Barnabas
321 (çok gezmiş çok okumuş)
ikinci nesil yazar 4 takipçi 21.10 ulupuan
entryleri
oylamalar
medya
takip

    salamis bay conti

    1.
  1. kktc mağusa'da bulunan şehrin en büyük ve en bilinen oteli. Girne ve Baf bölgesinde açılan ultra lüks oteller yüzünden gözden düşmüştür ancak müşteri potansiyeli yine de vardır. Genelde bayi toplantıları ya da DAÜ'nün etkinlikleri için kullanılan salonları vardır. Kıyıda köşede kalması nedeniyle pek çok ünlünün gizlice kumar oynamaya geldiği bir oteldir. Casinosu geniş ve ferahtır ve çalışanları muhabbet insanlardır. Otelde kısmi bir yenileme çalışması vardır. Kahvaltısı kötüdür ancak akşam yemekleri idare eder. Özellikle çorbaları güzeldir. Nevruz dönemi iranlılar rağbet eder. Şehre uzaklığı dolayısıyla merkeze taksiyle gidilir aşağı yukarı 20-25 lira tutar. Sabah ve öglen saatlerinde merkeze servisi vardır. servis minibusu küçük olduğu için kalkış saatinden 10 dk önce aşağı inmek faydalıdır.
    0 ...
  2. kate giles

    1.
  3. şu an uefa kura çekimini sunan sky deutschland sunucusu.
    0 ...
  4. rte 3

    1.
  5. 12 Haziran 2011 tarihinde gösterime giren yeni bir film.

    --spoiler--
    This time unlimited and uncensored...In select theatres...5D.
    --spoiler--
    1 ...
  6. aym nin adli sicil kanunu konusunda iptal kararı

    1.
  7. Son YSK-bağımsız aday tartışmasında gözden kaçan iptal kararıdır.

    Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:

    Esas Sayısı : 2008/44

    Karar Sayısı : 2011/21

    Karar Günü : 20.1.2011

    iTiRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:

    1- Ankara 9. idare Mahkemesi (Esas Sayısı: 2008/44)

    2- Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi (Esas Sayısı: 2010/109)

    iTiRAZLARIN KONUSU: 25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun;

    1- 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesinin,

    2- 10. maddesinin,

    3- 12. maddesinin,

    4- Geçici 2. maddesinin,

    Anayasa'nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.

    I- OLAY

    Arşive alınan mahkumiyet kararlarının arşiv kayıtlarından çıkartılması istemiyle açılan davalarda, itiraz konusu kuralların Anayasa'ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler, iptalleri için başvurmuşlardır.

    II- iTiRAZLARIN GEREKÇESi

    A- Ankara 9. idare Mahkemesinin Başvuru Kararının Gerekçe Bölümü Şöyledir:

    01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinin l/a bendinde "adli sicildeki bilgiler cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde Adli Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınır" aynı maddenin 3. bendinin son cümlesinde “Adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.” ve yine aynı Kanunun 12. maddesinin 1. bendinde ise, "Arşiv bilgileri ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir"hükümleri yer almıştır.

    Hukuk, devleti bütün faaliyetlerinde hukukun genel ilkeleri ile bağlayıcılığı ve üstünlüğü olan Anayasa hükümlerine uygun hareket etmek zorundadır.

    T.C Anayasasının 5. maddesinde, kişilerin ve toplumun, refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, kişinin temel hak ve hürriyetlerini sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlandıran ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak, yine Anayasanın 2. maddesinde sosyal hukuk devleti niteliği vurgulanan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel amaç ve görevleri arasında sayılmıştır.

    Öte yandan, Anayasanın "Kanun Önünde Eşitlik” başlıklı 10. maddesinde, "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar" hükmü yer almıştır.

    T.C Anayasasının 11. maddesinde de, "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz" hükmüne yer verilmiştir.

    Dava dosyasının incelenmesinden, davacının, 1988 yılındaki evrakta sahtekarlık suçundan dolayı 19.07.1991 tarih ve E: 1991/49, K:1991/81 sayılı Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin kararıyla 1 ay müddetle hapis cezasına çarptırıldığı, Türk Ceza Kanununun 59. maddesi uyarınca cezası 1/6 oranında indirildiği ve neticeden 10.000 TL Ağır Para Cezası ile tecziyesine karar verildiği, davacının 26.03.2003 tarihli dilekçesi üzerine Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesince 26.03.2003 tarih ve E:2003/56 kararı ile adli sicil kaydının silinmesine karar verildiği, adli sicil kaydı silinen davacının arşiv kaydına alındığı, bu arşiv kaydının silinmesi istemiyle yaptığı başvurunun 26.01.2007 tarih ve 1712 sayılı Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğü işlemi ile reddedildiği anlaşılmaktadır.

    Olayda, davacının 1988 yılında işlediği suçtan dolayı 10.000 TL Ağır Para Cezası ile cezalandırıldığı, 26.03.2003 tarih ve E:2003/56 sayılı Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla Adli Sicil kaydının silindiği ve adli sicil kaydının silinmesi ile işlediği suçtan dolayı kişinin etkin pişmanlık duymasının sağlanıp tekrar topluma kazandırılması amaçlanmış olduğuna göre, aynı amacın arşiv kaydına alınmasına ilişkin 5352 sayılı Yasa hükümleri için de gözetilmesi gerekecektir.

