türkçe destek ekiplerinin ortalama bilgi düzeyi son derece düşük olan, sürekli hatalı yönlendirmeler yapan ve yanlış tavsiyeler veren teknoloji firmasıdır.
pandemi ortalarından beri, yüzünüzde maske varsa ve kolunuzda apple watch takılıysa, face id otomatik olarak açılıyor (hangi güncellemeyle geldiğini hatırlamadığım için pandemi ortası dedim).
fakat iOS 15'e geçtiğimden beri bu işlevde bazı sorunlar yaşamaya başladım. telefon masadayken, yüzüme bakmıyorken ekrana dokunduğumda ve ekran açıldığında, kolumda watch varsa face id kilidi bazen açılmaya başladı. veya telefon elimde, yürüyorum, telefon ekranı bazen normal şekilde açılıyor, face id yüzümü görmediği için normalde kilidin açılmaması gerekiyor. fakat kilit açılıyor.
bazıları abarttığımı düşünecektir fakat bu esasen bir güvenlik sorunu. face id yüzümü görmeden açılmamalı.
bu konuyu apple destek ekibiyle paylaştım. problemi bir türlü anlamadılar. teknolojiden anlayan ve türkçeyi son derece düzgün kullanan biriyim, cümlelerimi bir türlü anlamamaları can sıkıcı olsa da problem değil elbette. iletişimdir, sorunlar olur. belki de ben anlatamadım.
fakat sorunu anladıklarında gelen cevap çok kötüydü.
"saat kolunuza takılı olduğunda face id'nin yüzünüzü görüp görmemesinin önemi yok ki, yakınsa açar"
gerçekten çok şaşırdım, çünkü söyledikleri şey %100 hatalı. şöyle anlatayım:
bahsettikleri özellik macbook'larda var. ekranı açtığınızda saat kolunuzdaysa, touch id veya şifre girmeden ekran otomatikman açılıyor.
fakat face id böyle bir şey değil. maske veya yüzünüzün bir kısmının görünmesini engelleyen bir şey varsa, watch kolunuzda mı diye bakıyor, kolunuzdaysa kilidi açıyor. yani karşısında bir yüz görüp, bir kısmının kapalı olduğunu algılıyor. bu sebeple dağı taşı gördüğünde açılmaması gerekiyor.
derdini seveyim diyenler için: bu en başında bir güvenlik sorunu. ayrıca watch, iphone'un kilidini her açtığında titriyor. yürürken telefon ekranı devamlı açılabilir, dokununca veya kaldırınca açılır. ve bu esnada saat titreyip kilit sesi çıkarıyor. son derece rahatsız edici bir şey.
bunu izah ettiğimde "o zaman temiz kurulum yapın" dediler her zamanki gibi.
bir çözüm öneriyorlar, hatalı olduklarını söylediğinizde telefonu sıfırlamanızı istiyorlar. sokak arası telefoncusundan hiçbir farkları yok. bunu aynı şeyi yirminci kez falan yaşadığımdan söylüyorum. bazıları günde yarım saat teknoloji haberlerini takip eden birinden bile daha az şey biliyor.
--
ayrıca dedikleri doğru olsaydı, watch kolumdayken telefonun ekranı HER açıldığında kilidin de açılması gerekirdi. onda bir olan bir şeyden bahsediyorum.
yıllarca büyük bir sevgi ve takdir beslediğim, ancak son zamanlarda çok soğuduğum ve yeniden markalaşma hamlesiyle de benim nezdimde tüyü dikmiş online yemek sipariş sitesidir.
sitede 67 bin puanım ve 20 bin TL'nin üzerinde siparişimin olduğunu öncelikle söylemek isterim. yani üç gündür kullanıp da eleştirmiyorum. eski ve aktiflerdenim.
benim için belli başlı problemler şöyle:
1- joker, indirim yağmuru ve diğer indirim kampanyalarındaki sorunlar
indirim yağmuru kampanyasıyla ilgili yaşananlar malumunuz. fiyatların ne noktalardan düşürüldüğü zaten buradaki pek çok arkadaşımız tarafından dile getirilmiş. zaten bu kampanyadan yararlanmaya hiç çalışmadım, yararlandıysam da tesadüfendir. başından beri güvenilir ve yeterli bulmuyordum. hâlâ aynı fikirdeyim.
