Hesabımın düzenli olarak her ay hacklendiği müzik platformu.
Nereden nasıl hacklendiğini de hiç anlamıyorum. internet bilgim, internetin megacigabitli bişey olduğu ve kullandıkça bu bitlerin bittiğiyle sınırlı.
Hackleyen kimse müzik zevkini de sevmiyorum. kötü kötü dubstep albümü falan yapıyor kendine ama allahtan benim playlistlerime dokunmuyor.
Geçenlerde ofiste müzik dinlerken hackedi gene. açtı dubstepi keyfi yerinde. Hello there diye bi şarkı açtım, tabi eş zamanlı olarak o da çalan şarkının adını görebiliyor. Hello my love adında şarkı açtı karşılık olarak. Başladık şarkı isimlerinden konuşmaya bununla. How are you lar, how old are you lar tanıştık iyice adamlar Romanyalı 22 yaşında bi delikanlıymış. I Want to know you more isimli parçayı açtım, şerefsiz Vaya Con Dios'tan Nah neh nah'ı açtı. facebook dedim gene nah neh nah.
En son The Kinks'ten set me free açtım salsın beni artık diye, pitbull'dan I know you want me açtı.
Gitmiyo da köpek, sevdi beni iyice. Her yakaladığımda Tarık Mengüç, Mahmut Tuncer, Aleyna Tilki falan açıyorum. Kanasın kulakları şerefsizin.
Spotify'da tüm hesaplardan çık ve şifre değiştir gibi geçici çözümlerden başka bu hacklenme işine bi derman bilen varsa el etsin. zor durumdayım sözlük.
spotify, sadece müzik dinleten ve tık başına sanatçıya para kazandıran bir uygulama değildir.
hayir sanki adamlar sarkilari izinsiz alip kullaniyorlar. telif var kardesim, adam sarkilarinin spotify'da kullanilmasina izin veriyor, bizim otu boku savunalimcilar da yok sanatci somuruluyo diye karsi cikiyo.
bu tarz uygulamalari sirf tek kanaladan para kazanma uygulamasi olarak gormeyin. en basta sanatçılar hiç bir zaman ulasamayacaklari kitleye bu program sayesinde ulaşıyorlar. adını sanını duymadığım ve duyamayacağım sanatçılar tanıdım bu program sayesinde. konserleri oldugu zaman gittim, yeni album cikardiklari zaman daha fazla destek olmak amacıyla aldım. yok ama neymiş sömürülüyormuş da bıdı bıdı.. bırakın herşeyden duyar kasmaya çalışıp bok atmayı.
Kredi kartimda bir problem olmamasina ragmen bir turlu premiumu güncelleyemediğim müzik dinleme uygulaması.
hayır adamlarla iletişime geçmek istiyorum sürekli communitye yönlendiriliyorum. la para vericem oğlum indirim falan da talep etmiycem, niye bu kadar ugraştırıyosunuz.
Nasıl ulasabilecegime dair bilgilendiren biri cikarsa ilk iki şarkıyı istek çalıcam.
kızın peşinden koş yüz vermesin, kafa dağıtmak için oyuna gir bi de burda reddedil. kulübünüze transfer olmak istemiyor ve bu fikrini hiç değiştirmeyecek gibi görünüyor.
la durun bi dinleyin derdim neymiş, bi şans verin belki mutlu olucaksınız benimle ama yok.
cimri olduğum için değil, başka insanlara bağımlı olmayı sevmediğim için kendim kesiyorum.
başkalarına yaptırdığınız bazı işleri kendiniz yaptığınızda kendinize olan güveninizi de artırıyor.
başlığa sığmadığı için kısaltmak zorunda kaldığım, orijinali "that that is is that that is not is not is that it it is" olan noktalama işaretlerinin gerekliliğini vurgulamakta kullanılan, türkçedeki oku da baban gibi eşek olma kalıbına benzeyen ingilizce cümledir. noktalama işaretleri eklenmiş halleri de şu şekildedir.