    Her ne kadar Adli Sicil Kanununda arşiv bilgilerinin kişinin kendisi veya vekaletnamede belirtilmiş olmak koşuluyla vekili, Cumhuriyet başsavcılıkları, hakim veya mahkemeler ve yetkili seçim kurulları tarafından istenebileceği belirtilmiş ise de, Adli Sicil Kayıtlarında sicil kayıtları silinen kişilerin arşiv kayıtlarının olduğu, arşiv sicil kayıtlarının hangi koşullarla silindiği 5352 sayılı Yasanın 12. maddesinde açıkça düzenlendiği ve bu arşiv kaydının da ya ilgilinin ölümü ya da kaydın girildiği tarihten itibaren 80 yılın geçmesiyle silineceği göz önüne alındığında, topluma kazandırma amacının gerçekleştirilemeyeceği açıktır.

    Bu durumda, adli sicil kaydı silinen kişilerin Adli sicil bilgilerinin arşiv kaydına alınmasını ve 80 yıl boyunca arşiv kaydında tutulmasının, Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve insan haklarına saygılı, sosyal hukuk devleti ilkesini ihlal ettiği anlaşıldığından, 01.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinin l/a bendinde "adli sicildeki bilgiler; cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde Adli Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınır"aynı maddenin 3. bendinin son cümlesinde "Adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.” Aynı Kanunun 12. maddesinin 1. bendinde ise, "Arşiv bilgileri ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir" hükümlerinin, Anayasanın 2., 5., 10. ve 11. maddelerine aykırılık oluşturmaktadır.

    Yukarıda açıklanan nedenlerle, 0l.06.2005 tarih ve 25832 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun 9. maddesinin l/a bendinde “adli sicildeki bilgiler; cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması halinde Adli Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünce silinerek arşiv kaydına alınır” aynı maddenin 3. bendinin son cümlesinde “Adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adli sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.” aynı Kanunun 12. maddesinin 1. bendinde ise, “Arşiv bilgileri ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydının girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir” hükümlerinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına, dosyada bulunan belgelerin onaylı birer örneğinin Anayasa Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine, kararın taraflara tebliğine, 14.12.2.007 tarihinde oybirliği ile karar verildi.”

    B- Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin Başvuru Kararının Gerekçe Bölümü Şöyledir:

    “incelenen evrak kapsamına göre talep eden H.A.’nın silinmesini istediği arşiv kaydı 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun geçici 2. maddesi ile Mülga 3682 sayılı Adli Sicil Kanununun 8. maddesindeki şartların oluşması halinde madde metinlerinde “Affa uğramış olsalar bile” ibaresi bulunan başta Anayasanın 76. maddesi ile bazı özel kanunlarda (2839sayılı Milletvekili Seçim Kanunun 11. maddesi, 657 s. K.nun 48. maddesi, 6136. s. K.7 .md.vb. gibi) sayılan suç ve cezalar hakkında 5352 sayılı Adli Sicil Kanunun 10. maddesine istinaden istenildiğinde verilmek üzere arşiv kaydına alınmasına, aynı Adli Sicil Kanunu’nun 12. maddesine ilişkin olup 1993 yılında Özel Belgede Sahtecilik suçundan erteli ceza alan ve aynı zamanda doktor olan talep edenin adli sicil kaydını 11/07/2000 tarihinde istanbul 5.Ağır Ceza Mahkemesine müracaatı ile sildirmesine karşın talep dosyasında ayrıntılı geçtiği üzere özetle, sonradan doktor olması ve yeniden suç işlememesine karşın memuriyetinde tıpda uzmanlık sınavında ve hayatının her aşamasında karşısına çıkarak kendisine mağdur ettiği ve bu durumun onurunu ve vicdanını uzun yıllar rencide eden ve her an hatırladıkça sanki o andaymışçasına pişmanlık ve üzüntü yaşadığından bahisle arşiv kaydının silinmesini istediği anlaşılan olayda her ne kadar mahkememizin 08/07/2010 tarih ve 2010/121 değişik iş sayılı kararı ile talebi kabul edilmiş ve arşiv kaydının silinmesine karar verilmiş ise de, 12.08.2010 tarih 2379 sayılı Adlı Sicil istatistik Genel Müdürlüğünün yazısı üzerine Cumhuriyet Savcılığının talebi uyarınca kararımızın kaldırılması talep edilmiş ise de,

    Kararın kaldırılmasına mesnet yapılan 5352 sayılı Adli Sicil Kanununun geçici 2.maddesi ile arşiv kaydına ilişkin 10. ve silinmesine ilişkin 12. maddelerinin;

    a- Anayasamızın 5. maddesindeki Devletin Temel Amaç ve Görevleri içinde sayılan kişilerin sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleri ile bağdaşmayacak surette sınırlamaların giderilmesi ilkesine, talep edenin doktor olması, toplumda bir konumu olması, 1993 yılında işlemiş olduğu bir suçun erteleme şartlarını karşılamasına, bir daha hiç bir suç işlememesine ve adli sicil kaydının silinmesine karşın arşiv kaydında sürekli görünmesi nedeniyle tayin, terfi, tıpta uzmanlık sınavı ve benzeri resmi işlemler nedeni ile sürekli yüz kızartıcı mahiyette karşısına çıkması nedeni ile aykırı olması,

    b- Anayasamızın 10/1. maddesindeki herkesin kanun önünde ayrım gözetilmeksizin eşitliği ilkesi ile 10/5. fıkrasındaki Devlet Organları ve idare Makamlarının bütün işlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olmaları ilkesine, (a) fıkrasında yazılı resmi işlemler için müracaat etmesinde ve yükselmesinde sürekli karşısına getirilmesi nedeni ile eşit şartlarda hayat yarışına katılmasına engel teşkil etmesi,

    c- Anayasamızın 11/2. fıkrasındaki kanunların Anayasaya aykırı olamayacağı ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,

    d- Anayasamızın 12/1. fıkrasındaki herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olması ilkesine, (a) ve (b)fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,

    e- Anayasamızın 17/1. fıkrasındaki herkesin maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olması ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,

    f- Anayasamızın 20/3. fıkrasındaki herkesin kendisi ile ilgili verilerin silinmesini talep etme ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması,

    g- Anayasamızın 40/1. fıkrasındaki Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyeti ihlal eden herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkanının sağlanmasını isteme hakkına sahip olma ilkesine, (a) ve (b) fıkralarındaki gerekçelerle aykırı olması nedenleri ile aykırılık teşkil ettiği,

