bir zamanlar eski iş yerinde kimseye sormadan etmeden kararlarını kendi veren işini iyi yapan biriyken bambaşka bir zaman diliminde bir mülakat öncesi bekleme salonunda beklerken şirket çalşanlarının ellerinde birkaç a4 kağıdıyla koşuştururken gereksiz ters bakışlar fırlatması. tam olarak karşılığı özgüven kaybetmek olmasa bile hoş hissettirmez insana kendini.
böyle siyah göz kalemi çekerek kısıkta bakar bu kız.sevimli şey seni.kim seni anlamaya çalışsın millet ekmek iş güç derdinde.
edit:bende böyleydim zamanında.sonraları anladım aslında bazı şeyleri anlamayanın onlar değil de kendim olduğunu.
porsuk çayının kenarında kahvaltı yapın.öğrenci işi ucuz ama kaliteli yerler var.
öğle yemeğine gerenk yok.
akşam yemeğinde evde patates soyup kızartın.
geceye hazırlanmak için kızılcıklı cad.de kırmızı siyah diye bi yer vardı.(hala varmıdır bilmem)orda saçlarınıza fön çektirebilirsiniz.
gece doors, buda tarzınıza göre mekanlarda eğlenin.herşeyden önce efendi olun.
işim vardı işe gitmekten sıkılıyordum.işten ayrıldım yine sıkılmaya devam ettim.tekrar iş bulunca sıkılmamaya söz verdim.şimdi yine çalışıyorum.yine sıkılıyorum.aklım hep dışarda.dışarda olsam aklım işte.emekliliğime kadar böyle devam etmesinden endişeleniyorum..
Brick and lace isimli kızlara ait parça.sözleride aynen şu şekilde,
Is this for real?
This cant be real
Are you for real?
I must be dreaming
Is this for real?
This cant be real
Youre so bad to di bone
Cant leave you alone
Its like yo inside my dreams
A perfect fantasy
Cause every kiss every touch
Boy you got me blushing.
You blow my mind
Roll it in a rush and
Im on a double baby inna rush
Boy you put your spell on me
Cause every minute every day
Boy you got me sensless
I put my guard down break my defences
Im in a loop boy lost in you love
Boy you know me need it so much
Youre so bad to di bone
Cant leave you alone
Its like yo inside my dreams
A perfect fantasy
A now fling it up back it up
Ill make you tear it up
The way you put it on me
I gotta give it up
You know what Im in luck
I wanna love you up
I wanna let you know
Ill never let you go
Daddy you have the ticket and you get the price
Bad to di bone ah you know me no like
Other men check it but a dem get declined
Thats why me love you long time
Youre so bad to di bone
Cant leave you alone
Its like yo inside my dreams
A perfect fantasy
Cause every kiss every touch
Boy you got me blushing.
You blow my mind
Roll it in a rush and
Im on a double baby inna rush
Boy you put your spell on me
Cause every minute every day
Boy you got me sensless
I put my guard down break my defences
Im in a loop boy lost in you love
Boy you know me need it so much
Youre so bad to di bone
Cant leave you alone
Its like yo inside my dreams
A perfect fantasy
Youre so bad to di bone
Cant leave you alone
Its like yo inside my dreams
A perfect fantasy
+tavşanın başından yere doğru basınç uygulamak hayvanı köşeye sıkıştırıp bunu ısrarla devam ettirmek.
+yine aynı tavşanın kulaklarının tekini öne diğer tekini arkaya hareket ettirerek senkronize bir harekette bu uygulamayı sıkılıncaya kadar devam ettirmek.
sözlükte nasılsa bizi kimse görmüyor diye insanlığımızı doğrularımızı kaybetmiş gizlenmiş sayılmayız.bunun için lütfen bireysel anlamda herkes biraz olsun sorgulasın kendini ve sözlüğü bir tatmin etme aracı olarak kullanmaması gerektiğinin ayrımına varsın.varamıyorsa her türlü platform mevcut internet ortamında.
arabayı sen kullan demiştim içkiliyim
boşver yutalım şeritleri bas gaza dedin
bu otel güzel adını sevdim
orda öyle yerlerime dokun
dokunmadığı kimsenin..
(bkz: renkli rüyalar oteli)