iştah açıcı bir görüntü değildir. insanın bilinçaltına ittiği vahşilik bir anda günyüzüne çıkar. tavuğa düşman gibi saldırılır. ortasından büyük bir ısırıkla başlanır. bunu gibi 3 ısırıktan sonra tavuk bırakılır. arkadan gelen yanaşma veya kahyanın fakir oğlu tavuğun geri kalan kısımlarını yer. tabi erol taş abimiz bunu bile elemanın burnundan getirtecek bir kahkaha patlatır(aynı anda göbekte kaşınır).
ayrıyetten de "ayşin,bize gidelimmi?sana bi kuru döktürürüm parmaklarını yersin,bide yanına soğan kırarım hea?" gibi bir teklife kızların kale almayacağı garantidir.
sağlam bi kuru-pilav yapamayan erkeklerdir.yapabildikleri yemekler genelde bayanların kulağına hoş gelen dikkat çekici yemeklerdir.risotto,lazanya seyrekte olsa suşi,diğer varsa başka uzakdoğu yemekleri gibi...
vaktiyle köyün birinde bir molla,daha geniş kapsamlı bir eğitim almak için medreseye gitmiş. molla medresede tam 6 sene harikulade tam teşeküllü bir eğitim almış. fıkıhtan kimyaya,logaritmadan mantığa...eğitim süresinin sonunda hocasın
dan hem icazet hemde destur almak için yanına uğramış. ve bundan sonra köyünde hizmet vermek istediğini kendisine söylemiş.
hocası onun bu isteğini memnuniyetle karşılamış ama kendisine "6 aylık da siyaset eğitimi var,bu kadar sene okudun gel 6 ayda siyaset dersine gir" demiş. molla bunu kabul etmemiş "benim siyasetle falan işim olmaz ben hocayım" demiş. medresedeki hocası da daha fazla teklifinde ısrar etmeden öğrencisinin köyüne dönmesine izin vermiş. molla köyüne bir cuma namazı saatinde gelmiş ve evinden önce camiye cuma namazını kılmaya gitmiş.
cuma hutbesinde hoca vaaz ederken,molla onun sözlerinin bir cahil zırvası olduğunu düşünüyor ve ona müdahale etmemek için kendini zor tutuyordu. sonunda hocanın iyicene sesini yükseltip,kaşlarını kaldırdığı vaazın en can alıcı noktasında birden bizim molla atılarak"bu insanları yanlış bilgilendiriyorsun,sen bu halinle fetva veremezsin,yazık sana..." sözünü bitirmeye kalmadan hocanın çemkirmesiyle karşılaşmış hoca"işte zındık,işte müslümanların düşmanı yakalayın şu münafığı.." diye cemaati mollanın üzerine saldırtmış. zavallı molla kendisine saldıran azgın kalabalığa aklı başında birşeyler söylemeye çalışmış ama tabiiki nafile.ağzı burnu kan içinde ayrılmış köyünden.
medreseye tekrar hocasının yanına dönmüş molla. ve durumu anlatmış.hocası"6 aylık siyaset dersimiz de bununla alakalıydı" demiş. mollada jeton yeni düşmüş anlamış ki lazım olmayan birşeyi bu medresede öğretmiyorlar. neyse efendim molla 6 aylık siyaset eğitimini de alarak köyüne dönmüş tekrardan. ve köyün camisine gitmiş bu sefer ne yapcağını bilerek.tükrüğübolhoca yine tükürürerek,cemaate hararetli bir konu anlatırken,molla yerinden kalkmış ve"ne muhterem bir zat,evliyaulallah insan böyle bir insanın sakalından bir kıl koparan cennete gider vallahi" demiş. bunu duyan cemaat hocanın sakalından bir kıl koparabilmek için yarışmış. bu izdiham sonucunda caminin hocası ezilmiş ve izdihamdan boğulmuş.molla böylece cahil hocayı ortadan kaldırıp köyünün imamı olmuş.
bayan olan versiyonlarından kesinlikle uzak durulmalıdır. müşteriyle sahte samimiyet kurmaya girişler,beyaz ve parlak dişler,ahmedinejad gibi sürekli gülen bir yüz. bunlar bile bir numaralı samimiyetsizlik eylemleridir. ayrıyetten de maaşlarının yüklü bir miktarını kuaföre bayılırlar. kuaförün en yağlı müşterisidir ve kanki olmuşlardır. kendilerini bütünüyle işlerine vermişlerdir. belli belirsiz zamanlar da ani çıkışları gözlemlenmiştir.