joker indirimleri konusunda baştan beri çözülemeyen sıkıntılar var.
joker hakkı seçerek restoran sayfasına gittiğinizde tüm ürünlerin yanında "mevcut değil" uyarısını görüp hayal kırıklığına uğrayabiliyorsunuz. veya sadece bazı menüleri jokere açık tutuyorlar. tabii ki böyle bir hakları var, yapabilirler ama müşteriyi kasten mağdur eden binlerce restoran var.
mesela normalde hamburger + patates + kola menüsünü 30 liraya satan bir restoran, joker açtığında bu menüyü kapatıyor. siz ürünleri tek tek almak zorunda kalıyorsunuz. böylelikle joker indirimi menüden bile pahalıya geliyor. siz indirimden yararlandım diye sevinirken restorandan kazık yemiş oluyorsunuz. üstelik hangi ürünlerin kapatıldığını da joker aktifken göremiyorsunuz.
daha jokerin dolmasına 10 dakika varken, bir anda indirim hakkınızın dolduğuna dair bir uyarıyla da karşılaşabiliyorsunuz. bunu destek birimine ilettiğinizde sizi kesinlikle haklı görmüyorlar. başka cihazdan açıp iptal etmişsinizdir diyorlar. gerizekalı veya dolandırıcı muamelesi görüyorsunuz buradan da ikinci konuya bağlanabiliriz: hak ararken dolandırıcı muamelesi görmek.
2- gerçekten sorun yaşayanların dolandırıcılar arasında kaybolması
örneğin joker indirimiyle ilgili bir sorun yaşadığınızda, "başka cihazda iptal etmişsinizdir, ondan gitmiştir" gibi laflarla, açıklamanızın asılsız olduğunu iddia etmekten başka yaptıkları bir şey yok. ülkede herkesin birbirini düdüklediğini düşünürsek pek de şaşırmıyorum ama çürük elmaların yanında gerçekten sorunlar yaşayanlar da eleniyor ve markayla bağı inanılmaz derecede zayıflıyor.
bu yalnızca kampanyalarla ilgili de değil. canlı desteğin kaldırılması bu problemi daha da alevlemiş durumda. evet, yurdum insanının %80-90 asılsız sebeplerle canlı desteği meşgul ettiği düşünüldüğünde bu da kabul edilebilir ama yine aynı yere geliyoruz: gerçekten bir problemi olan, dürüst ve sorununu çözmek isteyenlere yönelik değil; "bizi kandırmaya çalışacaklar, fırsat vermeyelim" anlayışıyla hareket ediyorlar.
özetle spam'e mahal vermeyelim derken gerçek kullanıcıları çok ihmal ettiler.
3- muadillerinin gerisinde kaldılar
yemeksepeti yaklaşık 20 sene yemek sipariş alanında tekel konumundaydı. fakat sosyalist tarafım bile bundan hiç rahatsız olmadı. çünkü son kullanıcı tarafında hep avantaj gördük, tek dokunuşla yemek sipariş etmenin rahatlığı paha biçilemez bir histi. ancak devir değişti, getir başta olmak üzere Yemeksepeti'ne oldukça sağlam rakipler piyasaya çıktı. ve bazıları gerçekten de iyi işler yapıyor.
getir'in kampanya bombardımanıyla kitle yaratma hamlesi tuttu. piyasaya çok agresif bir giriş yaptılar. ne yalan söyleyeyim, başlangıçta "birkaç heyecanlı gencin kısa sürede patlayabilecek girişimi" gibi görüyordum ama unicorn olmayı başardılar, geldikleri seviye ortada. takdir etmek lazım.
getir özelinde bakarsak, getiryemek'in başarılı olabileceğini de düşünmemiştim. çünkü getir'in sadece fast delivery odaklı tarafta iyi olduğunu, Yemeksepeti'ne kayıtlı restoran sayısına çok zor ulaşacağını düşünmüştüm. daha önce Glovo'nun çok başarılı olduğunu görmüştük ama ülkeden çok hızlı çekildiler. Scotty gibi garip uygulamalar da parlayıp söndü yemek işinde. fakat benim için getir kuryesiyle restoran siparişi verebilmek çok büyük bir artı oldu. tek sebebi: kuryeyi telefondan izleyebiliyor olmak. müşteriyi memnun etmek bu kadar kolay.
ayrıca bir problemim olduğunda getir gerçekten amazon kalitesinde müşteri deneyimi sağlıyor. ücret iadesi, yenisini yollamak, kibar kuryeler, dört dörtlük.