    Kaldı ki 2709 sayılı 1982 Anayasasının 76. maddesi lafzi ve ga-i yorumunda adli sicil kaydının silinmesi koşulları oluşmayan ilgili süreleri suç işleme tarihinden itibaren henüz dolmayan kişilerin işledikleri bir kısım suçlara yönelik affa uğramış olsalar bile millet vekili seçilemeyeceklerine yönelik olup, ömür boyu arşiv kaydında bulunduğundan bahisle ilk defa suç işledikten sonra kalan ömürlerinde suç işlemeyerek topluma yeniden uyum sağlayan ve kazandırılan insanları kapsamamaktadır. Aksini düşünmek bir insanın bir defa 76. maddeye giren suçlardan birini işledikten sonra, ömür boyu milletvekili seçilememe, 657 sayılı Yasa gereği memur olamama ve benzeri kısıtlamaları gündeme getirebileceğinden, ayrıca ilk defa suç işledikten sonra yeniden suç işleyen insanla arasındaki ayrımı ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edecektir ve bu durumda yeniden suç işleyen insanla arasında hiç bir ayrım kalmadığını gören bir kısım insanlar madem farkımız yok yeniden suç işleyebilirim diye düşünebilecektir.

    Profesör Doktor Faruk EREM’in “Bir Ceza Avukatının Anıları” isimli kitabının ön sözünde de belirttiği üzere “Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar” sözünden de anlaşılacağı üzere neticede herkes insan olup bir defa suç işledi diye, adli sicil kaydından çıkarılması koşulları oluşmasına karşın, arşiv kaydında ömür boyu sabıkalı görülmesini sağlamak Anayasanın yukarıda belirtilen ilgili maddelerine aykırılık teşkil edebilecek, insanlık onurunu zedeleyebilecek mahiyette görülmüş olduğundan 2709 sayılı 1982 Anayasasının 152/1. fıkrası gereği Anayasa Mahkemesine müracaat ve vereceği karara kadar davanın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekmiştir.”

    III- YASA METiNLERi

    A- itiraz Konusu Yasa Kuralları

    1- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen bent ve cümleyi de içeren 9. maddesi şöyledir:

    “Adlî sicil bilgilerinin silinmesi

    Madde 9- (1) Adlî sicildeki bilgiler;

    a) Cezanın veya güvenlik tedbirinin infazının tamamlanması,

    b) Ceza mahkûmiyetini bütün sonuçlarıyla ortadan kaldıran şikayetten vazgeçme veya etkin pişmanlık,

    c) Ceza zamanaşımının dolması,

    d) Genel af,

    Halinde Adlî Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünce silinerek, arşiv kaydına alınır.

    (2) Adlî sicil bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine tamamen silinir.

    (3) Türk vatandaşları hakkında yabancı mahkemelerce verilmiş olup 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (f) bendine göre adlî sicile kaydedilen hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkûmiyet hükümleri, kesinleştiği tarihten itibaren mahkûmiyet kararında belirtilen sürenin geçmesiyle, Adlî Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünce adlî sicil kayıtlarından çıkartılarak arşiv kaydına alınır. Adlî para cezasına mahkûmiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümler, adlî sicil kaydına alınmadan doğrudan arşive kaydedilir.”

    2- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen 10. maddesi şöyledir:

    “Arşiv bilgilerinin istenmesi

    Madde 10- (1) Arşiv bilgileri;

    a) Kullanılış amacı belirtilmek suretiyle, kişinin kendisi veya vekâletnamede açıkça belirtilmiş olmak koşuluyla vekili,

    b) Bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemeler,

    c) Yetkili seçim kurulları,

    d) Özel kanunlarda gösterilen hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşları,

    Tarafından istenebilir.

    (2) Kanunda açıkça belirtilmediği takdirde, kişi hakkında alınacak bir karar veya yapılacak bir işlemle ilgili olarak, bir yakınının adlî sicil ve arşiv kayıtları istenemez ve bu bilgiler, kişiyi herhangi bir haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamaz.

    (3) Onsekiz yaşından küçüklerle ilgili adlî sicil ve arşiv kayıtları; ancak soruşturma ve kovuşturma kapsamında değerlendirilmek üzere Cumhuriyet başsavcılıkları, hâkim veya mahkemelerce istenebilir.”

    3- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen 12. maddesi şöyledir:

    “Adlî sicil ve arşiv bilgilerinin silinmesi

    Madde 12- (1) Arşiv bilgileri, ilgilinin ölümü üzerine ve her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yılın geçmesiyle tamamen silinir.

    (2) Fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtları, talep aranmaksızın tamamen silinir.

    (3) Kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydı tamamen silinir.”

    4- 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun iptali istenen Geçici 2. maddesi şöyledir:

    “Geçici Madde 2- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte, Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünce toplanmış olsun veya olmasın, suç tarihi itibarıyla bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanuna göre süre yönünden silinme koşulu oluşanlar silinir; diğer kayıtlar için bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılır. Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.

