oğlanlardan ve alkolden vaktim arrtıkça seni düşü-
nüyorum türkiye, inan doğru bu kere yanılsamam
ve ruhumun yavşak zıpırlığı, hiç değilse ayık
dolaşamayacak kadar dürüstüm,
türkiye, tarkan öleli çok oldu, artık onu unut; bu-
nadı kurt. playboy'a annemin çıplak resimlerini
satarak beyaz saray'a sırnaşmayı düşlüyorum
spermi biraz fazla kaçırdığımda,
beş parasız paraladığım sokaklarında embesillerini
ve taşak kalpli aydınlarının sidik yarışlarını
görüp bol bol osuruyorum, başbakanı dinlerken
televizyon karşısında ekrana ekmek teknemi aç-
mak ya da esrar içmek, geğirmek en büyük mutlu-
luk bana verdiğin,
otuz bir çekmediğim gecelerde düşler kuruyorum se-
nin hakkında, hür hülyalarımda sana zerre kadar
yer vermiyorum ama, maalesef ayakta kalıyorsun,
sosyal demokrat idiotlarını, orospu tavukların
uğrak yeri sanat galerilerini, festival sar-
kaçlarını, ölüsevici kültürünün uyanık tez-
gâhtarlarını ve tezgâhın altında neler dön-
düğünü farkedecek kadar sosyalistim,
hapsine düşmedim henüz, o yüzden tam solcu sa-
yılmam köle pazarı piyasanda, kıçına cop
girdiği için şair olanlardan da değilim; eli
kulağındadır tımarhanelerinden birinde tes-
cilli manyak olmamın ve koynuna girmediğim-
den dorukta sıçanların, o yüzden ibneliğim
de test edilip onaylanmadı,
uyuşukluklarıyla iktidara peşkeş çekip çaktır-
madan, sonnet'leriyle, balad'larıyla köçek-
leşen, raconları kıyak geçme üzerine kurulu
mason-ulema tayfanı da tanırım, sen de bilir-
sin ki havlayan it ısırmaz türkiye, bak, biz-
bizeyiz, çekinme, şu azınlıkları ne zaman ke-
sip kızartacağız, çok acıktım türkiye,
nâzım'ını severim, buna kızabilirsin, ama bazı
-ne demekse- naif şairlerinin, devlet sanat-
çısı olmasına ve adının iktidar şakşakçısı
starlarla bir anılmasına dair çabalarına izin
verdiğinden, sana korkunç müteşekkirim, inti-
harımı hızlandırıyorsun böylelikle, böylelik-
le artıyor kirim ve seninle kirimiz, ne gam?
iyi akşamlar. persil supra.
mustafa suphi, artık hamsi mi türkiye, dikkat et,
balıkları örgütlemesin,
allah'a inanmıyorum, osmanlı'yım velhasıl, akın
edip avrupa'ya, toplayıp getiremesem de cil-
lop gibi veletleri, n'apalım, buradaki lüm-
pen teen-ager'larla idare ediyorum,
türkiye, ayıptır sorması ne zaman akıllanacağız;
türkiye, kıbrıs'ın yakasını ne zaman bıraka-
cağız ve ne zaman yaraşır olacağız binlerce
devrim şehidimize,
türkiye, hiç terbiye edinemedim, yeteneğim bu ka-
dar; çük kadarken okudum sabahattin ali'yi,
kafka'yı, dostoyevski'yi, london'ı; kapital'e
başlayışım babamla aramızda çıkan küçük bir
harçlık sorununa dayanır,
ıq'larımızın düşük olduğunu sanmıyorum, peki
bir eşek şakası mı bu; köy enstitüleri,
halk eğitimler, halkevleri ne ayak; behice boran
, iyi ki unutuldu; iyi oldu, eline
sağlık türkiye,
hasbelkader bir önerim var: cıa, eurovision'u
kazanmamızı, aet'na girmemizi sağlayamaz
mı acaba, şüphesiz, eh benimki de salaklık,
haklısın türkiye,
bizi milletçe sevmeyenlere ayar oluyorum; ağız-
larını burunlarını kırarak onlara medeniyet
öğretmek istiyorum türkiye,
