kaynak biziz işte. dün akşam oturduk seyrettik gördük daha ne. ayrıca kaynak isteyenler dün akşam yayınlanan bölümü açsın izlesin internetten. çok basit yani.
bedava yapılan şahane bir reklamdır. üstelik bunun kendiliğinden yapılmış olması da kerem deren gibi zeka dolu bir senaristin uludağ sözlük yazarlarının görüşlerine değer verdiğini gösterir. zira ulaş'ın geçmişi hakkında bilgi almak için uludağ sözlük'e bakılması, sözlüğün kaynak olarak ciddiye alındığının ispatı. hadi yine iyisin zall.
dün akşam yayınlanan bölümünde uludağ sözlük'e jest yapmış olan dizi. hayret kimse yazmamış. pınar ve kocası gazeteci ulaş'ın geçmişini araştırmak için internette sörf yaparken pınar "bakalım uludağ sözlük ne demiş" diyerek sözlüğü açıyor. uludağ sözcüğü biplense de ağız hareketinden ve sayfada sol üst köşede görünen "uludağ sözlük" logosundan anlıyoruz bunu. ben kendi adıma - nedense - çok gururlandım da kimsenin farketmemiş olması gerçekten çok ilginç. kerem deren'in uludağ sözlük'e geçtiği bu kıyak yabana atılır cinsten değil doğrusu.
not: felicia nihayet melek tavırların bir şeye yaramayacağını anlamış ve isyan etmiştir. ki bu hali çok daha gerçekçi...
recep tayyip erdoğan'ın yaptığı her kötülüğe alkış tutanların sorguladığı mesele. sizinki de sizi sevmiyor ona bakarsan. taparcasına sevmenize bir şey diyen mi oldu?
hem bırakın azizim rahmetliyle uğraşmayı, adına kararlar vermeyi, lakırdılar etmeyi. nasıl olsa çıkıp aksini iddia edemez değil mi? siz ancak bu şekilde atar tutarsınız. ancak konuşamayacak olanların arkasından.
hormonsuz sebze, gdo'suz meyve, toprak, yeşil, horozlar, kediler, köpekler, inekler, koyunlar ve oyun nedir bilmeyen insanların pir ü pak dünyasında hep saf hep temiz kalmak. kalabilmek.
fazla gerçekçi oluşuyla biraz korkutan, o gerçeklerle yüzleştikçe cesaret aşılayan deha ürünü roman. sessiz, dingin, bağırmadan bu kadar derinden anlatılabilirdi kurtuluş'un nelere mal olduğu...
zamanı olmayan şarkı. her aşk için birebirdir. her zaman için. sevgilinizin kollarında ritmin tılsımına kapılmış dans ediyorken hayal edersiniz kendinizi. hayal ederken bulursunuz daha doğrusu. çünkü, piyano almış götürmüştür çoktan.
insanların durup düşünüp öyle karar vermektense "yok." diye kestirip attığı örgütlenme. nedense hep daha kolayımıza geliyor fırlatıp atmak. işte bu nedenle her gün daha da güçlenerek var olmaya devam ediyorlar.
vaktiyle halit ziya uşaklıgil'in eşiyle olan yasak münasebetini romanlaştırıp "eylül" gibi muntazam bir eser vermiş bulunan büyük yazar. oldukça yakışıklı ve çapkın olduğu, her limanda bir sevgilisi bulunduğuna dair rivayetler bulunmaktadır.
bilgili, ilgili, kafası çalışan bir insandır. fakat; ne yazık ki değişen ve dönüşen zamanın çarkında bir dişli olmaktan kurtulamamıştır. o da herkesin yaptığı üzere dikkat çekmek adına benliğinden ve kişiliğinden ödün vermiştir.