    (2) Birinci fıkra gereğince işlem yapılarak arşive alınan kayıtlar hakkında, 3682 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde öngörülen sürelerin dolduğu veya ertelenmiş olan hükmün esasen vâki olmamış sayıldığı hallerde bu tarih esas alınarak, Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için ilgilinin, Cumhuriyet Başsavcılığının veya Adlî Sicil ve istatistik Genel Müdürlüğünün talebi üzerine hükmü veren mahkemece veya talep edenin bulunduğu yer asliye ceza mahkemesince arşiv kaydının silinmesine karar verilir.”

    B- Dayanılan Anayasa Kuralları

    Başvuru kararlarında, Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine dayanılmıştır.

    IV- iLK iNCELEME

    A- Anayasa Mahkemesi içtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Sacit ADALI, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Mustafa YILDIRIM, A. Necmi ÖZLER, Serdar ÖZGÜLDÜR, Şevket APALAK, Serruh KALELi ve Zehra Ayla PERKTAŞ’ın katılmalarıyla E. 2008/44 sayılı dosyada 21.5.2008 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında, dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle karar verilmiştir.

    B- Anayasa Mahkemesi içtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Haşim KILIÇ, Osman Alifeyyaz PAKSÜT, Fulya KANTARCIOĞLU, Ahmet AKYALÇIN, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Serdar ÖZGÜLDÜR, Zehra Ayla PERKTAŞ, Recep KÖMÜRCÜ, Alparslan ALTAN, Burhan ÜSTÜN, Engin YILDIRIM, Nuri NECiPOĞLU, Hicabi DURSUN ve Celal Mümtaz AKINCI’nın katılmalarıyla E. 2010/109 sayılı dosyada 8.12.2010 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında ise öncelikle davada uygulanacak kural sorunu görüşülmüştür.

    Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 28. maddesine göre, mahkemeler, bakmakta oldukları davalarda uygulayacakları kanun ya da kanun hükmünde kararname kurallarını Anayasa’ya aykırı görürler veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık savının ciddi olduğu kanısına varırlarsa, o hükmün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurmaya yetkilidirler. Ancak, bu kurallar uyarınca bir mahkemenin Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi için elinde yöntemince açılmış ve mahkemenin görevine giren bir davanın bulunması ve iptali istenen kuralların da o davada uygulanacak olması gerekmektedir. Uygulanacak yasa kuralları, davanın değişik evrelerinde ortaya çıkan sorunların çözümünde veya davayı sonuçlandırmada olumlu ya da olumsuz yönde etki yapacak nitelikte bulunan kurallardır.

    itiraz yoluna başvuran Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 5352 sayılı Kanun’un 10., 12. ve Geçici 2. maddelerinin iptalini istemektedir.

    Kanun’un 10. maddesinde, arşiv bilgilerinin kimler tarafından ve hangi gerekçelerle istenebileceğine, arşiv bilgilerinin kişiyi herhangi bir haktan yoksun bırakmak için dayanak olarak kullanılamayacağına; 12. maddesinde, adli sicil ve arşiv kayıtlarının hangi hallerde silinebileceğine; Geçici 2. maddesinde ise 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş, ancak 3682 sayılı Kanun’a göre süre yönünden silinme koşulları oluşmayan kayıtlar hakkında ne tür bir işlem yapılacağına ilişkin hükümler yer almaktadır.

    Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada talepte bulunan, hakkında mevcut olan arşiv kaydının silinmesini istemektedir. Bu durumda, arşiv bilgilerinin kimler ve hangi gerekçelerle istenebileceği hususlarını düzenleyen, bir başka ifadeyle arşiv kayıtlarının silinmesine ilişkin hükümler içermeyen 5352 sayılı Kanun’un 10. maddesinin davada uygulanacak kural niteliğinde bulunmadığı açıktır.

    Bu nedenle, 5352 sayılı Kanun’un 10. maddesinin itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu maddeye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, oybirliğiyle karar verilmiştir.

    V- BiRLEŞTiRME KARARI

    25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun 12. ve Geçici 2. maddesinin, iptallerine karar verilmesi istemiyle yapılan itiraz başvurusuna ilişkin 2010/109 esas sayılı dosyanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2008/44 esas sayılı dosya ile birleştirilmesine, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2008/44 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 20.1.2011 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.

    VI- ESASIN iNCELENMESi

    Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin raporlar, itiraz konusu Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

    A- Uygulanacak Kural Sorunu

    itiraz yoluna başvuran Ankara 9. idare Mahkemesince, 5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ve (3) numaralı fıkrasının son cümlesi ile 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının iptali istenmektedir.

    5352 sayılı Kanun’un iptali istenen 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendinde, adli sicile kaydedilen bilgilerin, cezanın ve güvenlik tedbirinin infazının tamamlanmasından sonra; (3) numaralı fıkrasının son cümlesinde ise adli para cezasına mahkumiyet hükümleri ile cezanın ertelenmesine ilişkin hükümlerin, adli sicil kaydına alınmaksızın doğrudan arşiv kaydına alınacağı hükmü yer almaktadır.

    5352 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca arşiv kaydına alma işlemi, ancak 1.6.2005 tarihinden sonra işlenmiş ve karara bağlanmış suçlara ilişkin mahkumiyet kararları hakkında uygulanabilecektir. Bir başka ifadeyle, 5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinin iptali istenen kurallarında öngörülen arşive alınma işlemi, 1.6.2005 tarihinden önce işlenmiş suçlardan dolayı verilen mahkumiyet kararları için uygulanamayacaktır.

    Başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada, davacının silinmesini istediği arşiv kaydına ilişkin mahkumiyet kararı, 5352 sayılı Kanun’un iptali istenen kuralları uyarınca değil, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5352 sayılı Kanun’dan önce yürürlükte bulunan 3682 sayılı Kanun’un 9. maddesinin ikinci fıkrası gereğince arşiv kaydına alınmıştır. Bu durumda, 5352 sayılı Kanun’dan önce yürürlükte bulunan 3682 sayılı Kanun uyarınca arşiv kaydına alınan bir kayıt hakkında, 5352 sayılı Yasa’nın 9. maddesinin iptali istenen kuralları davada uygulanacak kural niteliğinde bulunmamaktadır.

    Bu nedenle 5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bent ve cümleye ilişkin başvurunun Mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine, oybirliğiyle karar verilmiştir.

    B- Sınırlama Sorunu

    Anayasa’nın 152. ve 2949 sayılı Kanun’un 28. maddesine göre, Anayasa Mahkemesine yapılacak başvurular, itiraz yoluna başvuran Mahkemenin bakmakta olduğu davada uygulayacağı yasa kuralları ile sınırlıdır.

    itiraz yoluna başvuran Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesi, 5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesinin tümünün iptalini istemektedir.

    5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesinde, Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlara ilişkin tüm kayıtlar ile Anayasa’nın 76. maddesi ve özel kanunlarda belirtilen mahkumiyet kararlarının adli sicilden silinmesi ve arşiv kaydına alınmasına ilişkin hükümler bulunmaktadır. Bir başka ifadeyle Geçici 2. maddede 5352 sayılı Kanun’dan önce işlenmiş suçlara ilişkin tüm kayıtlar için bir düzenleme söz konusudur. Oysa, başvuran Mahkeme “özel belgede sahtecilik suçu”na ilişkin arşiv kaydının silinememesinin Anayasa’ya aykırılığını ileri sürmektedir. Söz konusu suç Anayasa’nın 76. maddesi ile diğer özel kanunlarda belirtilen suçlar kapsamına girmektedir. Bu nedenle, 5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. maddesine ilişkin esas incelemenin, maddenin (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ile (2) numaralı fıkrasının “…Anayasa’nın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkumiyetler dışındaki kayıtlar için…” bölümüyle sınırlı olarak yapılmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.

    C- Anayasa’ya Aykırılık Sorunu

    1- 5352 sayılı Kanun’un 12. Maddesinin incelenmesi

    Başvuru kararlarında, kişinin geçmişte işlediği bir suçun üzerinden uzun yıllar geçmiş olmasına karşın bunun sosyal ve mesleki yaşamında sürekli bir engel olarak karşısına çıkarılmasının sosyal hukuk devleti, eşitlik, adalet, herkesin maddi ve manevi varlığını geliştirmesi ilkelerine, cezalandırmanın suçluları yeniden topluma kazandırması amacına, kişinin kendisiyle ilgili verilerin silinmesini talep etme hakkına, Anayasa’yla tanınmış hak ve hürriyetleri ihlal edilen herkesin yetkili makama geciktirilmeden başvuru imkanının sağlanmasını isteme hakkına aykırı olduğu belirtilerek, iptali istenen kuralın Anayasa’nın 2., 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddeleriyle bağdaşmadığı ileri sürülmüştür.

    a) Maddenin (1) Numaralı Fıkrasının incelenmesi

    5352 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, aynı Kanun’un 4. maddesi uyarınca adli sicile kaydedilen bilgilerin hangi hallerde arşiv kaydına alınacağı belirtilmiştir. itiraz konusu fıkrada ise aynı Kanun’un 9. maddesi gereğince arşive alınan kayıtların ilgilinin ölümü üzerine veya her halde kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yıl geçtikten sonra silineceği hükmü yer almaktadır.

    Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Yasaların kamu yararının sağlanması amacına yönelik olması, genel, objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi hukuk devleti olmanın gereğidir. Bu nedenle yasakoyucunun hukuki düzenlemelerde kendisine tanınan takdir yetkisini anayasal sınırlar içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yararı ölçütlerini göz önünde tutarak kullanması gerekir.

    Anayasa’nın 5. maddesinde, “insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlama” Devletin temel amaç ve görevleri arasında sayılmış; 17. maddesinin birinci fıkrasında ise herkesin, yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.

    itiraz konusu kuralla, 5352 sayılı Kanun’un 5. maddesinde sayılan istisnalar dışında, Türk mahkemeleri tarafından vatandaş veya yabancı hakkında verilmiş ve adli sicile kaydedilmiş tüm mahkumiyet hükümlerinin infaz edilmesinden sonra arşiv kayıtlarında ilgilinin ölümüne kadar veya kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi öngörülmektedir.

    5352 sayılı Kanun’un gerekçesinde de belirtildiği üzere, Türk Ceza adalet sisteminde öngörülen tekerrür, erteleme, temel cezanın belirlenmesi, kamu davasının açılmasının ertelenmesi, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gibi kurumların hayata geçirilebilmesi, bir kişinin işlediği suçun ya da aldığı cezanın milletvekili seçilmesini engelleyen Anayasa’nın 76. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilenlerden olup olmadığının saptanabilmesi ve mahkumiyete bağlı hak yoksunluğu öngören bazı özel yasalardaki hükümler nedeniyle mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının kayıt altına alınmasında yasal ve anayasal bir takım gereklilikler bulunmaktadır. Ancak söz konusu gerekliliklerin, itiraz konusu kuralda öngörüldüğü üzere arşiv kayıtlarının kişinin ölümüne kadar ya da seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi noktasında geçerli olmadığı açıktır.