ben, sex-shop'ların, komünist partinin, müslü-
man demokrat partinin, rock partinin,
çeşit çeşit gay barların açılmasını, askerliğin
kaldırılmasını istiyorum türkiye; bu top-
raklarda nobel, oscar, lsd, özgürlük ve sik
anıtları görmek istiyorum: kişi başına düşen
milli gelirden bana ait payı iade ediyorum
bütün bu harcalamalar adına sana; hapishane-
ler, hayvanat bahçeleri, kamplar, tımarhane-
ler boşaltılsın derhal; ben bütün kentlerin-
den barışla, erdemle, insanlık haklarımla ke-
yiften gebere gebere, ıslık çalarak dolaşan
bir seyyah olmak istiyorum; mandela kötü a-
dam, döv onu türkiye,
`uzak asya'dan gelip akdeniz'e bir kısrak ba-
şı gibi uzanan bu memleket... sizin! afiyet
olsun efendiler' demekten bıktım, bıktık,
anlıyor musun, orada mısın türkiye,
ama yine de memnun olmuyorsan bu tavırdan ve
kızıyorsan ve sinirleniyorsan, olsun, biz
yine geliriz; yine yazar, söyleriz; ölürüz;
biz yine gideriz; sen, rahatını bozma o za-
man, güzel bir çocuk gibi bu şık dünya ya-
tağında, böyle masum böyle mazlum uyu tür-
kiye, (bkz: behice boran)
martin scorsese ve mick jagger ortak yapımı HBO dizisi daha ne olsun derseniz bobby cannavale'in üstün oyunculuğu derim. scorsese allah, cannavale peygamber gibi adam. var olsunlar.
sokak kültürünü bilen, hippiliği "gerçekten" yaşayan güzel abilerimiz.
şöyle de bir anısı mevcut bende;
iki kız iki erkek kadıköy'de aval aval yürürken 50-60 metre öteden cd satan yakışıklı mı yakışıklı bi abimiz bize doğru geliyordu baktım ki siya siyabend'den bizon murat, tüylerim diken diken baka kaldım, şaşırdım tabi alışkın değiliz youtube'dan izlediğimiz/dinlediğimiz adamların cd satmasına.
tabii yanımdaki arkadaşlarım biraz bağdat caddesinin şıkır şıkırları olduğu için nerden tanısınlar bizon murat'ı?
15 liraya satıyordu murat abi cd'lerini. abi dedim alayım ben lise'den beri dinlerim sizi ama pazarlık yapalım falan filan 10 liraya ver dedim, öğrenci misin dedi evet dememe kalmadan cd'yi verdi elime, para falan zorlasam da almadı. sonrada şöyle dedi; siya siyabend'in bütün arşivi var bunda güzel çocuksun, güzel güzel dinle.
geçen cuma beyoğlu'nda konserine gittiğim rap müzik grubu. içeri girmeden baya az bi kalabalık vardı. "ulan nasıl geçecek kötü mü olacak"derken sahneye çıktıkları andan itibaren tanıyan tanımayan herkesin hayran ifadelerle izlemesi, şarkılara eşlik etmesi hayranlık vericiydi. ön yargılı "ay türkçe rap ne ya" algısını çok güzel kırabilecek adamlar bunlar. yasin'in ürettiği müzik, besta'nın sesi, elektro bağlamanın ahengi. underrated olmak böyle adamlara yakışıyor, rap müziği sevmeyin ama mode xl'in canlı performansına gidiniz, dinleyiniz, hak vereceksiniz..
silah mı? bireysel silahlanmaya evet mi? iç savaş çıkarmak için baya hevesli bir kitle var belli. sabretsinler 1 sene içinde muhteşem bir iç savaşın içerisinde olacaklar, daha sonra da bir teknenin içinde poposunun iki yanağını da sıkıştırabileceği alanı ararken bir bakmış iltica ediyor. aman silahını da götür, lazım olur!