genelde gırtlaktan geçerek mide nahiseyinde son bulan leziz ve nefis yiyecekler vermiş olduğumuz doğrudur. nefis ve leziz oldukları kadar sağlığa zararlı olup, damar tıkanıklığı ve bilimum kalp rahatsızlıklarına sebep olmaktadırlar ki bu da aslında bir nevi ''kitle imha silahı'' (bkz: weapon of mass destruction)sayılabilir. evet önce kendimizi sonra yedirebildiğimiz herkesi öldürmek istiyoruz. ama hayvan gibi güzel yemeklerimiz be abi.
insanın başında bin türlü dert, bela olduğunda biraz rahatlamak için sözlüğe entry girme isteği doğması, fakat gündemi takip etmeye takati olmadığı için kayda değer bişey yazamamasıdır. şu an içinde bulunduğum durumdur. bomba gibi başlıklarla gelicem ama sözlük bekle, şu işleri bi hallediym de.
cevabı içinde saklı başlık oldu. yine de yazayım: herhangi bir rahatsızlık için gidilen doktorun olayı dönüp dolaşıp, çok streslisine bağlaması durumudur. adamı zıvanadan çıkartır. Mesela:
-doktor kulağım çınlıyo gece gündüz
-stresten o, bol bol yürüyüş yap stres at
-e doktor boynum da ağrıyo
-stres stres yürüyüş yap evladım bol bol
-ya doktorcum kıçımla başım da ağrıyo benim
-stres o stres. garanti. yürü bak çok iyi gelicek
-Hassss... ulan Kemal amca, aile doktorumuz olmasan varya!!
once you go black you never go back veya once you go asian you never go caucasian, laflarının kova burcu erkeğine uygulanmış halidir. ben yaptım, oldu. kendimle gurur duyuyorum.(burda boğalara laf yok kafiye olsun diye yaptım). açıklaması da şudur: kova erkeğiyle birlikte olan kadın bu kova mahlukatını unutamaz hatta sonraki ilişkilerini hep bu herifle karşılaştırır.
ahmet hakanın her yazısında bulunabilecek emarelerdir. kendisini samimiyetsiz dönme olarak gören laik kesime inceden mesajlar olarak algılanabilir bu işaretler, tabi ahmetin ortalama zekasından dolayı ince olmaktan ötedirler. (örneğin arada sırada yazılarına istanbulun en in mekanlarını sıkıştırması veya sadece meraklısının bildiği solcu yazar/düşünürlerden alıntılar yapması -ki muhtemelen wikipediadan bulur bunları-). yolda görsem ahmetciğim şekil yapma diyeceğim ama görmesem de üzülmem.
uzun zamandır kafama takılan bir konudur. türkiyemizin güzide büyük gazetelerinin internet sitelerinde 3 ayda bir aynı haberlerin tekrar tekrar verilmesi ve insanların salak yerine konulmasıdır. ulan utanmaz adamlar hadi millete tıklama rekoru kırdırıp siz de reklamdan para kırma peşindesiniz onu anladık, bari farklı resimler kullanın, altına üstüne üç beş farklı bir şey yazın da utanmazlığınızı biraz da olsa kamufle edin dimi kuzum. bak bana kuzum dedirttiniz ya.
birkaç örnek verecek olursak:
-kim kime en pahalı hediyeyi aldı
-kim kaç yerinden kaç estetik oldu
-türkiyenin saklı cennetleri
-kimin arabası daha pahalı
bu liste böyle uzayıp gider, benim de sinir katsayım artar da artar.
1088 sayfalık muhteşem Ken Follet romanıdır. sürükler de sürükler, 1088 diil onbinseksensekiz olsa da bitmese diye temennide bulunarak okunur. mümkünse ingilizcesinden okunması makbuldür.
bir aktörün oynadığı bir karakterde çok başarılı olması sonucu başka karakterlerle özdeşleştirilememesidir. yapımcılar bu oyuncuları hep bu karakterle projelere dahil etmek isterler. bu da oyuncunun kariyerinin ağzına zıçar...
okul hayatında başa gelebilecek en büyük talihsizliklerdendir.
Yaş kemale erse dahi unutulamayacak dayaklar yedirmiştir, zira sıra dayağının başlamasına neden olan olayın hemen akabinde hışıma uğrayan ilk nefer sizsinizdir.