    Mahkemelerce verilen mahkumiyet kararlarının arşiv kaydına alınmasının gerekçesini oluşturan durumlar, bazı istisnalar dışında, kişi hakkında ömür boyu hak yoksunluğu getirmemektedir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda yer alan ömür boyu hak yoksunluğu durumuna yer verilmemiş, hak yoksunluğu belli bir süreyle sınırlandırılmıştır. 5237 sayılı Kanun hükümlerine göre verilen bir mahkumiyet nedeniyle hak yoksunluğu, kural olarak, cezanın infazıyla sona ererken; Türk Ceza Kanunu dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya belli bir cezaya mahkumiyete bağladığı hak yoksunlukları ise 5352 sayılı Kanun’un 13/A maddesi gereğince ilk mahkumiyet kararının infaz edilmesinden itibaren belli sürenin geçmesiyle birlikte yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluyla sona erdirilebilmektedir. Bir başka ifadeyle, arşiv kaydına alınmanın gerekçesini oluşturan kurumlar ilk mahkumiyet kararından belli bir süre geçtikten sonra kişi hakkında aleyhe bir sonuç doğurmadığı halde, söz konusu kayıtların kişinin ölümüne kadar veya kaydın girildiği tarihten itibaren seksen yıl süreyle arşivde muhafaza edilmesi gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Bu durumda, tüm suçlara ilişkin arşiv kayıtlarının bu kadar uzun süre muhafaza edilmesi, suç ve cezaların nitelikleri veya ağırlıkları dikkate alınmadan tüm suçlar için geçerli tek bir sürenin belirlenmesi, bu sürenin arşiv kaydına alınmayı gerekli kılan amaçla orantılı ve makul olmaması nedeniyle Kural, adil ve hakkaniyete uygun bir düzenleme niteliğinde değildir.

    Diğer taraftan, kişinin belli bir tarihte aldığı herhangi bir mahkumiyet kararına ilişkin kaydın kişinin ölümüne kadar ya da seksen yıl süreyle muhafaza edilmesi, Anayasa’nın 5. ve 17. maddelerinde belirtilen kişinin maddi ve manevi varlığının geliştirilmesi ilkesi ve cezaların ıslah edici olma amacı ile bağdaşmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine aykırıdır. Kuralın iptali gerekir.

    Kural, Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine dayanılarak iptal edildiğinden, ayrıca Anayasa’nın 10., 11., 12., 20. ve 40. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.

    b) Maddenin (2) ve (3) Numaralı Fıkralarının incelenmesi

    5352 sayılı Kanun’un 12. maddesinin ikinci fıkrasında, fiilin kanunla suç olmaktan çıkarılması halinde, bu suçtan mahkûmiyete ilişkin adlî sicil ve arşiv kayıtlarının, talep aranmaksızın; üçüncü fıkrasında ise kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat veya ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi halinde, önceki mahkûmiyet kararına ilişkin adlî sicil ve arşiv kaydının tamamen silineceği hükmü yer almaktadır.

    ilgili hakkında verilen mahkumiyet kararına dayanak olan eylemin sonradan yapılan yasal değişiklikle suç olmaktan çıkarılması, kanun yararına bozma veya yargılamanın yenilenmesi sonucunda verilen beraat ya da ceza verilmesine yer olmadığı kararının kesinleşmesi hallerinde, arşive alınan kaydın arşive alınmasını gerektiren hukuksal etki ve değerinin ortadan kalkması nedeniyle arşivden silinmesinin, Anayasa’nın 2. maddesinde öngörülen hukuk Devleti ilkesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenle, itiraz konusu kurallar Anayasa’nın 2. maddesine aykırı değildir. iptal isteminin reddi gerekir.

    Kuralların, Anayasa’nın 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddeleriyle ilgisi görülmemiştir.

    2- 5352 sayılı Kanun’un Geçici 2. Maddesinin incelenmesi

    Şanlıurfa 3. Asliye Ceza Mahkemesinin başvuru kararında, Kanun’un 12. maddesi için belirttiği gerekçelerle itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 5., 10., 11., 12., 17., 20. ve 40. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.

    2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM içtüzüğü’nün Anayasa’ya aykırılığı konusunda ilgililer tarafından ileri sürülen gerekçelere dayanmak zorunda değildir. istemle bağlı kalmak koşuluyla başka gerekçe ile de Anayasa’ya aykırılık incelemesi yapabileceğinden, iptali istenen kuralla ilgisi nedeniyle Anayasa’nın 2. maddesi yönünden de inceleme yapılmıştır.

    itiraz konusu kuralda, 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş ancak yürürlükten kaldırılan 3682 sayılı Kanun’a göre süre yönünden silinme koşulları oluşmayan kayıtlar hakkında ne tür bir işlem yapılacağına ilişkin kurallar yer almaktadır. Buna göre, Anayasa’nın 76. maddesi ile özel kanunlarda yer alan hükümler saklı kalmak koşuluyla, 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlar için önceki Yasa’da öngörülen silinme sürelerini dolduran kayıtlar adli sicil kayıtlarından silinecek; süre yönünden silinme koşulunu doldurmayanlar ise arşive alınacak ve önceki Kanun’da belirtilen silinme sürelerini tamamladıktan sonra arşiv kayıtları da silinecektir. itiraz konusu kural, 5352 sayılı Kanun’un yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlara ilişkin mahkumiyet kararlarının adli sicil ve arşivden silinmesini mümkün hale getirirken, Anayasa’nın 76. maddesi ile özel kanunlarda yer alan bazı suçlara ilişkin mahkumiyet kayıtlarını kapsam dışında tutmuştur.

