Polonyalı şarkıcı bir ablamız, şarkıları bir değişik okur, dinlemek lazım... Ülkesi dışında pek tanınmıyor ne yazık ki. Lhasa'dan da bir parça okuyor.
Linkler:
Böyleleri çok vardır ve yavşağın önde gidenleridir.. AKP için namaz kılındığını sanırlar.Müslüman bir ülkede kimse onları zorla namaz kılmak için camiye götürmezken onlar camiye gidenlere küfür ederler.
Hiçkimsenin değerlerine,örflerine saygı göstermeyen, hiçbir baltaya sap olamadığı gibi klavye delikanlısı olmuş sözlük yazarıdır. Ona göre her şey dalga geçmek içindir.
Müslüman bir ülkede (Cuma hariç) namaz kılanlara yobaz diye bakıyorlar ileride de dibine kadar Türkçe konuşanların hepsine ülkücü diye bakabilirler. Gerçekleşmemesini dileyelim.
2-3 yıl öncesinde lise yıllarımda yazdığım bir yazı. Neden yazdım bende bilmiyorum, fakat o günün şartları altında kesin bir sebebi vardır. Yazıyı yazdığım dönem neredeyse hiçbir sosyoloji, ekonomi, felsefe vb. kitabı okumamış bir gençtim.
"Öncelikle memurun çocuğu, memurdur. Memur, memur olarak doğar, öyle büyür ve memur olarak ölür. Memurların rahat oldukları tek yer mezardır çünkü başuçlarına en azından memur yerine isimleri yazılır. MEmur kimdir diye sordular, cevabım:
Memurun adı memur, soyadı memurdur. Lakabı zavallıdır, hali susandır, hele bir konuşsun... ilkokulda öğretmeninin sorusuna "ben pilot veya doktor veya mühendis veya asker olacağım" diyendir en büyük memur. Hayalleri çok olsa da hepsi boyundan büyüktür, boyu dediysek de o da kravatı kadardır. Memur Türk Malı robottur. Hem de hiç bozulmayan yağmur çamur yine işleyen bir çay bir simite çalışan robottur.
Memur sabah 7'de kalkar, pantolonunu, eskimiş gömleğini giyer, kravatını takar, çayını içer, sabah haberlerini izleyip ülkenin durumuna canı sıkılır(bunların hepsi yaklaşık 15 dakikada olur).
Monotonun monotonudur yaşadığı memurun. işe dünkü ile aynı anda gelir, aynı zamanda gider tuvalete, çayın son yudumuyla yemeğin sonunu denk getirir. Yağmur yağmaya başladımı romantizm diyenlere inat açar şemsiyesini, hiç biraz ıslanayım demez, karısı ısrar etse bile ki o da etmez, ancak üst mevkiden biri ıslan dese ıslanır. Onun tek arkadaşı iş arkadaşlarıdır.
Memur telefonuna 7/24 bakmakla yükümlüdür.
Memurun parası alın terinden çok sonra verilir.
Memurun dilinden yalnızca memur anlar.
Çok vardır. Sonunda 54,34 gibi sayılar varsa şehir plakalarını ve yazarın nereli olduğunu ifade eder. Sonunda 1987 vb. gibi sayılar varsa yazarın doğduğu tarihi ve 1903,1905,1907,1967 gibi sayılar varsa yazarın tuttuğu takımı ifade eder. Aklıma gelmeyen onca daha şey.
(Direkt okuyuverin başlıktaki direği, bu da benim istanbul Türkçesini o kadar iyi konuşamadığımı-yazamadığımı gösteriyor.Her şeyi seçemiyoruz değil mi bir istanbul Beyefendisi doğmayı mesela...)
Biliyorum şu an yaşadığım an için de gelecekte diyeceğim bunu ama boş boş oturma oğlum, git ders çalış olmadı kitap oku o da mı olmadı ilgilenecek birşey bul işte...