en azından kendisinden alınan ürünlere tedarikçi veya ithalatçı firmanın 'biz o firmadan satın alınan ürünlere destek vermiyoruz!' dedirtmeyen firmadır.
örnek vermek gerekirse;
b: mrb ben bik bik, benim sony vaio zıkkımın dibi bir modelim var şu sorunu yaşadım.
sony: nerden aldınız?
b: valla arkadaş i... bilişimden almış.
sony: biz o firmadan alınan ürünlere teknik destek vermiyoruz.
ortam: hıııı!
özellikle bunlardan ticaret ile uğraşıp öğrencilerini daha ileri seviyelere götürüp kaliteli eğitim verme derdinde olmayanlar vardır. işte bunlar bir ülkenin geleceğini yok ettiğiden dolayı idam edilmelidir.
osmanlı şamarı yemiş cibiliyetsiz, zürriyetsiz insanların iftiralarından sadece biridir. ne altına entry bırakmaya nede böyle zürriyetsiz insanları kaale alınmasına değer.
statüko ve askeri vesayetin başka bir değiş ile bir devrin kapanıp bir devrin açıldığı devrimdir. cumhuriyet kurulduğu günden bu yana asla bu cumhurun cumhuriyeti olamamış, ne kadar dönme, işbirlikçi ve bu halkın düşmanları tarafından benimsenmiş ve öyle kutsal kabul edilip, ilerleyen zamanlarda şerefsizce askeri darbeler ile bu durumu dahada perçinleştirip kendilerine verilen görevleri en iyi şekilde yapıp büyükleri tarafından yaptıklarının karşılığını misli ile almış. haysiyetsiz, karaktersiz, namussuz ve alçak'ların artık arınmaya başlandığı, devletin her kurumuna (başta tsk) sızmış olan hainlerin arındırılmaya gittiğinin resmidir. ayrıca; bu ülke'yi babasını malı sanıp ama (biraz ar diyecem ama yok ki o, onlarda, o arsızlarda) bir şekilde 'evet diyen insanlar ile aynı ülke'de yaşamaktan utanıyorum' zırzavatını bir şekilde haykırmalarına vesile olmuş, asıl onlar ile aynı ülkede yaşamakyan utanç duyulması gerektiği ortaya çıkmıştır. 12 eylül 2010 referandumu 'karanlığın en çok bastırdığı anın güneşin doğmaya en yakın olduğu an.' olarak tarihe geçmiş ve güneş yavaş yavaş 'doğudan' doğmaya yüz tutmuştur. artık darbe heveslisi her postal sahibi, yalaka ve yalayıcı deyyusu şunu o ufacak beyinlerine artık yazmalıdır. 'bu ülke hiç bir zaman babanız malı olmadı olmayacakta!' cumhuriyet'ten bu yana ve en son 'keno' nun darbesi ile gelmiş hatalar bir bir düzeltilmeye güya 'değiştirilmez' onu bırak 'teklif dahi edilemez' denileyen angarya ve ayak bağı olan durumlardan bir an önce kurtulmalı mutlu ve mesut günlere yelken açılmaktadır. bir ironi 'ya sev ya terk et!'
türkiye'yi yöneten insanların ve ülkenin kaderini belirleyen bölgenin, doğu ve güneydoğu bölgesi olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. doğudan batıya göç eden seçmenleri de unutmamak lazım.
senin beyninin olmama ihtimali ne kadar düşükse o kadar düşük dicem ama, senin gibi bir beyinsizin bir beyninin olmaması yüzünden beyninle kıyaslanmaması gereken bir ihtimaldir.
apolitik bir kişiliğe sahip olup bir bok olmaya karar veremedikten sonra yapılan eylemlerdir. nitekim kişi yada birey kendi özüne dönünce yaptığı şeyin ne kadar aptalca ve ahmakça olduğunu anladıktan sonra yüzseksen derece dönmesi ile son bulur. *
ne senin babanın malıdır bu ülke nede mustafa kemalin. böyle yapmakla sevdirmeyi bir kenara bırakın, daha çok antipatik duymasına neden olabilecek, pkk terör örgütünün istekleri ve hedefleri doğrultusunda hareket etmek dışında bir şey değildir.
hz. muhammedin arap topluluğundan geldiğini hazmedemeyip kıskançlıklarından ötürü gerçeği bildikleri halde inkâr eden, nankör bir kavim olan israiloğullarından hiç bir farkı yoktur.
ulan arkadaş mallıktada bir sınır vardır yahu. hani hem müslüman olup hem şeriat'tan nefret eden insanın anca adı müslümandır. ebu cehillerden, benzeri kafirlerinden hiç bir farkı yoktur. kısacası müslüman değildir!
benim gibi 'ulusalcılık' terimin ne olduğunu yalçın küçük denen küçük adamdan öğrenenlerin; 'yaw en azından ülkücüler apo ile resim çekmiyor.' tahlilinde bulundurabilir.