    5352 sayılı Kanun’un 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasına ilişkin gerekçelerle, itiraz konusu Geçici 2. maddenin (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümü Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine aykırıdır. iptali gerekir.

    Kural, Anayasa’nın 2., 5. ve 17. maddelerine dayanılarak iptal edildiğinden, ayrıca Anayasa’nın 10., 11., 12., 20. ve 40. maddeleri yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.

    VII- iPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GiRECEĞi GÜN SORUNU

    Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Kanun, kanun hükmünde kararname veya Türkiye Büyük Millet Meclisi içtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi iptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez” denilmekte, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu kural tekrarlanarak, beşinci fıkrasında Anayasa Mahkemesi’nin, iptal halinde meydana gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu yararını ihlâl edici mahiyette görürse yukarıdaki fıkra hükmünü uygulayacağı belirtilmektedir.

    5352 sayılı Kanun’un 12. maddesinin (1) numaralı fıkrası ile Geçici 2. maddesinin (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümünün, iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iPTAL HÜKÜMLERiNiN, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BiR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GiRMESiNE, OYBiRLiĞiYLE, 20.1.2011 gününde karar verilmiştir.

    VIII- SONUÇ

    A- 7.5.2010 günlü, 5982 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun uyarınca, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun ile ilgili gerekli düzenlemeler yapılmadan, Mahkeme’nin çalışıp çalışamayacağına ilişkin ön meselenin incelenmesi sonucunda; Mahkeme’nin çalışmasına bir engel bulunmadığına, Fulya KANTARCIOĞLU, Mehmet ERTEN, Fettah OTO, Zehra Ayla PERKTAŞ ile Celal Mümtaz AKINCI’nın, gerekçesi 2010/68 esas sayılı dosyada belirtilen karşıoyları ve OYÇOKLUĞUYLA,

    B- 25.5.2005 günlü, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun:

    1- 9. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a) bendi ile (3) numaralı fıkrasının son cümlesinin, itiraz başvurusunda bulunan Mahkeme’nin bakmakta olduğu davada uygulanma olanağı bulunmadığından, bu bent ve cümleye ilişkin başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle REDDiNE,

    2- Geçici 2. maddesine ilişkin esas incelemenin, maddenin, (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümü ile sınırlı olarak yapılmasına,

    C- 5352 sayılı Kanun’un;

    1- 12. maddesinin,

    a- (1) numaralı fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iPTALiNE,

    b- (2) ve (3) numaralı fıkralarının Anayasa’ya aykırı olmadığına ve itirazın REDDiNE,

    2- Geçici 2. maddesinin, (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iPTALiNE,

    D- 5352 sayılı Kanun’un;

    1- 12. maddesinin (1) numaralı fıkrasının,

    2- Geçici 2. maddesinin, (1) numaralı fıkrasının “Anayasanın 76 ncı maddesi ile özel kanun hükümleri saklıdır.” biçimindeki son cümlesi ve (2) numaralı fıkrasının “… Anayasanın 76 ncı maddesi ve özel kanunlarda sayılan suç ve mahkûmiyetler dışındaki kayıtlar için …” bölümünün,

    iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iPTAL HÜKÜMLERiNiN, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BiR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GiRMESiNE,

    OYBiRLiĞiYLE,

    20.1.2011 gününde karar verildi.
    0 ...
  8. calvin klein man

    1.
  9. Calvin Klein'in sağlam erkek parfümlerindendir.
    "Fark edilir ve maskülen kokusuyla bu yeni parfüm; ferahlığın, egzotik baharatların ve zengin odunsuların harmanından oluşan baharatlı odunsu bir koku...Calvin Klein ın benzersiz minimalizmi ve seksi tarzı, modern erkeğin ruhunu yakalayan imza niteliğindeki klasik ve sofistike bir kokuda hayat buluyor. Mükemmel erkeğin yeni ama aynı zamanda klasik bir yorumu. Üst notalarında biberiye, mandalina, bergamut, menekşe yaprağı; orta notalarında hindistan cevizi, defne, bahçe nanesi ve tütsü ile kendisini hissettiriyor...Dip notalarında ise ise selvi, gayak ağacı, sandal ağacı ile son buluyor...". tanıtım yazısından.
    0 ...
  10. genç politikacı

    1.
  11. 90'lı yıllarda Magic Box / Star 1 kanalında yayınlanan orijinal adı "the new statesman" olan ingiliz absurd komedi dizisi. Alan Beresford B'Stard isimli ruh hastası bir siyasinin maceralarını anlatıyordu. sanırım bugun bu diziyi yayınlayacak bir kanal türkiye'de yoktur.
    0 ...
  12. blake in yedilisi

    ?.
  13. orijinal adı Blake's 7 olan bbc yapımı kült bilim kurgu dizisi. 80'lerde trt kanalında çıkardı. yanlış hatırlamıyorsam son bölümde gemi havaya uçuyordu alayı da ölüyordu.
    edit: 1986'da yayınlanmıştır.
    1 ...
  14. dersim katliamını ucm ye götüren avukatlar

