türkçe'de olan bir kelime olduğunu sandığım ama sadece adana yöresine ait olduğunu öğrendiğim geri vites anlamına gelen sözcük.
tepkim: başımı iki ellerimin arasına aldım. nasıl ya!!! nasıl bilmezsiniz!!! dalga mı geçiyorsunuz siz benimle!! olmuştur.
hala inanamıyorum o ayrı.
"bak sen şu işee yaaa" denilen durumdur. ne oldu bu yalanı bulmak 1 haftasını mı aldı bu ösym nin. ve asıl merak ettiğim konu şu biz hiç diyor muyuz o parti bu parti yaptırdı bunu diye ösym ye laf atıyoruz da; benim merak ettiğim konu akp kadrosu ve akp savunucusu insanlar neden oluyorda birden ayaklanıp biz bişey yapmadık şeklinde savunmaya geçtiler? ilginç cidden...
ilk iddia üzerine "şifre yoktur asılsızdır"
sonradan "sadece basın kitapçığında vardır diğerlerinde yoktur" (aynı şekilde 100bin kombinasyon olabilecekken)
sonradan da bu yalan mı atıldı ortaya...
midemi bulandırıyorsun ösym başkanı da yine badem bıyığınla kurtardın. hadi yine iyisin.
Hayatının geri kalanında başına hiç bir şey gelmeyeceğini bilmesidir bir insanın. Çünkü o ne yaparsa yapsın, hatta yanlışlıkla "O" nu bile kırarsa kırsın, o kişi hep umut verecektir ona. Ben senin hep yanındayım, seni her şeyden çok seviyorum diye fısıldayacaktır kulağına. Ve genelde o kişi bu kadar tesadüf olamaz denilecek şekilde çıkar insanın karşısına. Kalbini ısıtır. Bakarken gözlerin dolar dünyaya nasıl bu kadar mükemmel bir insan gelmiş diye. Ve o kalp, insanın tanrıya olan inancını artırır. O ruhu bulduğunda insan, kendi ruhu bedeninden kaçarcasına çıkmaya çalışır işte. Onsuz geçen her saniye ölüme 1 saniye fazladan yaklaşmış olmak bilinciyle, hayatta kalacağı her saniyeyi onunla geçirmek ister. Çünkü ona sonsuzluk bile yetmez...
Evetttt gelelim bir takim tutar gibi parti tutma olayina.
bu olayda yani bombos bir kale birakip bir de 8 numara kemal k. ye pas veren 9 numara rte. dogal olarak kemalin topa dokunmasıyla gol olmasını sağlamış.
recep in takimi "a"dana "k"lubu taraftarları bu durumda kendi recep lerine laf soyleyeceklerine "c"eyhan "h"elediye den kemal k. ye taş şişe çakmak attılar. kimse recep in eliyle vermiş olduğu topa kimse o kaleyi öyle açık bırakıp herkesin o kaleye laf ay pardon gol atabilecek olmasına bir şey demedi. çünkü onlar takım tutuyorlardı.
vay arkadaş ne partileriniz varmış be. akp liysen de (ki bu tabir nedir onu da anlamiş değilim ülkeyi kimin yönetebileceğine inanıyorsan o seçimde ona verirsin, değişebilir yani) sen gidip recep bey in bir oğlunun sakat raporu alıp askerlik yapmadığına, bir oğlunun da 21 gün yaptığına şak şak yapamazsın. çünkü bu iş takım işi değil. peygamber mi bu adam tövbe tövbe. her yaptığına o yapsın ona helal olsun diyorsunuz. sebebi ne söylesenize bi. dindar olması di mi? kusura bakmayın ama gözünüzü biraz açmak zorundayım. dindar insan milletimizin şehit çocuklarına "kelle" diyip askerlik yan gelip yatma yeri değildir deyip kendi oğullarını bundan kaçırmaz. bu bir hatadır. ve siz bunun doğru olduğunu, helal olsun başbakanıma diye savunamazsınız.
Açık açık söylüyorum gerizekalı zihniyettir. yok başka açıklaması. devletin milletin gelişmesini, ekonomisinin, biliminin donanmasını büyümesini en ufak istemeyen daha beteri düşünmeyen, düşünemeyen zihniyettir. yani zekalarında gerilik söz konusudur. bizim başkan büyük başkan derler. salak saçma hareket yaparsa o başkanları içlerinden "oğlum yine bizi facebook'dan göt edecekler yandık hemen cevap hazırlamalıyım." diye düşünen zihniyettir. sanki bana fb gs maçında yenilen taraf oldu. eğitimsiz kalmış kültürsüz bir zihniyetin getirisidir bu. adam saçma sapan işler yapar, saçma sapan örnekler verir diğerleri gülüyor diye (belki kendinden olan ama zeki kesim de gülenler arasındadır) eksiler, ağlar. asla ve de asla partisini değiştirmez. damarını kesse partisinin renklerinde akar o derece yani.
düşünen insan olun biraz bir şey kaybetmezsiniz.
