Ocağına incir ağacı dikilen bir kadının, doğup büyüdüğü yuvasını mecburen terk edip, Girit’ten izmir’e göç eden Zeynep’in oğluydu. ismi, Mustafa Fehmi’ydi. Dokuz Eylül Üniversitesi eğitim fakültesinin nüvesini oluşturan izmir Erkek Öğretmen Okulu’na gitmiş, Cumhuriyet’in ilk öğretmenlerinden olmuştu. Nasıl bir devrimci ruh taşıdığını göstermesi açısından yazıyorum… Soyadı Kanunu çıkmadan tee altı sene evvel, henüz öğrenciyken, Kubilay soyadını almıştı.
*
izmir Menemen’de asteğmen olarak vatani görevini yapıyordu. 23 yaşındaydı. Tam bugün, 23 Aralık’ta… “Şeriat isteriz” diye ayaklanan yobazlar tarafından, göğsünden kurşunlandı, yaralı haldeyken testere ağızlı bağ bıçağıyla kafası kesildi, bir sırığın ucuna takıldı, dolaştırıldı. Müdahale etmeye çalışan bekçilerimiz Hasan ve Şevki de şehit edildi.
*
Menemen olayı, Şeyh Said’den sonra Cumhuriyet’in karşılaştığı ikinci irtica kalkışmasıydı. Bölgede sıkıyönetim ilan edildi, divan-ı harp kuruldu. 105 sanık yargılandı, 28 sanık idama mahkum edildi, TBMM onadı, Kubilay’ın kafasının kesildiği yerde sehpa kuruldu, asıldılar.
*
Aradan 13 sene geçti, 1943… ikinci dünya savaşı devam ederken, iran sınırımız, bugünkü Suriye sınırımız gibi folofoş durumdaydı. Giren çıkan belli değildi. Gene böyle bir giriş çıkış sırasında, Van Özalp’te 33 kaçakçı öldürüldü. Çatışmada vuruldukları yolunda rapor tutuldu.
*
Aradan beş sene daha geçti, 1948… Çiçeği burnundaki Demokrat Parti, ilk yaptığı işlerden biri olarak, bu meseleyi meclise taşıdı. Van Özalp’te çatışma olmadığını, 33 kaçakçının 3’üncü Ordu Komutanı’nın emriyle kurşuna dizildiğini öne sürdü. Soruşturma açtırdı.
*
Aradan bir sene daha geçti, 1949… Demokrat Parti’nin suçladığı ordu komutanı tutuklandı. Ancak, kısa süre sonra serbest bırakıldı.
*
Aradan bir sene daha geçti, 1950… Demokrat Parti iktidara geldi. 1947’de emekli olan 69 yaşındaki ordu komutanının dosyasını gene açtırdı. Şırrak… idama mahkum ettirdi.
*
Aradan bir sene daha geçti, 1951… Askeri Yargıtay kararı bozdu. Yeniden yargılama kararı verildi. Ancak, 70 yaşına gelen ordu komutanının ömrü yetmedi, tutukluyken, askeri hastanede vefat etti. Edirnekapı Şehitliği’nde toprağa verildi. Dava düştü.
*
Karşıdevrimci Demokrat Parti’nin “katliamcı” ilan edip, idama mahkum ettirip, demir parmaklıklar ardında kahrından ölene kadar yakasını bırakmadığı ordu komutanı kimdi biliyor musunuz?
*
Menemen’de Kubilay’ın kafasını kesenleri idama mahkum eden, divan-ı harp başkanı Orgeneral Mustafa Muğlalı’ydı.
*
Milli mücadele kahramanıydı. Menemen olayı yüzünden, yobazların en nefret ettiği kişiydi. Şeyh Said’in bastırılması ve Dersim harekatında da görev yaptığı için, Demokrat Parti bünyesinde filizlenen bölücü unsurların da hedefindeydi. Yobaz-bölücü koalisyonu, intikam için fırsat kolluyordu. Neticede başarmışlardı.
*
Aradan 36 sene daha geçti, 1997… Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın itibarı iade edildi. Naaşı, törenle Devlet Mezarlığı’na taşındı. Harp Akademileri Komutanlığı’nın bahçesine büstü dikildi.
*
Aradan yedi sene daha geçti, 2004… Van Özalp’te, hudut tabur komutanlığının bulunduğu kışlaya, Mustafa Muğlalı ismi verildi.
*
Aradan altı sene daha geçti, 2010… Bir taraftan Ergenekon-Balyoz-Casusluk iftiraları süreci başlatılmış, bir taraftan “açılım süreci” başlatılmıştı. TSK imha edilirken, PKK’yla masaya oturulmuştu. BDP milletvekili Fatma Kurtulan, fırsat bu fırsat, Mustafa Muğlalı Kışlası’nı meclis gündemine taşıdı. isminin derhal değiştirilmesi istendi.
*
işte tam bu sırada ne oldu biliyor musunuz?
*
CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Van’da miting yaptı. Aynen şunları söyledi: “Başbakandan rica ediyorum, hükümetsin, başbakansın, 33 köylünün kurşuna dizildiği yerde, bunun ismini kışlaya verme, bu ismi değiştirin, istirham ediyoruz, buradan çağrı yapıyorum, bakalım Recep bey çağrımıza nasıl cevap verecek.”
