seçimlerde akp'ye oy verenlerin, kime oy verdin sorusuna cevaben tayyip'e diye karşılık vermesi sonucu ortaya çıkmış dumurdur. (bkz: ben bunu bir yerden hatırlıyorum)
an itibariyle karşılaştığım olaydır. hoca efendi kimdir sorgulaması yapan, hoca efendi için canını feda edenlere yaptığım eleştirileri içeren entry'ler üzerinden dakika geçmeden silinmiştir. nedendir bilinmez ama hoca efendidir silinir efendim.
ne kemalizmin ne de komünizmin ne demek olduğunu bilen insandır. zira atatürk'ün komünizm hakkındaki görüşleri bellidir. sadece kurtuluş savaşında sscb'den destek sağlamak amacıyla emperyalizme karşı mücadelede komüzime yakın sözler söylemiştir. milliyetçilik ilkesini öne süren bir insanın izinde ilerleyen kemalistleri komünist olarak nitelendirmenin ne kadar gerçek dışı olduğu aşikardır.
"Komünizm, görüldüğü yerde ezilmelidir!"
"Biz ne Bolşevikiz, ne de komünist; ne biri, ne diğeri olamayız. Çünkü, biz milliyetperver ve dinimize hürmetkarız."
yukarıdaki sözlerin atatürk'e ait olduğunu bildiğimize göre, kemalistlerin de aynı görüşte olması gerektiğine göre, hiç bir kemalist komünist olamaz. tüm kemalistler de bu söylemden sıkılmıştır.
ttnet'in internet üzerinde yapabileceğiniz işlemleri içeren hizmetidir. ancak pek de iyi işlememektedir. zira an itibariyle yapmak istediğim işlem takılıp kalmıştır.
Alıştı artık ülkemin canım insanı yok yere ölmeğe... Kimisi acemi bir doktorun ameliyatından ameliyat masasında, kimisi daha doğmadan anne karnında; Kimisi işkenceden, kimisi vatan savunmasında aynı vatan toprağını paylaştığı bir kardeşin kurşunuyla, kimisi nedenini bile bilmediği bir davadan tutukluyken ölür daha yargılanmadan ya da dayanamayıp suçlamalara kendi kafasını dayayarak soğuk mermiye vazgeçer yaşamaktan...
Kimisi de orta büyüklük denilebilecek bir depremde evi başına yıkılarak ölür.
Öyle kolay ki bu vatan toprağı üstünde ölmek zira öyle unutkanız ki uzaktan bakınca kendi halimize bile şaşırır haldeyiz.
Daha 10 yıl oldu binlerce insanı bir yer sarsıntısında kaybedeli. Öylesine suni gündemler ürettik ki, öyle saçma konularda siyaset yapıp bürokrasi yarattık ki bir anda unutuverdik 7 den büyük depremi. Bu yüzden göz yumduk 6 şiddetindeki ufak bir depremde insanların ölmesine. Suçlu kimdi sormadık içimizin acısından, ;'Allah'ın işi' dedik, 'veren de Allah alanda' dedik, sinemize çektik acımızı her kaybımızda yaptığımız gibi.
Neden ölmek zorundadır insan başka bir ülkede yaralıya bile sebep olmayan şiddetteki bir depremde? Neden hesabı sorulamaz gidenin? Neden yok yere vazgeçer insan en büyük hakkı olan yaşamaktan? Neden ölür insan ne olduğunu anlamadığı bir dava yüzünden?
Tüm ölümlerin de hesabı sorulmalıdır sadece depremlerin değil ama yazık değil midir kerpiç evinin altında kalıp can veren insana?
her hocanın dersin boğmaya başladığı anlarda öğrencilerin dikkatlerini toplamaları için yaptıkları esprilerdir. liseden bir anı:
-hoca
+öğrenci
- naber idris (aslında çocuğun adı idris değildir?) sen ne olacan bakalım ilerde?
+ cerrah olmak istiyorum hocam.
-iyi iyi senin ilk ameliyatının ertesi gününde çıkacak gazere manşetlerini görür gibi oluyorum. 'operatör doktor idris körbıçak hastanın karnında ameliyat masasını unuttu!'
böyle bir espriyi din hocasından duymak daha da komik yapmıştır olayı.
bir de üniversiteden anı:
a adlı genç derste uyumuştur. hoca durumu farkeder bir müddet bekledikten sonra tebeşiri fırlatır a'nın kafasına.
a yarı uyur vaziyette ne oluyo lan diyerek başını kaldırır.
hocadan muhteşem cevap: a sobeee!
türk tabipler birliğinin tam gün yasasını protesto etmek amacıyla yapacakları eylemdir. 19 ocak günü sadece acil servislerde hasta kabulü yapılacağı söyleniyor. hasta olmamak lazım bir kaç gün.
bu yıl kışın yurdun batı kesimlerinde geç gelmesi sonucu kış ortasına geldiğimiz şu dönemde henüz çoğu yere kar yağmadı. küresel ısınmadan mıdır yoksa başka bir sebebi mi vardır bilinmez ama artık kar yağsın yoksa yazın anamız ağlayacak kuraklıktan denilesi durum.