That that is, is that that is. Not is not. Is that it? It is.
That that is, is that that is not. Is not "is that" it? It is.
that that is, is. that that is not, is not. is that it? it is.
ben artık bunların ne istediklerini cidden anlayamıyorum. abicim, özerklik ilan edip türkiye'den bağımsız olmak istiyosun hem de türk öğretmenler geri döndüklerinde çocukların gözlerine nası bakacaklarını merak ediyosun. lan istiyomusun istemiyomusun bizi bi karar verin. bi kız arkadaşım bi siz yettiniz lan bi huzur verin artık.
ben artık bunların ne istediklerini cidden anlayamıyorum. abicim, özerklik ilan edip türkiye'den bağımsız olmak istiyosunuz hem de türk öğretmenler geri döndüklerinde çocukların gözlerine nası bakacaklarını merak ediyosunuz. lan istiyomusunuz istemiyomusunuz bizi bi karar verin. bi kız arkadaşım bi siz yettiniz lan huzur verin artık.
roy brown tarafından bestelenmiş, bir çok rock tarihçisine göre rock'n roll müziğin başlangıcı olarak kabul edilen parçadır.
büyük bir wynonie harris hayranı olan roy brown ilk bu besteyi kendisine sunmuş ama harris abimiz reddetmiş. daha sonra elvis presley ve the doors da dahil olmak üzere bir çok sanatçı tarafından coverlanmıştır.
önceki 3 sınava nazaran şahsıma kolay gelmiş sınavdır.
Kitapçıkları önüme uzatıp bunlar seçmece kitapçıklar seç bitane diyen gözetmenin tatsız espirsinden sonra odaklanmakta zorlansam da yaptık bişeyler.
yalan, sadakatsizlik, güven eksikliği gibi genellenebilir belki ama her iliskinin kendine has ozellikleri vardir ve ikiskiye zarar veren seyler bu ozelliklere gore farklilik gosterir.
istedigin kadar dürüst, sadık, yapıcı, anlayisli ol gene de karsindakine yeterli gelemeyebilirsin. bi liste oluşturmak istersen aklina gelen herhangi bir seyi listeye ekleyebilirsin.
Beyaz ve Candan Erçetin\'in atışmalarına katılmak isteyip video çeken üniversiteli kızlarımızdan birinin videonun sonundaki değişik beatboksımsı şeyi.
aha video: https://www.youtube.com/watch?v=19FGZCxLsxo
o son kısma kadar ben sözleri falan gayet beğendim aslında (bende de vırroluk olabilir tabi bilemiyorum). ama o son kısımdaki mustıkıçıkçık bende iz bıraktı. olur olmaz yerlerde aklıma geliyo. kızın söylerkenki bakışlarını hatırlıyorum bi utanıyorum, üzülüyorum, sıkılıyorum.
neyse, finallerin de açıklanmasıyla 5 buçuk yıldır okuğum bölümden mezun oldum. Bugün evrakları teslim edip geçici mezuniyet belgesini aldım. tüm üniversite öğrenimim boyunca karşılaştığım sorunlara profesyonelce solitaire oynayarak ilgilenen öğrenci işlerindeki teyze \"tebrik ederim. meslek hayatında başarılar dilerim\" dedi. dediği gibi bende bi heyecan bi ürperme. ya nasıl videodaki kız edasıyla \"mustıkıçıkçık ıh tıh ah adiyö şıllık seni\" diyesim var anlatamam. tokalaşırken öyle kalakaldım. kadın bi tepki bekliyo hani teşekkür ederim falan gibi ama yok abi. en sonunda \"alleraziulsün\" gibi bişey çıktı ağzımdan. allahtan kapının yanındaydım da kadının \"ne dedi la bu demin?\" bakışını göz ucuyla görüp, dışarı sıvışabildim.
yardım edin sözlük zor durumdayım. şifa bilen beri gelsin de kurtarsın beni bu illetten. bu bünye ne cibili şak şaklar ne jamiryolar ne şah damarlar gördü de böyle bozulmadı. yoksa bi çaresi ben yandım siz de yanın, yaşadıklarımı siz de yaşayın.