insanı acayip eğlendiren bi diziydi bu.gençlik dizisi diyebiliriz ama gençlik dizilerinde bulunan abuk klişelere bunda hiç rastlanmazdı.aşk sarmalları,güzel kızlar,yakışıklı erkekler,zengin aileler geyiğine hiç girmezlerdi.yarın ki bölüm ne olcak diye de insanı kastırmazlardı.dünyanın en güçlü adamı artie,petunya(dans edebilen dövme),çatlak servis şöförü drue(mutluysan ve biliyorsan ellerini çırp),endless mike(dizinin en baba piskosu),helen,anne,baba...vs.her bölümde farklı bir macera olurdu.sürekli çalan telefonun laneti,dondurmacının kayboluşu,abi pete'in kopya macerası,kardeş pete'in dans macerası...nickelodeon'da 18.30'da başlar 19.00'a doğru biterdi.şimdi bile olsa izleyebileceğim dizidir. (bkz: nickelodeon)
ister manken,ister şakıcı yada futbolcu(evet bir bu üçlüyle başlamak iyi bir fikir olmayabilir) kamuoyuna mal olmuş başarılı insanlarda daha gördüğümüz durumdur."avrupaya açılmak yada daha futuristik olursa "dünyaya açılmak" popçu gencimiz ülkesinde kitleleri arkasında sürükler ve "genç kızların da sevgilisi"dir.kızlar onun konserlerinde ağlarlar,ilkokul 4'de giden kızlar okuldan eve gelirken onun şarkılarını dillendiriyorlar kısacası yürekler onun için atıyordur.piyasaya popüler bir deyimle "bomba gibi" çıktığında ve yine albümü patladığında, o yaz ve ondan sonra ki yazlarda diskoda,barda,gönlüm hovarda da,plajda artık hep onun şarkıları dönüyordur.
o, avrupai soundlara alaturka ritmler serpiştiren besteciden destek almaktadır.ve bu şarkılara genç kızlar kah göbek atarak kah içinde bulundukları dönemde moda olan dans figürlerini yaparlar.esas oğlan ise fethiye,bodrum,marmaris'te jet ski yaparak,muza binerek ve konser vereceği otelinde kendi deyimiyle"gündüz eğlenerek,geceleyinde çalışarak" geçirecektir.ve basın mensuplarının ısrarcı sorularına karşı "kalbim şuanda boş ama kimse sanmasın ki boş kalacak ehi ehi" cevabıyla geçiştirecektir.ve asla ve katiyetle basın mensuplarını incitmeyecektir.
saat bir sürü kez 00.01'i,12.45'i,15.30'u ....vs gösterecek günler haftaları takip edecektir.yine böyle bir gece de saat 00.00'ı yeni geçmişken gong üç kez vurmuştur,bu üç gong şunu bildirmektedir.1.gong"evet misyonunun kapıkule-aralık kısmını tamamladın".2.gong"çok seviliyosan bilki inişler yakındır" 3.gong"sadece bura ile sınırlı olmadığını insanlara göster" -nasıl? bu ilk önce avrupaya açılmak ile olabilir.ülkemizde tatil için gelen rus,ingiliz,alman kızların ağızlarında senin şarkıların vardır.cesaretlenirsin böyle durumlarda.avrupaya açılmada en iyi başlangıç,avrupada vatan hasretiyle yanan gurbetçi vatandaşlarımıza ulaşmaktır.görünüş ve ortam seni hayal kırıklığına uğratmış olabilir.yanlış parkeden araba anonsları ümidini kırar.
ama kimse sana wembley stadyumunun açılışında devasa bir konser vermeni vaadetmemiştir ki.ufak çaptaki avrupa turnesinden sonra yüreğinle umutlarla dönersin memleketine.bu arada memlekette kaldığın süreç içerisinde bazen amerika bazen de güney asya gibi egzotik yerlerde "inzivaya" çekilirsin.bunları da yine basın mensuplarıyla paylaşırsın,bir iki klibin mtv de dönerken heyecanlanırsın.sırf ingilizce olması için bir şarkı yaparsın ama olmaz işte.tekrar yükseklerinden uçtuğun kendi ülkenin en iyi popstarlarının arasına dönersin,rahatlık mı batıyo a.q.deyip önceki albümdeki şarkıların sözlerini birazda bestede değişiklik yaparak yeni albüm diye millete yutturup gidersin.(popstar)
kgb,cia,fbi gibi gizli servislerin sistemlerini çökerten insanlardır.ama genelde para babası bela adamın kölesidir "nick,telefondaki kişinin koordinatlarından yerini tespit et" "nick, thompson'ın nyc bank'taki hesabına gir" "nick,adamın parmak izlerinin analizleri nedir" "nick benim kayının bağ-kur gün dökümüne bak" yada "nick, paris hilton seksi fotoğraflar,video ehüüü ehhh" -eeeh yeter lan! zaten lanet olası fedarellerle başım dertte...!