    1.
  15. Az önce ntv'de habere konu olmuş başvuru hazırlığını yapan avukatlardır. Linkte isimleri var.
    http://www.dersimpost.com...aciklamalari-ve-duyurular
    Yukarıdaki linkteki haberi okuduğumda UCM hakkında bu kadar bilgisiz olunmasını şaşkınlıkla karşıladım. ingilizceleri mi yetersiz diye düşündüm. Zira UCM Statüsü (Roma Statüsü) ancak Statü'nün yürürlüğe girdiğinden sonra işlenen suçlar üzerinde yargı yetkisini haizdir (Art.11/1: Madde 11/1)Yani 2002 Temmuz.
    Bunun yanında haberde geçen 23. maddenin kültürel soykırım veya etki teorisiyle de alakası yok. Madde 23 kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesiyle ilgilidir. Ayrıca 1948 Soykırım Sözleşmesi'nde de UCM Statüsü'nde de kültürel soykırım suçu yer almamaktadır. Bir başka açıdan bakarsak UCM'nin böyle bir soykırım tanıma yetkisi de yoktur.
    Nereden bakılsa elde kalan şov amaçlı bir başvurudur. Bir de bunu tvde savunmak bana komik geliyor. Ardından da avukatlık mesleğinin saygınlığını sallayan yok. Arkadaşım linkteki söylenenleri yüksek lisans/doktora dersi sınavında yazan adamı o dersten bırakırım ben. sen kalkmış tvde bunları anlatıyorsun.
    1 ...
  16. 27 01 2011 türkiye ingiltere buz hokeyi maçı

    1.
  17. Üniversiad'da az sonra başlayacak olan bayanlar buz hokeyi maçıdır. iki ülke de buz hokeyinde emekleme safhasındaymış.
    (bkz: trt hd)
    0 ...
  18. 27 01 2011 çek cumhuriyeti türkiye buz hokeyi maçı

    1.
  19. Üniversiad'da az önce sonuçlanan maçtır. Türkiye maçı 16-0 kaybetmiştir. Periyot olarak bakılınca ilk periyotta 2-0, ikinci periyotta 12-0, üçüncü periyotta 2-0 skorlar ortaya çıkmıştır.
    1 ...
  20. gabrielle giffords

    1.
  21. Demokrat partili temsilciler meclisi üyesidir. Az önce arizona eyaletinde vurulmuştur.
    http://www.bbc.co.uk/news/world-us-canada-12143774
    0 ...
  22. harun yahya vs adnan oktar

    16777209.
  23. hayat küçük ansiklopedi

    ?.
  24. valide hanımın 80'lerin ortasında ilkokul öğrencisiyken hediye olarak aldığı ve yaz tatilinde madde madde okuduğum ansiklopedidir. Belki hala bazı evlerde vardır; tek cilt kırmızı sert kapaklıydı.
    0 ...
  25. amıt guluzade

    ?.
  26. azerbaycan futbol ligi takımlarından neftçi'nin genç oyuncusu.
    0 ...
  27. azerbaycan üniversitesi

    1.
  28. iran'ın tebriz kentinde 1987 yılında kurulmuş 4000 civarında öğrencisi olan devlet üniversitesi.
    http://217.219.134.146:8080/en2/
    1 ...
  29. kürdistan üniversitesi

    8.
  30. pax et justitia

    ?.
  31. contra legem

    1.
  32. centesimus annus

    ?.
  33. lat. yüzüncü yıl dönümü.
    0 ...
  34. amor dei

    1.
  35. est profecto animi medicina philosophia

    1.
  36. lat. (çiçero)felsefe aklın en doğru ilacıdır.
    0 ...
  37. ego nihimet sum semper proximus

    1.
  38. lat. kendimin en yakın komşusu benim. (en yakın arkadaşım kendimdir)
    1 ...
  39. dies adimit aegritudinem

    ?.
  40. lat. zaman acıları /kederi tedavi eder. (ilacıdır)
    0 ...
  41. deligas tantum quem diligas

    ?.
  42. candide secure

    ?.
  43. lat.dürüstlük en iyi siyasettir.
    1 ...
  44. amarus vitiorum fructus

    ?.
  45. lat. günahın meyvesi acıdır.
    1 ...
  46. sınav kağıdına inci yazan öğrenci

    ?.
  47. inci sözlüğün varlığından habersiz olabilecek hocalar için "ismini neden kağıdın sonuna yazmış" kaygısı uyandırabilecek cesur öğrencidir.
    caps için:
    http://img705.imageshack.us/i/30112010094.jpg/
    1 ...
  48. 17 eylül 2010 yüksekova patlaması

    1.
  49. yüksekova'da bugun meydana gelen patlamadır. çok sayıda yaralı vardır.
    http://www.yuksekovahaber...ekovada-patlama-37530.htm

    görüntülere göre 34 ue .... plakalı beyaz bir toyota marka arabada hasar var, bir de yaralı kaldırımda oturuyor. sürekli çalan bir ambulans sireni var ancak ambulans da patlamadan zarar görmüşe benziyor.
    0 ...
  50. ahmet fikri tüzer

    2.
  51. bir gün başbakanlık yapmasının sebebi başbakan refik saydam'ın görevi başında vefatıdır. ahmet fikri tüzer, içişleri bakanıydı.
    0 ...
  52. volvo s80 i olan apartman görevlisi

    1.
  53. eski oturduğum evin apartman görevlisidir. bugun badana yaptırmak için kendisiyle görüştüm bir maliyet çıkardı. haline önceden de acırdım zaten, kılık kıyafet filan vermiştim ailesine.neyse tanıdık fiyatı verdi ben de 50 lira da fazla vereyim dedim ramazan mübarek ay, bayramda birşeyler alır evine. evden çıktık arabayla mı geldiniz diye sordu. yok taksiyle geldim bir arkadaşa uğrayacagım yakında diye cevap verdim. olmadı bırakayım dedi. sağol dedim ve yürümeye başladı. 10 saniye sonra volvo s80 marka arabasına binip gitti. o 50 lira fazlayı verip vermemekte tereddüt içindeyim.
    0 ...
  54. daha fazla entry yükleniyor...
    © 2025 uludağ sözlük