4- yeniden markalaş(ama)ma
elbette renkler zevkler meselesi. ama şu cırtlak lila/pembe renklerde gözü kanamadan sipariş verebilen var mı gerçekten? resmen içgüdüsel olarak kaçıyorum siteden.
10 yıldan uzun süredir tedavülde olan bir kripto para birimi. ve ilk kripto para birimi.
izlediği yol pek çok finans otoritesi tarafından "bilinmezliğe doğru gidiyor" şeklinde yorumlansa da, wall street'in eski devlerinden ikisi bitcoin'in 2021 yılına girerken yeni rekorunu kıracağını düşünüyor. önceki rekor 20 bin dolardı. yani kendilerine göre 18 ay içinde yüzde 150'lik bir artış gösterecek ve yeniden yükselecek.
glovo isimli sipariş uygulamasında kullanılabilen, 10-15-20 liralık yararlanılmasını sağlayan, alt sipariş limiti olmayan, referans sistemiyle çalışan kodlardır.
bu başlık aracılığıyla birbirimizin kodlarını paylaşarak tüm sözlük yazarlarının birer öğün yemeklerini bedavaya getirmesi mümkündür.
benim kodum: 201pm1g
bu kodu kullanarak hem siz 15 lira indirimden yararlanabilirsiniz, hem de bana 15 lira indirim kazandırabilirsiniz. bu şekilde herkes bir üstteki yazarın kodunu kullanırsa güzel bir dayanışma ortaya koyabiliriz.
hakkında neden bu kadar az entry olduğuna şaşırdığım hayli başarılı bir sipariş uygulaması. aynı yemeksepeti gibi pek çok restorandan sipariş verebileceğiniz, getir gibi market alışverişinizi yapabileceğiniz ve kuryenizi takip edebileceğiniz, bünyesinde pek çok iyi işletme barındıran güzel bir sistem.
15 lira indirim isterseniz promosyon kodu olarak şunu girmeniz yeterlidir efendim: 201PM1G
gerçek değeri spacex'ten daha fazla olduğu ortaya çıkan kripto para birimi.
inanması güç ama gerçek. an itibarıyla eos'un piyasa değeri 3 buçuk milyar doların üzerinde. fakat farklı detaylar da var. yanıltıcı haberler ve spekülasyonlar EOS’un gerçek değeri üzerine baskı yapıyor. piyasa değeri bakımından dünyanın en büyük 5. parasının dahi böyle dev bir firmadan büyük olduğu düşünüldüğünde, aslında kripto paraların yabana atılmaması gereken bir sektör olduğu ortaya çıkıyor.
2018 sona ermeden 2500 doları geçmesi beklenen kripto para birimi.
yatırım ve varlık yönetimi konusunda dünyanın en ünlü kuruluşlarından devere group, bugün böyle bir iddiada bulundu ve bu konuda hayli ciddiler. normalde bu tarz yüksek profilli, tanınan firmaların tahminde bulunurken ne kadar dikkatli olduğu düşünüldüğünde, iddianın yabana atılmaması gerektiği aşikar.
şu an 650-700 dolar arasında mekik dokuduğu düşünüldüğünde tahminin ne kadar tutarlı olduğu tartışılır fakat kripto para piyasalarında ne zaman ne olacağı pek belli olmuyor.
