'' Adım Zebercet... Zebercet! Bu otelin yöneticisiyim. 28 Kasım 1950'de doğdum yedi aylık. Annem 44 yaşındaymış o zaman, babamdan büyük. Dört kez düşük yapmış bana kadar. Sünnet olduğum yaz öldü 1960'da. ilk okul üçteydim, orta okuldan ayrıldım. Bir süre aylak dolaştım, sonra askerlik. 71'de terhis oldum. Babam bir kaç yıl önce öldü. Oteli ben yönetiyorum 80 den beri, sorumluluk isteyen bir iş. Adım Zebercet... Oysa ben sizinkini bilmiyorum, gecikmeli Ankara treniyle geldiniz üç gün önce kaydınızı yapamadım adınızı söylemediniz, döneceğinizi biliyorum gittiğiniz köyden; Hacırahmanlıdan. Bir haftaya kadar dönerim dediniz...''
40 yıldır futbolun içindeyim diyerek olmayan bir penaltıyı oldurmaya çaba gösteren başkana verilen ayardır. üstelik bu görüş açısıyla bırak 40 yılı 80 yıl futbolun içinde olsan ne yazar ki...
gomez'e verilmeyen kırmızı karttan yürüse şenol hocadan bu tarz bir çıkış gerçekleşmezdi. halüsinasyon görüp, son dakikada penaltıyla fişi çekelim kolaycılığı bu ayarı hak ediyor arkadaş. yoksa kimsenin gençlerbirliği kulübüne laf ettiği yok. türkiye liginin altyapıya önem veren sayılı takımlarındandır, severiz, sayarız ama başkan sakal traşıydı, penaltıydı, carttı curttu derken eski günlerinden çok uzak...
türkiye'de basın özgürlüğü diye bir şeyin defalarca olmadığını gördüğümüz halde, rte'nin ısrarla biz de basın özgürdür diyerek okuduğu martavallara hala inananların olup olmadığını merak etmeme vesile olmuş başlık. 150 küsurlardaki sıramızı hatırlatacak değilim.
şimdi, sabah gazetesinden mahmut övürbirgün'e demiş ki: ortaklaşa kararlaştırdık, bir organizasyon mevcut. iyi de hacı cüneyt özdemir'in söylediği gibi okey partisindeyken hepinizin aynı anda aklına gelmiş tesadüf bir başlık olamayacağı açık. eee şimdi bunu benim ve arkadaşlarımın eline sıkıştırdılar da diyemezsin. yani bir nevi itaat edip, tepedekilere gönül borcumu ziyadesiyle yerine getirip dalkavukluk yapıp maaşıma büyük ikramiye yapılıyor da diyemezsin. ortada bir seçenek kalıyor hocam o da organizasyon falan filan... bu organizasyonu daha fazla yazarla kotarma niyetindeydik ilgi çekmek için. sayımız ancak 14'te kaldı. bir dahaki sefere hedefimiz 44 yazar. söyleyin senaryo yazmak zorunda kalmayalım.
2'sinin toplamından bir sol bek yapmaya kastım uzun zamandır. fakat ortada sadece kötü bir ramon motta varmış ve onunla uğraşıyormuşum. diğeri yokmuş bile.
sen yıllarca sakat olsun, moral ver, bak, büyüt, yeme yedir, içme içir, sonra adam iyileşsin ve sarıyer'e karşı dahi sahanın en rezili olsun. hiç mi borcun yok ulen kulübe?
necip uysal'dan yedek olur, kızma ama senden o da olmaz bu halinle ismail.
neyse versusun galibi. ramon motta. kötü ama galip. insanda biraz onur olacak, hırs olacak.
uzun zamandır iki vekil ve fikirleriyle ilgileniyorum, bu başlıktan diğerlerinin işe yaramaz olduğunu mu çıkartırsınız bilemem. bildiğim ikisi fikirsel olarak beni tatmin ediyor, ziyadesiyle işe yarar vekiller kategorisindeler. bir sohbet etme imkanım olsa ilk soracağım soru sizin chp'de bunca tutarsızlığın ve omurgasızlığın arasında ne işiniz var olacak?
--spoiler--
''beni tanıyan herkesin size söyleyeceği gibi, makbul biri değilim. kötü adamı sevdim hep, kanunsuzu, hergeleyi. iyi işleri olan sinek kaydı tıraşlı, kravatlı tiplerden hoşlanmam. ümitsiz adamları severim, dişleri kırık, usları kırık, yolları kırık adamları. ilgimi çekerler. küçük sürpriz ve patlamalarla doludurlar. adi kadınlardan da hoşlanırım; çorapları sarkmış, makyajları akmış, sarhoş ve küfürbaz kadınlardan. azizlerden çok sapkınlar ilgilendiriyor beni. serserilerin yanında rahatımdır, çünkü ben de serseriyim. kanun sevmem, ahlak sevmem, din sevmem, kural sevmem. toplumun beni şekillendirmesinden hoşlanmam.''
