim karıncalandı. Daha sonra doktorun söylediğine göre o anda kalp spazmı geçirmişim.
Üsküdar devlet hastnesinde 1 gün müşehade altında tutulan seks mağduru kadını yollu arkadaşları yalnız bırakmadı...
--spoiler--
kızlar tarafından en çok nefret edilen erkektir.
ne o boş işsiz insanlar gibi. lan senin hiç mi işin yok hemen yanıt veriyorsun. işin yoksa bile en az 5 dk yanıt vermemelisin. varmış gibi yap. tıpkı diye 69.999.999 kişi gibi.
akp döneminde, ismi konmadan laiklik yıkılarak, çaktırmadan getirilmiş olan şeriat'ın elden gitmesi durumudur.
bu atatürkçüler laikliği resmen geri getirmeye çalışıyor. tüm gerici ve yobaz arkadaşlarımı bu duruma müdahale etmek için sahneye davet ediyorum. biz bu yobazlık ve gericiliği yolda bulmadık. yeri geldi başörtülü bacılarımız dayak yedi diye yalan söyledik, yeri geldi camiiye ayakkabılarıyla girdi yalanı söyledik. imam hatipleri açıp ilim yuvalarını kapadık, dış mihrak masalları uydurduk. feto'ya destek verdik, sonra onları terörist ilan ettik. yapmadığımız kalmadı şeriat için. şimdi bunu öylece kemalistlere bırakamayız.
--spoiler--
Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi'nin (EFSA) son raporu Nutella'ya ilişkin önemli iddialar içeriyor.
NTV'nin haberine göre, raporda, Nutella içerisinde bulunan palmiye yağı, diğer yağ çeşitlerine göre daha kanserojen bir madde olarak tanımlandı. EFSA'nın bu raporu, Dünya Sağlık Örgütü'nün (WHO) palmiye yağı hakkında görüşlerini de destekliyor. Rapor sonrası Nutella hisseleri yüzde 3 düşerken, üretici firma Ferrero bu krizin ardından bir televizyon reklamı yayınladı. Reklamda palmiye yağının tehlike yaratmayacak şekilde kullanıldığı ileri sürüldü ve bu yağ olmadan aynı yayılmanın elde edilemeyeceği belirtildi. italya'da bazı marketlerde Nutella'nın raflardan indirildiği belirtiliyor.
Mesela ben! Ben şekeri bıraktım!! Yani çayıma şeker atmıyorum. Bildiğin şekersiz! Sade yani! Şeker kullanmıyorum oplum ben çay içerken, evet işte böyle no sugar, no cry. Durumu mu ne güzelde özetledi. Bu arada ben çayıma şeker atmıyorum aklınızda olsun... kızlar da okumuştur umarım..
Ülkemizin büyük bir eksikliğidir.
Laz var, çerkes var, arap, kürt, alevi.. hepsi var ama kızılderili yok! Sizi bilmem ama benim için büyük bir dert, kimse silkmesin sakın!
şaşırtıcı bir durumdur. aynı durum yine laik ve seküler hayat tarzını benimseyen insanların dindarların dini bayramlarına ve camiye saldırmamalarında da geçerlidir.
dünya tarihinde hiç din adamı öldüren bilim adamı olmaması ne garip değil mi?
dinciler bilim adamlarını inançlarına ters laflar ettikleri için öldürmeleri ve bilim adamlarının dincilerin bilime karşı şeyler söylemesine rağmen öldürülmemesinden bahsediyorum. bazı mallar ise atom bombasından falan bahsediyor. işte bu cahillik öldürüyor insanları.
aşağıdaki video da izleyebileceğiniz ellerini öpmek istediğim adamdır. bu insanlardan 3-5 milyon olsa yeter. başkanlık sistemi gelecekse bu adam başkan olsun!
Haklı bir teoridir.
Başkanlık sistemi geldiğinde bir çok derdimizden kurtulucaz.
Elektrik su kesintisi yok kışın ortasında!
Terör merör hiç bişi kalmayacak.
Süper güçlerden biri olucaz.