*
E, Recep beyin canına minnetti… Muhalefet partisi muhalefet etmiyor, tam tersine, istirham ediyor, gollük pas veriyordu. Kışlanın ismi değiştirildi. Orgeneral Mustafa Muğlalı tabelası indirildi. Şehit Astsubay Erkan Durukan Kışlası yapıldı.
*
Aradan dört sene daha geçti, 2014… Suriye’de emperyalist güçlerin paylaşım kavgası başladı. Kimisi köktendincileri kullanıyordu, kimisi Kürt milliyetçilerini… Kobani’de IŞiD tarafından öldürülen YPG’li Mahmut Zengin’in cenazesi, Van Özalp’e getirildi. Cenazeyi taşıyan yüzleri maskeli PKK’lılar, Apo posterleri ve PKK bayraklarıyla, Şehit Astsubay Erkan Durukan Kışlası’nın önünde resmi geçit yaptı.
*
Cumhuriyet tarihinde bir ilk’ti. Asker-polis seyretti. Bu resmi geçidin neden orada yapıldığını elbette herkes biliyordu… Mustafa Muğlalı tabelasını indirtenler, açılım sayesinde siyasi zaferlerini taçlandırmıştı.
Ve, sene 2015… Devrim şehidi Kubilay’ın 85 sene evvel çekilmiş siyah beyaz vesikalık fotoğrafındaki gözlerine iyi bakın lütfen.
*
IŞiD zihniyetinin taa o zamanlarda bu topraklara ekilen tohumlarına, demokrasiyi yoketmek için demokratik yolları kullanan kravatlı yobazlara, Şeyh Said’in manevi torunlarına, Demokrat Parti çizgisiyle HDP çizgisinin nasıl kesiştiğine, devrimin yuvasına yerleşen guguk kuşlarının sinsi marifetlerine… Acı acı gülümsediğini göreceksiniz.
1993'de Tuğgeneralliğe terfi etmiş, 1997'de Tümgeneralliğe yükselmiştir. 2002'de Tümgenerallikten emekli olan Pamukoğlu toplamda 43 yıl askeri üniforma giymiştir. Osman Pamukoğlu, 1. Dereceden Altın Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası, 2 kez Üstün Cesaret ve Feragat Nişanı ve 5 kez Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı almıştır. Pamukoğlu, Türk Ordusu'nda 5 tane Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı'na sahip tek kişidir.Akıllı olun !
yeni nesil bir şeyler yazmış ama Dallas'tır.O saatte hayat durur,hatta hırsızlık olaylarının en fazla olduğu saattir,kimse kimseyi görmez dünya ile irtibat kesilirdi.
fazla değil bir 12-13 yıl öncesine gidelim o gün bize uefa kupasını kazandıran o efsane kadroyu hatırlayalım , o kadrodan hangisine vefa örneği gösterdiniz ?
Metin OKTAY'dan sonra gönlümüzü hoş eden tek O'n numara Gheorghe HAGi' ye mi ?
Kral Hakan ŞÜKÜR'e mi ?
Büyük kaptan BÜLENT'e mi ?
Arif'e mi Ergün'e mi ? Suat'a küçük Hakan'a veya Popescu'ya mı vefa gösterdiniz ?
Hangisinin elini sıkarak alınlarından öperek uğurladınız ?
Peki hiç düşündünüz mü bu taraftar için bu efsanelerin yüzlerinde ki tebessümün geçmişe dönük vefanın her kupadan her başarıdan daha önemli olduğunu ?
Düşünmediniz elbette .
Bu takıma gönül veren her taraftara GALATASARAY denildiğinde , Ali SAMi YEN , Metin OKTAY , Gheorghe HAGi ve Fatih TERiM diye cevap vereceğini bile bile yine vefasızlık yaptınız yine boyunlarını büktünüz!
Hangi başarı sizin vefalı davranmanıza yardımcı olacak ? Bir uefa kupası daha mı ? Şerefli bir sekizincilikten sonra gelecek olan 2 şampiyonluk kupası mı ?
Ama unutmayın '' açtığınız her yaradan , hesap soracak YARADAN ''
Siz 30 milyon GALATASARAY' lı yı kendi egonuz yüzünden vefasız konumuna düşürdünüz ya elbet tarih bunu da unutmayacaktır !
Ayrılık elbette olacaktı , gidişler gelişler elbet olacaktı , ama armanda ki 3 yıldızdan birini takan bir adamı sen takımın kalbinden böyle söküp atmamalıydın !
Yarın ne olur bilinmez ama bilinen bir gerçek var ki , bu şanlı takımın şanlı taraftarı nasıl ki Ali SAMi YEN'i onursal başkanı , Metin OKTAY'ı ölümsüz kahraman'ı , Gheorghe HAGi'yi başının tacı yaptıysa ve öyle yaşatıyorsa Fatih TERiM'i de en büyük hocası ve efsanelerinden biri olarak benimseyecek kabul edecek sevecek kuşaktan kuşağa anlatacaktır !
- ve asıl tehlike şudur ki bu Fatih TERiM en kısa sürede sizin kurduğunuz o yalan saltanatı yıkmak için ordusuyla elbet bir gün geri gelecektir ...
üzülme hocam sen terim'sin imparatorsun !
ve üzülmeyin ey şanlı Galatasaray taraftarı , ALLAH Kerim , Fatih TERiM !