üniversitedeki diğer akademisyenlere nazaran çok farklı bir gözden, yeni medyanın ne demek olduğunu kavrayabilmenize imkan tanıyan, gazeteci ve akademisyen etiklerine sahip hocamdır.
medya konusuna ilgililer takip etmeli ve mümkünse sohbet etme fırsatı yakalamalı, hatta dersine girseniz çok daha iyi olur. örnek aldığım birisi.
Gıda işletmelerinde alkollü içki satışını mümkün kılan ruhsat.
Şu anda özellikler istanbul, Ankara ve izmir gibi şehirlerin dışında taşra bölgesine alınması oldukça zorlaştırılmıştır, şartlar uygun olsa da genelde verilmediği yönünde bir kanı hakim.
türkiye'nin en büyük tarım eticaret girişimlerinden birisi olmasına rağmen hakkında bir entry olması oldukça ilginç, klasik bir hikaye gibi görünse de binlerce insana iş istihdamı yaratmış ve hala ilk günkü gibi mail üzerinden sipariş alıyor.
ülke olarak sıkıntılı ve sürekli üzüntülü dönemlerden geçiyoruz, biraz değişikliğe ihtiyacımız var bu bize iyi gelecektir onun için her anlamda faydalı olacağını düşündüğüm bu kampanyayı destekliyorum, desteklerinizi bekliyorum.
twitterda bu hesabın beni takip etmesi üzerine bir sosyal yardım organizasyonu sandığım, profilini ziyaret etmemle birlikte ilginç bir yemek fotoğrafı fetişistinin profili olduğunu anladığım ilginç bir profil, dahası bence bu konu araştırılmalı insanlar neden bu kadar çok yemek fotoğrafı görmek istiyor?
(bkz: https://twitter.com/yemeginipaylas)
açık konuşuyorum, biraz önce tuborg gold almak için tekele gidip piyasaya yeni çıktığım için deneyeyim deyip bir bud iki tuborg gold alıp eve geldim, bud'ı açıp heyecanla tattım ardından tuborgları tekele götürüp bununla değiştirdim.
ben biramı buldum, hiç mi acı tat olmaz kötü alkol tadı olmaz, bayıldım sonunda diyorum umarım tutar.
ağrı kesici ve ateş düşürücü etkisi olan popüler ilaçların (en çok satan) etken maddesidir, yaşlılar tarafından özellikle ağrılar için türkiye'de çok tüketilmektedir, yıllardır gripin ismiyle piyasaya sürülmüştür şimdilerde parol bayrağı devralmıştır.
okunduğunda ilk anlamı kara üzerinde yapılan turizm gibi gelse de olay çok farklı. bu turizm türü dünyada yeni bir trend haline gelmeye başlıyor ve benim de tercihim!
Kara turizmi, Antalya'da bir otele binlerce lira ödeyip deniz veya havuz kenarında kokteylinizi yudumlayıp relax olduğunuzu düşünmek yerine dünyanın en riskli, tehlikeli, heyecan verici ve ölüm içerebilen yerlerine yapılan planlı turistik seyahatlerdir.
Hrant Dink'in hayallerini, mücadelesini, dilini ve yüreğini yaşatmak amacıyla 2007 yılında kuruldu.
Diyalog, barış ve empati kültürünü geliştirmeyi tüm faaliyetlerinin temeli olarak tanımlayan vakfın çalışma alanları şöyle:
çocuklar / gençler arası fırsat eşitliği ve çocukların / gençlerin yaratıcı yönlerinin desteklenmesi,
kültürel çeşitliliğin bir zenginlik, farklılığın bir hak olarak kabul görmesi,
Türkiye, Ermenistan ve Avrupa toplumları arasındaki kültürel ilişkilerin geliştirilmesi,
Türkiye'nin demokratikleşme sürecinin desteklenmesi,
milliyetçilikten ve ırkçılıktan arındırılmış tarih çalışmaları,
Hrant Dink ile ilgili yazı, fotoğraf ve belgelerin toplanması.
Hrant Dink Vakfı bu alanlarda kitap yayımlamak; arşiv oluşturmak; yaz okulu düzenlemek; film, müzik, görsel sanatlar, dans ve edebiyat içerikli festivaller yapmak ve Hrant Dink'in anısına ödül vermek gibi çalışmalar yürütecektir.
ekşi sözlükte beş yıldır yazar olmaya çalışan, kaliteli entryler giren ( çoğunlukla bilgilendirme içerikli ) bir dostum tam 5 yıldır yazar olmak için her gün sözlüğü açıyor ancak tık ilerleme yok artık kendini unutulmuş hissettiğini belirtti ben umudu kesmesini öneriyorum çoğunlukla umudu kestiğinizde ertesi sabah bir bakmışsınız yazarsınız!
defalarca reddedip engellememe rağmen sürekli olarak ''yeni bir iş fırsatın var'' şeklinde sms atıp taciz eden bir firma, ayrıca içerisi pazar yoklamaya çalışarak hizmet verenleri parasından etmeye çalışan müşterilerle dolu diyebilirim. gelen tekliflerde detay yok hatta çoğu utanmadan açıkça fiyat bakıyorum araştırıyorum vs. yazıyor, sen işin fiyatını 10 kişiden öğreneceksin diye ben neden para ödeyeyim ki kardeşim?
