Ben her ereksiyon olduğumda beni reddetmeyecek bir kadınla evlenmek isterim açıkçası. Bunun için pek çok taviz verebilirim ama ben yükselmişim, zaman mekan dinlemeden sevişmek istiyorum karşımdaki başım ağrıyor diyor, bu gece olmaz diyor. Sırf bu yüzden libidosu yüksek bir kadınla evlilik yapmak istiyorum açıkçası.
Evet sadece seks evlilik benim için. Bunu evlenmeden bulursam da sıkıntı yok, evlenince de olsa sıkıntı yok. Kahretsin ki libidom fazla geliyor bünyeme.
Kendi özelimde konuşacak olursam 1 gece yeterli. Bir gecede tüm iç hesaplaşmamı yapıp, ona olan aşkımı, verdiğim emeği, geçirdiğim zamanı bolca alkol eşliğinde söküp atabiliyorum ben.
Sabahı biraz tuhaf oluyor ama ayılıp kendime geldiğimde ne aşk acısı kalıyor geride ne de umutsuz tek bir düşünce. 1 gece yetiyor kısaca, her şeyi unutmaya.
Sadece etkileyip tavlayıp sonrasında soğuyan tipler var. Bunlar bildiğin don Juan Türkiye şubesi gibi çalışır. Amaçları sadece 'ben şu kadını tavladım' demektir. Zararsızdırlar ve çoğunlukla arabanın peşinde koşan köpek gibi koşarlar kadınların peşinde. Ne zamanki kadın tava geldi bırakıp yenisine bakarlar.
Tavrı ve tarzı belli bir güruh ise bir olsun benim olsun der ama bu bir hiçbir zaman bir olarak kalmaz. Genelde sinsice iki, üç, dört... Allah ne verdiyse artık.
Kadın olsun nefes alsın yeter diyen güruh biraz daha komplekstir. Bakınca hemcinsleri onlardaki abaza potansiyeliyle bir kadının onlara bakmayacağını düşünürler ama işi bilen bu güruh tüm abazalığını kamufle ederek kadınları tavlarlar. Yeri gelir Meriç olur, yeri gelir mecnun. Her zaman bir yol bulur ve ekmeğini götürür.
Bir de son zamanlarda sözüm ona bir şey seksüller peyda oldu. Yok aseksüel Biseksüel homoseksüel seksüel işte. Ben seksle ilgili değilim ama versen de yok dememin Türkçesidir bu. Biraz böyle hayvan gibi sevişen ama insan gibi konuşan tayfayı hedef alırlar. Onların mantığına göre kadınlar zeki erkeklerle sevişir ve bakın ben seksüelim haliyle de zekiyim imajını yedirmeye çalışırlar. Oturun birinin seks hikayesini dinleyin bu seksüellerin olay hep duvardan duvara, kırbaçlar, tırnaklar, tokatlar kısaca bdsm ayarında seks.
Kısaca kadınlar farklı farklı olduğundan erkekler de farklı farklı stratejiler izlerler. Resim gibi düşünmekte yarar var. Herkes sürrealist çizmez bazıları barok takılır, bazısı portre bazısı da manzarayla ilgilenir gibi.
Şimdi tüm bu karmaşık yapıda tek bir sanat dalı altında toplamaya çalışılsa da ne yazik ki 4 milyar farklı kadın, 4 milyar da farklı tavlama yöntemi gerektireceğinden haliyle bu sanat malesef zanaat olarak anılmaya mahkumdur.
Hangi birini sayayım emin olamadım ama sanırım en büyüğü şehir değiştirip onun yaşadığı şehirde yaşamaya başlamaktı. Acısıyla tatlısıyla tam 5 yıl sürdü ve sonunda da ayrıldık. Eğer hiç bu topa girmemiş olsaydım ekonomik açıdan baya rahattım şu an.
Gece mesaisi olduğu zamanlar başa gelen durum. Sabahları gürültü, ışık yüzünden uyuyamam geceleri de çalıştığım için. Vardiyalı iş sanırım bana göre değil.
Kahramanımız pavyona gidiyor, bir Kaç kadın bacağı ve göğüs dekoltesi görmeye, bir bakıyor sevgilisi orada. Tabi oraya gelen herkes onun gibi düşündüğünü bildiğinden delleniyor ve kurtaracam seni bu hayattan diye silahlı çatışmaya giriyor.
Bakmayın salak salak izlediğiniz o mafya dizileri de böyle başlamıyor mu?
Bakire olsaydı ne yapacaktın? Diye sormak istediğim soru. Bu soruya cevap verdikten sonra ikinci soru; Bakire olmaması bu yapacaklarına engel mi? Çoğunluk bu ikinci soruya engel değil ama..... Diye bir takım argümanlar geliştirir. Güvenemem der, içime sinmiyor der, der de der bir şeyler.
Özgüveniniz olmadığından bir kadının sizi tercih etmiş olabileceğine inanmıyorsunuz, size göre kadın evlenecek bir enayi aramış ve sizi uygun görmüş. Kendinize bu haksızlığı yapmayın. Bilin ki o kadın evlenmeden de yaşayabilirdi günümüzde ama sizinle bir yuva kurmak istemiş evlenmiş. Kısaca tercih edilensiniz, enayi gözüyle bakılan değil. Az güvenin kendinize.