Her aksam haberleri kahkaha atmak için izliyorum diyordum. insanlar neden diyordu. sanırım artık neden sorusu gelmeyecektir. her gün ayrı bir stand up.
Sıfırcılar derecelendirmeye alınmıyor. doğal olarak sonuncu diye bir şey yok. olsaydı da babasının da çocuğun sınava girdiğinden ya da türkiye' de böyle bir sınav olduğundan bile haberi yoktur. ilgisi, bilgisi yoktur.
yasli basli adama askerlik yapmamasi gibi bir iftira atip karsilik olarak direk bu cevabin gelebilecegini akıl edemeyecek kadar zeki olamayan basbakan. ben 21 yasimdaki halimle siyasetci olmadan "eee senin ogluna sakat diye rapor almadin mi" diye dusunup soracaktim ki zaten cevap olarak bu gelmis. o degil de sanirim "sakat raporuna" gelen tepkilerden sonra bedelli yaptirmis. onu da öğrenmiş olduk vesileyle. nasip...
Hayatım boyunca bu ne şımarıklık ya diye düşündüğüm eylem. ta ki çocuk gelişimi için aldığım derslerden birine kadar. ilk 3 yaşta çocuk anneye güvenir ve onun onu hep koruyacağı duygusunu edinir. dolayısıyka ilk 3 yaşta yapılması bilmen de uygun görülmüş eylemdir.
Yerle bir ayakkabıdır. patik gibi bişi. sevimli mi sevimli. kız ayakkabısı olduğu topuklu ayakkabıdan sonra en belli olan ayakkabıdır.
bir kıyafetı topuklu ayakkabı ne kadar çekici yapıyorsa babet de o kadar sevimli yapar.
Ilişkilerin hep 3. ve daha da çok olarak 5. senesinde ayrılık gelebiliyor. hatta evliliklerin bile 5. senesi çok riskli deniliyor. çift taraflı dikkatli olunması ve biraz toleransın arttırılması gerekiyor.
kendimi mehmet coşkundeniz gibi hissettim yahu.
Bu seneki resimler facebooka yüklenmiş olup çok sevdiğim bir çocuğun dediği gibi gitseymişim en güzel ben olurmuşum, hatta tek güzel ben olurmuşum diye düşündürücü kıyafetler, özensiz makyajlar, kıyafet-ayakkabı uyumsuzluklarının kol gezdiği balo olmuştur.
Bir çift yürek kitabında anlatılan öyküleriyle tüm dünyaya tanınmışlardır. amerikada zencilere ve kızılderililere uygulanan negatif ayrımcılığın daha beteri onlara avusturalya'da uygulanıyor malesef. hayat işte... sen koskoca kıtanın sahibi ol, gelsinler elinden alsınlar toprağını bi de böyle kötü davransınlar.
yeri gelmişken bir öykü anlatayım:
bir gün bir kızılderili çocuk korkarak büyükbabasının yanına gelir ve beyaz adamlar bi şeyler yapıyorlar çok korkuyorum der. büyükbaba ona ne yapıyorlarmış diye sorar, çocuk bilmiyorum der ve yine oraya gider. bir çevirmen ona burada aya gitmek için deneysel çalışmalar yapıyoruz diye çevirir beyaz adamın dediklerini. çocuk koşarak büyükbabasının yanına gider ve anlatır. büyükbaba bir not yazar ve bunu aya ulaştıklarında orada canlı varsa onlara vermelerini istediğimi söyle der. çocuk notu götürür. beyaz adamlar kahkahalarla gülmeye başlarlar. 3 5 tane kargacık kurgacık çizgi varmış. çevirmen eline alır kağıdı ve gözleri dolar. çevirir yazanları:
dikkatli olun topraklarınızı elinizden almaya geldiler.
yazıyordur.
temiz insanların kullanacağı bir tozdan kirden koruma kılıfıdır. çekmece önceden ciflenir silinir. ardından tüm çekmecelerin altına serilen kaydırmazlar serilir. iç çamaşırı gibi sağlık açısından temiz kalması en gereken çamaşırlarımız direk o çekmeceye koyulmaz bu küçük hurçlara yerleştirilip öyle çekmeceye yerleştirilir.
ilk olarak bunun bir yabancı versiyonu vardır izleyip bu bir özentilik de biz yapalım denilmiştir.
sonrasında olaya bak diye kahkahalarla gülünesi bir durum vardır o da 20 cm lik şeyi poposuna koyup gezdirmesidir. ancak bu kadar salak olunabilir sanırım. bunlar ilk göze takılan tespitlerdir.