2018 senesinde hala hatrı sayılır derecede insanın astrolojiye bel bağladığını, inandığını görmemize olanak sağlayan düşüncedir.
astrolojinin deli saçması bir 'şey' olduğu böylesine apaçıkken, ağlanacak halimize güldürmüştür. bu aptalca alan sosyolojik tespitlere böyle rahat konu ediliyor ya, ne denebilir ki.
izlediğim videolara dayanarak söyleyebilirim ki türkiyede iş yapabilitesi yüksek oyuncudur. hızlı ayakları var, ırkçılık gibi olmasın ama siyahi futbolcuların ortak problemi olan oyun zekasını da edinebilirse takıma sağlayacağı verimden şüphem yok.
avrupalı ve amerikalı toplumların türklerden belki de 100 kat daha fazla sahip olduğu fobidir. son dönemde türkiye'de de artış gösterdiği açık olsa dahi yıllardır arap kültürünün içimize sokuluyor olmasından ötürü pek göze batmayandır.
kelimelerin yapmacık olmasından ziyade içlerinin doluluğuyla açıklanabilen olaydır. söyleyiş şekli de değil aslında tam olarak; onları anlamlı kılan hareketler bütünüyle içlerine doldurulan duygu taneciklerinin karşıya hissettirilmesi önemli olan.
ister aşkım dersin, ister canım, ister bokum. aranızdaki elektriği depreştirebiliyorsa o kelime, zaten anlamına ulaşıp amacına varıyordur.
obsesif kompülsif kişilik bozukluğuna sahip olan komşu türüdür ve tam bir beladır. bir de bu belanın çifte bela olan versiyonu vardır. o da aynı evin içinde iki tane temizlik manyağının bir arada bulunması durumudur. analı-kızlı olanları bu versiyonun en tipik örnekleridir. temizliğin roket takımı gibi hareket eden bu ikili, alt komşusu başta olmak üzere tüm apartman sakinlerini birer sakin olmaktan çıkarırlar. allah belanızı versin.
LÜTFEN mağdur olanlar kampanyayı daha fazla kişiye ulaştırmak adına, Ekşi Sözlük'te ya da kendi sosyal medya hesaplarında paylaşsınlar... YORUM yapanlar Yurtiçi Kargo ile gönderim yapan şirketi, sorun yaşadıkları il ve şubeyi yazarsa nokta atışı yaparız...
Kampanyanın muhatabı, alışverişte Yurtiçi Kargo'yu zorunlu kılan firmalar. Kısıtlı da olsa alternatifler mevcutken, Yurtiçi Kargo'yu kullanmak zorunda bırakan şirketler.
Neden bu şirketler Yurtiçi Kargo'yu tercih etmemeli?
1- Kargoyu günlerce şubede bekletip, müşteriyi şubeye gidip kargoyu almak zorunda bırakıyor.
2- Kapıya "Geldik ama evde bulamadık" notu yapıştırıp kaçıyor, üstelik zili bile çalmadan. Ekşi sözlükte 120 sayfalık "yurtiçi kargo'nun müşterilerini evde bulamaması" başlığı var. https://eksisozluk.com/yu...-evde-bulamamasi--3680826
3- Kargo geldiğinde tutanak tutulmasına salık vermiyor. Müşteriye gönülsüz davranıyor, bir an önce kaçmaya çalışıyor ve en doğal hak olan kontrol-tutanak mekanizmasının işlemesine imkan tanımıyor.
4- Kargoyu günlerce şubede bekletip adrese ulaştırmayıp, tekrar iade ediyor. Eğer kargo takibi yapmıyorsanız ya da size habersiz bir kargo geliyorsa, şubede bekleyen kargo geri gidiyor, çünkü bkz: madde 1.
5- Kargoyu eve teslim etmeyip şubede beklettiklerinde, kargo iade gitmesin diye şubeye almaya gidildiğinde kapıya teslim ücreti iade edilmiyor. Kargo şubesinden alma ücreti ile kapıya teslim ücretleri farklı. Bu ücret iade istendiğinde asla ödenmiyor.
6- Kargo, kimlik kontrolü yapılmadan teslim ediliyor. Büyük meblaya alınmış ürünler farklı kişilere teslim ediliyor, kime teslim ediliği bulunamıyor bile. Bu benim başıma iki kez geldi! Birincide kime teslim edildiği bile bulunamayan cep telefonum, teslim alan kişinin acıyıp araması sonucu ortaya çıktı. ikincisinde 600 liralık kargo kime teslim edildiği bulunamadı ama aldığım firma ücreti ödedi.