gerçek anlamda ilgimi çekip beni heyecanlandıran başlık, bir süreliğine relax olmak ortamı hissetmek, güzel saf arkadaşlıklar kurmak için yapmayı düşündüğüm eylem.
bir yerden bir şey yakalayıp iğnelemeye çalışacaklar için baştan söyleyeyim, milletimin kültürüne karşı değilim, emniyet kuvvetlerine de karşı değilim ve destekliyorum lakin şöyle her gün yaşadığımız 1 dakikamızın bile değerli olduğu bu hayatta türkiye'de başımıza gelen bir husus var.
trafiği kilitleyen, gürültü yaparak çevreye rahatsızlık veren hatta bazılarında havaya ateş açan düğün ve asker konvoyları.
defalarca şikayet etmeme rağmen bu konvoylara bir işlem yapılmıyor hatta biraz önce polis aracı bizzat bu konvoyla ilerliyordu bunun üzerine bu başlığı açma kararı aldım. bunu bir türk kültürü olarak görmüyorum, kültür rahatsızlık verilen ve türk yasalarına aykırı olan şeyler değildir!
bu konuda emniyetin tutumu çok net olmalı, görüldüğü anda durdurulup ceza verilmeli ki önüne geçilebilsin bu konvoylar yüzünden vakit kaybı yaşanıyor belki bir ambulans geçemiyor ve daha bir çok zarar var.
macbook kullanıyorum uzun yıllardır, bir aydır kamera ışığı bir yanıp sönüyor ben de tabiki ne olur ne olmaz nezakettir deyip el sallıyorum, biri mi izliyor yoksa aptal gibi boşluğa mı el sallıyorum bilmiyorum, önerisi bana bi akıl verebilir mi?
üniversite tercihi yapacak başarılı bir arkadaşımın merak etmesi üzerine açtığım ortalamayı görmemizi sağlayacak maaşlardır. paylaşırsanız ne mutlu! bir anket.
ek: bunun dışında bu mesleği üniversiteye geçecek birine önerir misini bunu da yazarsanız mutlu olacaklardır.
türkiye'de şüphesiz suriyelileri askere göndermek hele hele vatandaşlık alan suriyelileri hiç vakit kaybetmeden askere göndermeyi öneren bir kesim bulunmakta, ben ise bu konunun türk ordusu için çok münasip olmadığı kanaatindeyim.
lütfen tekne araba veya telefon gibi yanıtlarda bulunmayalım, genelde bu soruda adaya elin kolunla alabileceğin kadar şey alabilirsin ve telefon da çekmez.
#39871709 entry'e dayanarak açmış olduğum başlık. türkiye'de şüphesiz ki evlenmek zor mu sorunsalı diye bir konu vardır, toplumda bir çok kişi bunu sorsa da bu zorlukları değiştirmeye çalışmak yerine zorluklarla boğuşup yılgın düşüp, maddi manevi zarara girip evlilik mertebesine erişmektedir.
hurriyet'in ana sayfasında gezinirken en üstte karşıma çıkmasıyla önce bir vakfın reklamı sandığım sonrasında türkiye vakti kampanyasıyla bir akparti reklamı olduğunu anlamış olduğum reklam.
evet burası türkiye ve gayet iyi biliyorum ki her ülkenin kendine ait kültürel işletme tarzları var fakat abd'deki bir çok kültürel tarzı almış ve kullanıyor olmamıza rağmen nasıl oluyor da şu abd'deki karşılıklı masaları olan, spot ışığıyla aydınlatılmış bardağınız bittiğinde garsonun gelip filtre kahve doldurduğu, uygun fiyatlı güzel menüye sahip, rahat ve geniş tahta masaları olan, saçma sapan müzikler çalmayan ve kendi halinizde saatlerce oturabileceğiniz yemek yiyebileceğiniz, birileriyle buluşabileceğiniz ve garsonun sizi rahatsız etmediği restoranlardan yok anlamıyorum, çok basit ve özgür bir konsept olmasına rağmen istanbul'da yaşıyorum fakat bu restoranlardan bir tane bile yok. benzerleri var ancak aynısı değil zaten bu tip yerler oldukça pahalı.
bahsettiğim tarz aslında lüks restoranlar değil, aşağıda bir yazarın da yazdığı gibi ''elemanların sokak arası cafeleri'' ama nedense istediğinize erişebiliyor ve restoran görevlilerinin ne zaman kalkacak bakışlarına maruz kalmadan huzurlu yemeğinizi içeceğinizi içebiliyorsunuz.
vespa'nın modern - klasik tasarımlı, primavera'dan bir önceki seri olan 150cc'lik scooter'ı. piyasada primavera olmasına rağmen hala popülaritesini sürdürüyor çünkü çoğu vespa kullanıcısına göre onun görünümü gerçek bir vespa gibi, primavera ise daha çok klasik vespa çizgisinden uzaklaşmış modern bir scooter gibi.
yakın zamanda bir lx 150 sahibi olmak istiyorum, satmayı düşünen varsa mesaj kutumu yeşillendirebilir.