bir saat once kahvalti yapma karari almak ve yataktan kalkmaya hazirlanirken bir saat sonra da ayni hazirligi yapiyor oldugunu farketmekle sonuclanan durumdur. aradaki bir saatin nasil gectigini asla bulamazsiniz.
egitim sisteminin sacmaliklarindan biridir. kucuklugumuzde karabasan diye bir program vardi. sorularimiza cevap verince cilginlar gibi sasirirdik. mantigini ogrenince hayat daha da bos gelmeye basladi. buyumusuz demek ki. bi de arkadas ben bu programi kullanirken cok fena triplere giriyorum lan. zuckerberg'misim gibi hissediyorum kendimi boyle akildan hesaplamalar yapmalar, uzun uzun dusunmeler falan. bildigin gotum bir program iste.
makyajla sevismeye esdegerdir. zira dugunun en suslusu , siranin kendisine gelmis oldugunun bilinciyle gotune basina uc ton makyaj yaparak salonda arz-i endam eden gelin kardesi kisisidir. cirilciplak soyunup fondaten havuzuna atlanirsa da ayni duygu hissedilir.
10 gündür içmeyip tam başardığınızı düşündüğünüz anda kantinden bir arkadaşınızın gelip kaptan sana parlaiment getirdim demesiyle yine başaramamış olduğunuz eylemdir.
evet, bu olay beni hep tedirgin etmiştir. sonuçta babaanne bu ortak yanlarınız çok az.
o müzik dinlemeyi sevmezken ben alternatif rock dinlerim, o örgü örmekten hoşlanırken ben pes atmayı severim. e ortak arkadaşlarımız desen yok. tanıdığımız arkabalarla da benim hiç işim olmaz, o da bilir bunu bana hiç bahsetmez. e ne konuşacağız ?
genelde verdiğim cevaplar sırasıyla ,
iyiyim babaanne sen nasılsın, dersler de iyi, tamam, tamam tamam, oldu tamam, hadi tamam, tamam dedeme selam söyle, hadi sen de.
şimdi bu konuşmayı toplasan 35-40 sn falan tutuyor.
konuşma bittikten sonra da insan neden daha çok konuşamadım diye vicdan azabı duyuyor.
ne yapmalı ne etmeli bilemedim.
alternatif diyalog önerecek varsa çok iyi olur, ezberler konuşurum telefonda.
kız kardeşin ortaçağdaki veba mikrobu gibi yayılan directionerlik olayına girmesi durumudur.
ne yazık ki geçen gün fark ettiğim elim durumdur.
3-4 ay sonra üniversiteden döndüğümde kardeşimin evde kullandığı bilgisayardan internete girmek istemiştim ve o elim durumla karşılaştım.bilgisayarda directionerlerin her birinin isimlerine açılmış, içinde yüzlerce fotoğraf olan dosyalar vardı.o günkü hayal kırıklığımı anlatamam.
daha sonra directionerlik seviyesini öğrenmek için kardeşimi sorguya çektim ve öğrendiğim gerçekler beni bir kat daha şaşırttı.
kardeşimin 30 binlik bir 1D sayfası vardı.kardeşim bu mikrrobu kapmış üstüne üstlük mikrobun baş ileticilerinden biri olmuştu.
daha sonra incisözlüğün sayfalarına saldırdığını ve sözlüğe duyduğu kinden bahsetti.
anlaşılan sanal alemde çok zıt kutuplarda yer alıyorduk.
daha birkaç yıl önce biberondan süt içen kızdan böyle şeyleri duymak bana büyüdüğümü göstermişti.
büyüdükçe insan acıların farkına daha net varabiliyormuş.
azdir ama gecinilemeyecek kadar degildir. aslinda sorun turk insaninin mantalitesidir. cevremdeki asgari ucretlilerin ortalama yuzde 40 inda asgari ucret tutari kadar telefon var amk. sonra zir zir agliyorlar gecinemiyoruz diye. sen git iphone al, iddaya 300-400 lira ver, lacoste t-shirtlerle gez sonra da agla. oldu.
sonucunda 'vayy be ne kadar populer bir insan hemen bundan hoslanmaliyim ' insanlariyla arkadaslik kuran insandir. yani tamam amacina ulasir ama o oltaya da adam gibi bir insan gelmez ki canim. ego ego nereye kadar amina koyayim. tatmin olacak baska seyler bulsun biraz da. mesela ben bir sey biliyorum. kipss *
normal elestirinin medyanin suzgecinden gecmesiyle kendiliginden sertlesmesi sonucu yapilan elestiridir.
ayrica da ,
(bkz: sert bir dille elestirmek vs kinamak)
seninkinden fazladir. su an sevgili oldugu bir erkege kocam diyorsa , o erkekle evlenmek istiyordur ve bu kelimeyle erkegi de evlilige ufaktan alistirma amaci guduyordur.