7- Şubeler telefonları asla açmıyor. Kargo durumuyla ilgili herhangi bir bilgi alınamıyor. Çağrı merkezi üzerinden sorun çözülmeye çalışıldığında ilk soru "Şubeyle görüştünüz mü bu konuyu?" oluyor. Çağrı merkezi bile şubeye ulaşmaya çalıştığında onlarca dakika telefonda bekletiliyoruz.
8- Şubelerde çalışanlar en hafif tabirle insan ilişkileri zayıf kişiler. Düzgün bir soruya günde yüz kere duymuş olmaktan bıkmış bir ifade ve mimikle tavırlı bir şekilde cevap veriliyor. Zaten kargomu getirmemiş, bir de bu surat ifadesiyle karşılanmak zorunda mıyım?
9- Şubelerde çalışanlar kendi aralarında tartışıyor, teslim alınacak ürünü "Sen ver, hayır sen ver, ben uğraşamam sen ver" gibi atışmalarla teslim ediyorlar. Biz bu tavırla muhatap olmak zorunda mıyız?
10- Çalışanlar müşterilere küfür ediyor. Daha önce ekşi sözlükte de yazıldığı üzere (https://eksisozluk.com/yu...olay-cikaran-kiz--5241491 şubelerdeki çalışanların tutumları ortada. Küfreder gibi surat ifadelerini madde 8'de anlatmıştım.
11- Çağrı merkezi ve şube koordinasyonu sıfır. Çağrı merkezinin bugün teslim edilecek sözü şube için değer taşımıyor. Şubenin bugün teslim edilecek sözünü ileten çağrı merkezi için de aynı şekilde şubenin verdiği söz bir anlam taşımıyor.
12- Şube çalışanları kargoyu taşıyan ekiplerden korkuyor ve bu ekiplerle koordinasyonları yok. Kargoya dair herhangi bir ricayı taşıyan ekiplere iletmelerini istediğinizde "Kargoyu taşıyan ekipler bize numaralarını vermiyorlar, zaten çok sinirli oluyorlar, isteğinizi iletemeyiz" cevabını veriyorlar. Kargoyu taşıyan bu ekipler insanlarla muhatap oluyor yahu? Bu asabiyet sinir nedir, Yurtiçi Kargo neden bu kadar mutsuz ediyor çalışanlarını da bu insanlar hınçlarını müşterilerden çıkarıyor?
13- Memnuniyetin söz konusu olduğu bir hizmet kolunda müşteriye yardımcı olmaya çalışma girişimi sıfır. En asgari hizmet olan kargoyu adrese teslim etme gibi bir hizmeti bile gerçekleştirmek istemeyen çalışanlardan "Kargomun şu an dağıtım aracında olup olmadığını söyler misiniz, ona göre evden çıkıcam" gibi masum bir bilgi almayı dahi bekleyemezsiniz.
14- Kargo taşıma ekipleri müşteriyi arayıp "Sokaktayım park edemiyorum, gelip alır mısınız", "Çok yorgunum aşağı gelip alır mısınız?" gibi sözlerle kargonun alınmasını talep etmekte. Yurtiçi Kargo, çalışanını neden bu kadar yüklenip yoruyor da müşteriden kargocunun ayağına gitmesini istemek zorunda bırakıyor? Kargocu 6 kat yukarı çıkıp kargoyu teslim etmeye yorulacakken, tüm gün evinde oturan müşterinin gidip alması elbette mantıklı, çünkü çalışan gün boyu teslimat yaptı.
15- Kargo ekipleri cumartesileri 13.00'e kadar teslim yapması gerekirken, asla yapmıyor. Yıllardır gönderilerimde ya da alımlarımda hiçbir cumartesi kargonun teslim edildiğine şahit olmadım.
16- Kargo şubelerinde çalışanlarda iş ahlakı ve ciddiyet yok. Bir cumartesi günü günlerce şubede bekletilip, adrese getirilmeyen kargomun gidip almazsam iade edileceğini öğrendim. Telefonda yalvarıp lütfen getirin adrese kargoyu taşıyamam ameliyatlıyım dememe rağmen gidip almak zorunda kaldım. Şubeye gittiğimde kalabalık bir grup dışarıda sigara içip sohbet ediyordu, içerideki iki kişiden biri de telefonda annesiyle tartışıyordu.