Rakstedi ve Bibap. karakterleri çok kişinin hatırlayacağını sanmıyorum ama.. müdür yardımcıları. hakkaten benziyolardı.
gupçik hamdi'den bahsetmek bile istemiyorum.
vılelele vılelele vıle don mame, şilelele şilelele şile don mame.
van'da sürekli maruz kalınan kürtçe parçalardan biridir. hayır burdaki kürtçe bilen arkadaşın dediğine göre de amca kızına olan sevgisini anlatıyormuş bu şarkı. eleştiticem şimdi faşist diyceksiniz.
ABD nin orta doğuda herhangi biyere yardım eli uzattıktan sonraki hallerini liste şeklinde incelemesi gereken maldır.
abd gelişmişlik düzeyini eleştrimeyen bu başlığı anlamak için ortalama bi zeka seviyesinde olmak yeterlidir.
60 tlye kaliteli sac tras makinası al 5 yil kullan. ayda bir kere saclarini kessen 1 tlye geliyor efendim. hem istedigin sac sekline kendin karar veriyorsun. fazla secenegin olmadigi icin kafan karisip öyle mi yapsam böyle mi yapsam diye kafan da yorulmuyo. hem de yandan berber değirdimi lan acaba endişesi yok. Üstelik kendi kendine yetebildiğini gordugun zamanki özgüven artışı da yanında cabası.
berber kardeslerimden seri eksi bekliyorum.
klasik kişisel gelişim kitaplarından bir hayli farklı üslup ve yöntem ile yazılan, gerek kisisel gerekse is hayatinizda yaptığınız bir cok davranışın farkına vardiran başarılı bir kitap.
bu kitap alışkanlığınızı degistirmeniz icin yapmaniz gerekenleri degil, o alışkanlığın başlangıç, rutin, ve sonucundan olusan basamakları anlatıyor.
ben kotu aliskanliklarimdan memnun oldugum icin daha cok, hayatıma yararli aliskanliklari sokmak icin isime yaradı.
uludağ üniversitesinde iktisadi ve idari bilimler fakültesinde okuyan öğrencilerdir. üniversite okumanın hakkını veren az bi kitlenin yanında, bir çok boş öğrenciye sahiptir.
az önce iibf kırtasiylerinden birinde şahit olduğum, kırtasiye sahibi ve sarışın bi kızın aralarında geçen diyaloğu aynen aktarıyorum.
sarışın kız: iyi günlar, mikro iktisat kitabı alıcam
çalışan: tabi, hangi yazar?
sk: bilmiyorum işte bizim okulda okutulan kitap. mavili yeşilli
ç: (zeynel dinler'in meşhur mikro ekonomi kitabını çıkardı) budur o zaman. 35 lira.
sk: ya hayır bu değil. mikro iktisat dersinde okutuyolar bize istediğim kitabı.
ç: (başka bir mikro ekonomi kitabı çıkardı) ya bu ya da bu okutuluyor burda.
sk: ya öff siz salak mısınız? mikro iktisat diyorum size, siz mikro ekonomi kitabı çıkarıyosunuz! üniversitede kırtasiye açmışsınız okuma yazmanız bile yok!
evet. uludağ üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesinde ekonomi ve iktisadın ne olduğundan habersiz, derslere gelmeyen, araştırmayan, kitap okumayan, cahil, okuduğu bölümün ne olduğuna dair en ufak fikri olmayan; üniversiteyi en az 4 yıllık bir dinlenme, eğlence ve salt sosyalleşme kurumu olarak algılayan yığınla öğrenci mevcut.
sana kitap oku, araştır falan da demiyorum. sadece okuduğun bölümün ne olduğunu, ne işe yaradığını ve ana bilim dallarının belli başlı terimlerini ezberle. seninle aynı üniversitede ve aynı bölümde okumaktan utanıyorum.