şimdi asıl ibretlik kısma geliyorum. kız insanların donduğu kış vaktinde ip askılı bir büstiyerle dışarı çıkmıştır bu da yetmemiş bir de taksim ve çevresinde gezmiştir. istanbulu bilmeyenler için şöyle anlatayım ankarada ulus ve kızılayda gezmek neyse onunla eş değerdir. bir de haliç köprüsünden geçmiş. bu sebeple sadece bakıp geçmiş olmalarına dua etmelidir. ki hiç sanmıyorum sadece bakıp geçilmiş olduğunu. teğet geçmiş olabilir.
entry me tıbbi değeri olan bir sözle son vermek istiyorum:
(bkz: romatizma eklemleri yalar kalbi ısırır)
yani ordan bir bağlantı kurun işte. evet alakasız gibi ama siz kurarsınız alakasını.
röportaj öncesinde muhabir ve patronu arasında geçen diyalog:
-p: dışarıda etrafına bakın ve öyle bir kız bul ki böyle kendinden geçmiş ve herkes tarafından itici görünsün. biraz da aptala benzesin lafları aptalca olacak gibi olsun
-m: neden efendim
-p: ona türban meselesini sorduğunda karşıyım desin ama kendini de savunamasın ve insanlar bu röportajı izlediklerinde bak sen şu küçük k.v.şeye demek türban iyi bi şey takmayanlar böyle oluyor desin
-m: tamam efendim
bir süre sonra tam da istenilen gibi bir tip bulunur. ve tam da istenilen gibi salakça cevaplar vermeye çalışır. ve tam da istenilen gibi aslında açık olmanın daha kötü bi şey olduğu gösterilmeye çalışılır.
yazar notu: malesef adamın g.t olmasını isterdim ama bariz kız olmuş.
allah 'ın onu iyiliğiyle sarıp sarmaladığı iyiliğe ve huzura gelmesi için içinde gezindiği onu çağırdığı anlardan biridir o an. belki de o 'na en yakın olduğu an o andır.
bir kere öncelikle şunu söyleyelim her müslüman her isteneni yapmıyor. yani herkes orucunu 30 gün tutmuyor, herkes hergün namaz kılmıyor vs. ama bunun yanında inandığı için en azından bunları yapmasa bile cezasını çekip yine cennete gidecektir.
ama bi de tam müslümanlara bakalım. diyelim ki allah yok. ama bu insan namaz kıldı. oruç tuttu. zekat verdi. kurban kesti ve fakirlere dağıttı. alkol almadı.
sonuç olarak namaz kılıp alkol almayarak spor yapmış ve vücuduna iyi bakmış olur. oruç tutarak yılda 1 ay detox yapmış olur. ayrıca asıl amacın açların halinden anlamak olduğunu da unutmayalım. diyelim ki zekat dağıttı ve kurban kesip fakirlere dağıttı. bu açlık çeken fakir olan insanlara yardım edip sosyal yaşama faydadır. ve kurban kesilmesi durumu da canlı yaşam döngüsüne yardımcıdır. onun dışında cinsel anlamda her gece bir başkasıyla birlikte olmak da yasaklanmış. buna uymak da cinsel yolla bulaşan hastalıkların, aile düzeninin korunmasına yardımcı olur. (aile düzenlerinin bozuk olduğu ülkelere bakılsın)
olaylar bu yönde tamam hadi yoksa? diyelim bunlar olacak. ve bunların tersi şeylerden de mahrum kalınmış olacak. pek kaybedecek bi şey yok gibi göründü bana hatta sağlıklı yaşam için bir çok kazanç var.
peki hadi varsa? sorusu daha ağır bir yük değil midir?
Çok uçuş yapmadım ama hacca ve 2 defa umreye giderken yaptım. anca bu kadar olabilirdi yani. insan türkçenin yanına bir arapça ekler hadi beynin ona yetmedi bi ingilizce 3 5 kelime ezberle. her gün uçan bu uçan memeliler ellerinde kağıttan her gün okudukları cümleleri okumaktan acizler. güzelini de görnedim daha ama sanirim onu cünup olmayalım diye bilinçli seçmişlerdir. sonuçta mekkeye uçuyoruz yani.
bilimsel bir bilgidir. tedaviyi gerektirecek kadar ruhsal sorunu olan %25, tedavi gerektirmeyecek ruhsal sorunu olan %15 tir. ve herkesin psikiyatrlara gitmedigi düsünülürse eğer trafikte her önünüze gelene kendi sağlığınız için korna çalmayınız.
4 gune bir 36 saat calisan aradaki gunlerde de gorevinin basinda olan doktorun döner sermayesini kesip istanbul gibi yerde 1 milyar kiraya giderken 1.800 lira maaş verilince gayet doğal oluyor tabi. haa bi de belki buna çok memnun olmuş olanlar vardir diye söylüyorum hastalar için daha kötü bir haberim var: sağlik gibi insanin doğuştan kazanmiş olduğu ve devletin bakmakla yükümlü olduğu bir hakki artik ödemeyen bir devletimiz var. bir paket veriyor. diyor ki bunun disina cikarsan ödemem. hasta geliyor. test yaptirmak lazim. istenen testlerin bir kismi ödenmiyor. ya cebinden verecek ya 1 hafta sonra yine gelecek (yaşarsa). yani anlayacağiniz para iyi idare ediliyor evet. benzin 4 tl olmuş, her şey ateş pahasi ama bunun yaninda 1 kere millet vekili olmak emekli millet vekilligi icin yetiyor. 5 yil calis sonra yat 6000 para al. aday olucam o derece.