17- Şikayet hattının hiçbir fonksiyonu yok. Herhangi bir şikayetinizle ilgili hiçbir dönüş alamıyor, ilgi göremiyorsunuz. Telefonum başkasına verdiliğinde de aranmadım, 600 liralık ürün meçhul bir kişiye verildiğinde de aranmadım.
19- Sizin TC kimlik numaranızı ve ad-soyadınızı kullanarak tanımadığınız birine kargo gönderebilir. Tıpkı madde 6'da olduğu gibi yanlış kişilere teslimat, yanlış kişiden gönderi şeklinde de gerçekleşebilir.
20- Yurtiçi Kargo genel merkezinden eşinizin şikayetiyle ilgili olarak siz aranabilirsiniz. Kargoyu başkalarına teslim ettikleri gibi nasılsa soyad tutuyor diye sizin numaranız üzerinden eşinize ulaşmaya çalışabilirler. işlem yapılan numara üzerinden ilgili kişiye ulaşmayı bile düşünemeyen bir operasyon yapısı mevcut.
Bu çağrı Yurtiçi Kargo firmasının cezalandırılması için değil, kendini düzeltmesi ve insanların memnuniyetsizliğinin boyutunu anlaması için ciddi bir uyarıcı olması amacıyla başlatıldı.
Aşağıda tüm bu durumlarla ilgili Yurtiçi Kargo rezaletlerine ait videolar yer almakta.
bazen ilginç şekilde en çok sevilen arkadaşlardan biridir bu kişi. her iki taraf da birbirini sıkça aramasa dahi birbirlerine sıkça aramak gibi bir sorumluluk yüklemezler. sıra dışıdır.
bugün hopman cupta roger federeri son derece keyifli bir mücadelenin ardından 7-6, 6-7, 7-6 ile mağlup eden genç tenisçi.
her ne kadar sıralamayı etkilemeyen bir müsabaka olsa da federer'i yenmesinden rahatsızlık duymadığım çok az sayıda raketten biridir zverev. korttaki efendi duruşu beni her daim etkilemeyi başarmıştır genç yaşına rağmen. federer tahttan indiğinde yerine gelecek oyuncunun da ancak böyle biri olması gerektiği görüşündeyim. kariyeri bittiğinde 5'ten, hatta 10'dan bile fazla slamzaferine sahip olacaktır tahminimce.
atp tarafından oluşturlan nextgen akımının da öncüsü bence bu çocuktur. ne nick kyrgios ne de dominic thiem'in geleceğinden bu çocuk kadar eminim. kehanette bulunmaktan nefret ederim özellikle tenis konusunda ama şunları şöyle bırakayım: thiem muhtemelen tek el backhand'inin kurbanı olur, ilk 10'da dolanır durur. kyrgios zaten 25'inde tenisi bırakır gibime geliyor. tabii biraz daha var bugünlere. 2 seneye kadar netleşecektir, murray ve djokovic'in de yavaş yavaş sahneden çekilmesiyle bu arkadaşları çok daha fazla göreceğiz.
küresel anlamda ne denli sokuş olduğu aşikarken ülke standartlarında da birkaç liralık kazıklanıldığını düşündüğüm fiyatlandırmadır.
şu an parliament bile 11 buçuk lira, winston'u geçtim. 1 bira bu hesaba göre yaklaşık 8 liraya geliyor. türkiye menşeili biraların içinde 8 lirayı bulan yok zannımca. kazıklanmaktır.
fıstığı hesaba katmadım ama asgari ücretle çalışan adam da gidip parliament almaz herhalde.
Bir adet orospu çocuğunun yaptığı it oğlu itliğin kurbanı olan asgari ücretle karın tokluğuna çalışan genç bir arkadaşımızdır.