nasa'nın en meşhur üç uzay gemisini yüzde 30 indirimle satacağını açıklaması durumu. indirim sonrası mekiklerin fiyatlarının aşağı yukarı 30 milyon dolar olacağı düşünülüyormuş. parası bol ol aklı kıt birileri vardır elbet alacak.
terörist başı öcalan, imralı Cezaevi’ne getirilen 5 hükümlü ile birlikte cezaevindeki şartlar düzeltilinceye ve tüm haklar verilinceye kadar ortak görüşe çıkmama eylemi yapacakmış. daha ne kadar şartlar düzeltilecekmiş. 5 yıldızlı otelde mi kalmak istiyor bu adam? tecrit kararı değişti, bir adım atıldı bu daha doymadı şartlar düzeltilsin diye eylem yapıyor. fesupanallah!
fahriye evcen'i türbanlı olarak göreceğimiz film. Yapımcılığını Kadir Sözen’in üstlendiği filmin yönetmenliğini Ben Verbong yapıyormuş. film son 20 yıldır Türkiye’de çokça tartışılan islamcı yatırım şirketlerine para kaptırıp, mağdur olan Müslüman Türklerin dramını merkezine alıyormuş. türk-alman ortak yapımı filmde fahriye evcen'in yanı sıra rutkay aziz, ali sürmeli de rol alıyormuş.
düdüklü tencereye sıkışan çocuktan sonra şaşırmadığım haberdir. istinye'de oyun oynarken darbukaya sıkışan çocuğu itfaiye kurtarmış. bu nasıl çocuk darbukayla oynuyor bide sıkışıyor?
kendisini kaf dağının tepesinde gören insandır. bunların bazısı kendisini padişah sanır, (bkz: rte) bazısı da başkalarından yüksek görür. (bkz: bülent arınç)
edit: eksi oylara açık entrylerden haydi hayırlısı.
Fransa'da burka ve çarşaf tartışması yeniden gündemde. iktidar partisinin meclis grup başkanı liderliğindeki bir grup milletvekili, burka ve çarşafın Fransa'da tamamen yasaklanması için yasa tasarısı hazırladı. 'fransızlar kabul ediyorlar biz hala tartışıyoruz bu nasıl özgürlük?' diye laf edenlere cevap olan durum.
başbakanın muhalefete suçluymuş gibi davranması ile başlayan ve sözlükte de bazı iktidar şakşakçılarının muhalif yazarlara boyuna eksi yağdırmasıyla toplum geneline yayılmış olduğu anlaşılan bir davranıştır. sadece sözlükte de değil hayatın her yerinde muhalif kimselerin tepki görmeye başladığı apaçıktır.
sözlükte dindar kesimin artmaya başlamasıyla ortaya çıkan olaydır. bazı insanların her şeyi bu kadar dine bağlamasından rahatsız olan insanların bu duruma tepki göstermesi durumunda hoş karşılanmayacağının da göstergesidir. bu entrynin de eksi oya boğulacağı kesindir.
kullanım kolaylığı sağlayan bir özelliktir. herhangi bir kelime yazılırken her harf için tuşlara birer kere basmak yeterli olur. ancak bazı kelimeler sözlük hafızasında olmayabilir bu yüzden ekleme yapmak gereklidir. bir de eklenen kelimeler sık kullanılırsa hafızada kalır. sadece bir iki kez kullanılan sözcükler kaydedilmez.
öger tours şirketi'nin önce düsseldorf'tan daha sonra frankfurt'tan bursa yenişehir havaalanına uçuşlar düzenleyeceğini açıklamasıyla sonunda oluyor denilecek durum. 2010 da almanya'nın iki şehrinden uçuşlar başlayacakmış. geç kalınmış olsa da bursa'ya almanya'dan uçuşların olacak olması sevindirici bir durum. zira tarihi, şehrin güzelliği, dokusu ile avrupa'dan turist çekebilecek olan bir kente uluslararası uçak seferlerinin bulunmaması, bursa'ya gelmek isteyenlerin önce istanbul'a ordan karayoluyla bursa'ya geçmek zorunda olmaları şehrin turist çekme açısından gerilerde kalmasına sebep oluyor.
ilk başladığında minibüse ayakta binmeye çalışanlara şoförlerin 19 abi fazlayı diye seslenmesine neden olan ayakta yolcu alma yasağıdır. 19 lafını duyanlar ilk önceleri şaşırırdı ama şimdi herkes alıştı minibüs boş görünürken işarete rağmen devam ederse mutlaka 19 yolcuyu almış demektir.
başbakan tayyip erdoğan'ın meclis başkanına karşı 'sen mi susturacaksın ben mi susturayım' demesiyle başlayan ve sonra meclise karşı dönüp ne dediğini bilmeyen şekilde konuşması sonucu ortaya çıkmış bozuk davranışlarıdır. tayyip erdoğan'ın bozuk üslubu bununla da sınırlı değildir. vatandaşa 'ananı da al git lan!' diyen bir insandan da güzel bir konuşma üslubu beklenemez. bir başbakana yakışmayan bu davranışlar hem tayyip erdoğan'a hem de partisine zarar vermektedir ve böyle giderse zarar vermeye devam edecektir.
oğlak burcu grubuna giren insanların çevrelerini kolaylıkla etkileme özelliği olmasıdır. liderlik özelliği bulunan bu burcun insanı çevresini karizmasıyla hemen etkisine alabilir.