Dış mihrakları dövücek
Büyük resmi daha net görücez.
dindarlar/dinciler'in seküler yaşam tarzını kıskanması durumudur. lakin birçok dindar/dinci aile ve çevre baskısıyla istedikleri hayatı yaşayamaz. seküler yaşam tarzı istedikleri yaşamdır ve bu yaşam tarzını yaşayabilenlere nefretle bakarlar. işte bu yüzden oruç tutmayana, yılbaşı kutlayana saldırırlar. ister ama yapamazlar, içlerinde kalır.
bu arada şu dindar dinci ayrımına bir açıklama getirelim.
dindar içinde bulunduğu an itibariyle dincilik yapmayan kimsedir.
dinci ise içinde bulunduğu an itibariyle dindar olmayan kimsedir.
yani aslında dinci ile dindar arasında bir fark yoktur. üçkağıtçılık yaparken dinci olurlar. diğerleri onu dincilikle suçlar. ertesi gün dindar olur bu dinci ve dincilik yapanı dincilikle suçlar.
akp döneminde imam hatipli ayısı 71 bin'den 474bin'e çıkarıldı.
- 2003’te 450 lisede 71 bin 100 öğrenci;
- 2014’te 952 lisede 474 bin 96 öğrenci.
sizce bu 474 bin öğrenci kime oy verecek? Ayrıca şuan 25 yaşını dolduramadıkları için oy kullanamıyorlardı ancak geçen senelerde seçme ve seçilme yaşı 18'e indirildi ve tabi ki akp tarafından. sizce amaç neydi? Öğrencilerin genetiğiyle oynadılar. bunu ise oy toplamak için yaptılar. bu öğrenciler chp'ye oy verecek değil. maalesef bu öğrenciler büyüyor ve çoğalıyor. gün geçtikçe daha fazla mezun verecek ve daha fazla seçmen olacak. 2023hedef ine böyle ulaşılacak ve 2023 yılında durumumuz ne olacak?
tek partili dönemde daeş, pkk vs tüm hepsi en güçlü dönemlerini yaşamış. bir şarlatan grubu devlete yerleştirilmiş ve sonunda darbe girişimi gerçekleşmiştir. sanatsal ve spor alanlarında suyla çalışan cami çeşmesi haricinde başka bir başarı elde edilememiştir.
yapılan köprü ve yollar tam bir fiyasko. hepsi devlete zarara sokan, köprüden geçemeyenin bile bu köprüleri yolları yapanlara para ödemesini sağlıyor. terör saldırılarında insanlarımız ölüyor. eğitim sistemi dibe vuruyor! yandaş medya alıp başını gidiyor ve en önemlisi ise halk kutuplaşıyor. insanların çoğu ateist olmuş durumda.
beğenilmeyen koalisyon döneminde ise;
-milli takımımız dünya 3. sü olmuş.
-gs uefa kupası ve super kupa kazanmış.
-abdullah öcalan yakalanıp, yargılanıp hapse atılmış
-terör sıfırlanıştır.
tüm gökten indiğine inanılan dini kitapların üzerine yazılması gerekendir. örnek:
+12 yaşından küçük çocukların okuması akıl sağlığına zararlıdır.
tabi bunu ben söylemiyorum tüm pedagoglar söylüyor. sigara ve içkiye uzmanların görüşleri ışığında sigara/içki sağlığa zararlıdır yazılıyorsa çocuk uzmanları da dini kitaplara zararlı diyor. hadi yazın bakalım.
--- spoiler ---
okan üniversitesi, eğitim fakültesi öğretim üyesi prof. dr. mesude atay, zorunlu din öğretiminin çocuğa erken yaşta verilmesinin sakıncalarını ve din eğitimi kitaplarında kullanılan kavramların çocuğu nasıl etkileyebileceği hakkındaki görüşlerini gazetemize anlattı. atay, “salt namaz kılıyor, oruç tutuyor diye ‘iyi insan’ tanımı yapmak çocuk tarafından kazanılan tüm insani ve toplumsal değerler açısından bir karmaşa yaratabilir” dedi.
güncel konu olan yılbaşı eğlencesine karşı olmaları ile örnek vermek istiyorum;
öncelikle yılbaşı ile christmas arasındaki farkı bile bilmiyorlar.
kıristmıs 26 aralıkta kutlanır isa'nın doğumudur.
1 ocak ise yılbaşıdır.
hıristiyanlar ikisini de kutlarlar.
dindarlar ise yılbaşı ile kıristmıs ayrımını bilmediği için karşı çıkarlar. isa'nın doğumunu kutluyoruz sanırlar.
kaldı ki isa'nın doğumunu bile kutlasak neden zorlarına gidiyor anlamıyorum. isa'da kuran'da peygamber olarak geçiyor. o da allah'ın bir peygamberi. madem muhammed'in doğumunu kutluyorsun, isa'nın doğumunu da kutlasan ne olacak? nesi günah bunun? nerede, hangi kitapta kutlamayın diyor?