Bu kadar insan yanılıyor olamaz mantığından ileri gelen bir durumdur. Ne yazık ki sadece olumsuz yönleri ile gündeme gelen bu toplumsal olayın ufakta olsa iyi tarafı vardır; aidiyet hissi.
Maaşın yaptığım iş ve harcadığım zamana karşılık gelmemesi.
işe girerken anlaştığımız mesai saatlerinin zamanla kopacak kadar esnemesi ama buna karşılık aldığım maaşta hiçbir değişiklik olmaması beni iş değiştirmeye iten sebeplerin başında gelir.
Aynı iş ve emeğe daha yüksek ücret ödeyenlerin varlığı.
Bir yerde tekniker olarak çalışıyorum diyelim. Yaptığım işe karşılık daha iyi şartlar ve maaş sunan bir başka şirket varsa kimse kusura bakmasın ben iş değiştiririm. Ya mevcut şirketim gösterdiğim performans ve gelişime eşdeğer maaş verecek ya da beni kaybedecek.
Sevgilimin "vakit geçiremiyoruz, işi bırak" söylemi.
Bu sebeple bir kere iş değiştirdim aslında ve pişman da oldum ama sonuçta bu da bir neden.
Şimdiye kadar işin ağırlığı ya da stresi yüzünden hiç iş değiştirmedim. Yeterki maaş=harcanan emek+zaman denklemi tutsun.
Bu eylemi eski eşim yaptı. Bence iyi adamdım ben ya, dövmedim, sövmedim, evden işe işten eve Bi tiptim işte. Tek kusurum her istediğine evet dememdi belki de. Olsundu, boşandık bitti ve başlığa bakınca haklılar galiba. Terazi burcu erkekleri lanetli midir bilinmez ama ben kesin öyleyim.
Olsan suç olmasan suç dediğim durum. Vakti zamanında vardı arkadaşlarım baya da sosyaldim lan o zamanlar düşününce. Sonra gittik manita yaptık o da engelledi kızlarla arkadaşlık yapmamı. Sonra da terk etti gitti. Sonra bir çeşit döngü oldu bu. Arkadaşlık kurduk sonra sevgili olduk sonra engellendik.
Bakmayın burada kadınların doymuş erkek diye zırvalamasına ilk onlar kaşrı çıkıyor.
Millet coinden zengin olacak daha ben coin ne öğrenemedim gitti. Bi hesap açıp ufak Bi mebla atsam mı tereddütü oluyor ara ara ama eldeki kuşu değişmem ben teldeki kuşa.
Soruya gelirsek bir nevi ticaret sayılır. Dinen ticaret haramsa haram, değilse değildir. Saçların dökülürse haramsa da helalse de dökülür. Öncekiler haram olduğu için mi döküldü sanki?
Her gün ne ile maşgulsem aynen devam edip içten içe sövmek ve canımı daha da sıkan insanlara karşı kinlenmek. Sanki başka yapacak bir şey varmış gibi bir de tavsiye bekleyenler var.
Batılıların bir kabesi olmadığı için batılılar. Adamlar yüzyıllar önce aştılar o işleri ki bugün bulundukları noktaya gelebildiler. Biz ise hala daha kare bir taşın etrafında dönmeyle meşgulüz.
Bir de anlamadığım ilk olarak mescidi aksa kıble iken yani Allahın evi orası iken sonrasında ne oldu da kabe oldu? Allah oraya mı taşındı?
Yanlış olan önerme. Çıkın bakın sokağa ya da haberlere hep at hırsızı tipler hatunlarla ya da şiddet yanlısı sevgilisini karısını döven öldüren tipler var piyasada. iyi erkekler öyle bir köşede sessiz sakin takılıyor.
Tabi bu başlıkta bahsi geçen iyi erkekler bu saydıklarım ise biz iyi değiliz galiba.
Bazı kendini bilmezler solu kötülemek adına sol görüşlü insanların bir takım kötü özellik ve davranışlarından dem vurmuş, vay efendim deniz gezmiş şunu yapmış mahir çayan bunu etmiş tarzında akla mantığa aykırı şeyler yazmış. Sol dediğiniz ideolojiyi 3-5 kişinin davranışları belirlemez asla.
Sol ideoloji; yenilikçi, eşitlikçi, çalışan ve üreten kesimin yönetimde söz sahibi olarak haklarını koruması gerektiğini düşünen bir ideolojidir. Vakti zamanında kralın soluna oturan grubun savunduğu fikirler bugün "sol" olarak adlandırılır hepsi bu. Fransa'da çıkmış bu sağ-sol kavramları tüm dünyada benimsenmişken bizim ülkede ne sağcı sağ ideolojiyi, ne de solcu sol ideolojiyi bilmemekte.
Tutup anlatmak isterdim ama zihniyet ne yazik ki "deniz gezmiş banka soydu taam mı?" olunca kime neyi anlatacaksın ki.
Dönüp dolaşıp geldiğim yer. Bu sözlükte geçirirdim vaktimin çoğunu, pek çok zaman buralardaydım. Sonra bir şey oldu ben koptum sözlükten ama geçen zamanda hiç mi değişmez bir yer. Aynı bıraktığım gibi.