--spoiler--
--spoiler--
"Ötekilere gelince, karşı kıyıdakilere gelince, kendimizi asla onların yerine koymaya çalışmayız, şu ya da bu sorunla ilgili olarak tamamen haksız olamayacaklarını kendimize sormaya hiç gelemeyiz, onların şikayetleri, çektikleri acılar, kurbanı oldukları haksızlıklar karşısında yumuşamaktan kaçınırız. Sadece, çoğu zaman topluluğun en militan en laf ebesi, en aşırı kesiminin bakış açısı olan 'bizimkiler'in bakış açısı önemlidir."
--spoiler--
sıklıkla karşılaştırılan iki araba. araç teknik özelliklerinden pek anlamam, ama şu var kullanıcılara bakınca durum ciddi ayrışıyor. cooper sanki fazlasıyla bir zümreyi betimliyor ki o kitleyle anılması yani özdeşleşmiş olması fazlasıyla itici. beetle ise farklı. eski ve yeniyi birleştirmişler ortaya farklı bir ruh çıkmış. gerçi ruh deyince eski kaplumbağacıların hedefine girebiliriz ama vw yine de bir ruh barındırıyor. zira 2000'lerde durumun modernize edilmesi normal. ( diğerinde sanayiden çıkamamak var )
son tahlilde böyle versusun içine sıçayım. beetle beetle yine beetle. içinde de hafiften hafiften love me do çalacak. değmeyin benim gamlı yaslı keyfime.
şu ana kadar en az 10 sevgilisi olmuş erkeğin neden eleştirdiğini bilemediğimdir. erkeğin 10 sevgilisi olunca çapkındır yapar, hatunun olunca yolludur. zihniyetinize, adalet algınıza sıçayım. hem anlayışınız abazalığınızla nefes alsın yeter olacak, hem de bıdı bıdı yapacaksınız. sizi çelişik suratlar sizi...
edit: bir anlayamadınız kişinin özel hayatının kimseyi ilgilendirmediğini. yıl 2015 hala bunu konuşuyoruz.
albümlerini yurtdışından getirmenin bünyeme iyi geleceğini hissettiğim isveç'li grup gibi grup. hele bassistleri yok mu,o nasıl bir performanstır hacı.
var olan bir ekol. köke ve geçmişe bağlı sağlam bir ekoldür bu. aslında sadece metal olarakta düşünmemek lazım. bir rock terbiyesi (kültürü) var bu adamlarda.
genelde kuzey avrupa heavy metali deyince akla önce power metal geliyor ama bu daraltıcı bir bakış açısı olur.
ana yemek gelmeden şimdilik idare edin mantığıyla servis edilen yiyecek. açken sen, sen değilsin tavrıyla tek lokmada yutulabilir. akabinde tekrardan beklemeye devam edilir.
sevimsiz bir selamlaşma yöntemi. geçenlerde firmacı bir arkadaş yaptı bunu. ısrarla tokuşturmak istedi ben de ısrarla adam gibi öpüşelim dedim. garip bir durum ortaya çıktı, ikimiz ne öpüşebildik ne de kafa tokuşturabildik. mal gibiydik, ne bok yediğimizi kendimiz de anlamadık.
anımsıyorum okulda da reddetmiştim hepsini. gerçi bazısı piçliğine yapıyordu tepki ölçmek için. ben de nazik nazik kantinin kapısını açıp herkese yol veriyordum. naziklik insanın ruhuna işlemesin. piçliğe cevap kibarlıktan geçer.
ezelden beri kaba bulurum bu selamlaşma tarzını. siz tokuşturadurun kendi aranızda, ben almayayım.
--spoiler--
''grup içindeki anlaşmazlıklar bilmemneyler tarzı saçma açıklamalara gerek yok. grubu bitirme kararını alma sebebimiz artık bir havası, bir özelliği kalmamış olması. başladığı günden itibaren zaten çok fazla abartılmış bir projeydi, son yılda da iyice bir rock'nroll band'e dönüştü. kimler bunun farkında ama bu beni rahatsız ediyor. bir kişinin yaptığı projenin ötesine geçen durumlar oldu. benim hayalim de elbette bu değildi. FAKAT yasal durumlardan dolayı, ayarlanmış ve duyurulmuş konserleri yapacağız çünkü hapse girmek istemiyoz. ani kararlar alabiliyoruz ama hala biraz göt korkumuz var. hepimize geçmiş olsun.''
--spoiler--