amacımızın fakirleri anlamak, aç kalan insanların halini anlamak olduğu bir ibadette yapılan saçma sapan bir eylemdir. her gün televizyonda izliyoruz, sahurda neler yersek tok kalırız, neler bize açlık hissettirmez, ne yersek susuzluk hissetmeyiz gibisinden tonla yöntem anlatıyorlar. bizim amacımız zaten açlığı, susuzluğu hissetmek değil mi? niye bu tarz yöntemlere başvuruyoruz ki?
benim gibi yurtdışına çıkacak durumu olmayanların tercihidir. evde world travel channel'daki programlar olsun, tv 8'deki gülhan'ın galaksi rehberi rehberi olsun, stv'deki ayna programı gibi programları izleyerek hiç yoktan merakını biraz giderebilmektedir.
lisedeki öğrencilerin büyük bir kesiminin hayalleridir. çoğunluğu "abi varyaa şu lise bitsin, üniversiteye gidelim okuduktan sonra çekip gideceğim buralardan" denir ki hiç de öyle olmaz. bunu gerçekleştirenler bir elin parmağını geçmemektedir. bu lise öğrencileri daha hayata atılmadan, zorluk çekmeden ülkelerinden nefret etmektedirler. hepsi, gezi programlarında gördüğü ülkelerin, türkiye'den daha iyi olduğunu, orada yaşam şartlarının çok daha iyi olduğunu, hayatının kurtulacaklarını sanmaktadırlar; ama her şey göründüğü gibi değildir.
hayatımda gördüğüm en tiksinç yemek yeme şeklidir. hani karşında yemek yemeyen insanın canını çektirmek istersin de ağzını şaplata şaplata yersin. bu şaplatmadan can çektirme versiyonu. birde yediği yemekleri anlatması yok mudur?
"böyle alacaksın lahmacunları. böyle soğanı, salatayı dökeceksin. böyle, yağları akacak dirseğinden. o lahmacunları laap laap diye götüreceksin." şeklinde yediği yemekleri anlatışı vardır. tabi bunu anlatırken şekilden şekle girer.
sözlükteki troll lerin klasik tavrıdır. bir başlığa entry girerlerse, o başlık arasında entryleri büyük ihtimalle kaynayacaktır. gerekli eksi oyu alamadıkları için karmalarında çok değişim olmayacaktır; fakat başlık açarlarsa daha büyük bir kitleye hitap ettiği için gerekli eksi oylarını toplayacaktır.
çok sikko bir durumdur. maç yapılır, maç kazanıldıktan sonra sağ elini sol tarafa doğru uzatıp elini açar. kazanılan beyblade bir anda eline bumerang gibi döner.
Sinem Kobal, Küçük Sırlar'dan sonra özel projelerin dışında artık kamera önünde olmayacak. Kobal, kariyerine yapımcı olarak devam edecek. Sinem Kobal artık kamera arkasında.
Küçük Sırlar'ın başrol karakteri Su'ya hayat veren Kobal, kendi yapım şirketiyle televizyonlara program yapıp, satacak. ve çok özel Oyunculuk projelerinin dışında, kamera arkasına geçerek hayalindeki projeleri gerçekleştirecek.
Hatta ilk projesi için TRT'yle masaya oturdu bile. Genç yıldız, şu sıralar ünlü Oyuncularla röportajların ve kamera arkası özel görüntülerin yer alacağı programının görüşmeleri için istanbul-Ankara arasında mekik dokuyor.
vallahi iyi mi oldu, kötü mü oldu bilemedim. şimdi berbat bir oyuncudan kurtulduğumuz için sevinsek mi? muhtemelen berbat bir yapımcının yapımlarını ister istemez izleyeceğimiz için mi üzülelim?
mantıklı bir tespittir. neden derseniz, trolllük yapan yazarlarımıza ne kadar sövsek de, onu ne kadar da eksilere boğsak da bazen yüzümüzü de güldürebiliyorlar. ayrıca, düşüncelerimize zıt yazılar yazdıkları zaman "aa nasıl öyle dersin, gerizekalı mısın?" gibi tepkiler verirken nadir de olsa "aslında varya hiç o açıdan düşünmemiştim" gibi tepkiler de verebiliyoruz. bir olayın hiç düşünmediğimiz bir yönünü bizlere gösterebiliyorlar.
bazen, din konularında bokunu çıkarsalar da onun dışında sözlüğe renk kattıklarını düşünüyorum. onları sevelim, karmalarına eksilerimizle destek olalım.
ayşe özyılmazel'in öncelikli tercihi olan sakal tipidir. ayrıca sakalın alt kısmının beyaz, elmacık kemiğinde en fazla tüy olması gereken kısmın siyah sakaldan oluşması ayrı bir ahenk katmaktadır.
benim gibi özgüveni yerlerde olan erkeklerin sorunudur. kıza bakılır, kız da o an sana bakıyordur. hemen kafa çevrilir, sanki hiç ilgilenmiyormuşsun gibi hava verilmeye çalışılır ama aklın onda olur. eğer, kıza daha uzun bakarsan yanlış anlayacağını düşünürsün; ama yanlış anlasa ne değişir ki?
+oğlum, biraz kilo al be.
-ya abi, kilo almak, vermek kadar zor. alamıyorum işte.
+ya sen abini dinle. gece şimdi yatmadan ye bir şeyler. onun üstüne uyu. sonra, ben nasıl kilo verecem dersin.
-abi hormonlar, metabolizma vs.?
+yok yok, sen abini dinle. bak görürsün nasıl kilo alacan.
tarzında çevreden gelen tavsiyeler vardır. kilo almaya çalışan zayıf insan, hayvan gibi yiyerek kilo alsa da, o kiloları kısa sürede vermektedir. o yüzden kilo alacağı zamanı beklemelidir.
ezelden beri futbolcuların yaptığı harekettir. sonucun değişmeyeceğini bile bile hakemin üzerine yürüyüp itiraz ederler. üstüne sarı veya kırmızı kartla ödüllendirilirler. nasıl bir mantıktır bu?
edit: 1 karakter sığmadığından başlık biraz kötü oldu.
finlandiya'da children of bodom'un klavyecisi janne warman tarafından kurulan power metal grubudur. salieri strikes back parçası dinlenilesi, güzel parçadır.