Olayın Fatih'te yaşandığını vurgulayıp normalleştirmeye çalışanlar görüyorum, yapmayın. Sorsak 'Hepimiz kardeşiz, ben insanı insan olduğu için severim, ayırmam" diyenlerdir bu ayrıştırmayı yapanların çoğu. Fatih de senin memleketin, ayırma. Madem insanı insan olduğu için seviyorsun, bu it oğlu iti de yaşadığı semte mal etmeyeceksin, salaklık yapmayacaksın. Fatih'te yaşanması bu olayı normalleştirmiyor.
Olayla ilgili 'sigarasızlık başına vurmuştur' diyenler çıktı, gördüğünüz gibi yine bir normalleştirme çabası. Açık konuşayım: siktirmeyin yapacağınız işi. Tuttuğun oruç sana kimseyi nakavt etme hakkı vermez. Orospu çocukluğu etmeyin. Dininin hoşgörü esaslarını adam gibi uygulayacaksın, cüzi iradenle gidip kimsenin ahlak bekçiliğini yapmayacaksın. Kafanı götüne sokacaksın, orucunu öyle tutacaksın. O çocuk da senin tutacağın oruç için hayat standartlarında zerre değişikliğe gitme zorunluluğuna sahip değil. Sen oruç tuttuğun için, sen ona saygı duyacaksın. O senin için sigarasını içmemek zorunda değil.
Patlamanın gerçekleştiği andan itibaren geçen 19-20 saatlik zaman dilimi içinde yaşanan tüm anormalliklerle ilgili fikirlerimi beyan etme gereği duyuyorum. Zira biri bitmeden öteki başlıyor.
- Başbakan Binali Yıldırım, yaptığı ilk açıklamada Atatürk Havalimanı’nın güvenlik zaafiyeti olmadığını söyledi. Bakın “ilk açıklama” diyorum. Bu aynı, ortamda osuran kişinin “ya yine kim osurdu oof kokuya bak” diye çıkışmasına benziyor. Çok daha beteri. “Yarası olan gocunur” mottosunun önde bayrak tutan örneği. AK-47 dediğimiz Kalashnikov tipi saldırı tüfeği, yaklaşık 1.2 metre uzunluğunda ve 5 kilogram ağırlığında. Teröristlerin bununla içeri sızması güvenlik açığından başka ne olabilir, bilmiyorum sayın bakan. Bombayı hesaba katmadım bile.
- Bir grup taksicinin 100 TL/Dolar artık her ne sikimse, bu paralardan aşağı yolcu almaması ve yalnızca turist taşıması. insanlığın hangi boyutuna sığar, bu bambaşka bir tartışma konusu zira birkaç taksici hayatını kaybetti ve 10’dan fazlası yaralandı, meslek etiği ararken zaten suç bizde. Ama insanlıklarının bu kadar yozlaşması, krizi kahpece fırsata dönüştürmelerinin herhangi bir kitapta yeri yok.
- Şehit meselesi. Kelime anlamını karşılamaması bir yana dursun, günlük rutinini yaşayan onlarca insanın kurban edildiği bir saldırının ardından kaybedilenlere şehit yakıştırması yapan bir güruh mevcut dünden beri. Bunlar çoğunlukla medyanın hükümete yakın kanallarından yapılan açıklamalarda sıkça karşımıza çıktı. Bu konuyu çok uzatmayacağım, orada ölen insanlar şehit falan değil. KURBAN. Sizin kirli oyunlarınızın piyonları, oynadığınız oyunun kurbanları.
- Hükümetten birçok ismin, kendilerinin cevaplaması gereken soruları Twitter yoluyla takipçilerine sorması. Burhan Kuzu ile başladı her şey. AKP’li Kuzu, böyle korunaklı bir yere nasıl girilir diye sordu takipçilerine. Evet Sayın Kuzu, nasıl girilir? Bunu cevaplaması gerekenler milleti salak yerine koymaktan da geri durmuyor görüldüğü gibi.
- 1 günlük milli yas. Suudi Kral’ın ölümünde 3 gündü, 50 vatandaşını kaybediyorsun ve 1 günlük milli yas ilan ediliyor. E sorarlar adama, bir suudi kral kadar değeri yok mu ölen 50, yaralanan 300 kişinin?
- Şamil Tayyar, yayın yasağını eleştirenlere “umarım böyle bir patlamada ölürler” dedi. Yorumsuz.